Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/573 E. 2023/12 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/573 Esas
KARAR NO : 2023/12
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında uzun süreli bir iş ilişkisi söz konusu olup genel olarak verilen hizmetlere karşılık ödemeler yapılsa da 17.05.2017 tarihli faturaya ilişkin davalı şirketle yapılan görüşmelerde bu ödemenin davalı şirkete bağlı olarak yine bir başka şirket olan …. San. Tic. Ltd. Şti. üzerinden yapılacağı ve kesilen faturaya iade faturası kesileceği söylense de bu konuda herhangi bir girişimde bulunulmadığı ve davalı tarafından faturanın ödenmediğini, davalının asıl maksadının sahada kaybolan ya da çalınan bir takım akülerin sorumluluğunu müvekkiline yüklemek olduğunu, müvekkilinin deposunda bulunan akülerin teslim alınmasını istemesine ve sorumluluk kabul etmeyeceğini belirtmesine rağmen fatura alacağının ödenmemesine sebep olarak sahada kaybolan bazı akülerin gösterildiği, … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile yapmış oldukları müvekkiline ait fatura alacağına ilişkin takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı müvekkilinin 17.05.2017 tarihli faturada kendisine yüklenen edimi ifa ettiğini ve hizmeti yerine getirdiğini, buna rağmen davalı tarafından süresi içerisinde ödeme yapılmadığı, daha sonra yapılan icra takibine itiraz edildiği, takibe yapılan itiraz üzerine arabuluculuk sürecinde de anlaşma sağlanamadığı, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının iddia ettiği gibi davacı firmaya borcu bulunmadığını, davacı tarafa yapmakla yükümlü olduğu işlerde kullanması için teslim edilen ve sahalarda kullanılmayan sarf malzemelerinin müvekkili firmaya iade edilmesi gerektiğini, iade edilmeyen fazla malzeme bedellerinin davacının hak ediş bedellerinden mahsup edileceği hususunun açıkça bilindiğini, davacı firmaya yükümlü olduğu işleri yapması için müvekkili firma tarafından teslim edilen malzemelerden sahalarda kullanılmayan fazla ekipmanların müvekkili şirkete iade edilmesi gerekirken bazı malzemelerin davacı tarafından iade edilmediğini, bu malzemelerin bedellerinin davacının hak ediş bedellerinden mahsup edildiğini, buna ilişkin 11.05.2017 ve 31.05.2017 tarihli olmak üzere 2 adet ceza faturasının müvekkili şirket tarafından düzenlendiğini, kaldı ki davacı firma tarafından iade edilmeyen malzemelerin bedellerinin müvekkili şirket tarafından kesilen fatura bedellerinden çok daha yüksek olmakla beraber yalnızca bir kısım malzemelerin bedellerinin ceza faturasına yansıtıldığını, müvekkili şirket personeli olan … … ile davacı şirket personeli olan … … arasında gerçekleşen mail yazışmasında davacı şirket personeli … … tarafından gönderilen 21.02.2018 tarihli mailde “siz bu faturayı akülere istinaden ödeme yapmayacağını söylemişsiniz bunu firma olarak kabul ettik” şeklinde açıkça beyanda bulunulduğunu, davacı şirket personeli tarafından söz konusu faturanın müvekkili şirkete teslim edilmeyen malzemeler sebebiyle ödenmediğini ve bunun kendilerince kabul edildiği hususu açık bir şekilde beyan edilmişken huzurdaki davayı açmakta kötü niyetli olduklarının açık olduğunu, ayrıca davacı şirket personeli tarafından gönderilen mailin 21.02.2018 tarihli devamında “Bununla alakalı iade faturası da ulaşmadı” şeklinde bir beyanda bulunulduğunu, müvekkili şirket personeli … … tarafından 26.02.2018 tarihinde cevap olarak yazılan mailde fatura detaylarının açıklamalı olarak kopyası ile birlikte gönderilmiş olduğunu, fatura asıllarının 3-4 kez gönderilip davacı şirket adresinden iade döndüğünü ve bu nedenle yeni adres bilgisi talep edildiğinin açıkça görüldüğünü, davacı şirket personeli tarafından söz konusu faturanın teslim edilmeyen malzemeler sebebiyle ödenmediğini ve bunun kendilerince kabul edildiği hususu açıkça ikrar edilmiş olmasına rağmen söz konusu fatura ile takibe girilmiş olmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu tüm bu açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasının, ticaret sicil ve vergi kayıtları ile esnaf odası kayıtlarının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 26/432,00-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 11/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 18/04/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 21/09/2022 tarihli raporunda özetle; takip konusu 17/05/2017 tarihli … nolu 26.432,00TL tutarlı faturanın tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, Davalının davacı firma adına tanzim ettiği 11.05.2017 tarih ve … nolu 14.160,00TL tutarlı ve 31.05.2017 tarih ve … nolu 12.272,00TL tutarlı “kayıp lokasyonlu aküler” açıklamalı 2 adet faturanın ise davalının defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, işbu 2 adet faturanın toplam tutarının ise takip konusu fatura tutarına eşit olduğu, Davalının ticari defterlerine göre, 2017 yıl sonu itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç/alacak tutarının kalmadığının tespit edildiği; davalının 2017 yılı ticari defterleri “işletme defteri” niteliğinde tutulduğundan, davalının işletme defterinden herhangi bir bakiye borç/alacak tutarı tespitinin yapılamayacağı, keza işletme defteri kayıt sistemine göre,sadece o işletmenin gelir ve giderlerine dayanak belgelerin (faturaların) kayıtlı olup olmadığı tespitinin yapılabileceği, ayrıca TTK md. 64’e göre işletme defteri kapanış tasdikine tabi olmadığından, davalının 2017 yılı işletme defterinin hangi tarihte yazdırıldığı yönünde tespit yapılması imkanının da olmadığı, davacı firma adına … … tarafından davacı şirket adına … …’a gönderilmiş olan 21/02/2018 tarihli mailde takip konusu fatura ile ilgili olarak; “…Firmanıza kesmiş olduğumuz 17.05.2017 tarihli faturamız hala açık konumda durmaktadır. Siz bu faturayı akülere istinaden ödeme yapmayacağınızı söylemişsiniz bunu firma olarak kabul ettik fakat KDVsi tarafınızdan ödenecekti bununla alakalı iade faturası da ulaşmadı bu faturanızda kapatılması KDVsinin ödenmesi konusunda yardımcı olmanızı rica ederim” denildiği, İşbu mailden takip konusu fatura bedeline istinaden ödeme yapılmayacağı hususunda taraflar arasında anlaşma sağlandığının anlaşıldığı, davalı şirket adına … … tarafından davalı firma adına … …’e gönderilen 26/02/2018 tarihli cevabi mailde de, davalının davacı adına tanzim ettiği 2 adet fatura bilgilerine yer verilerek ve ayrıca 1 faturanın 3 veya 4 kez adresten (yani davacının adresinden) döndüğü belirtilerek, davalının davacı adına tanzim ettiği 2 adet fatura suretinin mail ekinde .pdf formatında davacıya gönderildiği görüşleri bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeden doğan faturaya ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalının bir kısım baz istasyonlarındaki akülerin değişimi işini üstlenmiş olup bu durum uyuşmazlık konusu değildir. Davacı değişimi yapılıp davalı yanca iade alınmayan bir kısım akülerin kendisine fatura edilerek hak edişten tak taraflı olarak düşülmesinden dolayı düşülen bu miktara ilişkin bedel fatura ederek takip başlatmıştır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, Mahkememizin 08/02/2022 tarihli ara kararı ile taraf defterlerinin incelenmesine karar verilerek incelendiği, takip konusu 17/05/2017 tarihli 247923 nolu 26.432,00-TL tutarlı faturanın tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının, davacı firma adına tanzim ettiği 11.05.2017 tarih ve … nolu 14.160,00TL tutarlı ve 31.05.2017 tarih ve 067769 nolu 12.272,00TL tutarlı “kayıp lokasyonlu aküler” açıklamalı 2 adet faturanın ise davalının defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, 2 adet faturanın toplam tutarının ise takip konusu fatura tutarına eşit olduğu, 21/02/2018 tarihli mailde takip konusu fatura bedeline istinaden ödeme yapılmayacağı hususunun taraflar arasında anlaşma sağlandığının anlaşıldığı görülmüştür.
Fatura tarihinde davacı adına eşi olan … … davalı ile olan sözleşme ilişkisinde vekaleten davacı adına hareket etmektedir. Bu durum davacının da kendi dayanak belgelerine göre kabulünde olup davacı adına davalı ile olan tüm yazışma ve görüşmeler dava dışı eş … tarafından yapılmaktadır. Davacı, dava dışı eşi ile 2022 yılında boşanma aşamasında girdiğinden, davacının 2016 yılına ilişkin vekalet/temsil ilişkisine dayandığı ve uyuşmazlığın 2017/2018 yılına ilişkin olduğu gözetildiğinde temsilci/vekil eş ile davacı arasındaki husumet iddialarının yerinde olmadığı, bu kişi tarafından yapılan bir kısım işlemlere dayanıp bir kısmını reddetmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu anlaşılmakla yetkili temsilci/vekil tarafından yapılan işlemlerin davalı nezdinde uyandırdığı güven ilişkisi de gözetilerek davacı leh ve aleyhine sonuç bağlanması gereken işlemler olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından düzenlenen faturanın, davalı tarafından, kaybolan akülere dair tek taraflı olarak hak edişten düşülerek kesilen miktarlara yönelik olup, bu bedellerin davalı temsilcisi/vekili … tarafından gönderilen mailde “siz bu faturayı akülere istinaden ödeme yapmayacağınızı söylemişsiniz bunu firma olarak kabul ettik” şeklinde belirtilerek 21/02/2018 tarihinde kabul edildiği, temsilci/vekilin borcu kabule dair ikrar içeren beyanının davacının kendi dayandığı fatura dayanağını geçersiz kıldığı, temsilcinin/vekilin yetkisini aşıp aşmadığının temsil olunan ile arasındaki ilişkiyi etkilediği, davalının bu yöndeki iyiniyetine ve davacının temsilci beyanı ile bağlı olduğu kabulüne sonuç bağlanarak davacının alacağının bulunmadığına, faturanın gerçek bir alacak içermediğine, mahkeme dışı ikrarının aksinin ispatlanamaması ve yazışmaların bir kısmına dayanıp geri kalanına dayanılmamasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğuna, bu suretle belgelendirilen ve davacı nezdinde sorumluluk doğuran mahkeme dışı ikrara sonuç bağlanacağından aynı kesin delil mahiyetindeki yemin delilinin Mahkememizce hatırlatılmasına yer olmadığına kanaat edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Davacının, borcun varlığı temsilcisi tarafından ikrar edilerek kabul edilmesine ve bu konuda uyuşmazlık kalmamasına rağmen takip yapmakta kötüniyetli olduğu mahkememizce tespit edildiğinden yasal şartları oluşan kötüniyet tazminatı talebinin alacağın %20 oranında kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Reddedilen takip konusu alacağın %20’si oranında 5.286,40-TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Alınması gereken 179,90-TL maktu harcın 319,24-TL peşin harçtan düşümü ile artan 139,34-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasının iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.16/01/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza