Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/442 E. 2021/656 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/442 Esas
KARAR NO:2021/656

DAVA :Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/07/2021
KARAR TARİHİ:08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davacının … bayisi şirketi 12.10.2018 tarihinde kurmuş ve tek ortağı ile yetkilisi olup Davalı ise dava dışı … ve …’in sahibi olduğu … mobil çalışanı olup, ayrıca …’in eşinin kardeşi olduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi …E. Sayılı dava dosyası ile yukarıda bahsi geçen aracın trafik tescili ve bedel talepli dava ikamesi sonrası diğer dava davalısı … tarafından ilgi araç muvazaalı olarak davalıya devredildiği öğrenildiğini, ayrıca ilgi aracın… …’e ait kendine ait alandan (…, … Asf. No:…, … …/…) … otoparkından 19.06.2021 günü aracın güvenlik görevlilerine yeni çıkartılan ruhsat gösterilerek aracın anahtarlarını kayıp ettiği yalanı beyan edilerek aracı çekici ile çektirdiğini, araç çekilmesi esnasında diğer dosya davalısı …’inin olay yerinde olduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi …E. Sayılı dava dosyası ile ilgi aracın mülkiyeti ihtilaflı olup bu davada davacı aracın kendisine ait olduğunu, davalı ise aralarında adi ortaklık olduğunu aracın adi ortaklıktan kaynaklı kar payıyla alındığını beyan ettiğini, bu dosyadaki yalan beyanlara cevap henüz tarafımızca sunulmamışsa dahi bu dosya beyanları itibariyle ihtilaf değerlendirildiğinde aracın davacıya ait olması halinde aracın müvekkil adına tescili gerekmekte olup muvazaalı devir bu hususu engellemeye yönelik olduğunu, … plakalı … marka, araç şase no … şase numaralı aracın dava sonuna kadar tedbiren 3. kişilere satış ve devrinin yasaklanarak aracın siciline işlenmesi adına tedbir kararı verilmesini, dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi …E. Sayılı dosya ile birleştirilmesini, davanın kabulünü, … plakalı aracın davalı adına muvazaalı olarak gerçekleşen devrinin iptaliyle davacı adına tescilini, bu husus mümkün olmazsa ve tescil talebimizden sonra gelmek üzere terditli olarak aracın güncel değerinin tazminat olarak davacıya ödenmesine yönelik belirsiz alacak davamızın kabulünü, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Dava; muvazaalı satışın iptali ile davacı adına tescili talebine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/442 Esas
KARAR NO:2021/656

DAVA :Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/07/2021
KARAR TARİHİ:08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davacının … bayisi şirketi 12.10.2018 tarihinde kurmuş ve tek ortağı ile yetkilisi olup davalı ise dava dışı … ve … … sahibi olduğu … mobil çalışanı olup, ayrıca … … eşinin kardeşi olduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi …E. Sayılı dava dosyası ile yukarıda bahsi geçen aracın trafik tescili ve bedel talepli dava ikamesi sonrası diğer dava davalısı … tarafından ilgi araç muvazaalı olarak davalıya devredildiği öğrenildiğini, ayrıca ilgi aracın… …’e ait kendine ait alandan (…,… Asf. No:…, … …/…) … otoparkından 19.06.2021 günü aracın güvenlik görevlilerine yeni çıkartılan ruhsat gösterilerek aracın anahtarlarını kayıp ettiği yalanı beyan edilerek aracı çekici ile çektirdiğini, araç çekilmesi esnasında diğer dosya davalısı … … olay yerinde olduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi …/… E. Sayılı dava dosyası ile ilgi aracın mülkiyeti ihtilaflı olup bu davada davacı aracın kendisine ait olduğunu, davalı ise aralarında adi ortaklık olduğunu aracın adi ortaklıktan kaynaklı kar payıyla alındığını beyan ettiğini, bu dosyadaki yalan beyanlara cevap henüz tarafımızca sunulmamışsa dahi bu dosya beyanları itibariyle ihtilaf değerlendirildiğinde aracın davacıya ait olması halinde aracın müvekkil adına tescili gerekmekte olup muvazaalı devir bu hususu engellemeye yönelik olduğunu, … plakalı … marka, araç şase no … şase numaralı aracın dava sonuna kadar tedbiren 3. kişilere satış ve devrinin yasaklanarak aracın siciline işlenmesi adına tedbir kararı verilmesini, dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi …/… E. Sayılı dosya ile birleştirilmesini, davanın kabulünü, … plakalı aracın davalı adına muvazaalı olarak gerçekleşen devrinin iptaliyle davacı adına tescilini, bu husus mümkün olmazsa ve tescil talebimizden sonra gelmek üzere terditli olarak aracın güncel değerinin tazminat olarak davacıya ödenmesine yönelik belirsiz alacak davamızın kabulünü, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Dava; muvazaalı satışın iptali ile davacı adına tescili talebine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki araç mülkiyetinden kaynaklandığı, davacının davasını muvazaalı satışa dayandırdığı ve davayı aracı devir alana yönelttiği, bu davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, muvazaalı satışın 6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, dosya içeriğinin incelenmesinde davalının tacir olduğuna dair bilgi ve belge de bulunmadığı, davalının ticaret sicil gazetesinde kaydının da bulunmadığı, davacının davalının tacir olduğuna dair iddiası bulunmadığı, dava konusu aracın incelenmesinde hususi nitelikte olduğu, ticari niteliğinin de bulunmadığı, bu hali ile TTK 4. maddesinde tarif edilen her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma şartının bulunmadığından nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığından eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine ait olduğu kanaatiyle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2- 6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli … Nöbetçi Adliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3- 6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır