Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/441 E. 2022/358 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/441 Esas
KARAR NO : 2022/358

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 02/07/2021
KARAR TARİHİ : 16/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında 26/03/2013 tanzim tarihli 26/04/2013 vade tarihli 50.000.-TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin…Esas sayılı dosyası ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin dayanağı bononun zaman aşımına uğradığı iddiası ile icranın geri bırakılmasının talep edildiğini, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi… Esas, … Karar sayılı 23.10.2019 tarihli ilamı ile davanın reddine karar verildiğini, davalı …vekili tarafından işbu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2122 Esas, 2021/1500 Karar sayılı 20.05.2021 tarihli ilamı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne, İİK’nun 71. ve 33/a maddeleri gereğince şikayet eden borçlu yönünden zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına kesin olmak üzere karar verildiğini, davalı-borçlu tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2122 Esas, 2021/1500 Karar sayılı dosyasından verilen icranın geri bırakılması kararı, İstanbul … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasına sunularak yine davalı borçlu tarafından ödenen borcun bugünki tarihi itibariyle ve yasal faizi ile birlikte hesaplanarak taraflarına borç muhtırası talebi gönderilmesi talep edildiğini, ilgili İcra Müdürlüğü tarafından 28.06.2021 tarihinde; İİK. 33/a-2 maddesine göre yedi gün içinde dava açıp açmayacağının beklenilmesi gerektiğini, dava için maddede öngörülen yedi günlük sürenin bitimine kadar icra takibinin olduğu yerde duracağını, alacaklı bu süre içerisinde dava açarsa bu davanın sonucuna değin takibin durmaya devam edeceğine ilişkin karar verildiğini, işbu madde gereğince huzurdaki zaman aşımının vaki olmadığının ispatı sadedinde işbu davayı açmak zorunluluğu hasıl olduğunu, işbu nedenlerle, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile, İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibe konu bono (50.000,00-TL bedelli) yönünden takibin kesinleşmesi sonrası zamanaşımının vaki olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü…Esas sayılı takip dosyasının 23.05.2013 tarihinde açıldığını, ödeme emri tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, icra dosyası incelendiğinde 14.06.2013’te ödeme emrinin tebliğ edildiği daha sonra zamanaşımı süresi dolmadan cebri icrayı sürdürme iradesini ortaya koyan, takibin devamını sağlayan ve zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığının görüldüğünü, davacının müvekkili hakkında yapmış olduğu işlemler araç ve gayrimenkul sorgusu, mernis kaydı sorgusu, nüfus kayıt örneğinin çıkarılması sorgusu, SGK sorgusu işlemleri olduğunu, takibin açılmasının devamında 3 yıl boyunca zamanaşımını kesecek nitelikte alacağın tahsiline yönelik icra takip işlemi yapılmadığını, davacının dava dilekçesinde beyan ettiği birçok işlem ile ilgili icra dosyasının diğer borçlusu olan … A.Ş’ye yönelik yapılan işlemler olduğunu, müvekkiline yönelik takip tarihinden sonraki 3 yılda yapılmış ve zamanaşımını kesecek mahiyette bir icra takip işlemi olmadığını, davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı takip dosyası 23.05.2013 tarihinde açıldığını, ödeme emri tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, icra dosyası incelendiğinde 14.06.2013’te ödeme emrinin tebliğ edildiği daha sonra zamanaşımı süresi dolmadan cebri icrayı sürdürme iradesini ortaya koyan, takibin devamını sağlayan ve zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığının görüleceğini, 18.05.2016 tarihinde müvekkili hakkında mernis kaydı sorgusu, 17.07.2018 tarihinde araç sorgusu, 16.05.2018 tarihinde tapu sorgusu yapılmış olup araç ve tapuya haciz şerhi işlendiğini, her ne kadar davacı tarafından 14.03.2014 tarihinde gayrimenkul sorgu talebinde bulunulmuş olsa da borçlu hakkında sadece sorgulama yapılması ya da bunun talep edilmesi zaman aşımını kesen işlemlerden olmadığını, hacze yönelik işlemin de gerçekleştirilmesi gerektiğini, söz konusu işlemlerin yapıldığı tarih ve takibin açıldığı tarih dikkate alındığında zaman aşımının dolmasından sonra yapıldığının görüleceğini, davacı tarafından yine 18.05.2016 tarihli şirketin tasfiyesi sırasında yapılacak ödemelerde dosya alacağının dikkate alınmasına yönelik müzekkere yazılmasına yönelik istem ve yazılan yazı ya da sorgu istemi olup zamanaşımını kesen nedenlerden olmadığını, davacının 26.07.2018 tarihine kadar yapmış olduğu hiçbir işlemin masrafını da yatırmadığını, 26.07.2018 tarihinde müvekkilin aracı için yakalama avansı yatırdığını, 2013 yılından söz konusu tarihe kadar alacağın tahsiline yönelik hiçbir icra takip işlemi yapmadığını, öte yandan zaman aşımı dolduktan sonra davacının zaman aşımını keser mahiyette yeni bir işlem yapması da yeni bir zaman aşımı süresini başlatmayacağını, yukarıda açıklanan tüm vakıa ve gerekçeler bahse konu bonoda zaman aşımının gerçekleştiği ve İcra Hukuk Mahkemesinin kararının yerinde olduğunu açıkça kanıtladığını, tüm bu açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini ve zaman aşımının gerçekleştiğinden bahisle takibin iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası
3-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, icra dosyasında zamanaşımı oluşmadığının tesbiti ile takibin devamı talebi istemine ilişkindir.
Davacı yanca davalı aleyhine yapılan takibin bonoya dayalı takip olup, alacağın bonoya dayandırıldığı anlaşılmaktadır. İcra Hukuk Mahkemesince takibin icrasının zamanaşımı nedeniyle geri bırakılması kararı verilip kesinleşmesinden sonra İİK 71. maddesi yollamasıyla İİK 33/a maddesi uyarınca, takip alacaklısı takibin zamanaşımına uğramadığının tespiti için dava açabileceği gibi, temel ilişkiye dayalı olarak genel mahkemede de dava açabilir.
İİK.’nun 33/a maddesi gereğince alacaklının icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra 7 gün içinde zamanaşımının gerçekleşmediğine dair genel mahkemede açacağı dava alacak davası olmayıp zamanaşımının gerçekleşmediğine ilişkin bir dava olmalıdır. (HGK 15.03.2006 T. 12-61/59)
Somut olay da İcra İflas Kanunu’nun 33/a maddesinin 2. fıkrasına göre, alacaklının icranın geri bırakılması kararının kesinleşmesinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde, zamanaşımının gerçekleşmediği iddiasıyla genel mahkemelerde dava açması mümkündür. Dava konusu olayda, zamanaşımı nedeniyle takibin geri bırakılması istemi ile İstanbul … Hukuk İcra Mahkemesinde borçlu …’nün açtığı davanın reddine karar verilmiş, dosya davalı borçlu tarafından istinaf edilmekle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 21.05.2021 tarihli 2020/2122 Esas 2021/1500 Karar sayılı ilamı ile karar kaldırılarak icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, 20.05.2021 tarihli kabul edilmiş, karar 28.06.2021 tarihi itibari ile davacı alacaklıya tebliğ edilmiş, alacaklı tarafından süresi içerisinde eldeki dava açılmıştır. Mahkememizin 4. Celse 1 nolu ara karar ile 6100 sayılı yasanın 31. Maddesi uyarınca hakimin aydınlatma ödevi kapsamında davacı vekiline talebi açıkça sorulmuş, davacı vekili yazılı beyanı ile takibin zamanaşımına uğramadığını tespitini talep ettiğini beyan etmiştir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiştir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında senetten kaynaklanan 50.000-TL asıl alacak, 143,87-TL protesto gideri, 509,81-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.653,68-TL takip yapıldığı, takibin kesinleştiği görülmüştür.
İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası incelenmesinde; alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasının talep edildiği, yapılan yargılama sonucundan icranın geriye bırakılması talepli davanın icranın geriye bırakılması talebinin yasal dayanağı bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça kararın istinaf edildiği,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2020/2122 Esas, 2021/1500 Karar sayılı ilamı ile icra takibine konu olan 26.04.2013 vade tarihli, 50.000-TL tutarlı bonoya dayalı olarak 23.03.2013 tarihinde takip başlatıldığı, bononun düzenleme tarihine bakıldığında o tarih itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna göre; takip talebinde bulunulması ile bonolar için öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin kesildiği ve süresi aynı olan yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, 14.06.2013’te ödeme emrinin tebliğ edildiği, daha sonra zamanaşımı süresi dolmadan cebri icrayı sürdürme iradesini ortaya koyan, takibin devamını sağlayan ve zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı gözetildiğinde bu sürede zamanaşımı süresinin dolduğu sabit bulunduğu, 18/05/2016 tarihli şirketin tasfiyesi sırasında yapılacak ödemelerde dosya alacağının dikkate alınmasına yönelik müzekkere yazılmasına yönelik istem ve yazılan yazı ya da, sorgu istemi olup zamanaşımını kesen nedenlerden olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında kurularak şikayet eden borçlu yönünden icranın zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına kara verildiği görülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı yanca davalı aleyhine yapılan takibin bonoya dayalı takip olup, alacağın bonoya dayandırıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere somut olayda olduğu gibi İcra Hukuk Mahkemesince takibin icrasının zamanaşımı nedeniyle geri bırakılması kararı verilip kesinleşmesinden sonra İİK 71. maddesi yollamasıyla İİK 33/a maddesi uyarınca, takip alacaklısı takibin zamanaşımına uğramadığının tespiti için dava açabileceği gibi, temel ilişkiye dayalı olarak genel mahkemede de dava açabilir.
Davacı tarafından eldeki dava ile dava konusu takip dosyasının aslının icranın geri bırakılması talepli istinaf incelemesinde bulunamadığı, zamanaşımını kesen sebeplerin bu nedenle incelenemediği, aslı bulunan dosyanın incelenmesinde zamanaşımını kesen sebeplerin bulunduğunun tespit edileceği iddiasında bulunmakla mahkememizce icra takip dosyasının aslı celp edilmiş, icra dosyasının incelenmesinde davacının takibe başladığı 23.05.2013 tarihinden 2019 yılına kadar her yıl içerisinde olmak üzere haciz taleplerinde bulunduğu, nitekim 2019 yılı itibari ile hacizli aracın yakalama işlemlerini yaptırdığı, bu hallerin takibin devamını sağlayan işlemler olduğu görülmekle davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının zaman aşımına uğramadığının tespitine,
2-Alınması gereken 3.415,50-TL karar ve ilam harcından 59,30-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 3.356,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvuru harcı, 59,30-TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 16,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2. maddesi gereğince 7.300,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/05/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır