Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/52 E. 2023/946 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/52 Esas
KARAR NO : 2023/946
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/01/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli)Ticari Şirket (Fesih İstemli)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın, babası ve aynı zamanda davalı şirketin diğer ortağı olan … … ile birlikte kurdukları ve her ikisinin de ortak çalışmasıyla bugünkü konumuna getirdikleri … Ltd. Şti’nde %25 ortak olduğunu, söz konusu şirketin her iki ortağın da doğrudan ya da dolaylı olarak ortak oldukları diğer firmalarla birlikte Türkiye’nin en büyük uluslararası nakliye ve lojistik firmalarından biri olduğunu, ailenin Romanya’daki diğer nakliye şirketleri … ile birlikte hem Türkiye’de hem de Avrupa’da saygın bir konuma geldiğini, ancak ailenin 2015 yılında aldığı kararla, nakliye sektöründeki yatırımlarını sonlandırmaya ve nakliye ve lojistik konulu işlerini tasfiye etmeye başladığını, … …’ın yetkilisi olduğu … A.Ş.’ye şahsına ait Bolu ili, Merkez ilçesi, … mahallesi, … mevkindeki kain, tapunun 694 parselinde 5710 m2 yakıtlı tarla vasıflı taşınmazı 3.000.000,00 TL bedelle … A.Ş.’ye satarak … A.Ş.’deki kârı usulsüz olarak kendisine transfer ettiğini, … …’ın şahsına ait en fazla 1.5 milyon TL edecek bir taşınmazı, alıcı şirketin iştigal konusuna girmemesine ve ihtiyacı olmamasına rağmen 3 milyon TL bedelle satarak hem … A.Ş.’yi hem de başta müvekkili ve davalı şirket olmak üzere tüm ortakları zarara uğrattığını, bu nedenlerle öncelikle diğer ortak … …’ın şirketi zarara uğratıcı iş ve işlemleri ile kararlarının engellenmesi için şirkete tedbiren kayyım atanmasını, yapılacak yargılama neticesinde şirketin feshine karar verilerek tasfiyesini ve tasfiye için mahkeme denetiminde bir tasfiye memuru atanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafı bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketin fesih ve tasfiyesini istemede hukuki yararının bulunmadığının açık olduğunu, dava bakımından şirkete kayyum atanmasını gerektiren objektif koşulların bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili şirketin tarafların ortak çalışması ile bugünkü konuma getirildiği iddia edilmekle bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, … ‘de davalı konumundaki müvekkili şirketin payı bulunmadığından iş bu iddianın davaya konu edilemeyeceğini, davacının asıl kusurlu ortak olduğu ortak olduğu için dava hakkı bulunmadığı gibi çıkma talebinde haklı nedenlerinin de bulunmadığı açık olduğundan, davacının kanunun hukuki korumasından kötü niyetle faydalanmaya çalıştığını ve bu nedenle talebinin reddinin gerektiğini, davacının bir kısım eylem ve işlemlerinden ötürü, davacının yetkilerinin kısıtlandığını, … Tic. A.Ş.’nin Türkiye’nin en iyi hidro elektrik santrallerinden sayıldığını, … …’ın 02/07/2010 tarihinde Romanya’da kurulu … şirketi hesabı üzerinden 3.232.809-USD … Enerji hisselerini satın alma talimatıyla … Ltd. Şti. hesabına gönderdiğini, ne var ki … tarafından müvekkilinin verdiği talimatlara aykırı olarak 2.337.775-USD’nin aynı tarihte müvekkili şirkete aktarıldığını, davacının müvekkili şirket hesabında bulunan parayı 05/10/2010 tarihinde 3.232.809-USD olarak … San. Tic. A.Ş.’nin hisselerini almak üzere talimat verdiğini, ancak talimatın bankaya … …’ın imzası ile verildiğini, olayın müvekkili şirket ortağı … … tarafından öğrenilmesi sonucu davacının yetkilerinin bir kısmının elinden alındığını, davacının müvekkili şirket hesabından 2010-2013 yılları arasında toplam 689.222,08-TL tutarında mazot alımı yaptığını, müvekkili şirketin böyle bir yakıtı tüketmesi ve kullanmasının söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin adresinde bulunan ve kasada muhafaza altına alınan çeklerin kasadan çalınmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davacı vekili ön büro üzerinden göndermiş olduğu, 30/11/2023 tarihli dilekçesiyle, açmış oldukları ticari şirket davasından HMK’nın 307. maddesi gereğince davasından feragat ettiğini ve yarrgılama giderleri ve vekalet ücret taleplerinin olmadığını, davalı vekilince ön büro üzerinden sunulan 30/11/2023 tarihli dilekçe ile feragati kabul ettiklerini ve yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirmişlerdir.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesinde, davadan feragat ya da davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınacaktır.
Davadan feragat H.M.K. nun 307.ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
H.M.K. nun 309.maddesi hükmüne uygun olarak davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragate yetkili olduğu, öninceleme duruşması yapıldıktan sonra feragat edildiği görülmüştür. Bu nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davalı taraf yargılama ücreti ve vekalet ücreti talep etmediğini beyan etmekle, bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Alınması gereken 179,90-TL harcın (269,85-TL’lik ilam harcının 2/3), peşin alınan 59,30-TL’den mahsubu ile eksik yatan 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı karar kesinleştiğinde resen tarafara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.30/11/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”