Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/644 E. 2022/48 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/644 ESAS
KARAR NO : 2022/48

DAVA : Ayni Sermaye Olarak Konulacak Payların Değerinin Tespiti
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ayni Sermaye Olarak Konulacak Payların Değerinin Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından; “…A.Ş.’nde maliki bulunduğu payların,…Cad… girişi Emektar Sok. No:.. K:2 4.Levent/İSTANBUL adresinde kurulacak Anonim Şirkete ayni sermaye olarak konulmasına karar verildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 342 ve 343. Maddeleri uyarınca; “Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir” denildiğini, bu suretle; ayni sermaye olarak konulacak “… Ticaret A.Ş.’nin ayni sermaye olarak konulmasına karar verilen paylarının değerinin belirlenmesi amacıyla, müvekkili şirketin tüm ortaklıkları, projeleri, iştirakleri ve bağlı ortaklıkları da dikkate alınarak şirket değerlemelerinde yaygın olarak kullanılan İndirgenmiş Nakit Akışları Değeri Yöntemi (…) kullanılarak şirket defter ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapılması hususunda yetki verilerek Sayın Mahkemeniz tarafından bilirkişi atanmasını talep ve dava etmiştir.
Dava, Ayni Sermaye Olarak Konulacak Payların Değerinin Tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizin 12/10/2021 tarihli tensip zaptı 3. ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 14/01/2022 tarihli raporunda özetle;
İNCELEMELER:
Öncelikle mahkeme, incelemenin şirket ve hisse değerleme yöntemlerinden olan “net aktif değeri yöntemi” kullanarak yapılmasının somut olaya daha uygun düşeceğini belirtmiş ise de takdiri mahkemeye ait olmak üzere, değerlemeye konu şirketin imalat sektöründe olması, aktifleri içerisinde değerlemeye tabi tutulması gereken çok fazla miktarda makine teçhizat, arsa, bina, taşıt, demirbaş ve benzeri duran varlık kalemlerinin bulunması dikkate alındığında, her bir aktif grubu için farklı uzmanlık alanları kapsamında rayiç değer tespiti yapılması çok uzun zaman alacağından, davacı vekilinin talebi gibi, değerleme yöntemlerinden … uygulanması sureti ile şirket değerinin tespit edilmesinin somut olaya daha uygun olacağı değerlendirilmiştir. Mahkemenin aksi görüşte olması halinde ise yukarıda belirtilen her bir duran varlık kaleme için ayrı ayrı yapılacak rayiç değer çalışmaları sonucunda “net aktif değer” yöntemi ile şirket değerinin belirlenmesi mümkün olabilecektir.
Diğer yandan özellikle imalat sanayinde faaliyet gösteren şirketlerin değerlemesinde, gelir yaklaşımı kullanılması ve işletmenin elde edeceği nakit akışlarına göre ortaya çıkacak serbest fonların günümüze indirgenmesi yolu ile uygulanan …(indirgenmiş nakit akımları” yöntemi daha sağlıklı sonuç verecektir. Bu amaçla şirketten bir takım mali veriler ve çalışmalar talep edilmiş, elde edilen belge ve incelemeye sunulan uzman kuruluş çalışması ışığında aşağıda yer verilen değerleme çalışması yapılmıştır.
Tespit isteyen davacının, ortağı bulunduğu “… A.Ş.” ne ait, 2021 yılı ticari defterlerinin tasdik/berat bilgilerine ilişkin tablo aşağıda arz edildiği gibidir.
ŞİRKET HAKKINDA GENEL BİLGİ
…A.Ş. 19 Haziran 1978 tarihinde kurulduğu,… Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne …sicil numarası ile kayıtlı olan Şirket’in ticari merkezi …Caddesi … Girişi …Sokak No:4 K:2 Kağıthane-İstanbul olup üretim tesisinin …Organize Sanayi Bölgesi Hendek-Sakarya adresinde bulunduğu, şirketin faaliyet amaç ve konusunun başlıca; Her türlü orman ürünleri, ağaç sanayi ürünleri, gıda ve tarım sanayi ve ürünleri ve bu ürünlerin bütün türevleriyle turizm yatırımları, işletmesi, kiralanması, müteahhit hizmetleri ve inşaat malzemeleri ile ilgili bütün konularda yurt içinde ve dışında yerli ve yabancı ticari ve sınai kurum ve kuruluşları ile ortaklık kurmak, tarım ve hayvancılık ürünleri ile bunların türevleri ile ilgili olarak imalat, ticaret, ithalat ve ihracat yapmak, turistik tesisler kurmak, işletmek, demir, çimento, tuğla, kiremit gibi her türlü inşaat Malzemeleri ve bunların türevleri ile ilgili olarak imalat, ticaret, ithalat ve ihracat yapmak kendi faaliyet konusunda ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisini, 3096 sayılı yasa kapsamında, otoprodüktör statüsünde kuracağı elektrik üretim tesisleriyle karşılamak, ihtiyaç fazlası elektrik üretimini yapılacak anlaşmalar çerçevesinde …/… veya bölge görevli dağıtım şirketine satmak, üretim açığını bu kuruluşlardan satın almak şeklinde belirtildiği görülmektedir.
Hisse ve Ortaklık Yapısı
*Şirketin incelemeye sunduğu mali verilerden, Şirket’in toplam sermayesinin 84.000.000,00 TL, sermaye yapısının ise aşağıdaki gibi olduğu görülmüştür.
Aşağıda görüldüğü gibi, 28.04.2021 tarihinde yapılan 2020 yılı seçimli olağan genel kurul toplantısında hazır bulunanlar listesinden, davacı yanın şirkette 462 adet karşılığı 4,62 TL nominal hisse değerine sahip olduğu müşahede edilmektedir.
DEĞERLEME ÇALIŞMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLER
Değerleme yöntemlerine ilişkin özet teorik bilgiye aşağıda yer verilmiştir;
Değerleme Yaklaşımları
Şirket değerlemesinde temel olarak 3 yaklaşım kullanılmaktadır. Bunlar gelir, varlık ve pazar yaklaşımlarıdır. Her bir yaklaşım içerisinde, farklı değerleme yöntemleri ile şirket değeri tespit edilebilmektedir. Kullanılan bu değerleme yöntemlerinin her biri şirket değerini belirlemek üzere kendine özgü hesaplama prosedürleri içerebilmektedir.
Pazar Yaklaşımı
Pazar yaklaşımı, değerleme konusu şirketi, piyasada satılmış benzer nitelikteki şirketlerle, şirket mülkiyet haklarıyla ve menkul kıymetlerle karşılaştırmaktadır. Pazar yaklaşımında kullanılan veri kaynakları arasında en sık kullanılan üçü, benzer nitelikteki şirketlerin mülkiyet haklarının alınıp satıldığı halka açık hisse senedi piyasaları, şirketlerin blok satışının yapıldığı piyasalar ve değerleme konusu şirketin mülkiyetine yönelik daha önceden gerçekleştirilmiş işlemlerdir.
Pazar yaklaşımında, benzer nitelikteki şirketlerle yapılan karşılaştırmaların makul bir esası olmalıdır. Bu benzer nitelikteki şirketler, değerleme konusu şirket ile aynı sektörde veya aynı ekonomik değişkenlere bağlı olan bir sektörde olmalıdır. Bu karşılaştırma anlamlı bir şekilde gerçekleştirilmeli ve yanıltıcı olmamalıdır.
Varlık Yaklaşımı
Şirket değerlemelerinde varlık esaslı yaklaşım, farklı varlık tipleri için kullanılan maliyet yaklaşımı ile benzer niteliklere sahiptir. Varlık esaslı yaklaşımın temeli, ikame prensibine dayalıdır, yani bir varlığın değeri, o varlığı oluşturan parçaların tamamının yenilenmesi maliyetinden daha fazla olmayacaktır.
Varlık esaslı yaklaşımın uygulanmasında maliyet esaslı bilanço yerine, maddi olan ve olmayan tüm varlıklar ve borçların pazar değeri veya uygun olan bir başka cari değer üzerinden hesaplandığı bir bilanço kullanılmaktadır. Burada vergilerin de göz önüne alınması gerekebilir. Eğer pazar veya tasfiye değerleri uygulanırsa satış maliyetleri ile diğer giderlerin de dikkate alınması gerekmektedir.
Gelir Yaklaşımı
Gelir yaklaşımı, bir şirketin, şirket mülkiyeti hakkının veya menkul kıymetin değerini, gelecekteki kazançların bugünkü değerini hesaplayarak takdir eder. En sık başvurulan iki gelir yaklaşımı yöntemi, doğrudan gelir indirgeme ve indirgenmiş nakit akışı analizi (ve/veya temettü) yöntemidir. İndirgeme oranı, kullanılan gelir tanımı için uygun olmalıdır.
Gelirin doğrudan indirgenmesinde bir temsili gelir seviyesi, geliri değere dönüştürmek amacıyla bir indirgeme oranına bölünür veya bir gelir çarpanıyla çarpılır. Teoride gelir, bir çok farklı gelir ve nakit akışı tanımı şeklinde olabilir. Uygulamada ise ölçülen gelir genelde ya vergi öncesi gelirdir ya da vergi sonrası gelirdir.
İndirgenmiş nakit akışı analizi (ve/veya temettü) yönteminde nakit akımları, gelecekteki her bir dönem için ayrı ayrı tahmin edilir. Bu nakit akımları daha sonra şimdiki değer teknikleri kullanılarak bir iskonto oranının uygulanmasıyla değere dönüştürülür. Bir çok nakit akışı tanımı kullanılabilir. Uygulamada genellikle, net nakit akışı (hissedarlara dağıtılabilecek nakit akışı) veya gerçekleşen temettüler (özellikle azınlık konumundaki hissedarların durumunda) kullanılmaktadır.
Kullanılan Değerleme Yöntemi
İncelemeye konu olan …’ın değer tespitinde İndirgenmiş Nakit Akımları (“…”) yönteminin kullanılması en etkili yöntem olarak değerlendirilmiştir. Bu yönteme göre Şirket’in değeri, Şirket’in halihazırdaki yapısı, müşteri portföyü, pazar payı, potansiyeli, organizasyonu ve yönetim kadrosu ile gelecekte Şirket’in ortaya çıkarması beklenen nakit akışlarının analizi sonucu elde edilmektedir. Bu yöntem özetle, Şirket’in gelecekte yaratacağı nakit akımlarının değerleme tarihine indirgenmesi olarak ifade edilebilir. İndirgeme işlemi, piyasa koşullarına paralel ve şirketin risk profiline uygun bir iskonto oranının nakit akımlarına uygulanması sonucu gerçekleştirilmektedir… yönteminde Şirket’in değeri, indirgenmiş nakit akımları ve faaliyet dışı varlıklarının toplamından oluşmaktadır. Öz sermaye değeri hesaplanırken aynı zamanda değerleme tarihi itibariyle mevcut olan banka kredilerinin (var ise) piyasa değeri de göz önüne alınmaktadır.
Çamsan’ın … yöntemine göre değer tespitinin yapılabilmesi amacıyla öncelikle, geçmiş dönem performansları analiz edilmiştir. Şirket’in satış gelirleri, temel olarak, yurtiçi ve yurtdışına satışı yapılan …, …Lam, parke ve panel satışlarından oluşmaktadır. Cari yılın ilk 9 aylık dönemi ve önceki 3 yılda gerçekleştirilen satışlar incelendiğinde, Şirket’in satış hacminde kayda değer artışlar olmadığı, diğer taraftan, parke ve panel gibi katma değeri daha yüksek olan ürünlerin üretim ve satışına başlanması, ayrıca, ihracata ağırlık verilmesi nedeniyle ortalama birim fiyatlarının artışından dolayı, gelirlerin düzenli olarak artış gösterdiği görülmektedir.
İncelemeye ibraz edilen uzman kuruluş çalışmasında, projeksiyon döneminde, yeni devreye alınan panel üretimi haricinde, kapasite kullanımlarının değişiklik göstermeyeceği, bir başka ifadeyle, satış hacminin genel anlamda mevcut seviyesini koruyacağı varsayılmış, parke ürünlerinin piyasaya sunulmasını takip eden dönemde ilgili ürünün üretim kapasitesinde gözlemlenen değişimler göz önüne alınarak, panel üretiminin 2022 yılında potansiyel kapasitesine ulaşacağı ve ilerleyen yıllarda satış hacminin artmayacağı kabul edilmiş görünmektedir.
Ayrıca, şirketin yasal kayıtlarında, ürünlerin satışında oluşan kur farkı gelirleri ayrı bir kalem olarak yer aldığı, kur farklarını içermeyen satış gelirleri üzerinden hesaplanan birim satış fiyatlarının, cari yıldaki ürün karması dikkate alınarak ağırlıklandırılması sonucunda, ortalama ürün fiyatlarının 01.01.2018-30.09.2021 döneminde yaklaşık yüzde 18 oranında artış gösterdiği belirtilmiş, buna bağlı olarak da projeksiyon döneminde, portföye yeni ürün dahil edilmeyeceği ve yurtdışına ihraç edilen ürünlerin satışlardaki payının aynı kalacağı varsayımlarından hareketle, satış fiyatlarının enflasyon beklentileri oranında arttırılmış olduğu, kur farkı gelirlerinin de kurlardaki değişim oranında artacağı tahmin edilerek hesaplandığı, 4857, 25510, 6111, 6661, 17103 sayılı kanunlardan kaynaklanan indirimler ve fuar katılım desteği, TCMB destekleme fonu, stajyer devlet desteği gibi kalemlerden oluşan devlet teşvik ve destekleri ile hammadde, fire atıkları (zımpara tozu vb) ve promosyon ürünleri satışları gibi kalemlerden oluşan diğer gelirler ve satışların ise enflasyon oranında arttırılarak projeksiyonlara dahil edildiği görülmektedir.
Mali verilerden, şirketin satış maliyetlerinin yaklaşık yüzde 70’i üretimde kullanılan girdi maliyetlerinden oluştuğu, odun maliyetlerinin, tek başına toplam satış maliyetlerinin üçte birine tekabül ettiği görülmüştür.
Uzman kuruluş çalışmasında, hammadde ve yardımcı malzeme maliyetlerinin, üretim hacmine bağlı olarak değişen harcamalar oldukları için öncelikle her bir girdi için birim üretim başına oluşan maliyetlerin hesaplandığı, daha sonra ise, enflasyon oranında arttırılan bu tutarların satış hacimleri ile çarpılması suretiyle girdi maliyetlerinin tahmin edildiği, projeksiyon döneminde kapasite artışı öngörülmediği için işçilik maliyetlerinin enflasyon oranında artış göstereceğinin varsayıldığı, benzer şekilde, genel giderler, elektrik giderleri ve bakım onarım ve yedek parça maliyetlerinin de enflasyon beklentileri oranında arttırılarak projeksiyona yansıtıldığı, ticari mal maliyetlerinin ise süpürgelik satışlarına orantılı olarak tahmin edildiği, amortisman giderlerinin, şirketin aktifinde kayıtlı duran varlıkların ve projeksiyon döneminde yapılması planlanan yatırımlar yoluyla edinilecek varlıkların faydalı ömürleri üzerinden itfa edilmesi yoluyla hesaplandığı ve satış maliyetleri ile faaliyet giderleri arasında, geçmiş yıllardaki gerçekleşmeler dikkate alınarak dağıtıldığı gözlemlenmektedir.
Uzman kuruluş çalışmasında, 22 Nisan 2021 tarihli ve 31462 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7316 sayılı “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile kurumlar vergisi oranının, 2021 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançları için %25 ve 2022 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançları için %23 olarak uygulanması öngörülmüş olup, takip eden dönemde ise kurumlar vergisi oranının %20 olarak alındığı, projeksiyon dönemi için öngörülen faaliyet karları üzerinden, nakit çıkışı gerektirmeyen giderler (amortisman) ve faaliyetlerin sürdürülmesi esnasında ortaya çıkan işletme sermayesi ihtiyacı ile ilgili düzeltmeler yapılarak değerlemeye konu nakit akışlarının belirlendiği, net işletme sermayesi tespit edilirken geçmiş dönem ortalamalarından hareketle, ticari alacak tahsil süresinin 57 gün, ticari borç ödeme süresinin 91 gün ve stok elde tutma süresinin 84 gün olduğunun kabul edildiği görülmektedir.
Yine uzman kuruluş çalışmasında, indirgenmiş nakit akışları yöntemi, Şirket’in faaliyetlerinden yarattığı nakit akışlarına dayalı olduğundan, faaliyetler yoluyla yaratılmayan kur farkı gelirleri ile devlet destek ve teşviklerinin net faaliyet karından düşüldüğü, diğer taraftan, yapılan değerleme sonucunda tespit edilen değer öz sermaye sahiplerinin ellerindeki payların değerini belirttiği ve yönetim kurulu üyeleri Şirket’in paylarının veya Şirket’te pay sahibi konumunda bulunan tüzel kişiliklerin paylarının sahibi konumunda oldukları için, yönetim kurulu huzur hakkı giderlerinin iptal edilerek faaliyet karının yeniden hesaplandığı,
Değerleme tarihi itibarıyla Şirket’in bilançosunda 18.096.498 TL tutarında devam etmekte olan yatırımlar tutarı olduğu görülmekle, bu tutara ek olarak, 2022 yılı içerisinde ek bir formaldehit tesisi yatırımı yapılacağı, yaklaşık 3 milyon EUR tutarındaki bu yatırımın 2 milyon EUR’luk bölümünün 5 yıl vadeli finansal kiralama yoluyla finanse edileceği öğrenilmiş olup, bu yatırımların yanı sıra, üretim tesislerine yönelik yenileme yatırımlarının da gerekeceği varsayımıyla her yıl için 1 milyon TL tutarında sermaye harcaması öngörüldüğü, dolayısıyla, nakit akışlarının tahmininde ilgili yatırım bedellerinin de dikkate alındığı görülmüştür.
Bu veriler çerçevesinde, değerlemeye konu şirketin yaratması öngörülen nakit akışları, şirketten beklenen getiriyi dikkate alan bir oran kullanılarak bugüne indirgenmek suretiyle değere dönüştürülmeli, tahmin edilen nakit akışları, şirkete sermaye sağlayanların tamamını (hem borç verenler hem de öz sermaye sahipleri) ilgilendirdiğinden indirgeme oranı olarak ağırlıklı ortalama öz sermaye maliyeti baz alınmalı, dolayısıyla, şirketin öz sermaye maliyeti ve borçlanma maliyeti belirlenerek şirketin finansman yapısında borcun ve Öz sermayenin payı dikkate alınarak ağırlıklandırma yapılmalıdır.
Uzman kuruluş çalışmasında bu çerçevede, öz sermaye maliyeti, risksiz faiz oranına, beta katsayısı ile düzeltilmiş sermaye piyasası risk primi eklenmesiyle hesaplandığı, risksiz faiz oranı olarak, uzun vadeli devlet tahvillerinin değerleme tarihindeki getiri oranı olarak yüzde 18,5 esas alındığı, Sermaye piyasası risk priminin, değerleme tarihi itibarıyla, sermaye piyasasında işlem gören varlıkların ortalama getiri oranı üzerinden yüzde 5,9 olarak hesaplandığı, Beta katsayısının ise halka açık şirket verileri baz alınarak 1,1 olarak kabul edildiği, şirketin faaliyetlerinin ihracata odaklanması ve satış maliyetleri içerisinde girdi maliyetlerinin önemli bir yer tutması gibi hususlar göz önüne alınarak, öz sermaye maliyetine, yüzde 2 oranında ek bir risk primi ilave edildiği, Borçlanma maliyetinin, TCMB tarafından yayınlanan Bankalarca Açılan Kredilerin Ağırlıklı Ortalama Faiz Oranları verileri dikkate alınarak tespit edildiği görülmektedir.
Çalışmada, 2021 yılına ilişkin rakamların, ilk 9 aylık dönem gerçekleşmeleri dikkate alınarak yılın son 3 ayını kapsayacak şekilde düzeltildiği, projeksiyon dönemi için tahmin edilen nakit akışlarına ek olarak, Şirket’in işleyen teşebbüs olarak faaliyetlerine devam edeceği varsayımıyla devam eden değer hesaplaması yapıldığı, devam eden değerin, son yıldaki nakit akışının, uzun vadeli büyüme oranı olarak belirlenen yüzde 1,5 ile çarpılması ve sonra, indirgeme oranı ile uzun vadeli büyüme oranı arasındaki farka bölünmesi suretiyle hesaplandığı, bu tutarın daha sonra son yıldaki indirgeme faktörü ile bugüne indirgendiği, şirketin değerinin belirlenmesinde, ayrıca, bilançosunda yer alan finansal borçlarının mevcut hazır değerleri ile düzeltilerek net nakit veya borçlarının dikkate alınarak, diğer alacakları ve borçlarının da hesaplamaya dahil edildiği görülmektedir.
Tüm bu veriler ışığında yapılan hesaplamalar neticesinde, tespit isteyen davacının hissedarı olduğu … A.Ş.’nin öz kaynaklarının pazar değeri 1.275.388.130,00 TL olarak hesaplanmıştır.
SONUÇ:
Öz sermaye Değeri
Şirketin öz sermaye değeri tespit çalışmasında İNA yöntemi dikkate alınmıştır. Talep sahibinin hissedarı olduğu şirket yönetimince sunulan kayıtlar ile incelemeye ibraz edilen uzman kuruluş çalışması da dikkate alınarak şirketin öz sermayesinin pazar değeri 30.09.2021 tarihi itibariyle 1.275.388.130,00 TL olarak hesaplanmış, bu değerin, talep sahibi şirketin 8.400.000.000 adet hisse sayısına bölünmesi sonucunda şirket hisselerinin beher değerinin 0,1522 TL, buna göre de 462 adet pay karşılığı davacı hisse bedelinin 70,3164 TL olacağı değerlendirilmiştir. Sayın Mahkemenin takdirlerine saygı ile arz ederim.” denilmiştir.
Mahkememizin 12/10/2021 tarihli tensip tutanağı ile duruşma günü her ne kadar 10/03/2022 günü saat:14:31’e bırakılmış ise de, talebin usule uygun olduğundan duruşma ara kararından vazgeçilerek dosya üzerinden karar verilmiştir.
TTK 343. Madde: “(1) Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.” şeklindedir.
Sermaye şirketleri; sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, anonim şirket ve limited şirketten ibarettir (TTK 124/2. made). Bu şirketlere ait payların da anonim şirkete sermaye olarak getirilebileceği açıkça öngörülmüştür. TTK’nın 127. maddesinin Gerekçesinde de belirtildiği üzere, hükümde yer alan “sermaye şirketlerine ait paylar” ifadesi hem senede bağlanmış hem de senede bağlanmamış payları kapsamaktadır.180 Bunun yanında, anonim şirketlerde pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabileceği (TTK m. 486/2) ve bu şekilde çıkarılan ilmühaberlerin kıyasen nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlere tabi olduğu (TTK m. 486/2) dikkate alındığında, bunların da sermaye taahhüdü bağlamında sermaye şirketine ait paylar kapsamında yer aldığı söylenebilir.
(Bknz : https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/72987/658952.pdf?sequence=1)
Talep doğrultusunda bilirkişilerce tespit edilen değer üzerinden sonuçta aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile davacı tarafından kurulacak olan A.Ş’e ayni sermaye olarak verilecek …Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne… sicil numaralı …A.Ş.’nin davacıya ait olan 462 adet pay karşılığı davacı hisse bedelinin 70,3164 TL olduğunun tespitine,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan, peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.08/02/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”