Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/513 E. 2021/706 K. 16.08.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/513 Esas
KARAR NO:2021/706

DAVA:Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ:11/08/2021
KARAR TARİHİ:16/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; … Bankası … Şubesi’ne ait … çek numaralı olan ve boş koçan halinde bulunan çekleri kaybettiğini, boş koçan halinde bulunan bu çeklere ödeme yasağı konulmasını ve ayrı ayrı iptallerinin yapılmasını talep etmiştir.
Dava, TTK’nun 818/1-s yollamasıyla 757-764. maddeleri hükümlerine göre zayii nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir.
HMK 382/2.e-6 bendine göre, eldeki dava çekişmesiz yargı işidir. Çekişmesiz yargı işlerinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulü uygulanır.( HMK 385/1)
Hasımsız açılan davalarda dava dilekçesi verilmekle, dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmış olduğundan, ön inceleme aşaması başlar (HMK 322.maddesi atfıyla aynı Yasa’nın 137.maddesi). HMK 320/1.maddesi gereğince, mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. HMK 138.maddesi uyarınca, ön inceleme aşaması başladığında mahkeme, dava şartları hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
HMK 114/1.h.bendinde, hukuki yarar dava şartları arasında sayılmıştır. HMK 115/1.maddesine göre, mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır ve dava şartlarında eksiklik bulunması halinde davanın usulden reddine dair kararını yargılamanın her aşamasında verir. Bu hukuki gerekçelerle, çek iptali davalarında dava dilekçesi üzerinden duruşma açılmadan davanın reddine karar verilebilecektir.
İptal davası açma hakkı, TTK’nın 651.maddesi uyarınca, çeke bağlı alacağı bulunan hamile aittir. İptal kararını alan hamil, TTK’nın 652. maddesinde düzenlendiği üzere, hakkını senetsiz ileri sürebilir ya da borçludan yeni bir kıymetli evrak düzenlenmesini isteyebilir. İptal davasının amacı budur.
Yine 818/s.maddenin atfı ile uygulanması gereken TTK’nun 757/1 maddesi “İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.” düzenlemesine yer vermiş olup tedbir mahiyetinden de anlaşılacağı üzere tedbir talebinde ve dava açılmasında, hamilin haklarının esas alındığı açıktır. Eş deyişle, zayi nedeniyle çek iptali davası hamilin senetten kaynaklanan haklarını korumasına ve haklarını temin etmesine yönelik bir davadır. Öncelikle dava hasımsız dava niteliğinde olduğundan, 3. kişiler açısından kesin hüküm doğurmadığından, mahkemece iptal kararı verilse dahi yasal çerçevede çeki elinde bulunduran kişi henüz ödeme yapmamış keşideci, lehtar veya kendisinden önceki cirantalara müracaat edebilir. Alınan iptal kararı da meşru hamilin senetten kaynaklanan haklarını sona erdirmez. Yasa koyucunun iptal davasına gerek duymasının nedeni; iptal kararı sonrası hakkın hamil tarafından senetsiz tahsilini veya yeni bir senet düzenlenmesini sağlamak (TTK’nun 652) iyi niyetle, iptal kararı getiren hamile ödeme yapan borçluyu, seneti ele geçiren üçüncü kişilere karşı senetten kaynaklanan borç nedeniyle sorumluluktan kurtarmaktır. Kıymetli evrak iptali davasının kanunda düzenlenen şartları ve amacı değerlendirildiğinde, davacının keşideci konumunda bulunacağı çek yapraklarının iptali için dava açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Davacının ileride karşılaşa bileceği ihtimali dava ve takipler, bu davayı açmasında hukuki yarar olarak görülemez. Zira yukarıda da açıklandığı üzere bu davada verilebilecek iptal kararı üçüncü kişiler yönünden kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 23/01/2015 tarih, 2014/19118 esas ve 2015/925 karar sayılı ilamı; 15/04/2015 tarih, 2015/571 Esas ve 2015/5258 Karar sayılı ilamı; 03/06/2015 tarih, 2015/2751 Esas ve 2015/7625 Karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere keşidecinin çek iptali davası açma hakkı bulunmamaktadır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 17/04/2013 tarih, 2012/8365 Esas ve 2013/7471 Karar sayılı ilamı; 26/06/2012 tarih, 2011/9069 Esas 2012/10993 Karar sayılı ilamı; 17/12/2013 tarih, 2013/9917 Esas 2013/23042 Karar sayılı ilamı; 18/11/2013 tarih, 2013/6068 Esas 2013/20772 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere bu davanın açılabilmesi için davacının keşideci değil, hukuki hamil olması gerekir, keşidecinin doğrudan doğruya çek iptali davası açma hakkı bulunmayıp keşidecinin keşide ettiği çekin bedelini hamile ödeyerek çeki geri alması da kendisine hamil sıfatı kazandırmaz.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı boş çeklerin kaybolduğu iddiası ile çek iptali talep etmektedir. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere keşideci çek iptali davası açamayacaktır. Çekin kaybolduğu ve çek yaprağının imzalanıp doldurulması halinde çeke dayalı menfi tespit davası da açılabileceği gibi dava hasımsız olup basit yargılama usulüne tabi olduğu ve duruşma açılmadan ret kararı verilebileceği kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-h maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince, dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine,
2-Yeteri kadar harç peşin alındığından ayrıca alınmasına mahal bulunmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, 6100 sayılı Yasanın 382/2-e6 maddesi delaleti ile 320/1.maddesinin verdiği yetki ile dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi. 16/08/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır