Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/331 E. 2021/691 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/331 Esas
KARAR NO:2021/691

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:18/01/2012
KARAR TARİHİ:09/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin 30.06.2010 tarihinde seyahat ettiği … plakalı otobüsün … mevkiinde geçirdiği trafik kazası sonucunda yaralandığını, otobüsün kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketi nezdinde … poliçe numarasıyla Zorunlu Karayolları Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ve yine aynı sigorta şirketi nezdinde … poliçe numarası ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalandığını, kaza tarihi itibariyle kişi başı ölüm/sakatlık teminat limiti 175.000-TL olduğunu, kazadan sonra davacının uzun süre tedavi gördüğü, çalışma gücünün kaybının tespiti amacıyla … Devlet Hastanesinden ve … Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan maluliyet raporuna göre %50 oranında malul olduğunu, müvekkilinin 01.07.2011 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yaptığını, uzun bir bekleyişten sonra davalı Axa Sigorta şirketi ile iletişime geçmeleri üzerine dosyanın tıp danışmanlık firma olan … Tıp Ltd. Şti de olduğu ve daha sonra da, … Devlet Hastanesi tarafından 29.12.2010 tarihinde verilen Sağlık kurulu raporuna karşı RG Mükerrer 27787 sayılı gazetede yayımlanan Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkında Yönetmelik olan yönetmelik çerçevesinde … İl Sağlık Müdürlüğü nezdinde 14.11.2011 tarihinde itiraz edildiğini, itiraz üzerine … İl Sağlık Müdürlüğü tarafından görevlendirilen Sağlık Bakanlığı … … Tıp Fakültesi Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği tarafından 01.12.2011 tarihinde verilen karar ile itiraz edilen … Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu Raporu kararı aynı yönde olduğunu, müvekkilinin evli olduğu ayağındaki maluliyetten dolayı çalışamaz durumda olduğu için geçimini akrabalarının sağladığını, yaklaşık altı aydır yaptığı başvurunun neticelenmesini bekleyen ve bu sırada Ekim 2011 … depremiyle mağduriyeti bir kat daha artan müvekkilinin hala herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle 4.000-TL’Iik maluliyetten doğan tazminatın poliçelerin limitleri dahilinde öncelikle Karayolları Taşımacılık Sigortası poliçesi açısından, Trafik Sigortası Poliçesi kapsamında tahsili ile ödenmesini, 1.000-TL’lik tazminatın ise Kasko sigortası poliçesi kapsamında tahsili ile ödenmesini, hükmedilen maddi tazminata davalı yana her bir poliçe için ilk başvuru tarihinden 8 işgününden sonra işleyecek reeskont/Avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirketin … numaralı Zorunlu Karayolları Taşımacılık Mali Mesuliyet Sorumluluk Sigortası Poliçesi, 32181274 numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda kişi başına azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçenin yetersiz kalması halinde KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi devreye gireceğini, sorumlulukların müvekkili şirketin sigortalısı kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda kişi başına azami yine poliçedeki limitle sınırlı olacağını, davacının tedavi için gittiği sağlık kuruluşuna kazadan daha önce söz konusu olan rahatsızlığı ve hastalıkları hakkında gerekli bilgilendirmeyi yapmadığını, maluliyette kazazedenin kendi kusuru büyük oranda etkili olduğunu, daha önceden mevcut olan bu hususlardan dolayı müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu söz konusu olmadığını, müvekkili şirketçe yaptırılan araştırmalar sonucu kazazede trafik kazası öncesinde “bilateral(iki taraflı) DVT” belirlenecek olan maluliyet durumuna istinaden tazminat talebinin kabul edilmesi hiçbir şekilde mümkün olmadığını, dosyanın kusur tespiti için trafik ihtisas dairesine gönderilmesi, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebin değerlendirilmesi için aktüerya bilirkişine gönderilmesini, davacının müvekkili şirkete başvuru tarihinden itibaren talep ettiği avans faizi istemesi yasaya aykırı olduğunu, davaya konu uyuşmazlık tamamen haksız fiil’den kaynaklandığını, haksız filden kaynaklanan taleplerde de uygulanacak ancak kanuni faiz olacağını, ve bu faizin işleme tarihi de dava tarihi olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması ve ödeme yapmasına karar verilmesi durumunda sorumluğunun azami limit ile sınırlı olacağını, müvekkili şirket temerrüde düşmediği için, şirkete başvuru tarihinden itibaren reeskont/avans faizi isteminin reddini, dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini talep etmiştir.
Talep Arttırım; Davacı vekili 28/12/2015 tarihli dilekçesi ile;Davacı vekili 28/12/2015 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu ile müvekkili alacağı tazminat tutarı 207.954,94-TL olarak tespit edildiğini, dava tarihinden sonra 60.552,09 TL ödeme yapıldığını, kısmi ödemeyi düştükten sonra geriye 147.402,85 TL kaldığını, tazminat talebini 142.402,85 TL’ ye çıkardıklarını beyan etmiş, harç makbuzunu ibraz etmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin …Esas 2016/33 Karar sayılı dosyası ile davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/7049 Esas 2019/2867 Karar sayılı kararı ile bozularak Mahkememizin … esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin … Esas…Karar sayılı dosyası ile bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2164 Esas 2021/3134 Karar sayılı kararı ile bozularak bu kez Mahkememizin 2021/331 esasına kaydedilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2164 Esas 2021/3134 Karar sayılı bozma gerekçesinde “Dairemizin 13/03/2019 tarihli 2016/7049-2019/2867 sayılı bozma ilamında; hesaplanan maddi tazminattan davalı sigorta şirketinin yaptığı ödemenin güncellenerek tazminat tutarından indirim yapılması doğru olmadığı belirtilerek hükmün davacı yararına bozulmasına, davacının otobüs şoförü olduğuna ilişkin belgeleri olsa da mahkemece, çalıştığı şirket varsa ücreti ile belgeler getirtilip ve SGK’dan davacının gelirine yönelik araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davacının gelirinin asgari ücret olduğu belirlenerek hesap raporu alınmıştır. Hükme esas alınan 05.02.2020 tarihli aktüer hesap raporunda iki seçenek halinde tazminat hesabı yapılmış, ilk seçenekte bozma öncesi düzenlenen rapor tarihindeki veriler esas alınarak 31.181,38 TL tazminat hesaplanmış, ikinci seçenekte ise bozma sonrası bilirkişinin düzenlediği rapor tarihindeki güncel veriler esas alınarak 130.538,18 TL tazminat hesaplanmakla bu seçeneğin kabulü halinde bakiye poliçe limiti 114.447,91 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece; gelir yönünden davalı lehinde bozma kararı olduğundan ve davalı yararına usuli müktesep hak oluştuğundan bahisle raporda birinci seçenek olarak yapılan hesaplama hükme esas alınmış ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Bozma ilamı öncesi davacının geliri kendi talebi doğrultusunda yapılan araştıma ile asgari ücretin 2,82 katı olarak belirlenmiş ve hesaplanan tazminat hüküm altına alınmıştır. Davacının asgari ücretin 2,82 katı olarak belirlenen gelire itirazı olmadığından itirazı olan davalı yararına hüküm bozulmuştur. Bozma ilamından sonra ise davacının geliri asgari ücret olarak belirlenmiş olmasına göre; artık usuli kazanılmış haktan bahsedilemez. Bu durumda mahkemece, yapılacak iş hükme esas alınan 05.02.2020 tarihli bilirkişi raporunun ikinci seçeneğinde rapor tarihindeki güncel veriler esas alınarak yapılan hesaplama dikkate alınıp davalının poliçelerdeki limitleri de gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Bozma üzerine Mahkememizce yeniden oturum günü tayin edilmiş, taraflara tebliğ edilmiş, tayin edilen gün, ikinci bozma ilamına da uyulmasına karar verilerek yargılamaya devamla esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.
Mahkememizin 09/07/2021 tarihli celsesinde davacı vekilinin “Biz TRH 2010’a göre hesaplamayı lehimize olsa dahi istemiyoruz, dosya tekamül etmiştir, davanın ıslah dilekçemiz doğrultusunda kabulüne karar verilsin” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, mahkememizce bozma ilamına uyulmak suretiyle yargılamaya devam olunmuş, yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı iptal kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar sayılı güncel ilamı doğrultusunda her ne kadar TRH-2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılabilecek ise de mahkememiz taleple bağlı olmakla davacı vekili tarafından dosyanın tekamül ettiği, TRH-2010 yaşam tablosuna göre hesaplama talep etmediği, bu hali ile bozma ilamı doğrultusunda, alınan son bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile, 130.538,18-TL iş göremezlik tazminatının 01/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 8.917,06-TL harçtan, peşin alınan 560,62-TL harç (486,37-TL ıslah harcı+74,25-TLpeşin harç) mahsup edilerek kalan 8.356,44-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 486,37-TL ıslah harcı+74,25-TLpeşin harç ve 21,15-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 581,77-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.351,13-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.449,20-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.328,50-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 799,55-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 66,60-TL’lik kısmının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün yasal süresi içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır