Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/27 Esas
KARAR NO:2023/455
DAVA:İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/01/2021
KARAR TARİHİ:06/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yolu ile icra takibi başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emrine borca itiraz edilerek takip durduğunu, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali gerektiğini, davalı şirket de davacı şirket gibi Turizm şirketi olup çeşitli turlar düzenlediğini, davacı şirket merkezi ise İzmirde olup, birçok firmanın da olduğu gibi davalının düzenlediği turları sattığını, 2019 sonlarından iitbaren ödemelerde aksamalar olduğunu, 2020 yılı itibariyle de hiç ödeme yapılamadığını, davacı şirket tarafından defalarca gerek mail ile gerekse telefon ile talepte bulunulmasına rağmen bugüne kadar bir ödeme yapılmadığını, bu husus ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde de ortaya çıkacağını, alacağın takip tarihinden itibaren, icra giderleri, vekalet ücreti ve asıl alacağın ticari faizi ile birlikte TBK 100e göre tahsili istemi ile açılan takibe vaki itirazın iptali ile icra takibinin devamını, haksız itirazlardan mütevellit %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı … Turizm Havacılık ve Tic. Ltd. Şti. bir Turizm şirketi olduğunu, bilindiği üzere Çin’in Vuhan kentinde başlayıp, tüm dünyaya yapılan koronavirüs (Covid-19) salgın hastalığı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “pandemi” ilan edilmesi akabinde tüm dünya sınırlarını seyahatlere kapatmış, bir çok sektörü olumsuz etkileyen bu durum Turizm sektörünü durma noktasına getirdiğini, akabinde meydana gelen “DELTA” varyantı sonrasında virüs mutasyona uğramış ve dünya kamuoyunda yer aldığını, DELTA varyantının etkileri bitmeden “OMİCRON” varyantı ortaya çıkmış ve bir çok ülke giriş ve çıkışları kapatmış, hava yolu şirketleri uçuşları durdurduğunu, turizm sektörü de bu durumdan en çok zarar gören sektörlerin başında gelmekte olup büyük zarar gördüğünü, havayolu firmalarının uçuşlarını durdurması, ülke sınırlarının kapanması, seyahat yasaklarının getirilmesi nedenleriyle birçok Turizm firması gibi müvekkil şirkette bu durumdan olumsuz etkilendiğini, pandemi salgın hastalığı başlamadan önce müşterilerden alınan … bedelleri ilgili havayolu firmalarına, konaklama yerlerine ve ilgili diğer acentelere ödendiğini, ancak salgın hastalığın ortaya çıkması ve kısıtlamaların getirilmesiyle tüm turizm sektörü sekteye uğradığından ilgili havayolu firmalarından, konaklama yerlerinden ve diğer ödeme yapılan acentelerden para iadeleri geri alınamamış olduğundan müşterilere de para iadesi yapılamadığını, zira 3. kişilerce davalı şirkete ücretlerin geri ödemesi de yapılmadığını, ancak davalı şirket tarafından fedakarlık yapılarak müşterilerine ödedikleri paket … ücretlerinin iadesi yapılmaya çalışıldığını, vakaların fazlalığı ve salgının kontrol altına alınamaması dünya gündeminde de yer aldığını, bu sebepten ötürü düzenlenmesi planlanan turlar ülkelere yapılamayan turizm uçuşları sebebiyle iptal olduğunu, davalı şirket tarafından … düzenlenmesi için hava yolu, otel ve seyahat edilecek ülkelerdeki kurum ve kuruluşlara hizmet bedelleri ödendiğini, ancak iptal olması sonrasında bu bedellerin müvekkile geri ödemesi yapılamadığını, zira turizm seyahat kısıtlaması halen devam ettiğini, bu bilgiler ışığından görüleceği üzere, ortada bir mücbir sebep durumu söz konusu olup, davalı şirket adına muaccel olmuş herhangi bir borç da söz konusu olmadığını, bu bakımdan doğmuş bir alacak da olmadığını, mücbir sebep kapsamındaki olağanüstü bu durumun ve turizm seyahat kısıtlamalarının halen devam etmesi, davalı şirket tarafından hava yolu şirketlerine vs. yapılan ödemelerin davalıya geri ödemesinin halen yapılmamış olması, davacı tarafın likit bir alacağının bulunmaması, satılan paket turların iptalinden dolayı hak ediş ve komisyon talebinin kabulü halinde davacı tarafı sebepsiz zenginleştireceğine ve davalı şirketi hukuka ve kanuna aykırı olarak zarara uğratacağı nedenleriyle, davalı … Turizm Havacılık ve Tic. Ltd. Şti. yönünden henüz muaccel ve likit bir borç söz konusu olmadığından davalı aleyhine ikame edilen haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, davalı … ve Tic. Ltd. Şti yönünden henüz muaccel ve likit olmuş bir borç bulunmadığından haksız ve hukuksuz ikame edilen davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yan üzerine tahmiline karar verilmesin talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyası.
2-Banka kayıtları.
3-Bilirkişi raporları.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 20/12/2022 tarihli raporda özetle; … … Turizm ve Ticaret Limited Şirketi ticaretini … Turizm Havacılık ve Tic.Ltd.Şti. Firmasının Hava Yolu biletleri ve düzenlediği paket turlarını satma işi ile uğraştığını, Satılan Uçak Biletleri ve … paketlerinin bedelleri … Turizm Havacılık ve Tic. Ltd. Şti. tarafından … … Turizm Ticaret Ltd.Şti.’ ye fatura edip bedellerini kredi kartı ile tahsil ettiğini, Satılan Uçak Biletleri ve … paketlerinin komisyon bedelleri … … Turizm ve Ticaret Ltd.Şti. tarafından … Turizm Havacılık ve Tic. Ltd. Şti.’ne fatura edilip bedelleri bankaya havale şeklinde kapatıldığını, Alacak davasına konu olan dökümü yapılan faturaların 29/11/2019 6.400,00 TL, 30/01/2020 20.700,00 TL toplamda 2 adet fatura Davalı … Turizm Havacılık ve Tic. Ltd. Şti. tarafından pandemi nedeniyle ödenmemiştir denildiğini, Davalı firma ilgili faturaları itiraz etme zamanında Pandeminin geleceğini daha önceden bilemiyeceği için itiraz etmediğini, ama 11/05/2020 tarihinde kesilen 1.580,00 TL’lik iade faturası açıklamasında 30.01.2020 tarihinde kesilen 20.700,00 TL fatura için kesildiği belirtildiğini. diğerleri için bir itirazda bulunmadığını, bu konuda bir yazı noter aracılığıyla gönderilmediğini, yani kısaca kabul ettiğini, davalının cevap yazısında belirtiği gibi Pandemi nedeniyle bu … paketlerinin iptal edildiğine dair en kesin bilgi davalının belgelerinde olup bununla ilgili evrakların sayın mahkemeye sunması istenmeli gerektiğini bildirmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 25/05/2023 tarihli raporda özetle; talimat mahkemesi kanalı ile incelenen davacı taraf ticari defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğunu, her üç defter sonuçlarının birbiri ile ve ilgili belgelerle uyum arz ettiğini, defterlerin davacı lehinde delil niteliği taşıdığını, HMK 222 hükmü gözetilerek takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğunu, davalı şirket vekili Av. … ile yapılan telefon görüşmesinde 2020 yılı ticari defter ve eki belgelerinin bilirkişi incelemesine sunmayacaklarını belirtmesi üzerine inceleme yapılamadığını, alacak davasına konu olan dökümü yapılan faturaların 29/11/2019 6.400,00 TL, 30/01/2020 20.700,00 TL toplamda 2 adet fatura Davalı … ve Tic. Ltd. Şti. tarafından PANDEMİ nedeniyle ödenmediğini, rapor içerisinde talimat mahkemesi raporuna göre; davacı takip talebinde 25.520,00 TL asıl alacak talep ettiğini, talebinin yerinde olduğunu, davacı tarafından davalının usulüne uygun olarak temerrüde düştüğüne ilişkin delil dosyaya ibraz edilmediğinden temerrüt oluşmadığını, temerrüt icra takip tarihi olan 23/11/2020 tarihinde oluştuğunu, bu nedenle faiz hesaplaması yapılmadığını, icra takip tarihinden itibaren davacının talepleri doğrultusunda yıllık % 13,75 Faizi uygulanması gerektiğini, talep edilen icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkındaki takdir Sayın Mahkemeye ait olacağını bildirmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyası uyap sisteminden içerisine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 25.520,00 TL Fatura Alacağı, 1.637,45 TL İşlemiş Faiz, olmak üzere toplam 27.157,45 TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun da 01/07/2020 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememize açılan iş bu dava İcra ve İflas Kanununun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlığın …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ve davacı şirketin davalı adına satmış olduğu turlardan kaynaklı komisyon alacağının doğup doğmadığı ve davalı şirketin ifa imkansızlığı nedeniyle sözleşmeden dönüp dönemeyeceği hususunda toplandığı davacı tarafından davalı adına yerine getirilen … hizmetleri toplandığı anlaşıldı.
6100 sayılı HMK’nun 313.maddesi gereğince sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olduğu, aynı yasanın 313/4. maddesine göre sulhun şarta bağlı olarak da yapılabileceği düzenlenmiştir.
Yine 6100 sayılı HMK’nun 315/1.maddesi “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK 331.maddesi uyarınca davanın konusuz kalması halinde hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği belirtilmiştir.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesinde, davadan feragat ya da davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınacaktır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Davacı vekilinin 01/06/2023 tarihli sulh dilekçesi sunduğu, dava konusuz kaldığını, davalı yandan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebininde bulunmadığını talep etmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davacı vekilinin sulh olmaya yetkili olduğu, Davalı vekilinin 05/06/2023 tarihli dilekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğini, taraflar sulh olmuş olup yine taraflar arasında sulh protokolü imzalandığını bildirmiş olup, bu nedenlerle davanın sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Tarafların Sulh olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı vekilinin beyanı doğrultusunda vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır