Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/453 E. 2022/378 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/453 Esas
KARAR NO : 2022/378

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkil şirketle ile aralarında ticari ilişki olduğunu, davalı taraf müvekkilin şirketinden satın almış olduğu malları teslim aldığını, bu ticari ilişkiler sonucunda müvekkilin şirket satılan malların karışılığı alacaklarını davalıdan talep ettiğini, davalı şirket malların bedelini tarafların anlaşması gereğince bir kısmını ödediğini, müvekkil şirket kalan alacağı ile ilgili davalı tarafa 20/11/2018 tarihinde mutabakat mektubu gönderdiğini, ve davalı şirket de kalan borcunu kabul ettiğini ancak müvekkil beklememekten bir sonuç alınamayınca bu sefer İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe geçildiğini, davalı taraf borca ve ferilerine karşı haksız itirazı nedeni ile ticari ilişkiyi kabul ettiğini, davalı şirket icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, bu itirazı nedeni ile takibin durduğunu, davalı şirketin menkul ve gayrimenkul banka hesaplarını ve 3. şahıslar nezrindeki hak ve alacakları üzerine teminatsız veya teminat karşılığı olarak ihtiyati tedbir konulmasını, davalı borçlunun İstanbul… İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından yürütülen takibe yönelik olarak yaptığı itirazın iptalini ve anılan takibin devamını, haksız ve alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik bu itiraz nedeni ile davalı borçlunun asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatını müvekkile ödemsini, talep konusu yapılan alacakların teminat altına alınmasını, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası
2-Davacının ticari defter ve kayıtları
3-Mutabakat metni
4-Bilirkişi raporu
5-Davacının beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz (Yargıtay 19 H.D. 2009/8074 E- 2010/5025 K sayılı içtihadı).
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir. (Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası sistem üzerinden getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Dairesinin…Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 10.994,36-TL asıl alacak 211,45-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.205,45-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 03/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 04/01/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mutabakatın incelenmesinde; taraflar arasında imzalandığı, 20.11.2018 tarihli olduğu, davalının 10.994,36-TL borçlu olduğunu kabul ettiği anlaşılmıştır.
Mali bilirkişinin 14/02/2022 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; tutulması zorunlu defterler ve defter tasdiklerine ilişkin olarak, davacı şirketin e-defter niteliğinde tutulmuş olan 2018-2019-2020-2021 yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı/beratlarının zamanında alındığını, davalının ticari defterlerinin incelemeye sunulmadığı davacının 2018-2019-2020 ve 2021 yılları ticari defterleri incelendiğinde, davacının takip konusu alacağının, davalı adına tanzim ettiği 26.04.2018 Tarih ve … nolu 10.994,36 TL tutarlı faturadan kaynaklandığını, takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davacının alacağının/davalının borcunun 10.994,36 TL olarak kayıtlı/mevcut olduğu hususlarının tespit edildiğini,yapılan tespitler neticesinde davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olan davalıdan alacağının (yani takip ve dava tarihi itibariyle mevcut olan 10.994,36TL tutarındaki davalının borcunun) kabulü hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunu, davalı takip öncesi dönemde temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından davacı vekili tarafından sunulmuş olan 24/12/2018 tarihli “Borç Bildirim Belgesi”nin davalı adına tanzim edildiği ve işbu belge ile de davalıya “31/10/2018 tarihi itibariyle mevcut 10.994,36TL tutarındaki borcunu en geç 24/12/2018 tarihine kadar ödemesinin ihtar edildiğini, huzurdaki davaya konu takipte, takip öncesi dönem için talep edilmiş olan 211,45 TL işlemiş faizin talep edilemeyeceğini, bildirilmiştir.

Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce öninceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalıya işbu duruşma tutanağının ihtaratlı olarak tebliğ edildiği, inceleme gün ve saatinde davalı hazır olmadığı gibi mazeret de bildirmediği, incelemenin sadece davacı defterleri üzerinden yapıldığı, davacının alacağına dayanak olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının faturaya konu malı teslim ettiği veya hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından taraflar arasındaki mutabakatın sunulduğu, bu hususun bilirkişi raporunda da belirtildiği, davalının mutabakata ilişkin itirazının bulunmadığı davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtayın yerleşik içtihatlarının da bu doğrultu da olduğu, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
Yargılama Gideri ve Vekalet Ücreti yönünden; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Aynı yasanın arabuluculuk ücreti 18/A-12 fıkrası uyarınca anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Somut olayda davalı arabuluculuk toplantısına katılmadığı arabuluculuk son tutanağı ile sabit olmakla lehine vekalet ücretini hükmedilmeyerek yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 10.994,36-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 2.198,87-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 751,02-TL karar ve ilam harcından 135,34-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 615,68-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvuru harcı, 135,34-TL peşin harç olmak üzere toplam 194,64-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 788,50-TL yargılama gideri davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır