Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/255 E. 2023/272 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/994 ESAS
KARAR NO : 2023/275 KARAR
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/05/2017
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile 25/07/2015 tarihinde … …’un idaresindeki … plakalı motorsikletle … istikametinden … istikametine seyir esnasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve bariyerlere çarparak devrilmesi neticesinde tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kazada motorsiklette yolcu olarak bulunan … …’ın yaralandığını, motorsiklet sürücüsünün meydana gelen kazada tam kusurlu olduğunu beyanla geçici iş göremezlik ve sürekli iş gücü kaybı tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile ZMMS ile sigortalı aracın neden olduğu zarardan müvekkilinin kusur ve poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirterek davanın reddini savunmuştur.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… esas 2017/… sayılı karar numaralı gerekçeli kararında ile “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir. Somut olay da davacının yerleşim yeri … /Hatay olup davaya konu olayda aynı yerde gerçekleşmiştir. Yine davalı şirketin ikametgahı İstanbul’da bulunup, Gaziantep’te şube veya bölge müdürlüğü bulunmadığı gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilerek dosya Mahkememizin tevzi edilmiştir.
Mahkememizin 27/02/2018 tarihli 2018/… esas 2018/… karar numaralı gerekçeli kararında, Dava dayanağı TTK’da düzenlenen bir husus olmadığından davanın mutlak ticari dava olmasından söz edilemeyeceği, davanın dayanağını 6098 sayılı Yasadan alması ve davalılardan birinin sigorta şirketi olması durumunun, davanın, taraflarından bağımsız olan hukuki dayanağını değiştirmeyeceği, aksi kabulün tarafların sıfatlarına göre görevli mahkemenin belirlenmesi sonucunu doğuracağı ki, görevli mahkemenin tarafların sıfatlarına göre değil, taraflar arasındaki uyuşmazlığa göre belirleneceği, somut durumda da uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, nitekim trafik kazası uyuşmazlıklarının haksız fiil esasına dayandığının yukarıda belirtilen Yüksek Mahkemelerin rücuen açılan tazminat davalarına ilişkin kararlarında da açıkça belirtildiği, Mahkemece yargılama yapılırken, tazminatın biçimi ve kapsamı belirlenirken, 6102 sayılı Yasanın değil; 2918 sayılı Yasa da atıf yapılan 6098 sayılı Yasanın uygulanacağı, zorunlu trafik sigortasının da 2918 sayılı Yasada düzenlendiği, bu itibarla eldeki davanın Mahkememizin değil, genel Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiği kanaati ile haksız fiil esasına dayalı eldeki davada görevsizlik karar verilmiştir.
Bu karar davacı tarafından süresi içerisinde istinaf edilmiştir.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2018/2162/… E, 2018/… K sayılı 01/10/2018 tarihli ilamı ile kaldırılmıştır.
Kaldırma ilamında özetle ; “Açılan somut davada davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. Kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamını maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunun’unda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle mutlak ticari bir dava söz konusu olup, asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmaktadır.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü kaldırılmıştır. Mahkememizde 2018/994 esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Adli Tıp Kurumunun 06/06/2022 tarihli 2022/… sayılı raporunu özetle; … ve … oğlu 1997 doğumlu … …’ın 25/07/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazısına bağlı arızası sebebiyle 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından; kişinin tüm vücut engellilik oranını %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3 (üç ) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişinin düzenlediği 01/12/2022 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle;Trafik kazasına karışan … plakalı motosiklet sürücüsü … …’un % 100 (yüzde yüz) oranında kusuru olduğu, meydana gelen trafik kazasında yaralanan … …’ın olayda kusurunun olmadığı, olayda yaralanan … …’ın olay anında kişisel koruyucu donanım kullanmadığı, kişisel koruyucu donanım kullanılmamış olmasının trafik kazasında etken kusur olmadığı ancak kişisel koruyucu donanım kullanılması durumunda olayda daha az bedensel zarar görme durumunun söz konusu olabileceği, bu kapsamda eğer uygulanacak ise müterafik kusur ile ilgili oranın tespitinin Sayın Mahkeme tarafından belirlenmesi gerekeceği, Davacıdaki yaralanmanın omuz bölgesinde kemik kırığı nedeniyle meydana geldiği, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2016/12483 E sayılı kararında özetle; “…. Zarar gören için kusur teşkil edebilen durum, eğer zararın doğumu ya da artması bakımından hiçbir illiyet değeri taşımıyorsa, artık müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması olasılığı kalmayacaktır. Somut olayda; davaya konu kazada sağ omuz köprücük kemiğinde ve sağ kalçada kırık oluşan davacının maluliyet oranının tespiti bakımından alınan ve mahkemece de benimsenen heyet raporunda, sağ omuz köprücük kemiğinde ve sağ kalçada kırık nedeniyle davacı için maluliyet oranı belirlendiği görülmektedir. Kazada yaralanmasının niteliği ile davacının kask takmadan motosiklete binmesi arasında illiyet bağı yoktur. Bu durumun davacının zararı artırmaya yönelik ortak kusuru olarak kabul edilemeyeceği gözetilmelidir…” demekte olup, buna göre kask takıp takmamasının yaralanmasına bir etkisinin bulunmaması nedeniyle olayda müterafik kusur indirimi koşullarının bulunup bulunmayacağının takdirinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu, davalının 9100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın; geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararın 3.001,62 TL olduğu, (%20 hatır taşımalı indirimli tutarı – 3,011,62*%80=2,401,29 TL ), Davacının maddi zararının poliçe limitlerini aşmadığı, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının malul kalmadığı belirlendiğinden, sürekli iş gücü kaybı nedeniyle zararının bulunmayacağı, Dosya münderecatına göre davalının 22.05.2017 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği, Sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü, kanaat ve sonucunda raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, davacı belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davacı tarafından 25/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle sürekli iş gücü kaybı ve geçici iş göremezlik tazminatı talep ettiği, mahkememizce aldırılan Adli Tıp Kurumu raporuna göre engellilik oranının %0 olduğu bu itibarla sürekli iş gücü kaybı nedeniyle tazminat talebinde bulunamayacağı, her ne kadar iyileşme sürecinin 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş ise de davacının 24/11/1997 doğumlu olduğu, kaza tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmadığı, iyileşme süreci boyunca da 18 yaşını doldurmayacağı, davacının kaza tarihinden önce gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği bu itibarla geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (18 yaşından küçüklerin geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceklerine ilişkin bakınız; Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2021/… E., 2021/… K nolu ilamı. Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2021/… E., 2021/… K nolu ilamı. Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2021/… E., 2021/… K nolu ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davanın reddine,
2-Karar ve ilam harcı 179,90-TL nin peşin alınan 31,40-TL den düşümü ile kalan 148,50-TL bakiye ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 341/3 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır