Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/401 E. 2022/783 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/401 Esas
KARAR NO : 2022/783
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın şahsına ilişkin hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile takibe giriştiğini, icra takibinde, takip dayanağı olarak 15.11.2018 tanzim tarihli 30.06.2019 vade tarihli 4.000-$, 30.07.2019 vade tarihli 4.000-$, 30.08.2019 vade tarihli 5.000-$ tutarlı bonoları koyduğunu, işbu bonoların tanzimi esnasında alacaklı hanesi boş bırakıldığını, işbu bonolara istinaden eşim … vasıtasıyla davalının talimatı ile davalının şahsi ve şirket hesaplarına 09.07.2019 tarihinde 30.06.2019 tarihli senedine mahsuben 1.000-$, 16.07.2019 tarihinde Haziran ayı senedine mahsuben 1.300-$, 01.08.2019 tarihinde Haziran senedine mahsuben 1.200-$, 09.08.2019 tarihinde …’ın senedine mahsuben 1.000-$ 16.08.2019 tarihinde 30.07.2019 senedine mahsuben 700-$ olmak üzere toplam 5.200-$ ödemede bulunduğunu, yapılan ödemelere rağmen davalı İcra müdürlüğünde asıl alacak olarak 11.328-$ olarak taleple bulunmuş ayrıca yasal faizin üzerinde faiz talep ettiğini, ödeme belgelerinden de açıkça anlaşılacağı üzere senet bedelleri toplamı olan 13.000-$’dan 5.200-$ mahsup edilerek 7.800-$ ve yasal faizlerinin talep edilmesi gerekir iken 3.528-$ asıl alacak olarak fazla talepde bulunulduğunu, davalı fazladan koymuş olduğu takip nedeni ile borç ile ilgisi bulunmayan kişinin iş yerinde istihkak iddiasına rağmen hacizlere devam ederek kötüniyetli davrandığını, bu nedenle bu kısım üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan tahsili gerektiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle 3.528-$ ana para ve faizlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini,miktar üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı 16.08.2019 tarihinde 30.07.2019 senedine mahsuben 700-ABD doları ödediğini belirttiğini ancak buna ilişkin dekontu dava dilekçesinin ekinde sunmadığını, tensip tutanağında verilen 6 numaralı ara karar gereğince davacı bu dekontu süresinde dosyaya sunmadığını, bu aşamadan sonra da bu delilin sunulmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde varlığı iddia edilen ancak ekinde sunulmayan 700-ABD doları tutarındaki dekontun dikkate alınmamasını ve davacının bu dekont yönünden talebinin reddine karar verilmesini, davacı borçlunun müvekkili emrine düzenlediği 3 adet bononun vadesinde ödenmemesi üzerine taraflarınca …. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, işbu takip alacaklısı müvekkili olup, aynı zamanda bu bonolarda lehdar ve yetkili hamil sıfatında olduğunu, halbuki davacının sunduğu 09.07.2019 işlem tarihli … referans numaralı … Bankasına ait dekonta bakıldığında, davacının eşinin müvekkilinin şahsına değil, … San. Tic. Limited Şirketine 1000 dolarlık bir ödeme yaptığı görüldüğünü, yine 01.08.2019 tarihli … referans numaralı … Bankasına ait dekonta bakıldığında da davacının eşinin müvekkilinin şahsına değil, … San. Tic. Limited Şirketine 1200 dolarlık bir ödeme yaptığı görüldüğünü, her ne kadar müvekkilim bu şirketin yetkilisi olsa da, düzenlenen bonolarda şirket lehdar olmadığını, bu bonolar müvekkilinin şahsi alacağı için düzenlendiğini, davacının dava dilekçesinde iddia ettiğinin aksine sunulan dört dekonttan ikisinde görünen toplam da 2200 dolarlık ödemenin, müvekkilinin şahsi hesabına değil, şirketin davacıdan olan alacağından dolayı şirket hesabına yapılmış olup, dava ve takip konusu olan kambiyo senetlerine mahsuben yapılmış ödemeler olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için kalan 2 dekonttaki ödemelerin icra takibine konmuş kambiyo senetlerine ilişkin olarak yapıldığı düşünülse bile, Yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince, yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu gerektiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle davacının işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacının kötü niyetli davası nedeni ile dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatın davacıdan alınarak taraflarına ödenmesini, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mali Müşavir bilirkişinin 12/12/2022 tarihli raporunda özetle; 17/07/2020 takip tarihinde davalının talep edebileceği toplam alacağın aşağıdaki gibi hesaplandığı;
7.891,54 USD Bono Alacağı (Asıl Alacak)
1.086,01 USD İşlemiş Faiz (Avans) (Takip Öncesi Dönem)
+ 23,67 USD Bono Komisyonu (%03) (7.891,54 x 0,003=23,67) olmak üzere
9.001,22 USD TOPLAM ALACAK
İşbu hesaplamada, huzurdaki davaya konu takipte talep edildiği gibi yani TCMB’nin avans faiz oranlarının uygulanması suretiyle faiz hesabı yapıldığı,
Davacı tarafından “en yüksek mevduat faizleri (USD) üzerinden takip başlatılması gerektiği” hususunun belirtildiği görülmüş olmakla birlikte, USD cinsinden yabancı para alacaklarına uygulanabilecek faiz oranları (kamu bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranları) dosyada mevcut olmadığından, davacı tarafın talebine göre bir hesaplama (yani tarafların taleplerine göre seçenekli hesaplama) yapılamadığı; Sayın Mahkemenizce bu yönde bir hesaplama yapılmasının gerekli görülmesi halinde, işbu hesaplamanın ek rapor ile yapılabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bonolara dayalı davacı aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleştiği, davacının bonolardaki bedelleri ödediği iddiası ile menfi tespit istemine ilişkindir.
Yargılama devam ederken davacı vekili UYAP üzerinden göndermiş olduğu 30/12/2022 tarihli dilekçesiyle, açmış oldukları menfi tespit davasından davalı ile sulh olmaları sebebiyle davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat, HMK’nın 307. ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı tek taraflı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf usul işlemidir. Davacı vekilinin feragat yönünde özel yetkisinin bulunduğu görülmüştür. HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davalı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücreti talebine ilişkin beyan dilekçesi sunulmadığından, davalı tarafa öninceleme aşamasından sonraki feragat beyanı gözetilerek vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan, peşin yatan 629,16-TL’den mahsubu ile arda kalan 548,46-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansı karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.30/12/2022

Katip … Hakim …
e-imza e-imza