Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 E. 2022/140 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/266 Esas
KARAR NO :2022/140

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/04/2021
KARAR TARİHİ:01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 15.04.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibine başlattığını, takip talebi ekindeki cari ekstre isimli belgede son kayıt olarak işlenen 01/07/2020 tarih ve 9.693,61.-TL bedelli fatura Verilen Hizmet Faturası olarak gözükse de ekli faturanın vade farkı alacağına istinaden düzenlendiğini, taraflar arasında vade farkının uygulanacağına ilişkin bir sözleşme düzenlenmediğini. taraflar arasında uzun süre olan ticari ilişkide de vade farkı faturası düzenlenmediğini, vade farkı uygulanacağına ilişkin herhangi bir teamülünde oluşmadığını, takibe konu kalan bedelinde müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, bu nedenle vade farkı bedeli dışında müvekkilinin davalıya bir borcunun kalmadığını beyanla müvekkilinin davalıya 9.752,04. -TL tutarında borcu olmadığının tespitine, davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ise özetle: Davacının müvekkiline takibe konu edilen faturalar kadar borcunun bulunduğunu, müvekkili şirketin hizmet vermiş olduğu firmalarla akdetmiş olduğu hizmet sözleşmesi kapsamında oluşan hizmet bedellerini direkt olarak iş gören alt yüklenici firmadan talep edebileceğini. Davacı şirketin dava dışı …. A.Ş. nin alt yüklenicisi olup bu nedenle müvekkili şirket ile aralarında bir hizmet ilişkisi vuku bulduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin dava dışı şirket ile 01/01/2017 tarihinde akdedilen hizmet sözleşmesinden kaynaklandığını, sözleşmenin 5.7. maddesine göre davacıya fatura düzenlendiğini, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen faturalarda vade farkı kaydı yer aldığını, beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içeresine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 32.694,76.-Tl cari hesap asıl alacağına % 13,75 ticari faizi tutarı 197,06 Tl ile birlikte toplam 32.891,82.-Tl için takip yapıldığı, ödeme emrindeki borca itiraz etmediğinden takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı vekili takip miktarı içinde bulunan 01.07.2020 tarih ve 9.693,61.-TL bedelli fatura Verilen Hizmet Faturası olarak gözükse de ekli faturanın Vade Farkı Alacağına istinaden düzenlendiğinin fark edildiğini. Taraflar arasında vade farkının uygulanacağına ilişkin bir sözleşme düzenlenmediğini. Taraflar arasında uzun süre olan ticari ilişkide de vade farkı faturası düzenlenmediğinden bu ödenen faturadan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve yapılan ödemenin istirdadı için davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının 01/07/2020 tarih ve 9.693,61.-TL bedelli fatura Verilen Hizmet Faturasının haksız tahsil edilen kısmı nedeniyle davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 17.12.2021 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasında akdedilen herhangi bir yazılı sözleşmeye dosyanın tetkikinde rastlanılmadığı. Davacı ticari defterlerinin dava tarihi itibariyle herhangi bir borç / alacak bakiyesi vermemiş olduğu, dava tarihi itibariyle davalının kendi defterlerinde davacıdan 9.693,61.-TL ALACAKLI durumda olduğu ve bu tutarı Şüpheli Alacaklar hesabına virman etmiş olduğu. Taraflar arasındaki farkın 9.693,61.-TL olduğu, bu tutarında huzurdaki davaya konu olan davalı tarafından davacıya düzenlenmiş 01/07/2020 tarihli … nolu, Vadeli Satış Fiyat Farkı açıklamalı, 9.693,61.-TL lik faturadan kaynaklandığı. Davacı tarafından dava konusu tutarın 30/04/2021 tarihinde ödendiği, bu nedenle dosyanın İstirdat davasına dönüştüğü,” belirlenmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava bir Menfi Tespit davası olup davacı; davalı şirket tarafından …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği, takip talebi ekindeki cari ekstre isimli belgede son kayıt olarak işlenen 01/07/2020 tarih ve 9.693,61.-TL bedelli fatura Verilen Hizmet Faturası olarak gözükse de ekli faturanın Vade Farkı Alacağına istinaden düzenlendiği, taraflar arasında vade farkının uygulanacağına ilişkin bir sözleşme düzenlenmediği. Taraflar arasında uzun süre olan ticari ilişkide de vade farkı faturası düzenlenmediği, vade farkı uygulanacağına ilişkin herhangi bir teamülünde oluşmadığı, takibe konu kalan bedelin davalıya ödendiği, bu nedenlerle davalıya 9.752,04.-TL tutarında borcu olmadığının tespiti talebinde bulunduğu görülmektedir.
Davalı ise; davacının takibe konu edilen faturalar kadar borcunun bulunduğu, hizmet vermiş olduğu firmalarla akdetmiş olduğu hizmet sözleşmesi kapsamında oluşan hizmet bedellerini direkt olarak iş gören alt yüklenici firmadan talep edebileceği, davacı şirketin dava dışı … . A.Ş. nin alt yüklenicisi olup bu nedenle aralarında bir hizmet ilişkisi vuku bulduğu, taraflar arasındaki ilişkinin dava dışı şirket ile 01/01/2017 tarihinde akdedilen hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin 5.7. maddesine göre davacıya fatura düzenlendiği, dava önceden tanzim edilen faturalarda da vade farkı kaydı yer aldığı anlatımındadır.
Dosyada taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşmeye rastlanılmamıştır. Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin tetkikinde; Davalı ile olan ticari münasebetini 320.10.359 nolu cari hesap kodu altında takip etmekte olduğu. Davalı tarafından düzenlenen faturaları bu hesabın alacağına, davalıya yapılan ödemeleri ise bu hesabın borcuna kaydetmiş olduğu. Bu hesabın dava tarihi itibariyle herhangi bir borç / alacak bakiyesi vermemiş olduğu belirlenmiştir.
Davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin tetkikinde ise; Davacı ile olan ticari münasebetini 120.03.293 nolu cari hesap kodu altında takip etmekte olduğu. Davacıya düzenlenen faturaları bu hesabın borcuna, davacı tarafından yapılan ödemeleri ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu. Bu hesabın dava tarihi itibariyle 9.693,61.-TL BORÇ bakiyesi verdiği, bu tutarında Şüpheli Alacaklar hesabına virman edilmiş olduğu görülmektedir. Buna göre dava tarihi itibariyle davalı kendi defterlerinde davacıdan 9.693,61. – TL alacaklı durumdadır.
Davalı yanın takip talebinde Asıl Alacak rakamı 32.694,76. -TL ise de daha sonra davacı tarafından icra dosyasına yapılan 23.001,15.-TL.lik ödeme ile asıl alacak yönünden ihtilafın 9.693,61.-TL ye düştüğü ve davanın da bu tutar üzerinden açıldığı görülmektedir Buna göre Taraflar arasındaki farkın 9.693,61.-TL olduğu, bunun da, huzurdaki davaya konu olan davalı tarafından davacıya düzenlenmiş 01/07/2020 tarihli … nolu, Vadeli Satış Fiyat Farkı açıklamalı, 9.693,61.-TL lik faturadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Davacı, taraflar arasında Vade Farkı’ na ilişkin herhangi bir sözleşme ve düzenleme olmadığından davalı tarafın düzenlemiş olduğu faturanın usulsüz olduğu iddiasında bulunmakta olup; tarafların sunmuş olduğu ticari defter kayıtlarına bakıldığında da taraflar arasında önceden düzenlenmiş herhangi bir vade farkı kaydına rastlanılmamıştır.
Davalı ise, davacı şirketin dava dışı … … A.Ş. nin alt yüklenicisi olduğu, bu nedenle aralarında bir hizmet ilişkisi vuku bulduğu. Taraflar arasındaki ilişkinin dava dışı şirket ile 01/01/2017 tarihinde akdedilen hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı. Bununla birlikte davacıya önceden düzenlenen faturaların üzerinde de vade farkına ilişkin ibareler olduğu, bu nedenle de taraflar arasında vade farkı ilişkisinin olduğu iddiasındadır.
Ancak hem taraflar arasında hem de dava dışı şirket ile akdedildiği iddia edilen herhangi bir sözleşmeye dosyada rastlanmadığı gibi, yine taraflar arasındaki ticari ilişkide önceki dönemlerde düzenlenen bir vade farkı faturasına da gerek dosyada ve gerekse sunulan defter kayıtlarında rastlanılmamıştır. Davalı iddialarının ispat edememiş olup vade farkı faturasının haksız düzenlendiği kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bila tarihli İstirdat talebi dilekçesinde :”..dosya borcunun haciz tehdidi altındaki davalı tarafından 30/04/2021 tarihinde tamamen ödendiği, bu nedenle huzurdaki davanın İstirdat davasına dönüştüğünü.” beyan etmiş olup, dilekçe ekinde ödeme dekontunu sunmuş olduğu görülmektedir.
Açıklamaların ışığında taraflar arasında akdedilen herhangi bir yazılı sözleşmeye dosyanın tetkikinde rastlanılmadığı. Davacı ticari defterlerinin dava tarihi itibariyle herhangi bir borç / alacak bakiyesi vermemiş olduğu, dava tarihi itibariyle davalının kendi defterlerinde davacıdan 9.693,61.-TL ALACAKLI durumda olduğu ve bu tutarı Şüpheli Alacaklar hesabına virman etmiş olduğu. Taraflar arasındaki farkın 9.693,61.-TL olduğu, bu tutarında huzurdaki davaya konu olan davalı tarafından davacıya düzenlenmiş 01/07/2020 tarihli … nolu, Vadeli Satış Fiyat Farkı açıklamalı, 9.693,61.-TL lik faturadan kaynaklandığı. Taraflar arasında vade farkı sözleşmesi bulunmadığı gibi, taraflar arasında vade farkı uygulamasında bulunmamaktadır. Davacı tarafından dava konusu tutarın 30/04/2021 tarihinde ödendiği, bu nedenle dosyanın İstirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle İş bu davanın kabulü ile … icra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından 9.693,61 Tl borçlu olmadığının tespitine, bu bedel ödendiğinden 9.693,61 Tl nin 30.04.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar vermek gerekmiştir.
Davacının kötü niyet tazminatı isteminin kötü niyet kanıtlanamadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile … icra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından 9.693,61 Tl borçlu olmadığının tespitine, bu bedel ödendiğinden 9.693,61 Tl nin 30.04.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına,
Davacının kötü niyet tazminatı isteminin kötü niyet kanıtlanamadığından reddine,
2-Karar ve ilam harcı 662,17-TL nin peşin alınan 166,55-TL den mahsubu ile kalan 495,62-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 225,85-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.082,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.075,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 58,43-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır