Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/326 E. 2023/273 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/126 Esas
KARAR NO : 2023/292 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 24.02.2021 tarihli dava dilekçesini özetle; Davacının davalı aracı kurum aracılığıyla 5 adet fatura (gelecek) sözleşmesi ile petrol sözleşmelerinde (3 adet …, 1 adet … ve 1 adet … tanımlı) pozisyon aldığı, 21.04.2020 tarihinde bu pozisyonların davalı aracı kurum tarafından davacıya herhangi bir bildirim yapılmadan kapatıldı, davalı aracı kurum aydınlatma yükümlülüğü başta olmak üzere, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, davalının davacı ile aralarındaki sözleşmeler, bildirim formları, risk analizlerinin usulüne uygun yapılmadığı, işlemlerin davacının sarih iradesi ile gerçekleşmediği, davacının 70.000 USD teminat karşılığında petrol üzerine türev işlem gerçekleştirilmesinin talimatını “hukuka uygun olmayan bir irade neticesinde, mobil uygulama vasıtasıyla vermiş” olduğu, davalının “stop out” işlemi ile davacının pozisyonlarını kapattığı, davacının kendisine herhangi bir bildirim veya teminat tamamlama çağrısı yapmadan gerçekleştirilen bu işlem sonrası zarara uğradığı, her ne kadar davalı bu işlemler için talimat vermiş ise de davacıya bankacılık ve SPK mevzuatlarından doğan ilgili sözleşmelerin imzalatıldığı, işlemlerin sermaye piyasası hukukuna tabi olduğu, davalının yazılı sözleşme yapmaksızın ve üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyerek ilgili işlemin yapılmasına genel işlem şartları kuralına aykırı olarak sebebiyet verdiği, davacının açmış olduğu türev pozisyonunun herhangi bir bildirim yapılmaksızın ve teminat tamamlama çağrısı gönderilmeksizin davalı tarafından kapatıldığı, davalı kurumca pozisyonların organize piyasalarda gerçekleşen işlemler olması sebebiyle margin (teminat eksiği) doğuran zarar yüzde 150 seviyesine geldiğinde sistem tarafından otomatik olarak kapatıldığının davacıya bildirildiği, oysa davalı tarafından davacıya ait e-posta hesabına veya başka bir iletişim aracına 21.04.2020 tarihinde sistemin pozisyonu otomatik olarak kapatacağının bildiriminin gelmediği, davacının hesabında 18.621 USD teminat mevcut iken herhangi bir bildirim yapılmaksızın pozisyonların kapatılmasının hakkaniyete, hukuka aykırı bir eylem olduğu, davacının pozisyonlarının kapatılmaması için davacının hesabında 18.621 USD paranın mevcut olduğu, sadece 72,00 USD gibi cüzi bir miktar için davacının müstakbel kârının engellendiği müvekkilin davalı şirket vasıtasıyla gerçekleştirdiği 5 adet futures petrol pozisyonu türev işlemleri (3 adet …, bir adet … ve bir adet CLO0 tanımlı semboller ile stop out yapılarak) 21/04/2020 tarihinde davalı şirketçe herhangi bir bildirim yapılmaksızın kapatıldığı ve davalı şirketin aydınlatma yükümlülüğü başta olmak üzere üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, azalan teminatın şimdilik 9.000 TL’si ile bu kalme zarar tarihinden itibaren 3095 s. Kanun m.2’de belirtilen ticari işlere uygulanan faizin işletilerek kısmi olarak ödenmesine, anılan pozisyonlardan ötürü doğan kar kaybından dolayı daha sonra artırılmak üzere 1.000 TL karın doğduğu tarihten itibaren bu kaleme 3095 s. Kanun m.2’de belirtilen ticari işlere uygulanan faizin işletilerek belirsiz alacak olarak ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 30/04/2021 tarihli cevap dilekçesini özetle; Davacının kendi açık iradesi ve kararı ile işlem gerçekleştirdiğini, davacı ile müvekkilinin arasında sözleşme akdedildiğini, ayrıca sözleşme öncesi bilgilendirme formları ile ön bilgilendirme formaları davacı tarafından kabul edildiğini, davacıya risk bildirimlerinde bulunulduğunu, tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, davacı işlemlerden doğan risklerin ve yükümlülüklerinin bilincinde olarak işlem gerçekleştirildiğini, davacının yatırım kararlarının sonuçlarından müvekkili sorumlu tutması, teminat veya karar kaybı talep etmesi, mümkün değildir, davacının kısmi dava açılması konusunda hukuki yararının bulunmaması sebebiyle davanın usul yönünden reddine, müvekkilin davaya konu olaylara ilişkin herhangi bir hukuki sorumluluğunun bulunmaması ve zararın davacının kendi eylemlerinin sonucu olması sebebiyle davanın esas yönünden reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava davacı tarafından, davalı kurum nezdinde açılan yatırım hesabında; sözleşmelerin usulüne uygun yapılmadığı, aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği, risk profil analizi yapılmadığı, türev işlem pozisyonunun bildirim yapılmaksızın kapıtıldığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 18/06/2022 tarihli 9 sayfadan ibaret raporunda özetle;Dosyada mevcut sözleşmeler, bilgilendirme formları bakımından Davacının bilgilendirilmesine, işlemlerin sözleşmelere dayanmasına dair bir eksiklik bulunmadığı izde oluşmaktadır. Dosyadaki sözleşmelerin uzaktan kimlik tespiti ve sözleşme ilişkisi kurulması konusundaki SPK düzenlemelerine uyumlu olmadığına dair bir bulgu söz konusu olmadığından davacının imzasız sözleşme iddiasını doğrulama imkânımız bulunmamaktadır. Davalıya ilişkin davalı tarafça sunulan belgeler arasındaki davacının nitelikli Yatırımcı olduğuna dair beyanına dair belge davacının bilgisiz ve tecrübesiz olduğuna dair iddiaların tamamını geçersiz kılar nitelikte bir belgedir. Aracı kurumlar hesap açarken sözleşme imzalamadan önce veya en geç sözleşme imzalanması sırasında müşterilerini genel müşteri ve profesyonel müşteri olarak iki gruba ayırmak, böylece sınıflandırmak zorundadır. Kural olarak her müşteri genel müşteridir. Ancak belli eğitim, tecrübe ve parasal yatırım imkânı koşullarını sağlayan müşteriler profesyonel müşteri olarak sınıflandırılabilir. Profesyonel müşteri olma koşullarını taşıyan bir müşteri yazılı bir taleple bu sınıflandırmanın tersine genel müşteri olarak hesap açmak istediğini aracı kuruma bildirdiği takdirde aracı kurum bu talebe uymak zorundadır. Dolayısıyla Profesyonel Müşteri olarak kabul edilen bir müşteri bu kabulün aksine talepte bulunarak Genel Müşteri olabilir. Huzurdaki uyuşmazlıkta davacının böyle bir talebine rastlanmamıştır. Aracı kurum – müşteri ilişkisinde Profesyonel Müşteri olan müşteri bundan sonraki aşamalarda … A.Ş. kayıtlarında nitelikli yatırımcı olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla genel tanım olarak nitelikli yatırımcı ile aracı kurumun Profesyonel Müşterisi aynı kişidir. Profesyonel Müşteri (Nitelikli Yatırımcı) aldığı kararların ve yaptığı yatırımların riskini ve getirisini kendisi değerlendirebilecek düzeyde bilgi ve tecrübe sahibidir. Davacının dilekçelerinde tekraren beyan ettiği “aydınlatma yükümü” aracı kurum – müşteri ilişkisinde genel müşteriye karşı dahi aracı kurumun bir yükümlülüğü – olarak düzenlenmemiştir. Davacının beyanlarında geçen bankalara ait aydınlatma yükümlülüğü aracı kurumlar bakımından düzenlenmiş bir yükümlülük değildir. Aracı kurum, müşterisine risk bildirim formlarını imzalatmak ve gerekli durumlarda uygunluk ve yerindelik testleri yaparak müşterinin genel risk algı düzeyini tespit etmek zorundadır. Huzurdaki uyuşmazlıkta davalı aracı kurumun yaptığı testler sonucunda davacının risk düzeyi algısı oldukça yüksek düzeydeki riskleri alabileceği şeklinde ortaya çıkmıştır. Dosyadaki log kayıtları, ses kayıtları davacının kendi kararlarını yetkinlikle verme ve riskleri üstlenme konusunda yeteri düzeyde bilinçli ve işlemlerini kendi kararıyla kendisi yapabilir durumda olduğunu göstermektedir. Olaydaki uyuşmazlığın kaynağının Davacının kendi iradesiyle yurt dışı piyasalarda satın aldığı ham petrole (crude oil) dayalı vadeli işlem sözleşmelerinden kaynaklanan zarar olduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirketin Stop Out işlemini ifa etmemesi kusuruna dayalı olarak Davacının Davalıya borcunun olmadığının tespiti talebi, buna karşılık Davalı şirketin piyasadaki çok sert fiyat hareketlerinden kaynaklanan fiyat düşüşleri sebebiyle teminatının sürdürülebilir düzeylerin de oldukça altına düşmesi sebebiyle otomatik Stop Out işleminin gerçekleşmesi savunmasına dayalı olarak davanın reddi talebi uyuşmazlığın esasını teşkil etmektedir. Davacının zararını oluşturan 20 Nisan 2020 günü, petrol vadeli işlemleri piyasasında, tarihin görebileceği olağanüstü bir gündür. 20 Nisan 2020 gününde en yakın Mayıs sonu vadeli petrol kontratlarında fiyatlar eksi seviyelere kadar düşmüştür. Davacının işlem yaptığı kontratlar Mayıs değil, daha sonraki aylara (Haziran, Temmuz) vadeli kontratlar olmakla bu vadelerde eksi fiyat oluşmamıştır, ancak bu Mayıs sonrası vadeler için de vadeli petrol kontrat fiyatları dramatik şekilde düşmüştür. Petrole dayalı vadeli işlem sözleşmesinin fiyatının eksi olması, gelecekte, örneğin 3 ay sonra teslim edilecek petrolün alıcısının ancak alıcı tarafından hiçbir bedel ödenmeden ve üstüne bir de alıcıya satıcı tarafından para verilirse satış işleminin gerçekleşeceği bir fiyat seviyesinin borsalarda mevcut olması demektir. Tekraren, örneğin 3 ay alınacak petrol için alıcı taraf hiçbir bedel ödemeye razı olmamakta, ancak bir bedel satıcı tarafından alıcıya ödenirse alıcı olabileceğini belirtmektedir. Piyasada oluşan fiyatın açıklaması bu şekilde ticaret mantığına ters, hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. Piyasada bu şekilde mantık dışı bir fiyat oluşmasının sebebi COVİD-19 sebebiyle 2020 yılı Şubat/Mart aylarından başlayarak dünya çapında yaşanan kapanmaların etkisiyle üretimin durması veya yavaşlaması, uçakların uçmaması, taşıt araçlarının durması, bu arada arzın da artmaya devam etmesi ve böylece petrole olan talebin dramatik şekilde azalması sebebiyle, dava konusu işlemlerin gerçekleştiği 2020 Nisan ayı ortalarında, mevcut petrol saklama/depolama alanlarının dolacağının ve yeni üretilen petrolü saklamaya yetecek alanın kalmayacağının beklenmesi sebebiyle üretilecek petrolün saklanamaz, depolanamaz hale geleceği ve bu sebeple astronomik saklama maliyetlerine katlanılması gerekeceği ya da petrolün saklanamayarak boşa akıtılacağı gibi bir beklentiyle açıklanmaktadır. Bu beklentilerin piyasa fiyatlarına yansıdığı 2020 Nisan ayında … adlı ABD’de Pazar günü hariç günlük yayımlanan ekonomi ve finans gazetesinden aldığımız üç İngilizce haber/yorum ve … Türkçe sitesinden aldığımız bir Türkçe haber/yorum dosyaya eklenmiştir. Petrol saklama/depolama konusundaki bu çaresizlik yurtdışı borsalarda en kısa vadeyi içeren vadeli işlem sözleşmelerinde petrol fiyatlarının olağanüstü düşük seviyelere düşmesine ve Mayıs sonu teslim edilecek bir varil ham petrol sözleşmesinin fiyatının 17 Nisan 2020 saat 08:59’da 17,76 USD, 19 Nisan 2020 saat 09:59’da 15,55 USD, 20 Nisan 2020 saat 03:59’da 14,81 USD, 20 Nisan 2020 saat 09:59’da 11,70 USD, 20 Nisan 2020 saat 12:59’da 4,91 USD, 20 Nisan 2020 saat 13:59’da 0,69 USD ve 20 Nisan 2020 saat 14:59’da eksi (negatif) 37,63 USD olarak gerçekleşmesine yol açmıştır. Bütün bu gelişmeler West Trade Intermediate (WTI) petrolü içindir ve sadece 2020 Mayıs sonu vadeli sözleşmeler içindir. Haziran sonu teslim ve Kasım sonu teslim sözleşmelerde vadeli işlem sözleşme fiyatları artı 23 USD seviyelerinden daha aşağıya düşmemiştir. … dışındaki (örn. Brent) petrol piyasalarında da Mayıs sonu teslimler için artı 20 USD’nin üstünde fiyatlar gerçekleşmiştir. Dosya kapsamından Davacı tarafından satın alınan sözleşmenin … petrol piyasasına ait sözleşmeler olduğu anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, Davacının kendi iradesiyle, kendi hesaplarına kendisi girerek satın aldığı sözleşmelerin … türü petrol vadeli işlem sözleşmelerdeki oldukça hızlı ve dramatik fiyat düşüşleri sebebiyle teminatının bütün ölçülere göre yetersiz kalması sebebiyle Otomatik Stop Out olmasının Davacının zararına sebep olduğuna dair Davacı iddiasında Davalının Otomatik Stop Out sürecinin sistem tarafından devreye sokulmasının bir piyasa kuralı olması, Davalının bu otomatik stop out işlemini Davacı hesabına kendi parasını yatırarak önlemesinin beklenemeyeceği değerlendirilmektedir. Davacı kendi hesabında yeterli teminatı kendisi bulundurmakla yükümlüdür. Davacının, Profesyonel Müşteri (Nitelikli Yatırımcı) sıfatıyla da Davalı aracı kurumdan bu konuda aydınlatma, önceden uyarma gibi bir önleyici davranış beklemesini gerekli kılan bir düzenleme, bir hukuk kuralı ya da bir piyasa kuralı bilirkişiliğimiz ıttılaında yoktur. Görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Bilirkişinin düzenlediği 28/12/2022 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı yanın Kök Bilirkişi Raporuna yönelik beyan ve itirazlarının incelenmesinde, kök ve bu ek raporumuzda ayvrıntılarıyla belirtildiği üzere, davacının kök raporumuza, yönelik beyan ve itirazlarının, anılan raporumuzda yapılan tespit, değerlendirme ve varılan sonucu değiştirecek nitelik taşımadığı, tarafların hukuki yorum gerektiren, iddia, savunma ve delillerinin takdirinin Bilirkişilik Kanunu ve Yönetmelik istinaden Sayın Mahkemeye ait bulunduğu kanaat ve sonucunda raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasında türev araçların alım satımına ilişkin elektronik ortamda mesafeli hizmet sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere taraflar arasında yapılan sözleşmelerin “Sermaye Piyasası Kurulu’nun III-42.1 Aracı Kurumlar Ve Portföy Yönetim Şirketleri Tarafından Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine Ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Tebliğ” hükümlerine uygun olarak düzenlendiği, sözleşmelerin elektronik ortamda mesafeli sözleşme düzenleme esaslarına göre düzenlenmesi sebebiyle sözleşmeler üzerinde ıslak imzanın bulunmamasının sözleşmelerin sıhhatini etkilemediği, davacının elektronik ortamda hesap açılış anınında risk bildirim formunu onayladığı, davalı kurumun bilgilendirme formları ile aydınlatma yükümlülüğünü yerine yetirdiği, kaldı ki davalı tarafından dosyaya sunulan ses kayıtlarının bilirkişi tarafından dinlenilmesi neticesinde davacının yaptığı işlemler hakkında yeterli bilgi ve tecrübe sahibi olduğunun açıkça tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından türev işlem pozisyonunun bildirim yapılmaksızın ve teminat tamamlama çağrısı gönderilmeksizin kapatıldığı belirtilmiş ise de davacı tarafından satın alınan sözleşmelerin … petrol piyasasına ilişkin olduğu, … türü petrol vadeli işlemlerinin oldukça hızlı düşmesi sebebiyle davacı teminatının yetersiz kaldığı ve otomatik olarak Stop Out olduğu, otomatik Stop Out’un devreye sokulmasının piyasa kuralı olduğu, davacının para yatırarak Stop Out’u önlemesinin beklenemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-Kafi miktarda harç alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır