Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 E. 2021/748 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/563 Esas
KARAR NO:2021/748

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/09/2021
KARAR TARİHİ:15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesinin sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacının 2014 yılından 22/09/2020 tarihine kadar davalıya ait … İnş San ve Tic Ltd Şti’de çalıştığını, davalının iş yerinde hırsızlık yaptığı iddiası ile davacıyı işten çıkarttığını ve olası işçilik alacağı davasında kendisini garantiye almak için davacıyı depoya kilitlemek suretiyle bir kısım evraklara ve bonoya imza attırdığını, bu hususta … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davacı hakkında icra takibi yaptığını, davacının hiçbir şekilde hırsızlık olayına karışmadığı gibi davalıya borcu da bulunmadığını, davacının borçlu olmadığının tespiti ile davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; eksik harcın tamamlattırılmasını, takip konusu senette bedelin nakden olduğunun gösterildiğini, davacının davalının 14 yıllık, şirket ortaklarından …’ın ise 20 yıllık arkadaşı olduğunu, aralarındaki arkadaşlık ilişkisi nedeniyle borç para verdiğini, zorla senet imzalatılmadığını, soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verildiğini, davacının bu davayı … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında yürütülen tasarrufun iptali davasını geciktirmek için açtığını, imzalanan senedin açık bir borç ikrarı olduğunu, davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmilini talep etmiştir.
Dava, davalı işveren tarafından işçi alacaklarına ilişkin almış olduğu teminat senedinden borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesinde iş mahkemelerinin görevi, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi” olarak belirlenmiş olmakla, işçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 08/09/2014 tarihli 2014/11745 Esas 2014/13018 Karar sayılı ilamı; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/30181 Esas, 2016/20631 Karar sayılı ilamı; … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/895 Esas, 2020/765 Karar sayılı ilamı; … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1 Esas 2019/1 Karar sayılı ilamı)
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın davalının yetkilisi olduğu şirkette işçi olarak çalışmakta iken davacı işçiye muhtemel işçilik alacaklarının teminatı kapsamında alınan senet yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti isteminden kaynaklandığı, bu davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, dosya içeriğinin incelenmesinde davacının işçi, davalının … İnş San ve Tic Ltd Şti ortaklarından olmakla işveren konumunda bulunduğu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1’inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4’üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün iş yerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağının belirtildiği, senedin teminat senedi olduğu iddiası işçi ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle doğan bir uyuşmazlık olduğundan uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemelerinin görevli olacağından davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2- 6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3- 6100 sayılı Yasanın 331/2. maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.15/09/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır