Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/615 E. 2023/324 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/615 Esas
KARAR NO : 2023/324
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı yetkisizlik kararı uyarınca mahkememize tevzi edilen Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile dava dışı borçlu şirket …Ltd Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla genel kredi sözleşmesi imzaladığını, müvekkil sözleşme gereği muhtelif tarihlerde 278.000,00 USD ödeme yaptığını, davalı sözleşme hükümlerine bağlı kalmayarak sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ayrıca kendisine müvekkilinin ödediği meblağı da iade etmeyip müvekkilinin mağdur edildiğini belirterek müvekkilinin davalıya ödediği 278.000,00 USD’nin 30/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans oranı temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, Davacı yan aynı alacak için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla … İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı açılan takibin derdest olduğu, bu dosyadan henüz sonuç alınmadan İİK’nun 45 m. aykırı olarak ilamsız icra takibi açıldığı, takibe konu edilen borç üzerinde bir mutabakatın sağlanmadığı, davacının keşide ettiği kat ihtarına … Noterliğinin 27.01.2020 tarihli ve … yevmiye no.lu ihtarı ile itiraz edildiğini, alacağın likit olmadığını belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yetkisizlik; Davacı taraf davasını 09/10/2020 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesine açmış olup, bu mahkemenin 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı ve 07/07/2021 tarihli kararı ile yetkisizlik kararı verilmiş olup, kararın 08/09/2021 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiği, davacı tarafın 31/08/2021 tarihinde dosyanın yetkili Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin 2020/… esas sayılı takip dosyasında genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan 1.222.522,80-TL ticari kredi asıl alacağı, 213.580,66-TL buscard ETH asıl alacağı, 58.089,62-TL işlemiş temerrüt faizi, 2.904,38-TL %5 gider vergisi, 2.226,97-TL masraf, 90.055,00-TL gayrinakit toplamı(depo talep edilen) olmak üzere toplam 1.589.379,43-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlu Adem …’ye 09.03.2020, borçlu … …’ye 09/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde 12/03/2020 tarihinde borca itiraz ettikleri, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Sözleşmelerin incelenmesinde; davacı banka ile dava dışı kredi lehdarı … LTd Şti arasında kefillerinin … … ve … olduğu, 10.05.2017 tarihli 1.500.000,00-TL bedelli, 25.08.2018 tarihli 3.000.000,00-TL bedelli, 01.08.2018 tarihli 500.000,00-TL bedelli olmak üzere toplam 5.000.000,00-TL bedelli kredi sözleşmesi akdedildiği, bahse konu bu sözleşmelerin davalı kefillerin 5.000.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları görülmüştür.
Bankacı bilirkişinin 16/09/2022 tarihli 15 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu/kredi lehtarı (asıl borçlu) … Tic. ve Ltd.Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
Kefalet limiti ve davalı kefilin sorumluluğu yönünden davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limiti toplamının 5.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 1.436.103,46 TL’nın kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de dava dışı kredi lehtarı asıl borçlunun temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın (Emsal, Y.19. HD. 07.12.2015 T. 2015/3357 E. ve 2015/16301 s. K. uyarınca) borcun tamamından müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin düşünülebilineceği (Lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m’nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği) Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 25.731,55-TL (1.499.324,43-1.473,592,88=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı (ticari krediler için) 1.222.522,80 TL tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %28,86 oranında; asıl alacak tutarı 213.580,66 TL (kredili mevduat hesabı/ETH+Business Kart için) %20,40 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
Gayrinakdi çek taahhüt bedeli depo talebi yönünden; davacı, gayrinakdi çek taahhüt bedeline ilişkin belgeleri sıhhatli olarak sunmaktan adeta imtina ettiği için, mevcut delil durumuna göre gayrinakdi çek taahhüt bedeli alacağının varlığı ve miktarı açıkça ispatlanamadığı, icra takibi önce İstanbul Anadolu İcra Dairesinde açıldığını, daha sonra yetki itirazı nedeniyle İstanbul icra dairesinde takip yenilendiği, ancak İstanbul İcra Dairesinde açılan takip talebi nakdi ve gayrinakdi alacakları tam olarak kapsamadığı için, AnadolU İcra dairesinde açılan icra takibine itibar edildiği,
Dava tarihinden sonra olmak üzere, 01.07.2022 tarihinde peşpeşe yapılan 18.357,25-TL, 51.181,26 TL ve 73.383,01 TL olmak üzere toplam 142.921,52 TL kısmi tahsilat sağlanmakla iş bu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiğini belirtmiştir.
Bankacı bilirkişinin 01/02/2023 tarihli 15 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu/kredi lehtarı (asıl borçlu) … Tic. ve Ltd.Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
Kefalet limiti ve davalı kefilin sorumluluğu yönünden; davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limiti toplamının 5.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 1.436.103,46 TL’nın kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de dava dışı kredi lehtarı asıl borçlunun temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın (Emsal, Y.19. HD. 07.12.2015 T. 2015/3357 E. ve 2015/16301 s. K. uyarınca) borcun tamamından müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin düşünülebilineceği (Lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m’nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
Nakdi krediler yönünden;
¸Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 23.504,58 TL (1.499.324,43-1.475.819,85=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı (ticari krediler için) 1.222.522,80 TL tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %28,86 oranında; asıl alacak tutarı 213.580,66 TL (kredili mevduat hesabı/ETH-Business Kart için) %20,40 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Gayrinakdi çek taahhüt bedeli depo talebi yönünden: Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen müşteri uhdesinde bulunan (40) adet çek yaprağından dolayı toplam 89.000,00 TL’nın (2.225,00 TL x 40 adet çek yaprağı bedel) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kefiller tarafından müteselsilen depo etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı (Sözleşmenin 9/21 ve 10.13 maddesinin yanı sıra 5941 s.Çek Y. 2.ve 3 m. uyarınca),
İcra takibi önce İstanbul Anadolu İcra Dairesinde açılmıştır. Daha sonra yetki itirazı nedeniyle İstanbul icra dairesinde takip yenilenmiştir. Ancak İstanbul İcra Dairesinde açılan takip talebi nakdi ve gayrinakdi alacakları tam olarak kapsamadığı için, Anadolu icra dairesinde açılan icra takibine itibar edilmiştir.
Dava tarihinden sonra olmak üzere, 01.07.2022 tarihinde peş peşe yapılan 18.357,25 TL, 51.181,26 TL ve 73.383,01 TL olmak üzere toplam 142.921,52 TL kısmi tahsilat sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”denilmiştir.
Davacı vekilinin 11.04.2023 tarihli dilekçesi ile davalı taraflarca icra dosyasına yapılan itirazlar geri çekildiğinden, huzurdaki dava konusuz kaldığını, bu nedenle dava konusu kalmadığından, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini, huzurdaki dosya nezdinde davalı taraflardan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebimiz bulunmadığını beyan etmiş 13.04.2023 tarihli celsede de tekrar etmiştir.
Davalı vekilinin 10.04.2023 tarihli dilekçesi ile icra dosyasındaki itirazı geri almış bulunduklarını, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına , bu meyanda davacı alacaklının da müvekkilllerden karşı talepte bulunmaması kaydıyla yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiş, 13.04.2023 tarihli celsede de tekrar etmiştir.
… İcra Dairesi’nin 12.04.2023 tarihli yazısı ile 2020/… Esas sayılı dosyasında borçlu vekili tarafından itirazların geri çekildiği ve takibin kesinleştiği bildirilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için davalı kefillere yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 315/1.maddesi “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK 331.maddesi uyarınca davanın konusuz kalması halinde hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği belirtilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Mahkememizce yargılamaya devam edildiği sırada, davacı vekili tarafından 11/04/2023 tarihli dilekçe ile … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasında borçlu/davalılar tarafın itirazlarını geri aldığını bildirilmekle dosyanın konusuz kaldığını ve dosyadan vekalet ücreti veya herhangi bir talepleri olmadığını beyan etmiş, mahkememizce Uyap üzerinden yapılan icra dosyası tetkikinde davalı … vekilinin 14.10.2022 tarihli borca itirazları geri aldıklarına ilişkin beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Mahkememizde yapılan yargılama sonunda, … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasında 10/04/2023 tarihinde borçlu/davalılar tarafın borca itirazlarını geri alındığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davanın konusuz kalmasına neden olan hukuki işlemden anlaşılacağı üzere davanın esası hakkında davalının haksız olduğu anlaşılmakla harç ve arabuluculuk gideri davalı aleyhine hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kalmakla davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Taraflar yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmekle lehlerine bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Alınması gereken maktu 179,90-TL harcın, peşin alınan 18.108,10-TL harçtan mahsubu ile bakiye 17.928,2‬0-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Talepleri bulunmadığından taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
5-Talepleri bulunmadığından taraflara vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”