Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/571 E. 2021/749 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/571 Esas
KARAR NO:2021/749

DAVA:3.Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:07/12/2020
KARAR TARİHİ:15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan dosya incelemesinin sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacının kendisine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen 3.şahıs olduğunu, yasal süresi içinde bahsi geçen 89/1 haciz ihbarnamesine posta yoluyla itiraz ederek cevap verildiğini ve yine yasal süresi içinde icra dairesince teslim alındığını, ancak dilekçenin dosyaya girmemiş olması nedeniyle 89/2 ve 89/3 gönderilerek müvekkilinin dosyaya borçlu olarak eklendiğini, …. İcra Müdürlüğünün de sehven vaktinde dosyaya girmeyen cevap dilekçesinin kabul edilerek müvekkilinin 3. şahıs borçluluk sıfatının kaldırıldığını, ancak davalının adeta takip borçlusunu bırakıp 3. şahıs müvekkilinin peşine düşerek icra dairesinden verilen karara karşı şikayet yoluyla …. İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtığını, müvekkilinin borçlu olmadığını ve süresinde itiraz ettiğini bildiği halde alacağını müvekkilinden tahsil etme çabasına girdiğini, müvekkilinin takip borçlusuna veya alacaklısına hiçbir borcunun olmadığını, pandemi yüzünden müvekkilinin kendi borçlarını dahi öderken zorluk yaşarken borcu olmadığı halde iş bu borçtan sorumlu tutulmasının hakka ve hukuka tamamen aykırı olduğunu beyan etmiş, bu nedenlerle davanın kabulüne, …. İcra Müdürlüğünün yakalama kararının kaldırılarak müvekkiline ait aracın iadesine karar verilmesine, haksız ve kötü niyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın …. İcra Hukuk Mahkemesinde de mahkememize yaptığı itirazın aynısında bulunduğunu ve davayı kaybettiğini, aynı konuda karar verilmesinin istendiğini, mahkemenize verdiği dilekçenin birebir aynısını …. İcra Hukuk Mahkemesinin … E.-K. sayılı ilamına itiraz etmek amacıyla Bölge İdare Mahkemesine sunduğunu, davacının tüm amacının mahkemeden tedbir kararı alarak süre kazanıp mal kaçırmak olduğunu, aynı eylemi haksız olduklarını bilmelerine istinaden Temmuz 2020’de …. İcra Dairesine de yaparak hacizleri kaldırarak mal kaçırdıklarını, davacı vekili mahkemeye verdiği dava dilekçesinde borçlu olup olmadıklarından çok 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerini belirttiklerini, hem davanın mahkememiz görev ve yetki alanına girmediğini hem de …. İcra Hukuk Mahkemesinin bu konuda karar vermiş olduğu dosyada iddia ettikleri gibi bir 89/1 haciz ihbarnamesine icra dairesi kayıt defterinde ve UYAP’ta kaydedilmiş bir itiraz dilekçesi olmaması nedeni ile vermiş olduğu bir karar olduğunu, ….İcra Hukuk Mahkemesinin istinafa giden kararı hakkında üst yargı merci olan istinaf mahkemesinin kararının dosyamızda menfi bir karar verilmesi durumunda kadük kalacağını beyan etmiş, bu nedenlerle açılan davanın görevsizlik yönünden reddine, davanın arabuluculuk koşulu gerçekleşmemesi hasebiyle usulen reddine, davanın derdestlik yönünden reddine, ivedi bir şekilde ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, davanın görülmesi halinde esastan reddine, İ.İ.K. 72. maddesine göre %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 89. maddesine dayalı olarak üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Davacı taraf davasını 07/12/2020 tarihinde …. Asliye Hukuk Mahkemesine açmış olup, bu mahkemenin … Esas, … Karar sayılı ve 22/06/2021 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olup, kararın 08/09/2021 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiği, davacı tarafın 21/07/2021 Tarihinde dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davalı tarafın, dava dışı …. San. ve Tur Tic Ltd Şti. aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından çek borcundan dolayı kambiyo senetlerine ilişkin takip başlattığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacıya İİK89/1-2 ve 3 ihbarlarının yapıldığı, davacı tarafça İİK 89/3 ihbarı üzerine …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı davasının açıldığı, mahkemece, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu aleyhine karşı kambiyo senedine dayalı icra takibi olduğu, bu nedenle ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi ve yasal süredeki talep üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca; İİK 89/3 ihbarı sonucu açılan davalar haksız fiil niteliğindedir. TTK 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmış olup, TTK’da düzenlenmiş olan hususlardan doğan davalar mutlak ticari dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan davalar nispi ticari dava olarak belirlenmiştir. Dava İİK 89/3 maddesine dayalı olarak açıldığından TTK’da düzenlenmediği açık olduğu gibi, takip davalı gerçek kişi ile dava dışı …. San. ve Tur. Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanmakla birlikte davacının 3. kişi konumunda olduğu, bu halde davanın tarafları arasında TTK kapsamında ticari ilişki bulunmadığı ve davalının gerçek kişi olduğu, her ne kadar asliye hukuk mahkemesince takibin kambiyo senedine dayalı olması nedeniyle ticaret mahkemelerinin görevli olduğu kanaatiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de emsal ilamlarda belirtildiği üzere İİK 89/3 haciz ihbarnamesi üzerine 3. şahıs tarafından açılan menfi tespit davasında tarafların tacir olmasının veya temel ilişkinin ticari nitelikte bulunmasının veya borcun temelini oluşturan senedin kambiyo senedi niteliğinde olmasının görevin belirlenmesinde bir etkisi bulunmadığından, Ticaret Mahkemeleri görevli kabul edilemeyeceği, bu davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği kanaatiyle eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/3568-6425 Esas ve Karar sayılı ilamı; Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/16237 Esas 2016/2916 Karar sayılı ilamı; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/172 Esas 2021/170 Karar ve 2020/18 Esas 2020/71 Karar sayılı ilamları; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/369 Esas 2020/327 Karar sayılı ilamı; … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1673 Esas 2020/300 Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Dosya hakkında daha önce …. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen … Esas … Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunduğundan ve Mahkememizce işbu dosya hakkında görevli mahkemenin …. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından mahkememizin bu kararının kesinleşmesinin ardından re’sen 6100 sayılı HMK madde 21/1-c gereği yargı yeri belirlenmesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
4-Yargılama giderleri, vekalet ücreti vs. hususların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi. 15/09/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır