Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/478 E. 2022/451 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/478 Esas
KARAR NO : 2022/451

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, yanlar arasında müvekkil şirket markasına ait jeneratör grubunun satımı konusunda 04/03/2019 tarihli satım sözleşmesi uyarınca Jeneratör grubunun toplam satış bedelinin KDV dahil 80.240 Euro olarak belirlendiğini, davalı borçlu kısmen ödeme yapmışsa da bakiye 6.526,76 Euro ödeme yapmadığını, davalıya yasal yollara başvurulacağı bildirilmişse de davalının ödeme yapmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasından takip başlatılmışsa da, davalının haksız yere borca ve yetkiye itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, bahsi geçen sözleşme uyarınca ödemelerin gününde muntazam ve Euro olarak yapıldığını başkaca borcun kalmadığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, ticari satım sözleşmesi kapsamında ödenmemiş bakiye bedelin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davalı borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz etmişse de yanlar arasındaki varlığı ihtilafsız sözleşmede İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri münhasır yetkili kılındığından her iki tarafın tacir olması da gözetilerek HMK’nın 17. maddesi gereğince yetki itirazının reddi gerekmiştir.
Davalı ödeme def’ini ileri sürmüş olup ispat yükünü üzerine almıştır. Parasal sınır itibariyle HMK’nın 200 vd maddelerine göre yazılı delille ödeme olgusunun ispatı gerekir. Bu minvalde her iki taraf defterleri SMM Bilirkişi vasıtasıyla incelenmiş olup, davacı defterinde 6.526,76 Euro (59.364,80 TL), davalı defterinde ise tam aksine davacıdan 153,00 Euro alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Defterler arasındaki 7.241,76 Euro farklılığın, davalı tarafından yapılan ödemelerin ödeme gününde belirtilen ve sözleşmede 7. maddesinde kararlaştırılan TCMB Döviz Satış Kurundan işlem yapılmamasından, yani kur farkından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Buna göre taraf ticari defterleri arasındaki hesap farkına ilişkin sözleşmede belirtildiği şekli ile ödeme günündeki TCMB döviz satış kuru dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davalının davacıya yapmış olduğu ödemeler toplamının 327.555,66 Euro olarak kayıtlara alınması gerektiği, ancak davacı kayıtlarında bu tutarların 327.573,24 Euro olarak kabul ettiğinden davacı kayıtlarının kabulünün gerekeceğinden takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 7,241,76 Euro farkın kabul edileceği, ancak cari hesap işlemlerine dayalı olarak davalı ticari defterlerinde 715 Euro alacak bakiyesinin mahsubu neticesinde (7.241,76 Euro – 715,00 Euro) davacının davalıdan 6.526,76 Euro alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Davalı vekilinin rapora vaki itirazında; aralarında 02/05/2019 ve 17/07/2020 tarihli başka sözleşmeler de bulunduğunu, 04/03/2019 tarihli sözleşmeden kaynaklanan sözleşme bedelini ise euro olarak ödediklerini ileri sürmüşse de, davacı defterlerindeki ödeme kayıtları karşılaştırıldığında özellikle sözleşmenin 7. maddesindeki kur farkı hükmü nazara alınarak yapılan ödemelerin kısmen yetersiz olduğu, bakiye ödemenin ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davacının yaptığı ödemeler ihtilafsız olup kur farkı nedeniyle kalan bakiye bedel takibe konu edilmiştir. Ayrıca sair sözleşmelerle ilgili ne raporda ne de dava dilekçesinde bir talep söz konusu değildir. Bilirkişinin inceleme sonucu yaptığı tespitler dava konusu sözleşmeye ilişkin olup yerindedir. Bu nedenle davalı itirazları yerinde görülmemiştir. Hal böyleyken, ödeme konusunda ispat yükünü üzerine alan davalının bu durumu ispat edemediği (cevap dilekçesinde de yemine de dayanmadığı) gözetilerek davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali ile; takibin 6.526,76 EURO asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Faiz Kanunu 4/a maddesine göre işleyecek ve hesaplanacak döviz faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatı 11.872,96 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 4.507,47 TL harçtan peşin alınan 1.062,14 TL harcın mahsubu ile, bakiye 3.445,33 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 9.378,12 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 109,50 TL posta ve tebligat masrafı, 800,00 TL bilirkişi masrafı, 1.129,94 TL harç giderleri olmak üzere cem’an 2.039,44 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davadan önce hazineden sarf edilen 1.320,00 TL’den ibaret arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce tahsil yazısı yazılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 15/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*