Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/305 E. 2021/981 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/305 ESAS
KARAR NO:2021/981

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:04/05/2021
KARAR TARİHİ:11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1995 tarihli … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yer alan kararla, davalı şirketin ortağı ve aynı zamanda müdürü olduğunu, o tarihten diğer ortak ve müdürlerin hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirdikleri 06.01.2021 tarihli Genel Kurul kararına kadar müdürlük sıfatı ile şirket ortaklığını yürüttüğünü, müvekkili ile birlikte …, … ve …’ın ortağı ve 12/02/2039 tarihine kadar münferiden müdür sıfatına haiz olduğu … Tic.ve San. Ltd. Şti.isimli şirketin yönetiminde müvekkilinin müdürlük haklarını diğer müdürlerin eylemleri nedeniyle 2016 yılından bu yana fiilen kullanamadığını, müvekkili 2016 yılında kanser hastalığına yakalanmasından sonra bir süre şirket işleri ile ilgilenememişse de tedavisinin ardından çalışma hayatına devam etmek istemesine rağmen müdür sıfatına sahip şirketin diğer ortaklarınca müvekkilinin fiilen şirket yönetim haklarını kullanması, yapılan genel kurullara katılması, şirket çalışanları ile diyaloğu ve son dönemde şirkete girişinin dahi engellendiğini, müvekkilinin müdür sıfatına haiz olmasına rağmen şirket işleyişinden dahi haberdar edilmediğini, genel kurul tarihlerinin müvekkilinin hastanede olacağı günlere yada çeşitli usulsüzlüklerle müvekkilinin katılımının ve genel kurulun yapılacağından bihaber olması sağlanarak müvekkilinin toplantıya katılması da engellendiğini, müvekkiline genel kurul tutanakları, şirketin tüm kayıtları, finansal tabloları, kar-zarar durumu, kar paylarının paylaşılması, işin işleyişi ile ilgili diğer kayıtlar gösterilmediği ve alınan kararlar ile ilgili hiçbir şekilde müvekkiline bilgi verilmediğini, müdürlük hak ve görevlerini yerine getirmesi fiilen engellenen müvekkilinin bilgisi dışında ve çağrı usulüne uyulmaksızın, açıkça yasaya ve dürüstlük kuralına aykırı gerçekleştirilen 06.01.2021 tarihli genel kurul kararları keemlenyekün olup, bu kararların iptali gerektiğinden işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, yukarıda nedenlerle her türlü dava ve şikayet hakları ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 06.01.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul müdür sıfatına sahip müvekkilinin yokluğunda ve bilgisi dışında gerçekleştiğinden Ticaret Kanunu uyarınca usul ve yasaya, dürüstlük kuralına, ahlaka ve her türlü iyiniyet kurallarına aykırı şekilde gerçekleştirilen 06.01.2021 tarihli Genel Kurul’un ve genel kurul kararlarının iptalini, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise genel kurul çağrı usulü ve alınan kararlar emredici hukuk kuralları ve kanuna aykırılığından dolayı yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf yasada belirtilen 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde davayı açmadığını, öncelikli olarak açılan davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca TTK 448/3 maddesi gereği davacı tarafın sayın mahkemece takdir edilecek tutarda teminat yatırmasını talep ettiklerini, davacı taraf uzun süredir 3. şahıslar nezdinde şirket ortaklığını, şirketin maddi ve manevi prestijini tehlikeye atan faaliyetlerde bulunduğunu, huzurdaki davanın 06.01.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurulun ve burada alınan kararların iptali davası olduğunu, sayın mahkemece yapılacak yargılamada araştırmanın bu hususla sınırlı tutulmasını talep ettiklerini, davacı tarafın dava dilekçesinde değindiği birçok hususun bu davanın konusu olmadığını, yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafın son zamanlardaki tavırları şirketin diğer ortakları bakımından çekilmez bir hal aldığından davacı hakkında ortaklıktan çıkarma davası açma haklarını saklı tuttuklarını, yukarıda açıklanan nedenler ile öncelikle, davacının davasında kötüniyetli olması nedeniyle şirketin uğrayabileceği muhtemel zararların telafisi için TTK 448/3 maddesi gereği Sayın Mahkemenin belirleyeceği tutarda davacı tarafından teminat göstermesini istemesini, davacı tarafın usul ve yasaya aykırı kötüniyetli davasının yasada belirtilen 3 aylık sürede açılmadığı husus dikkate alınarak usulden reddini, esasa girildiği taktirde davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTKnın 414. maddesinin birinci fıkrasında Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilânla çağrılır. denilmiştir. Dolayısıyla, Kanun, toplantıya çağrının şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmasını şart koşmakta, ancak bunun haricindeki çağrı usullerine şirket esas sözleşmesinde yer verilmesine de izin vermektedir. Bunun yanında, toplantı günü ile gündemin ve ilânın çıktığı veya çıkacağı gazetelerin, pay defterinde yazılı paysahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya paysahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren paysahiplerine, iadeli taahhütlü mektupla bildirilmesi de gerekmektedir (YTTK md. 414/f.1). Ancak, pay sahibi sayısı 250yi aşan, bu nedenle de hisse senetleri halka arzedilmiş sayılan anonim şirketlerin nama yazılı olarak ihraç edilmiş olup da, borsalarda veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda devamlı işlem gören hisse senetleri sahiplerine iadeli taahhütlü mektup gönderilmesi zorunlu değildir (YTTK md. 414/f.2; SPK md. 11/f.6).
Genel kurul toplantısına çağrının, ilân ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılması şarttır (YTTK md. 414/f.1). Bu itibarla, toplantıya çağrının -ilan ve toplantı günü hariç- genel kurul tarihinden en az iki hafta önce şirketin internet sitesinde ilan edilmesi, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlatılması ve de pay defterinde yazılı paysahipleriyle, önceden şirkete pay senedi veya paysahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren paysahiplerine iadeli taahhütlü mektupla bildirilmesi gerekir.
Davacı tarafça “genel kurul tarihlerinin müvekkilinin hastanede olacağı günlere yada çeşitli usulsüzlüklerle müvekkilinin katılımının ve genel kurulun yapılacağından bihaber olması sağlanarak müvekkilinin toplantıya katılması da engellendiğini” iddia edilmiş ise de genel kurul toplantısı çağrısının ilan edildiği gibi Davacıya iadei taahhütlü mektup ile 21.12.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, 06.01.2021 tarihinde genel kurulun yapıldığı, davacının katılmadığı gibi temsilci ile kendisini temsil ettirmediği, 3 aylık hak düşürücü serinin 06.04.2021 tarihinde dolduğu davanın ise 04.05.2021 tarihinde açılmış olduğu görüşmüştür.
TTK m.446 hükmü uyarınca; (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.
Söz konusu maddeler ışığında; dava konusu genel kurul toplantısına ilişkin iptal koşulları değerlendirildiğinde; TTK m. 445 hükmünde, kararının iptalinin, kararın alınmasından itibaren üç aylık hak düşürücü süre içerisinde mahkemeden talep edilebileceği düzenlenmiştir. Dava konusu genel kurul toplantısı, 06.01.2021 tarihinde gerçekleştirilmiş; huzurdaki dava 04.05.2021 tarihinde hak düşürücü süreden sonra açılmıştır.
Davacı vekili beyan dilekçesinde toplantının, ilan edilen toplantı adresinde yapıldığını beyan etmiş ise de bu husus dava konusu olmamakla tartışma konusu yapılmamıştır.
Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.11/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …