Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/560 E. 2023/969 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/560 Esas
KARAR NO : 2023/969
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 12/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 03/09/2021 tarihli dava dilekçesini özetle; Davacı şirketin … ‘de bulunan maden sahası için aldığı ruhsat ile tesislerde bulunan hammaddeyi taş, mıcır, kum gibi ürünler haline getirerek sattığını, bu satışlardan aldığı çekleri davalı Faktorink şirketi ile yaptığı anlaşma doğrultusunda vadesinden önce kırdırarak çeklerin belirli bir miktarını davalıdan tahsil ettiğini, bunun karşılığı tesislerde bulunan 2 adet iş makinası 600.000,00 TL bedelle davalıya rehnedildiğini, davalıya kırdırılan … bankasının 250.000.-TL’lik ve … Bankasının 400.000.-TL’lik 2 adet çekinin 458.000.-TL’si karşılıksız çıktığını, bunun için … ATM den alınan ihtiyati haciz … İcra Müdürlüğünce infaz edildiğini, sözleşme ile teminat altına alınan ilişkiye rağmen ihtiyati haciz kararı alarak makinaların belirli süre çalışmasına engel olan davalının bu haksız ihtiyati haciz nedeniyle verdiği zararının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile şimdilik 10.000.-TL’nin haksız haciz tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; davanın 2 yıldan sonra açılmış zamanaşımına uğradığını, haksız haciz yapıldığına ilişkin hiçbir delil olmadığını, kanunun verdiği yetkiyi kullanmak hukuka aykırılık oluşturmayacağını, şayet mahkeme aksi kanaatte ise mahkemece araştırma ve inceleme yapılması gerektiğini, bu nedenle dava yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Haksız bir ihtiyati hacizden borçlu veya bir üçüncü kişi zarar görürse, ihtiyati haczi koyduran alacaklı tüm zarardan sorumlu olur (m. 259/1).
Davacının zararı, ihtiyati haciz konulduğunu, ihtiyati haczin dayanağı alacağın veya ihtiyati haciz sebebinin mevcut olmadığını (hukuka aykırılığı) ve ihtiyati haczin icrası ile zarar arasındaki illiyet bağını ispatlamalıdır.
Sorumluluk davasında davalının kusurlu olup olmamasının önemi yoktur. Dava, tazminat talebi haksız fiil karakterlidir. BK. m. 72deki 2 yıllık ve her halde 10 yıllık zamanaşımına tabhidir, maddi hukuka ilişkin bir eda davasıdır. Mahkemece, davacı lehine tazminata hükmedilirse, tazminat öncelikle alacaklının yatırmış olduğu teminattan alınır.
İhtiyati haczin kaldırılması ” istenmeden haksız olduğu ileri sürülerek tazminat istenemez..” (Yargıtay 11. HD. 18.12.2006, 2005-13113/13403); “.. İhtiyati haciz sahibi haksız çıkmışsa, sorumluluğu kusursuz sorumluluktur…” (11. HD. 3.10.2006, 2005-6655/9663); “.. İhtiyati haciz sahibi alacaklı kısmen haksız çıksa bile tazminatla sorumlu tutulamaz…” (11. HD.20.9.2004, 2003-14133/8491, kararlar için bkz: Oskay/Koçak/Deynekli/Doğan, İİK Şerhi, C.IV,s.5364-5375).
İhtiyati haciz şu hallerde haksızdır: Takip edilebilir bir alacak sözkonusu değilse veya hiçbir ihtiyati haciz sebebi mevcut değilse.
İhtiyati haciz talebinde bulunabilmek için birçok şart aranmaktadır. İİK m.257’de düzenlenen bu müessesenin talep edilmesi alacaklıya ilişkin şartlar açısından incelenirse, öncelikle ihtiyati haciz isteminde bulunan kişinin «alacaklı» sıfatını taşıması gerekir. Kambiyo senedine (poliçe, bono ve çek’e) dayanarak «ihtiyati haciz» isteminde bulunan alacaklının ticaret hukuku bakımından «haklı (meşru) hamil» durumunda olması gerekir. Alacaklının medeni hakları kullanma ehliyetine sahip bir kişi de olması gereklidir. Alacaklının borçlu hakkında cebri icra talebinde bulunma yetkisine de sahip olması gerekir. İhtiyati haciz talebinde bulunabilmek için alacak açısından aranan şartlar ise, hakkında ihtiyati haciz istenen alacak (borç) para alacağı (borcu) olması, alacağın rehinle temin edilmemiş (güvence altına alınmamış) olması ve alacağın vadesinin gelmiş olması gerekir.
Alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklı, kural olarak ihtiyati haciz isteminde bulunamaz. (Bkz: 11. HD. 9.10.2006 T. 8054/9887; 18.9.2006 T. 7569/8883; 19. HD. 23.6.2005 T. 4448/7057; 11. HD. 7.3.2005 T. 1941/2138; 19.HD. 27.5.2004 T. 2881/6282 (www.euyar.com) ayrıca bkz. Uyar, T., İhtiyati Haciz İsteminin Koşulları, D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Şeref ERTAŞ’a Armağan, C. 19, Özel Sayı-2017, s. 2585-2631, 2592)
Kural olarak «rehinle temin edilmiş alacaklar için» ihtiyati haciz isteminde bulunulamazsa da!, Alacağın rehinle güvence altına alınmış olmasına rağmen, «ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde» (İİK. mad. 45), alacaklı, borçlu hakkında ihtiyati haciz yoluna başvurulabilir. Bu durumlara örnek olarak şu alacaklar gösterilebilir:
a) Rehnin alacağı karşılayamayacağı muhakkak olan hallerde, açık kalacak miktar için ihtiyati haciz istenebilir. Bu durumda, ihtiyati hacze karar verecek mahkeme, rehnin kıymetini takdir ederek, rehinle temin edilmemiş durumda bulunan açık için ihtiyati haciz kararı verebilir.
b) Rehnin alacağı karşılayamadığı hallerde,
c) Kambiyo senedine bağlı alacaklarda,
d) İpotekle temin edilmiş faiz ve senelik taksit alacaklarında,
e) Rehnin yabancı bir memlekette bulunduğu hallerde,
f) Alacaklıya, adi takip yolu ile rehin paraya çevrilmesi yolu arasında seçim hakkı verilmiş olan hallerde,
g) Alacaklının rehne ikinci derece başvuracağının kararlaştırıldığı hallerde,
h) Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sırasında alacaklıya geçici rehin açığı belgesi verilmiş
olan hallerde,
i) Rehin hakkının çekişmeli bulunduğu hallerde33 de alacaklı, rehnin mevcut ve geçerli olduğu
ddiasında ısrar etmekle beraber, ihtiyati haciz isteminde bulunabilir.
Tüm bu teorik açıklamalar ışığında tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra bilirkişilerden rapor alınmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… D.İş sayılı dosyasıda ihtiyati haciz isteyen … A.Ş. vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesin ile borçlu tarafından 28/09/2018 keşide tarihli, 28/09/2018 ibraz tarihli 250.000,00-TL miktarlı, … Bankası … /İstanbul Şubesi Müdürlüğü 28/09/2018 keşide tarihli, 28/09/2018 ibraz tarihli 400.000,00-TL miktarlı, … Bankası … Şubesi Müdürlüğüne ait 2 adet çekin keşide edildiğini, süresinde bankaya ibraz edilen çeklerin karşılığı çıkmadığını, borçlu hakkında … İcra Müdürlüğü 2019/… E. Sayılı dosyasıyla icra takibine başvurulmuş olup İcra takibinin kesinleşmediğini, açıklanan bu nedenlerle borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması için ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin borçluya yükletilmesini talep ve dava ettiği, Mahkemenin 22/01/2019 tarihli …Değişik İş Kararı ile Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, 458.400,00-TL alacağın %15’ine tekabül eden 68.760,00-TL teminat karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde (Tahsilde tekerrür olmamak üzere) İhtiyaten Haczine, Borçlular ve 3. Şahısların muhtemel zararına karşı alınacak olan ve belirtilen teminat vezneye yatırıldığında veya bu miktar teminat mektubu ibraz edildiğinde kararın yerine getirilmesi için … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına gönderilmesine, itirazı kabil olmak üzere karar verildiği, borçlulardan … Ltd. Şti. ve … … Tic. Ltd. Şti. vekilinin ihtiyati haciz kararına itiraz ettiği, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin itiraza cevap verdiği, Mürafaa tensip tutanağının taraflara tebliğ edildiği, İhtiyati hacze itirazın 14/03/2019 tarihinde mürafaalı olarak incelendiği ve dosyanın incelemeye alındığı, 04/04/2019 tarihli duruşmada itiraz eden tüm borçluların tüm itirazlarının reddedildiği, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği, borçlular vekilinin mürafaa ihtiyati haciz kararına itirazı üzerine dosyanın …Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nde 2020/ … Esas sırasına kaydı yapıldığı ve 29/01/2020 tarihli 2020/ … Karar sayılı kararı ile eksikliklerin ikmali için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine, kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 29.12.2020 tarih, 2020/ … E., 2020/ … K. sayılı kararı ile karşı taraf(borçlu) … Anonim Şirketi vekilinin talebinin feragat nedeniyle reddine, karşı taraflar(borçlular) … İnşaat Madencilik Limited Şirketi ile … … İşletmeleri ve Madencilik Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2019 tarihli 2019/… D.İş esas 2019/ … karar sayılı ek kararının kaldırılmasına, itiraz edenler … İnşaat Madencilik Limited Şirketi ile … … Ticaret Limited Şirketi vekilinin itirazlarının kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkemece verilen 22/01/2019 tarihli, 2019/ … D.İş Esas, 2019/ … Karar sayılı ihtiyati haciz kararının itiraz eden … … Limited Şirketi yönünden kaldırılmasına, borçlu … Limited Şirketinin itirazının reddine, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişinin düzenlediği 14/09/2022 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; davalı takip alacaklısının İhtiyati Haciz İsteminin Koşulları mevcut olmadığı halde bu yola başvurduğu ve bu nedenle Mahkemece verilen İhtiyati haciz kararının yerinde olmadığı ile ilgili nihai karar Mahkemenize ait olmak üzere, mahkemenizce davalının yapmış olduğu ihtiyati haciz kararının yerinde olmadığı ve davacının bundan kaynaklı olarak zarara uğradığı yönünde karar verilmesi durumunda davacının 29.01.2019 – 14.02.2019 tarihleri arasında 16 gün şirket faaliyetinin durmasından kaynaklı olarak zararını dava konusu edilen 2 makinanın çalışmamasından kaynaklı olarak ise günlük zararın (2.400,00 TL x 2) 4.800,00 TL olmakla, şirketin faaliyetinin durduğu 16 günlük zararının ise (4.800,00 TL x 16) 76.800,00 TL olabileceği hesap edilmekle zarar tutarından 96 15 götürü giderininde (Belgesiz götürü gider, Genel kabul gördüğünden %15 alınmıştır.) düşülmesi kanaati edinildiğinden davacının net zararının (76.800,00 TL x 9615-) 65.280,00 TL olabileceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişinin düzenlediği 09/02/2023 tarihli 6 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Rapor içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, ile Sınırlı Denetim boyutunda yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; 3213 nolu Maden Kanununun sadece haciz işlemi “çıkartılmış cevherlerle ve bu cevherlerin bakiyeleri ve cürufu üzerine haciz ve ihtiyati haciz konulabilir” demekte olduğu, durumun bu kadar açık ve net olduğu, 3213 sayılı Maden Kanunu’na aykırı şekilde ihtiyati haciz işlemine başlamanın herhangi bir hukuki anlamının olmadığı, bu nedenle davalının görüşlerini haklı çıkartacak herhangi bir belgeye dosya içinde rastlanılmamış olduğu, İİK’nun 79/2. Maddesinin bu dava konusu olay için geçerli olmadığı, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 40. ve 41. Maddesi hükümlerinin geçerli olduğu, çünkü madencilik faaliyetlerinin kanunen durdurulamaz olduğu, davalının görüşünün İİK’ya göre yaptığı işin doğru olduğunu iddia etmekte olduğu, halbuki, davanın esas konusunun ihtiyati haciz işleminin doğru bir şekilde yapılıp yapılmadığı olmadığı, Rehin Sözleşmesi, Faktöring Sözleşmesi yürürlükte ve 3213 sayılı Maden Kanunu 40, ve 41. Maddeleri yürürlükte iken yapılacak olan her türlü ihtiyati haciz işleminin Maden Kanunu’na aykırı olduğu, kök raporda varmış olunan görüşün özü itibariyle korunduğu; dava konusu edilen 2 makinanın çalışmamasından kaynaklı olarak ise günlük zararın (2.400,00 TL x 2) 4.800,00 TL olmakla, şirketin faaliyetinin durduğu 16 günlük zararının ise (4.800,00 TL x 16) 76.800,00 TL olabileceği hesap edilmekle zarar tutarından % 15 götürü giderininde (Belgesiz götürü gider, Genel kabul gördüğünden %15 alınmıştır.) düşülmesi kanaati edinildiğinden davacının net zararının (76.800,00 TL x %15=) 65.280,00 TL olabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişinin düzenlediği 14/09/2023 tarihli 13 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; davacı tarafın Ek Rapor talebi ile ilgili itiraz dilekçesinde “… Tarafımızca sunulan 04.10.2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde dava konusu ihtiyati haciz işlemi sonucu ocağın elektrik panoları, jeneratör ve pompa sistemlerinin muhafaza altına alındığı ve ocağın tüm faaliyetinin 29.01.2019-14.02.2019 tarihleri arasında durdurulduğu, raporda belirtilenin aksine davanın konusunun 2 adet iş makinasının çalışamaması kaynaklı uğranılan zararın tazmini olmadığı, elektrik sisteminin sökülmesi nedeniyle maden ocağının tüm faaliyetinin durduğu, ocakta hiçbir üretim yapılamadığı belirtilerek şirketin çalışamadığı dönemdeki tüm zararının tespiti talep edilmiştir.” denildiği, bu itiraz kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden ve Petrol Genel Müdürlüğü’ne her yıl sonu firma tarafından sunulan bir önceki yıla ait üretim raporunun talep edilmiş olduğu ve beş (5) sayfa olarak 2019 yılı üretim raporunun sunulmuş olduğu, … … Ltd. firmasının … ‘e verdiği resmi rapora göre 2019 yılında 42.857,46 ton kırılmış kalker ve 135.835,6 ton mıcır üretiminin yapılmış olduğu, 2019 ylına ait … ‘in hazırladığı II-A VE II-C Grubu Madenler 2019 Yılı Ocakbaşı Satış Fiyatları tablosuna göre İstanbul (Asya) tarafındaki Kalsit için mıcırın 23 TL/ton ve tüvenan 12 TL/ton olarak gösterilmiş olduğu, dava konusu toplamda 16 günlük kayıp olduğu, buna göre; kırılmış kalker 42.857,46 ton/yıl üzerinden 16 günlük iş kaybı için; 42.857,46 x 16 / 350 = 1.959,2 ton kalker ve aynı şekilde 135.835,6 ton mıcır için 135.835,6 x 16 / 350 = 6.209,63 ton bulunduğu, buradan 1.959,2 ton x 12 TL/ton = 23.510,38 TL ve 6.209,63 ton x 23 TL/ton =142.821,43 TL bulunduğu, toplam 16 gün için kaybın 23.510,38 TL +142.821,43 TL = 166.331,81 TL olacağı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 23/10/2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; önceki taleplerini tekrarla; Bilirkişi tarafından hesaplanan ve dava dilekçesi ile kısmen talep ettiği tazminat kaleminin arttırılması ile arttırım değeri olan 156.331,81 TL alacağının dava dilekçesindeki diğer taleplerini tekrarla haksız haciz tarihi olan 29.01.2019 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamının bir arada değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından faktoring sözleşmesi gereği davalıya 250.000 TL bedelli ve 400.000 TL bedelli 2 adet çek verildiği, anılan çeklere dayanılarak … Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/01/2019 tarih, 2019/ … D. İş sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alındığı, …Bölge Adliye Mahkemesinin 29/12/2020 tarih, 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı ilamı ile anılan ihtiyati hacze konu alacağın rehinle temin edilmiş olması nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafça haksız haciz nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından alacak rehinle temin edilmiş olmasına rağmen ihtiyati haciz talep etmek suretiyle davacının zararına sebebiyet verdiği, İİK 259 maddesi gereği verdiği zararlardan sorumlu olduğu, her ne kadar davalı tarafça zaman aşımı definde bulunmuş ise de; davacının zarara uğradığının … Bölge Adliye Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli kararı ile tespit edildiğinden bu tarihten itibaren 2 yıllık zaman aşımı süresi geçmeden eldeki davayı açtığı anlaşıldığından TBK 72. Maddesi gereği zamanaşımı definin reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir. Davacının zararının tespiti yönünden 14/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda ihtiyati hacze konu edilen makinelerin çalışmaması nedeniyle teknik incelemenin inşaat mühendisi bilirkişi tarafından yapıldığı ancak dava konusu makinelerin üretime katkısı ve sağlayacağı fayda konusunda yetkinliğinin bulunmadığı kanaatine varılarak davacının içinde bulunduğu sektör de dikkate alınarak … nde Profesör bilirkişiden ve mali bilirkişiden rapor alınmış, hükme esas alınan denetime açık bilirkişi raporu ile davacının … ‘e verdiği resmi rapora göre yapılan hesaplamada 16 günlük iş kaybı için 166.331,81 TL zararının bulunduğu anlaşıldığından bu rapor hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davanın esası haksız fiil hükümlerine dayandığından haksız fiil (haksız haciz) tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 166.331,81-TL’nin haksız haciz tarihi olan 14/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 11.362,12-TL’nin peşin alınan ve ıslah suretiyle ikmal olunan toplam 2.870,78 TL’den düşümü ile kalan 8.491,34-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-10 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 2.930,08-TL ıslah, peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 6.119,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 26.613,09-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde …Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır