Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/444 E. 2023/620 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/444 Esas
KARAR NO : 2023/620 Karar
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2022/… E. 2022/… K.
DAVA : Sigorta
DAVA TARİHİ : 17/06/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; Davanın konusu itibariyle zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunu, bu nedenle 25.05.2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak yapılan görüşme sonucunda anlaşmaya varılamadığını, müvekkilinin murisi … … …’ın 16.11.2017 tarihinde … Bankasından kullandığı 95.000 TL kredi karşılığında kendisine hayat sigortası yapıldığını, bunun karşılığında 570,00 TL sigorta parası kesildiğini, murisin 14.10.2018 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin bakiye kredi borcunun ödenmesi için başvuru yaptıklarında sigorta şirketinin murisin poliçenin düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan hastalığını gizlemiş olduğu gerekçesiyle ödeme yapmaktan imtina ettiğini, sigorta tarafından müvekkile gönderilen cevabi yazıda murisin hangi hastalığı olup da bunu gizlediğinin açıkça belirtilmediğini, kaldı ki murisin bilinen kronik veya normal hiçbir hastalığının olmadığını, ölüm belgesinden de anlaşılacağı üzere murisin ölüm nedeninin … arasında kalp durması olarak bilinen “… …” olduğunu, … …’ in vücutta vuku bulması için herhangi bir kronik veya kalıtsal bir hastalığın bulunmasına gerek olmadığını, sağlam çalışan bir kalpte de … … sonucu ölümlerin meydan gelebileceğini, işbu sebeple sigorta tarafından sadece bu gerekçeye dayanılarak ödeme yapılmamasının açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, muris, öldüğü tarihte 10 taksit olarak çekmiş olduğu kredinin 1 taksitini ödediğini ve geriye 9 taksit kaldığını, murisin ölümünden bu yana ise her ne kadar bakiye borç miktarı öncelikle sigorta şirketi tarafından bankaya ödenmesi ve bu noktada da bankanın sigorta şirketinin göstereceği herhangi bir sebebe bakmaksızın sigorta şirketine başvurması gerekirken, vadesi gelen tüm taksitlerin müvekkili tarafından ödendiğini, toplam borç 114.400,55 TL olmakla, 61.411,10 TL ödeme yapıldığını, kredi teminat miktarının ise 95.000,00 TL olduğunu, dava tarihi itibariyle ödeme planının ekte sunulduğunu, bilirkişi marifetiyle de araştırma yapılarak bankaya karşı müvekkilinin ve davalı sigorta şirketinin sorumluluklarının belirlenmesini, fazla yapılan ödemelerin sigorta şirketinden tahsil edilmesini talep ettiklerini, açıklanan hususlar nedeniyle; müvekkilinin bankaya yapmış olduğu fazla ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline geri ödenmesine, vadesi gelmemiş ve banka ödenmesi gereken miktarın ise sigorta şirketi tarafından ödenmesine, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, iddia ve talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; Davanın konusu itibariyle zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunu, bu nedenle 25.05.2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak yapılan görüşme sonucunda anlaşmaya varılamadığını, müvekkilinin murisi … … …’ın 16.11.2017 tarihinde … Bankasından kullandığı 95.000 TL kredi karşılığında kendisine hayat sigortası yapıldığını, bunun karşılığında 570,00 TL sigorta parası kesildiğini, murisin 14.10.2018 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin bakiye kredi borcunun ödenmesi için başvuru yaptıklarında sigorta şirketinin murisin poliçenin düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan hastalığını gizlemiş olduğu gerekçesiyle ödeme yapmaktan imtina ettiğini, sigorta tarafından müvekkile gönderilen cevabi yazıda murisin hangi hastalığı olup da bunu gizlediğinin açıkça belirtilmediğini, kaldı ki murisin bilinen kronik veya normal hiçbir hastalığının olmadığını, ölüm belgesinden de anlaşılacağı üzere murisin ölüm nedeninin … arasında kalp durması olarak bilinen “… …” olduğunu, … …’ in vücutta vuku bulması için herhangi bir kronik veya kalıtsal bir hastalığın bulunmasına gerek olmadığını, sağlam çalışan bir kalpte de … … sonucu ölümlerin meydan gelebileceğini, işbu sebeple sigorta tarafından sadece bu gerekçeye dayanılarak ödeme yapılmamasının açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, muris, öldüğü tarihte 10 taksit olarak çekmiş olduğu kredinin 1 taksitini ödediğini ve geriye 9 taksit kaldığını, murisin ölümünden bu yana ise her ne kadar bakiye borç miktarı öncelikle sigorta şirketi tarafından bankaya ödenmesi ve bu noktada da bankanın sigorta şirketinin göstereceği herhangi bir sebebe bakmaksızın sigorta şirketine başvurması gerekirken, vadesi gelen tüm taksitlerin müvekkili tarafından ödendiğini, toplam borç 114.400,55 TL olmakla, 61.411,10 TL ödeme yapıldığını, kredi teminat miktarının ise 95.000,00 TL olduğunu, dava tarihi itibariyle ödeme planının ekte sunulduğunu, bilirkişi marifetiyle de araştırma yapılarak bankaya karşı müvekkilinin ve davalı sigorta şirketinin sorumluluklarının belirlenmesini, fazla yapılan ödemelerin sigorta şirketinden tahsil edilmesini talep ettiklerini, açıklanan hususlar nedeniyle; müvekkilinin bankaya yapmış olduğu fazla ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline geri ödenmesine, vadesi gelmemiş ve banka ödenmesi gereken miktarın ise sigorta şirketi tarafından ödenmesine, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, iddia ve talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin murisi … … …’ın 16/11/2017 tarihinde … Bankasından kullandığı 95.000,00-TL kredi karşılığında kendsine hayat sigorta yapılmış olduğunu ve bunun karşılığında 570,00-TL sigorta parası kesildiğini, murisin 14.10.2018 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin bakiye kredi borcunun ödenmesi için başvuru yaptığında sigorta şirketi tarafından poliçenin düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan hastalığını gizlemiş olduğu gerekçesiyle ödeme yapmaktan imtina ettiklerini, sigorta tarafından müvekkiline gönderilen cevabi yazıda murisin hangi hastalığı olup da bunu gizlediğinin açıkça belirtilmemiş olduğunu, kaldı ki murisin kronik veya normal hiçbir hastalığının bulunmadığını belirterek, bankaya ödenen ve ödenecek olan sigorta teminat tutarının vade tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte müvekkiline geri ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, kredi kullanımı için hayat sigortası yaptıran müteveffanın ölümü nedeni ile sigorta poliçe tazminatının mirasçılarına ödenmesi istemine ilişkindir.
Sigorta sözleşmesi; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1401 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi halinde bunu tanzim etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1487 inci maddesinin birinci fıkrasında ise; “Hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması halinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.”;Aynı Kanun’un 1493 üncü maddesinin yedinci fıkrasında ise; “Sigortacıdan edimi istem ve tahsil yetkisi, aksi kararlaştırılmadıkça, lehtara aittir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Hayat sigortası sözleşmesi, belli bir kişinin ölümü veya hayatta kalması halinde sigorta şirketinin lehtar olarak belirlenen kimseye sözleşmede öngörülen sigorta bedelini ödemesi esasına dayanmaktadır.
Krediye bağlı hayat sigortası sözleşmesi ise, kredi alanın ölümü halinde bakiye kredi borcunun ödenmesini teminat altına alan özel bir hayat sigortası türüdür. Sözleşmenin kredi kuruluşu veya kredi borçlusu tarafından akdedilmesi önem taşımaksızın her iki halde de, “sigortalı” sıfatı kredi borçlusuna; “lehtar” sıfatı ise kredi kuruluşuna ait olmakta ve uygulamada, her iki ihtimalde de, prim borcu ek bir kredi sözleşmesi ile kredi borçlusundan tahsil edilmektedir. Uygulamada kullanılan krediye bağlı hayat sigortası genel şartlarında, “sigortalının ölüm tarihinde kredi borcunun henüz ödenmediği hallerde, sigorta bedelinin kredi kuruluşuna; kredi borcunun ödenmiş olduğu ihtimalde ise sigorta bedelinin tamamının veya bakiye borcun kredi kuruluşuna ödenmesinden sonra, sigorta bedelinden artan kısmının sigortalının mirasçılarına ödeneceği” yönünde kayıtlara; yine alacaklı kredi kuruluşunun “dain-i mürtehin” olarak atandığına ilişkin kayıtlara yer verilmektedir. Kredi borçlusunun ölümü halinde hak kazanılacak olan sigorta bedeli üzerinde “rehin hakkı sahibi alacaklı”yı ifade etmek üzere kullanılan bu kavram, Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Yönetmeliği’nin m.4/1a’da; “Kredinin geri ödenmeme riskini ortadan kaldırmak amacıyla yaptırılan sigortalarda, riskin gerçekleşmesi üzerine ödenecek olan tazminat tutarından birinci derecede alacaklı olan gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır.
Bilirkişinin düzenlediği 28/02/2022 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacının murisinin davalı … Bankası A.Ş.-… Şubesinden kullandığı kredimin teminatı olarak ve ilgili Banka kredi sözleşmesi şartları uyarınca davalı Sigorta Şirketi ile aktettiği 16.11.2017 başlangıç tarihli 16.11.2018 bitiş tarihli, … numaralı 95.000,00 TL vefat teminatlı … Sözleşmesi vadesi için vefat olgusunun gerçekleştiği, davacıların miras bırakanı Müteveffanın Bilirkişi Raporunda ayrıntılarına yer verildiği üzere vefatına neden olan ” … … ” nedeniyle tedavi görmüş olduğuna ve işbu bu hastalığı ilgili poliçenin düzenlemesi sırasında soru formunda beyan etmeyerek gizlediği yolunda Bilirkişi Kurulumuzca bir tespit yapılamadığı, kredi borçlusu sigortalının müteveffa sigortalının sigorta yaptırırken kendisinde bulunan hastalığı/hastalıkları gizlemiş olması ve ölümününde gizlenen hastalık/hastalıklar kaynaklı olarak meydana gelmiş olduğuna dair tespit yapılmamış olmakla davalı Sigorta Şirketinin Dain Mürtehin konumunda olan dava dışı Bankanın derdest davanın açılmasına ” Muvafakat” bulunduğuna dair yazının muvafakat belgesinin dosyaya ibrazı halinde, davacının T.C … Noterliği’ nin 17.10.2018 Tarih ve Yev sayılı 0… ” Mirasçılık Belgesi” nde yer alan ancak miras hissesi oranında vefat tazminatını talepte hakkı bulunduğuna, nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere Sigortacının davacılara karşı sorumluluğunun (1. derecede Lehdar Dain Mürtehin konumunda olan Bankadan bu konuda yazılı muvafakatname alınmak kaydı ile ) poliçe ön yüzünde belirtilen 95.000.00 TL vefat tazminat tutarından davacıların mirastaki hisseleri oranında ve banka nezdinde ödenmemiş kredi taksitlerinin bulunması halinde söz konusu kredi borcu dışında kalan kısımla o sınırlı olacağını görüş ve kanaatinde raporu sunmuşlardır.
Bilirkişinin düzenlediği 17/02/2023 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacının murisinin davalı … Bankası A.Ş.-… Şubesinden kullandığı kredinin teminatı olarak ve ilgili Banka kredi sözleşmesi şartları uyarınca davalı Sigorta Şirketi ile aktettiği 16.11.2017 başlangıç tarihli 16.11.2018 bitiş tarihli, … numaralı 95.000,00 TL vefat teminatlı … Sigorta Sözleşmesi vadesi içinde vefat olgusunun gerçekleştiği, davacıların miras bırakanı Müteveffanın Bilirkişi Raporunda ayrıntılarına yer verildiği üzere vefatına neden olan ” … … ” nedeniyle tedavi görmüş olduğuna ve işbu bu hastalığı ilgili poliçenin düzenlemesi sırasında soru formunda beyan etmeyerek gizlediği yolunda Bilirkişi Kurulumuzca bir tespit yapılamadığı, Kredi borçlusu sigortalının müteveffa sigortalının sigorta yaptırırken kendisinde bulunan hastalığı/hastalıkları gizlemiş olması ve ölümünde gizlenen hastalık / hastalıklar kaynaklı olarak meydana gelmiş olduğuna dair tespit yapılmamış olmakla davalı Sigorta Şirketinin Dain Mürtehin konumunda olan dava dışı Bankanın derdest davanın açılmasına ” Muvafakat”ı bulunduğuna dair yazının / muvafakat belgesinin dosyaya ibrazı halinde, davacının T.C … Noterliği’ nin 17.10.2018 Tarih ve Yev sayılı 0… Mirasçılık Belgesi” nde yer alan ancak miras hissesi oranında (3/4 oranında) vefat tazminatını talepte hakkı bulunduğuna , nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere huzurdaki dava ve birleşen dava yönünden Sigortacının – davacılara karşı sorumluluğunun (1. derecede Lehdar -Dain Mürtehin konumunda olan Bankadan bu konuda yazılı muvafakatname alınmak kaydı ile ) poliçe ön yüzünde belirtilen 95.000.00 TL vefat tazminat tutarından davacıların mirastaki hisseleri oranında ve bankaya yapılan ödeme tutarı 99.613,26 TL ile henüz vadesi gelmemiş kredi taksit tutarı 12.638,55 TL’den dolayı belirtilen sigorta tazminat tutarı limiti kadar (95.000 TL) sorumlu olacağı görüş ve kanaatinde sunulmuştur.
Birleşen ve esas davada davacılar vekilinin 11/10/2022 tarihli dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 12.736,08 tutarın 18.12.2018’den itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi, 13.395,00 tutarın 16.05.2019’den itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi, 11.723,26 tutarın 11.11.2019’den itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi, 10.623,11 tutarın 20.05.2020’den itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ‘yle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin görev itirazının değerlendirilmesi neticesinde; davacıların murisi tarafından kullanılan kredinin, … Kredi ve Kefalet Kooperatifi vasıtasıyla kullandırılan ticari kredi sözleşmesi mahiyetinde olduğundan davalının görev itirazının reddine karar verilerek mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamının bir arada değerlendirilmesi neticesinde davacı ve birleşen dosya davacısının murisinin kullandığı işletme kredisi sebebiyle hayat sigortası yaptırdığı, poliçenin başlama tarihinin 16.11.2017, bitiş tarihinin 16.11.2018, prim tutarının 570 TL, yıllık teminat tutanının 95.000 TL olduğu, bu teminatın “Hastalık Maluliyet 95.000 TL, Kazaen maluliyet 95.000 TL, vefat teminatı 95.000 TL” şeklinde belirlendiği, Dain Mürtehin
bölümünde ise “Borcu kadarı, 1-6-… … Şb. 2297 1215 ; kalanı,” şeklinde açıklamanın bulunduğu, davacı ve
birleşen dosya davacısının murisi … … …’ın 14/10/2018 tarihinde vefat ettiği, yargılama devam ederken Dain Mürtehin sıfatı bulunan … … şubesi tarafından davaya muvafakat edildiği, her ne kadar davalı tarafça davacıların murisinin hastalığını gizlediğinden bahisle ödeme yapılmadığı beyan edilmiş ise de, mahkememizce alanında uzman doktor bilirkişinin içerisinde bulunduğu heyetten alınan bilirkişi raporu ile davacının murisinin ölüm nedeni olan … … Tanısına ilişkin doğrudan ölüme sebep olan hastalık veya durum, tanımlanmamış. Hastalığın başlangıcından ölüme kadar geçen yaklaşık süre 1 saat, raporda bu şekilde tanımlanan ölüm sebebinin tanımlamadan oldukça net bir şekilde anlaşılacağı üzere önceden bilinmeyen ve bir saat içinde başlayan ve ölüme neden olan bir durum olduğu
görülmektedir. Sigortalının kendisinde poliçe tanzim tarihinde var olan ve aynı zamanda bir rahatsızlığın kasten gizlediğine dair bir tespit yapılmamış olup, bu durumda Kurulumuzca sigortalı müteveffanın sözleşmenin yapılması sırasında bildiği hastalığını gizlediği kanaatine varılmamış olmakla … Şartları C.2.2.2 maddesine göre sigortacı açısından sözleşme kapsamda sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü
bulunacağı görüşüne ulaşıldığı, bu itibarla davalının tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, davacı vekili tarafından murisinin ölümü sonrasında yapılan ödemeler nispetinde davanın dava değerinin 47.477,45 TL olarak ıslah edildiği, mahkememizce davacı tarafa ıslah edilen bedelin hangi kısmının asıl dava hangi kısmının birleşen davaya ilişkin olduğunu açıklamak üzere süre verildiği, davacı tarafça eşit oranda pay edilmesinin talep edildiği, davacı murislerin dosya arasında bulunan … Noterliğinin 17/10/2018 tarih, … yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre asıl davada davacı … … …’ın 3 pay, birleşen dosyada davacı … …’ın ise 1 pay olmak üzere mirasçı oldukları, asıl davada davacının talebi ile bağlı kalınarak [Islah dilekçesinde belirtilen talebin yarısı oranında (asıl dava ve birleşen dava yönünden eşit talepte bulunduğundan)] ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle davanın kabulüne, birleşen dava yönünden [Islah dilekçesinde belirtilen talebin yarısı oranında (asıl dava ve birleşen dava yönünden eşit talepte bulunduğundan)] davacının murisin 1/4 oranında miras payının bulunduğu nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KABULÜ ile taleple bağlı kalınarak;
– 6.368,04 TL’nin 18.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi,
– 6.697,50 TL’nin 16.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi,
– 5.861,63 TL’nin 11.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi,
– 5.311,55 TL’nin 20.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;
2-Mahkememizde birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı davanın Kısmen Kabulü ile;
– 3.121,15 TL’nin 18.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi,
– 3.063,75 TL’nin 16.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi,
– 2.930,81 TL’nin 11.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi,
– 2.442,02 TL’nin 20.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi
– 3.466,60 TL’nin 16.08.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi
– 3.393,00 TL’nin 18.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi
– 3.273,11 TL’nin 16.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine;
Asıl dava yönünden;
a-Karar ve ilam harcı 1.655,74-TL nin peşin ve ıslah alınan 1.759,30-TL den düşümü ile kalan 103,56-TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
b-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-10 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 1.715,04‬ TL peşin, ıslah ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 3.132,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden;
a-Karar ve ilam harcı 1.481,67-TL nin peşin ve ıslahla alınan 2.080,70-TL den düşümü ile kalan 599,03-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yatırılan 1.562,37‬-TL peşin, ıslah ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-10 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00.-TL’nin 1.396,00 TL’sini davalıdan 164,00 TL’sini davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
d-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.548,29-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır