Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/523 E. 2023/92 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/523 Esas
KARAR NO :2023/92

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:17/08/2021
KARAR TARİHİ:06/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 03.10.2020 tarihinde … plakalı arkasında römork takılı ve römorku odun yüklü vaziyette olan traktör sürücüsü … İs’in traktörün fazla yüklenmiş olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek solunda bulunan yamaç alana girdiğini ve daha sonra yoldan çıkarak ormanlık arazi kesime girerek tek taraflı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda meydana gelen müvekkillerden …’ın eşi … … ile …’ın babaları …’ın traktörden düşmesi sonucu kaza yerinde vefat ettiğini, …’ın ölümü nedeniyle müvekkillerinin manevi açıdan mağdur olduğunu, müteveffanın traktörün çamurluğunda yolculuk yapmasının köy şartları için alışılagelmiş bir durum olduğunu, kendisinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, … plakalı aracın kaza tarihi olan 03.10.2020 tarihi kapsar şekilde … Sigorta’ya ait … numaralı kasko poliçesi ile sigortalandığını, taraflarınca sigorta şirketinden birçok kez poliçenin örneğinin taraflarına gönderilmesi istenilmiş ise de gönderilmediğini, bu nedenle poliçe teminatının taraflarınca bilinmediğini, trafik kazası sonucu ortaya çıkan zararlı sonuçtan aracın işleteni olan …’nun müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun açık olduğunu, toplam 260.000,00TL manevi tazminat talebinde bulunduklarını, davalıya ait kasko poliçesine istinaden teminat limitleri içerisinde 8 iş günü içerisinde ödeme yapması için ihtarda bulunduklarını ve ihtarın 10.06.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı Baki adına kayıtlı … plakalı araç ve diğer taşınmaz mallar ile araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasını, bu nedenlerle davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalandığını, poliçeden dolayı sorumluluklarının bedeni zarar ve ölüm durumunda kişi başına 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, poliçe limitini bildirmelerinin davayı ve iddiaları kabul anlamında olmadığını, ayrıca manevi tazminatın poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün dava dışı bırakıldığını, müvekkili şirket ile rücu ilişkisi içerisine gireceğinden davanın araç sürücüsüne ihbar edilmesi gerektiğini, kazada araç sürücüsü … İş’in kusurunun olup olmadığı, kazaya etki eden başkaca etkenlerin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini ve kusur incelemesi için dosyanın ATK’ya gönderilmesi gerektiğini, kaza olduğu gün müteveffa … …’nun aşırı derecede alkollü olduğu da ortada olduğunu, alkolün etkisiyle araçta duramadığını ve araçtan atlamak suretiyle vefat ettiğini, alkollü yolcuya ilişkin oluşabilecek zararların poliçe kapsamı dışında olduğunu, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … numaralı kovuşturma dosyasında alınan raporların da eksik olduğunu, yeniden kusura yönelik rapor aldırılması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkiline ait olan … plakalı aracın 03.10.2020 tarihinde ormanda açık alanda park halinde iken dava dışı … İs tarafından müvekkilinin izni ve rızası olmaksızın yerinden alındığını, dava dışı …’in dava konusu kazayı yaptığını ve bu kazada aynı zamanda müvekkilinin akrabası olan …’ın vefat ettiğini, kaza sonrasında müvekkili hakkında dava açıldığında müvekkilinin de dava dışı … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına kullanma hırsızlığı nedeniyle şikayette bulunduğunu, soruşturmanın … Cumhuriyet Başsavcılığı 2021/523 soruşturma sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, kazanın müteveffanın kusuruyla meydana geldiğini, müteveffanın traktör çamurluğunda seyahat etmesinin Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 129 ve 131. maddelerini ihlal ettiğini gösterdiğini, kaza olduğu gün müteveffanın aşırı derecede alkollü olduğunun ortada olduğunu ve alkolün etkisiyle araçta duramadığını ve araçtan atlamak suretiyle vefat ettiğini, aracın hızının en fazla 20 km civarında olduğunu, hatır taşıması söz konusu olduğunu, bu durumda tazminatta indirim sebebi oluştuğunu, istenilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, bu nedenlerle davanı reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce savcılık ve ceza dava dosyalarının, tarafların sosyal ekonomik durum araştırmalarının, hasar dosyasının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Makine Mühendisi bilirkişinin 29/08/2022 tarihli raporunda özetle; Trafik kazasına karışan … plakalı araç sürücüsü … İs’in olayda %75 oranında kusurlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş’nin … plakalı aracın sigorta edeni konumunda olduğu, davalı …’nun … plakalı aracın sahibi konumunda olduğu, trafik kazasına karışan … plakalı traktör çamurluğu üzerinde seyahat ettiği anlaşılan ve kaza anında düşerek hayatını kaybeden …’ın olayda %25 oranında kusuru olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır denilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalıların sigortacı ve malik olarak sorumluluğu bulunduğu araçta tek taraflı meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalıların manevi tazminat talebi istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370). Bunun yanında ağır yaralanma ve ölüm halinde zarar görenin yakınları tarafından da manevi tazminat talep edilebilecektir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın davalı sigortacı ve malikin araçta tek taraflı meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat eden … yönünden davalıların manevi tazminat isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
03.10.2020 tarihinde … plakalı arkasında römork takılı ve römorku odun yüklü vaziyette olan traktör sürücüsü … İS’in traktörün fazla yüklenmiş olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek solunda bulunan yamaç alana girdiğini ve daha sonra yoldan çıkarak ormanlık arazi kesime girerek tek taraflı, …’ın ölümüyle sonuçlanan maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, mahkememizce tarafların tüm delillerinin toplandığı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli kusur raporunda traktör sürücüsü … İs’in olayda %75 oranında kusurunun olduğu, müteveffa …’ın olayda %25 oranında kusurunun olduğunun tespit edildiği, … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı ceza dosyasından alınan trafik bilirkişi raporunda; sürücü … İs’in aracın hızı tespit edilememiş olsa bile aracın kaza anında hız ihlali yaptığı ve yol üzerinde kontrol sağlanamadığı, sürücünün ayrıca kusuru olmasa bile bu kanuna bağlı yönetmeliğin 129. ve 131. maddelerini ihlal ettiği, kazada hayatını kaybeden …’ın da 2918 sayılı kanunu ve yönetmeliğinin 129 ve 131 maddelerini ihlal ettiğinin bildirildiği, savcılık aşamasında alınan makine mühendisi raporunda; frenin çalışır durumda olduğu, frenler sisteminde hidrolik iletim hatlarında kaçağa veya boşalmaya sebep olan bir hususa rastlanılmadığı, traktöre aşırı yük yüklendiği ve müsaade edilen sınırların aşıldığı, bu haliyle sürücünün kusurlu olduğunun tespit edildiği, … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında mahkemenin sürücü … İs hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan hapis cezasına hükmedilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacıların müteveffa …’nın eşi (…) ve çocukları (… ve …) olduğu, meydana gelen ölüm nedeniyle sorumlulardan manevi tazminat talep edebilecekleri, kaza tarihinde müteveffanın traktörün sol çamurluğu üzerinde yolcu olarak bulunduğu, araç içerisinde ücretli bir taşıma veya sürücü ile akrabalığa dair bir iddia ileri sürülmediği, dolayısıyla hatır taşıması yapıldığı, müteveffanın çarpma olayından önce traktörden kendini attığı anlaşılmıştır.
Kazanın oluşumunda traktör sürücüsünün asli, yolcu müteveffanın tali derecede kusurlu olduğu alınan rapor kapsamlarıyla sabittir. Müteveffanın yolcu taşımaya elverişli olmayan aracın çamurluk kısmında yolculuk etmesinin müterafik kusur olarak değerlendirilmesi gerektiği (Yargıtay, 17.HD., 27/11/2017 tarih, 2015/4890E., 2017/10968K), olayın hatır taşımasına binaen meydana geldiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporuna karşı itirazlar bulunsa da müteveffanın bu suretle gerçekleşen müterafik kusurunun varlığı traktör sürücüsünün asli olan kusuru karşısında rapor tespitlerini değiştirmeyecek nitelikte olmakla yeniden rapor alınmasına gerek görülememiş, kusur yönünden sorumluluk manevi tazminat miktarlarında gözetilmiştir.
Davacının manevi tazminat istemlerinde sorumluluğun dosyamız yönünden maliki kapsadığı, davalı malik …’nun olaydan bir yıl sonra ileri sürülen aracın izinsiz alındığına dair savunmasına itibar edilmeyeceği, kalıcı mahiyette bir el değiştirme bulunmadığından malik olarak sorumluluğunun devam ettiği, davalının emekli olduğu ve emekli maaşı dışında sürekli geliri bulunmadığı, davacıların ekonomik sosyal durumları, geriye kalan mirasçıların sayısı, müteveffanın müterafik kusuru ile hatır taşımasının varlığı, ülkenin ekonomik durumu, davacıların yaşadığı olayın ağırlığı, kaza tarihi itibariyle zarar görenlerin yaşı ve akrabalığa dair yakınlıkları, meydana gelen ölümlü zararın niteliği nazara alınarak davalı malik yönünden manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiş, fazlaya dair talepler reddedilmiştir.
Davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminatın poliçe teminat kapsamı dışında olduğu, dolayısıyla sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davalı Sigorta Şirketi yönünden davanın Reddine,
2-Davalı … yönünden davanın Kısmen Kabulü ile;
a)Davacı … için 20.000,00 TL,
b)Davacı … … için 15.000,00 TL,
c)Davacı … için 15.000,00 TL,
-manevi tazminatın 03/10/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalı …’dan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin ayrı ayrı Reddine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 3.415,50-TL karar ve ilam harcından 888,03-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 2.527,47-TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvuru harcı, 888,03-TL peşin harç olmak üzere toplam 947,33-TL harcın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacıların vekalet ücreti yönünden;
a-Kabul-red oranına göre davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
b-Kabul-red oranına göre davacı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı … …’a verilmesine,
c-Kabul-red oranına göre davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
6-Davalıların vekalet ücreti yönünden;
a-Kabul-red oranına göre davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. maddesinin manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda hükmedilecek ücretin, davacı lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlemesi ve esastan redde dair ortak red sebebi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
b-Kabul-red oranına göre davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. maddesinin manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda hükmedilecek ücretin, davacı lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlemesi ve esastan redde dair ortak red sebebi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalılara verilmesine,
c-Kabul-red oranına göre davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. maddesinin manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda hükmedilecek ücretin, davacı lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlemesi ve esastan redde dair ortak red sebebi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.067,70-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 205,33-TL’lik kısmının davalı …’dan tahsiliyle davacılara verilmesine; arda kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 261,54-TL’nin davalı …’dan, 1.098,46-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.06/02/2023

Katip …. Hakim …
e-imza e-imza