Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/39 E. 2022/433 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/39 Esas
KARAR NO : 2022/433

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, taraflar arasındaki pos üye iş yeri sözleşmesi kapsamında pos cihazı üzerinden yapılacak satışların hesaba geçirilme süresinin belirlendiğini, anlaşılan zaman zarfında satış bedelleri bloke edilerek bu süre sonunda müvekkili hesabına banka tarafından şubat 2020 tarihinde kadar aktarım yapılmaktayken, davalı banka tarafından bilgilendirme ve onay olmaksızın şubat 2020 tarihinden itibaren pos cihazı üzerinden yapılan satış bedellerinin ertesi gün hesaba geçirildiğini, bu uygulama nedeniyle davalı bankaya ait pos cihazını kullanmayı bıraktıklarını, ancak bu tarihe kadar bloke uygulamasının davalı banka tarafından kaldırılması nedeniyle müvekkil hesabından haksız olarak 6.842,00 TL komisyon tahsilatı yapıldığını, sözleşmenin III/4 maddesine göre bankanın bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini beyanla haksız tahsil edilen 6.842,00 TL’nin ihtarname tebliğ tarihi 10/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, talebin zaman aşımına uğradığını, 30/01/2020 tarihinde hem e-posta hem de sms yoluyla davacıya bildirim yapıldığını, kesintilerin sözleşme ve yasa hükümlerine uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, banka pos üye iş yeri sözleşmesi kapsamında haksız olarak tahsil edildiği iddia olunan komisyon kesintisinin istirdadı istemine ilişkindir.
Davalı yan esasa cevap dilekçesinde zaman aşımı savunması getirmişse de TBK’nın 146. maddesi uyarınca eldeki davanın 10 yıllık genel zaman aşımı süresi içerisinde ikame edildiği belirgin olmakla vaki def’inin reddi gerekmiştir.
Uyuşmazlık yanlar arasında varlığı çekişmesiz olan pos üye iş yeri sözleşmesinin III/4-5 bentleri gereğince bankanın usulüne uygun olarak bildirimde bulunup bulunmadığı, yapılan kesintinin sözleşme hükümlerine ve TTK’nın 20.maddesine uygun olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
Davalı banka tacir olup vermiş olduğu hizmet karşılığında işin mahiyetine uygun olarak TTK’nın 20. maddesi kapsamında ücret talebinde bulunabilir. Yapılan kesintilerin de sözleşmenin içeriğine, davacının ticari mahiyetine, hacmine uygun ve fahiş olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki daha çok tüketici hukuku alanında uygulanma alanı bulan TBK’nın 21. maddesinde düzenlenen genel işlem koşullarının ve haksız şartların eldeki uyuşmazlıkta uygulanma şartları da oluşmamıştır. Zira her iki taraf tacir olup basiretli şekilde hareket edilmesi esastır. Genel işlem koşulları ilkesi tacirler yönünden sınırlı ve dar uygulanır.
Sözleşmenin yukarıda zikredilen maddeleri incelendiğinde bankanın bildirimde bulunmak suretiyle kart kabul ve komisyon ücretlerinde değişiklik yapabileceği düzenlenmiştir. Ancak bildirimin ne şekilde yapılacağına dair sözleşmede herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. TTK’nın 18/III fıkrasındaki hukuki muamelelere dair bildirimler geçerlik şekli değil ispat şartı olduğu gibi sözleşmenin tadili açısından bu maddenin uygulanma yeri de bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalı banka sözleşmeden aldığı yetkiye dayalı olarak sözleşme şartlarının tadili yönündeki bildirimini davacıya yaptığını her türlü delillerle ispatlayabilir.
Davalı bankanın sunmuş olduğu log kayıtlarına göre 31/01/2020 tarihinde saat 17:44’te davacı banka müşterisinin banka sisteminde kayıtlı olan 0533 381 28 15 numaralı telefonuna 05/02/2020 tarihi itibariyle yapılacak değişikliklerle yeni komisyon oranlarının bildirildiği anlaşılmaktadır. Davacı yan her ne kadar telefonlarına böyle bir sms kaydı gelmediğini ileri sürmüşse de dosyaya sunulan sistemsel kayıtlar açıktır.
Davacı vekili müvekkili şirketin tüm işlemlerini mail yoluyla ya da bankanın şirkete atadığı özel yetkili danışman vasıtasıyla yürütüldüğünü, mail gönderildiği yönünde herhangi bir belge sunulamadığını, böylesine esaslı bir şeyin sms yoluyla gönderilmesinin ticari bankacılık teamüllerine aykırılık teşkil ettiğini ileri sürmektedir.
Davacı tanığı şirket çalışanı olan… banka ile iletişimlerinin e-posta ya da telefon görüşmesi şeklinde olduğunu, davalı banka ile …numaralı telefon üzerinden görüşme sağladıklarını ancak bu numaraya herhangi bir sms gönderilmediğini,… isimli şahsın müşteri temsilcisi olarak kendileri ile sürekli muhatap olduğunu beyan etmiştir.
Bankadan gelen yazı cevabı ile davalı banka vekilinin beyan dilekçelerinde her müşteriye özel danışman ve temsilci atamasına yönelik herhangi bir uygulamalarının bulunmadığını beyan ettikleri gibi davacı vekili adı geçen sistemde kayıtlı olan telefon numarasının kendilerine kayıtlı olmadığını iddia etmemiştir. Sadece herhangi bir sms gelmediğini ileri sürmüştür. Ancak log kayıtları açık olup davacının bildirdiği telefona kısa mesaj gönderilmiştir. Somut olayda süreklilik arz edecek şekilde yerleşmiş teamül olacak şekilde davacıda haklı bir güven oluşturacak mail yazışmaları söz konusu değildir. Daha önceki komisyon artırımları ya da bu tarz bildirimlerin salt mail ile yapıldığı yönünde haklı bir güven oluşturulduğuna dair herhangi bir kayıt yoktur.
Kaldı ki dosyaya sunulu 06/01/2020 tarihli e-mail çıktısı ile davacı temsilcisi ve personeli olduğu anlaşılan …e’ye sözleşmesel oranlarda değişiklik yapılacağına dair banka temsilcisi… tarafından bildirimde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının haberdar olmadıkları yönündeki savunmaları yerinde değildir. Usul ve yasaya uygun değişiklik bildirimleri hem e-mail hem sms yoluyla yapılmış olup davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 116,85-TL harçtan mahsubu ile artan 36,15-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Hazineden sarf edilmiş bulunan 1.320,00 TL’den ibaret arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce tahsil yazısı yazılmasına,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*