Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/402 E. 2023/60 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/402 Esas
KARAR NO : 2023/60
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekilince kefil sıfatıyla ödenen bedelin rücusuna dair başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamını, aleyhindeki takibe haksız ve kötü niyetle itiraz eden davalı aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazmanıtına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu bono incelendiğinde söz konusu bonodan doğan uyuşmazlıklar bakımından istanbul mahkemelerinin yetkili olacağını yetki itirazlarının olduğunu, yetki itirazlarının kabul edilmemesi halinde … Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, davacı … davanın zikredilecek tüm davaların gerçekte tek muhatabı olduğunu, davacı tarafından imzalanan 15/01/2019 tarihli anlaşma belgesi uyarınca … müvekkili şirketin bilinen borçlarından şirkete ilişkin öngörülmeyen her türlü riskten münhasıran sorumlu olduğunu, davacının imzasını taşıyan ve bizzat davacı tarafından tasdik edilen borç ikrarıyla sabit olduğunu, davacının müvekkili şirketten alacağı olduğunu iddia etmesi hukuki ve maddi dayanaktan açıkça yoksun olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2021 tarih ve 2020/ … Esas, 2021/… Karar sayılı kararı yetkisizlik kararı nedeniyle, dosya mahkememize 18/06/2021 tarihinde intikal etmiş olup, mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasının celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasında cari hesaptan kaynaklanan 18.071,43-TL asıl alacak 3.337,52-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.408,95-TL takip yapıldığı, borçlunun da süresi içerisinde 06.08.2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür. Takip kapsamında iki adet ödeme emri düzenlendiği, borçlu davalıya sadece asıl alacağın talep edildiği ödeme emrinin tebliğ edildiği icra dairesinin yazı cevabından anlaşılmış olmakla davaya itiraz edilen bu ödeme emri içeriğine göre devam edilmiş, aksine dair davacı beyanına rastlanmamıştır.
Mali Müşavir bilirkişinin 18/01/2021 tarihli raporunda özetle; Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde açıklanan nedenlere binaen; incelenen davalı şirkete ait 2017 (dava konusu senedin keşide edildiği dönem) ve 2020 (davacı yanın icra takibini başlattığı dönem) yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonu kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarında, dava dosyasına sunulu 19.09.2019 tarihli mutabakat mektubunda yer aldığı şekilde davacı yanın mektup tarihi itibarıyla davalı şirketten 326.271,43TL alacaklı olduğu, sonrasında “virman” açıklamalı muhasebe fişleri ile söz konusu borcun kapatıldığı, yapılan virman işlemleri ile ilgili olarak fiş işlemlerinde herhangi bir detayın yer almadığı, buna göre davacı yanın davalı yandan dava tarihi itibarıyla herhangi bir alacağının bulunmadığı, davacı yanın davalı şirket lehine yaptığını beyan ederek icra takibine konu ettiği ödeme tutarının ise davalı şirket ticari defter kayıtlarında yer almadığı, dava konusu senet ile ilgili olarak davalı şirket vekilinden, bononun kayıtlı olduğu yevmiye defteri sayfasının ibrazı talep edilmekle, tarafımıza gönderilen 12.01.2022 tarihli cevabi eposta ile “müvekkil ile yaptığımız görüşme sonucunda şirketimizin ilgili yıla ait yevmiye defteri sayfalarında davaya konu edilen bonoya ilişkin bir kayda rastlanmadığını belirtmek isteriz.” ifadelerine yer verilmiş olup, dava konusu bononun davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişinin 29/03/2022 tarihli ek raporunda özetle; Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde açıklanan nedenlere binaen; kök raporda yer verilen tespit ve değerlendirmeler aynen muhafaza edilmiş olup, davalı yanın kendi kayıtlarında, davacı borcunu ortadan kaldırır nitelikteki kaydın dayanağını açıklaması gerektiği, davalı yanın kök rapora karşı beyan dilekçesinde buna ilişkin yer vermiş olduğu beyanların (protokolde maddesi uyarınca tarafların birbirlerini ibra ettikleri yönünden) takdirinin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacının bonodaki aval sıfatıyla davalı yararına ödediği bedelin rücu talebine ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dışı … adlı şirketin 01/01/2018 vade, 31/10/2017 tanzim tarihli, 5 milyon dolar bedelli bonoda davacı aval/kefil konumunda olup davacının da borçlu kaydının bulunduğu … İcra Müdürlüğü 2018/ … E. sayılı takip dosyasından davacı yanca rücuya dair takip kapsamındaki dava konusu asıl alacak kadar bedel 06/06/2018 tarihinde icra dosyasında ödenmiştir. Davacı bu bedelin davalıdan iadesi için 20/07/2020 tarihinde takip başlatmış olup 06/08/2020 tarihinde takibe davalı yanca itiraz edilmiştir. Ödeme tarihinden takip tarihine kadar olan süreçte rücu talebine dair iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş görünse de bu süreçte korona salgın hastalığı nedeniyle 7226 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi kapsamında sürelerin durdurulduğu anlaşılmakla zamanaşımı define itibar edilmemiştir.
Davacı, bonoda keşideci olan davalı şirketin o dönem için yetkilisi olup ödenen asıl alacağın miktarı ve icra kanalıyla yapılan ödemenin varlığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık konusu ödenen bu bedelin rücusunun mümkün olup olmadığına yöneliktir.
Taraf arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, hak düşürücü süre içerisinde davanın ikame edildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için mahkememizce bilirkişi raporu aldırıldığı, aldırılan bilirkişi raporu ile davalı şirketin 2017 (dava konusu senedin keşide edildiği dönem) ve 2020 (davacı yanın icra takibini başlattığı dönem) yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonu kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu görülmüştür.
Davalı, yapılan ödemenin 31/05/2019 tarihli sözleşme kapsamında yapıldığını ve davacı tarafından davalı yararına üstlenen borcun şartsız olarak ibra edildiğini ileri sürmüştür.
31/05/2019 tarihli sözleşme davacı şirket yetkilisi, davalı şirket Teknik, … ve … adlı yabancı şirket arasında imza edilmiştir. Sözleşmenin II. maddesine göre sözleşmenin konusu davalı şirketin …’e olan 3.900.000,00 dolarlık borcunun ödenmesine ilişkin şartları içermektedir. Sözleşmenin III.-2 maddesine göre davamız konusu olan alacağın kaynağı 5 milyon dolarlık bononun borca karşılık olarak …’e verileceği belirlenmiştir. Devam eden 5. maddede Teknik’in …’e olan borcunun ödenmesi halinde … alacağını … ‘ya temlik ve devredecektir. Borcun üstlenilmesi ve sona ermesiyle 6. maddeye göre Teknik şirketi …’ya satılmış, devredilmiş olacaktır. 7. maddede davacı tarafından davalı adına yapılan ödemelere istinaden Teknik adına … tarafından davacıya geri ödemeler yapılacaktır. 8. maddede ise ödemeler yapıldıktan sonra taraflar birbirlerini ibra edeceklerdir.
Dosyaya sunulan 15/01/2019 tarihli teklif formunda … ile davalı şirket Teknik arasında hisse devrinin ele alındığı, belgenin teklif metni niteliğinde olup sözleşme safhasına geçilmediği, bu durumun … BAM …HD., 2022/ … E., 2022/ …K. sayılı dosyasına da konu edildiği, teklif metninden sözleşme sonucunun çıkarılamayacağı, davalının takas mahsubu talebinin de bu metne yönelik olduğu, ilgili metnin dosyamız kapsamında sonuç doğurmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu asıl alacağın 06/06/2018 tarihinde ödenmesinden sonra davalı şirketin …’e olan 3.900.000,00 dolarlık borcunun ödenmesine ilişkin şartlar 31/05/2019 tarihli sözleşme ile kararlaştırılmıştır. Görüldüğü gibi davacının aval sıfatıyla yaptığı kısmi ödeme davalının ibra mahiyetinde dayandığı 31/05/2019 tarihli protokolden önceye ilişkin olup bu sözleşmede asıl tasfiye edilen 3.900.000,00 dolarlık borçtur. Bu borcun tasfiyesine ilişkin protokol kapsamı dava konusu borcu ödemeye yönelik değildir. Davacının yaptığı ödeme kambiyo takibine ilişkin olup ödeme tarihinden sonra tanzim edilen protokol kapsamında bu senetten sadece 2. maddede teminat niteliğinde olacak şekilde bahsedilmektedir. Daha önce davaya konu yapılan kısmi ödeme protokol kapsamında olmayıp akıbeti belirlenmediğinden, bunun yanında protokol akıbeti ile ilgili de sorumlulukların sona erip tüm devir ve temliklerin yapıldığı iddia edilmediğinden, dolayısıyla protokoldeki borç dahi sona ermediğinden, davalının ibralaşmaya dair defisine itibar edilmeyerek davalıya tebliğ edilip itiraza uğrayan ve asıl alacağı dava konusu olan ödeme emri gözetilerek aval olan davacının rücu şartlarının gerçekleştiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, fazlaya dair işlemiş faiz istemi ödeme emrine konu olmadığından reddedilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, kısmen yapılan ödemenin icra dosyasından açıkça görüldüğü, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
Kötü Niyet Tazminatı yönünden; Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının işlemiş faize dair reddedilen kısım yönünden sehven verdiği ödeme emri nedeniyle itirazın iptalini istediği, bu hatanın kötü niyetli olarak yaptığı hususunda tespit veya ispat bulunmadığından yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının iptaline, takibin 18.071,43 TL asıl alacak üzerinden takipteki diğer şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin Reddine,
2-Asıl alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 3.614,28TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Yasal şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin Reddine,
4-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.234,46-TL karar ve ilam harcından 275,26-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 959,20-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 275,26-TL peşin harç olmak üzere toplam 329,66-TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.337,52-TL (red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.474,00-TL yargılama gideri kabul (%84,41) ve red durumuna göre 1.244,21-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan tebligat, müzekkere olmak üzere toplam 123,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 19,17-TL’lik kısmının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.114,22-TL’nin davalıdan, 205,78-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/01/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza