Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/253 E. 2023/112 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/253 Esas
KARAR NO : 2023/112
DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 10/04/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 23.09.2004 tarihinde … Limited Şirketi olarak ticari unvanını tescil ettirdiğini, belirtilen tarihten itibaren müvekkili şirketin ticari hayatına bu ticari unvan ile devam ettiğini ve bu unvan ile Türkiye’nin birçok yerinde önemli projelere imza attığını, müvekkili şirketin piyasada “…” olarak anıldığını, müvekkili şirketin son dönemlerde birlikte iş yaptığı firmalardan, kendi bünyesine ait olmayan projeleri, proje tekliflerini sanki kendilerince yapılmış olarak algılandığını fark ettiklerini, bunun üzerine yaptıkları araştırmada ortak faaliyet gösterdikleri piyasada … olarak anılan bir firmanın daha varlığını öğrendiklerini, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı dosyasında kazanmış oldukları davanın istinaf mahkemesince bozulduğunu ve dosyanın şuan Yargıtay incelemesi aşamasında olduğunu, davalı şirketin tescil tarihinin 05.09.2016 olduğunu, müvekkili şirketin unvan tescil tarihinin çok daha eskiye dayandığını, ticari unvanın kullanımı bakımından önceliğin müvekkili şirkete ait olduğunu, şirketlerin faaliyet alanlarının ortak olduğunu, davalı şirketin piyasada söz konusu şirketler arasında oluşan iltibastan faydalanması ve şirketler arasında karışıklık çıkması ihtimalinin bulunduğunu, davalı şirketin tutumlarının haksız rekabet oluşturduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile “…” ibaresinin davalının ticari unvanından ve sicil kayıtlarından terkinini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret sicil kayıtlarının herkese açık olup, davacının 5 yıl sessiz kalarak unvan kullanımına razı olduğunu ve dava açma hakkını kaybettiğini, müvekkili şirketin kurulduğu günden itibaren davacının bu ilandan basiretli bir tacir olarak haberdar olma yükümlülüğünün olduğunu, müvekkili şirketin kurulduğu günden itibaren büyük saygın projelere imza atarak harcadığı emekle kısa sürede firmasına değer kattığını, sektörde proje alanında tanınır, güvenilir, bilinir firmalar arasında yerini aldığını, faaliyet alanlarının kesinlikle ortak olmadığını, müvekkili şirketin sadece projelendirme, davacının ise sadece taahhüt hizmeti verdiğini, web sitelerinde yer alan işlere bakıldığında müvekkili şirketin proje firması olduğunun açıkça görüldüğünü, müvekkili şirketin taahhüt alanında faaliyeti olmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği bütün işlerinde taahhüt alanına ait olduğunu, dava dilekçesinde çekirdek kısmın … olduğunun iddia edildiğini, …’nın çekirdek unsur değil ek unsur olduğunu, davacının dava dilekçesinde ticari unvan kullanımının adeta bir markaya yaklaştığının belirtildiğini, bunu kabul etmemekle birlikte ticaret unvanının marka değerinin olsa bile müvekkilinin bu durumdan istifade etmesinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin kurulduğu 2016 yılından itibaren ticaret unvanı markasını ” … ” olarak Türk Patent ve Marka Kurumuna tescil ettirdiğini, müvekkilinin piyasada “…” olarak tanındığını, iltibastan faydalanılması ve şirketler arası karışıklık ihtimalinin olmadığını, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Makine Yüksek Mühendisi ve Konu Uzmanı bilirkişi heyetinin 28/02/2022 tarihli 9 sayfadan ibaret raporunda özetle; Somut uyuşmazlığa konu olan davacı şirketin ve davalı şirketin ticaret unvanları arasında iltibasın var olduğu; iltibasa sebep olan davalı şirketin unvanındaki “…” ibaresinin, Türk Ticaret kanunu md. 52/1 uyarınca hem ticaret unvanından hem ticaret sicili kayıtlarından terkin edilebileceği; somut olayda sessiz kalma suretiyle hak kaybının şartlarının oluşmadığı, dolayısıyla davacının netice-i talebinin kabul edilebilirliğine bu yönden de bir engel bulunmadığı ancak Sayın Mahkeme tarafından yukarıda anılan tebliğ hükümlerinin kanuna uygun olduğu ve somut uyuşmazlıkta uygulanması gerektiği sonucuna varılırsa, Tebliğ madde 5/3 uyarınca iltibasın bulunmadığının kabul edilebileceği sonuçlarına varılmıştır denilmiştir.
Makine Yüksek Mühendisi ve Konu Uzmanı bilirkişi heyetinin 09/11/2022 tarihli 9 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; tarafların itiraz ve savunmaları dikkate alındığında, kök rapordaki değerlendirmelerini korudukları belirtilmiştir.
Dava, ticari unvana müdalenin men’i, davalı şirketteki … ibaresinin ticaret unvandan ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
TTK Madde 52. Madde uyarınca ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir. Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde;
Ticaret Sicilinden her iki şirketin kayıtlarının incelenmesinde davacı … San ve Dış Tic Ltd Şti ‘nin 23/09/2004 tarihinde, davalı … A.Ş.’nin 05/09/2016 tarihinde ticaret siciline her iki ünvanın müşterek ibaresi … ismi ile sicile kayıt edildikleri, iş bu davamızın dava tarihinin ise 10/04/2021 olduğu anlaşılmıştır.
Ticaret Sicil kayıtlarında görüleceği gibi her iki şirketin de unvanın da … kelimesi vardır. TTK’nın 45. maddesine göre bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılması zaruridir. Her iki şirket de unvanında … ibaresine ticaret siciline tescilinden itibaren yer vermekte olup davalı şirketin tescili daha sonradır.
Her iki şirketin iştigal konuları benzer olup, her iki taraf da mekanik tesisat sektöründe çalışmaktadır. Her iki taraf da binaların ve endüstriyel tesislerin ısıtma, havalandırma, iklimlendirme, sıhhi tesisat, yangın tesisatı konularında çalışmaktadır. Söz konusu sistemler kurulduğunda, kumandası panosunun ve otomasyon sistemlerinin de kurulması gerektiği için mekanik tesisat ile ilgili elektrik işlerini de yapmaktadırlar. Ancak mekanik tesisat ile ilgili olmayan elektrik işleri ile ilgilenmemektedirler. Her iki şirketin de faaliyet alanının merkezinde mekanik tesisat bulunmaktadır. Her iki taraf da mekanik tesisat projeleri hazırlamakta, davacı ilaveten kurulum (taahhüt/uygulama) da yapmaktadır.
Davacı ve davalı şirketlerin isim benzerlikleri, ticari hayatın olağan akışı içinde ortakları aynı kardeş şirket izlenimi vermektedir ve davacının çalışma alanı, davalının çalışma alanını da kapsamaktadır.
Davalı taraf, unvanların çekirdek kısımlarından bile ticari unvanların/işletme konularının farklı olduğunun görüldüğü, iltibas algısı oluşturmadığını iddia etmiş olsa da; Davacının unvanı … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi, davalının unvanı … Anonim Şirketi olup, mevzuat gereği unvanda faaliyet konularından en az birinin gösterilmesi yeterli ve zorunlu olup, faaliyet konularının farklı olması hususunun unvandan her zaman anlaşılamayacağı, ki somut olayımızda da her iki şirketin unvanından bunun anlaşılamadığı, esas sözleşmelerindeki faaliyet alanlarına göre yukarıda belirtildiği gibi her iki taraf da mekanik tesisat projeleri hazırlamakta, davacı ilaveten kurulum (taahhüt/uygulama) da yapmakta olduğu, bu nedenle faaliyet konularının davalı tarafın iddia ettiği gibi farklı olduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, sadaca davacı tarafın davalı taraftan farklı olarak kurulum (taahhüt/uygulama) yaptığı, her iki şirketin çakışan faaliyet konusu mekanik tesisat projeleri hazırlamak açısından faaliyet konularının aynı olduğu anlaşılmıştır. İltibasın tespiti için faaliyet konularının aynı olup olmasının gerekip gerekmediği hususunda doktrinde karşıt görüşler var ise de ;TTK 52. Maddedesi “Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması” tespitinde başat faktörlerden biri faaliyet alanı olsa gerek.
Davalı taraf, davacının 3. Kişi şirket “… Anonim Şirketi” hakkında açtığı …. ATM’nin 2018/… esas sayılı dosyada BAM’ın verdiği karar ile davacının iddiasının reddedildiğini, davaların konuların aynı olduğunu, iş bu davada da davacının 5 yıl sessiz kalarak unvan kullanımına razı olduğunu, dava açma hakkının kaybedildiğini ve bilirkişinin her davanın kendi şartları özelinde değerlendirilmesi gerektiği görüşünü bir başka görüşüyle kıyasla kendi içinde çelişkili olduğunu iddia etmiş olsa da; … ATM’nin 2018/… esas sayılı dosyada davalı taraf 3. Kişi bir şirket olup, dosyamız açısından kesin hüküm veya kesin delil teşkil etmemektedir. … ATM’nin 2018/… esas sayılı dosyasında 3. Kişi şirket 09.11.2010 yılında ticaret sicile tescil edilmiş ancak dava 5 yıllık süreden sonra ( 5 yıl 11 ay) açılmış olduğu bu nedenle davalı lehine emsal de teşkil etmeyeceği anlaşılmıştır.
Davalı taraf davacının 5 yıl sessiz kalarak unvan kullanımına razı olduğunu iddia etse de davalı … A.Ş.’nin 05/09/2016 tarihinde ticaret siciline kayıt edildiği, iş bu davamızın dava tarihinin ise 10/04/2021 olup 5 yıllık sürenin de dolmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay uygulamasında, hakkın kaybedilmesi için sessiz geçirilmesi gereken sürenin kural olarak 5 yıl olduğu kabul edilmiş ise de bu sürenin dürüstlük kuralı temelinde tayin edilmesi gerektiğinden -her ne kadar 5 yıllık süre dolmamış ve buna göre unvanın kullanımına davacının razı olmadığı açık ise de- 5 yıllık süreden daha az olan 4 yıl 7 ayı 5 günlük sürenin geçtiği somut olayımızda geçen bu sürenin davacının, davalının bu unvanı kullanmasına sessiz kalarak unvan kullanımına razı olduğu sonucuna varılıp varılmayacağı tartışılması gerekmektedir. Davalı şirketin ortağının, yine ortak olduğu 3. Kişi şirkete ilişkin yukarıda bahsedilen …. ATM’nin 2018/… esas sayılı davasını davacı açmış olmakla -her ne kadar davalı konumunda olan şirketler farklı olsa da ortak ve yöneticileri aynı olmakla- TMK 2. Madde de dikkate alındığından davacı tarafın sessiz kalarak razı olduğu anlamı çıkartılamayacağı anlaşılmıştır. Kaldı ki ticaret sicilinin aleniliği gereği tescil ve ilandan itibaren 5 yıllık süre önce tescil eden aleyhine işletildiği gibi, yine aynı alenilik gereği kendisinden önce aynı faaliyet alanında benzer unvan ile bir şirket bulunduğunu sonradan benzer unvanı tescil ettiren içinde uygulanması gerektiği buna göre gerek sessiz kalmada rızanın oluşup oluşmadığında sürenin tayini ve gerek ise, sessiz kalarak sonradan benzer unvanı tescil ettirenin bu unvan ile tanınmışlık, kredi sağlamasından sonra terkini talebinin TMK 2. Maddeye aykırı olup olmadığının takdirinin gerektiği anlaşılmış ve tüm bunlara göre somut olayımızda rızanın oluşmadığı, terkin isteminin TMK 2. Maddesine aykırılık teşkil etmeyeceği sonucuna varılmıştır.
Ticaret Unvanları Hakkındaki Tebliğinin 5/3. Maddesine göre iltibas bulunmadığı iddia edilmiş ise de; dava konusu uyuşmazlık TTK 52. Maddede kanun seviyesinde düzenlenmiş olup, Ticaret Unvanları Hakkındaki Tebliğ tescile ilişkin bir düzenleme olup, amacı sadece tescil öncesi unvanlarda bariz iltibas olanları süzgeçten geçirmek olup TTK 52. Maddesi “icaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması” açık düzenlemeye bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedene kanuna aykırılık tartışmasına da girmeye gerek bulunmamaktadır.
TTK’nın 50.maddesi uyarınca usulen tescil ve ilan edilmiş ticaret unvanının kullanma hakkı sadece sahibine ait olup önce tescil edildiği için bu unvanı kullanmak hakkı davacı tarafa aittir ve korunmalıdır.
Açıklanan yasal düzenlemeler karşısında davacının unvanın terkinini talep hakkı bulunduğu sonucuna varılarak davalı şirketin ticari ünvanında ki … ibaresinin unvanından ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile … ibaresinin davalının ticari unvanından ve ticaret sicil kayıtlarından terkinine,
-Gideri davalıya ait olmak üzere ticaret sicil gazetesinde yayınlanmasına,
2-Karar tarihi itibariyle hesaplanan 179,90-TL ilam harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 5.036,70-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.09/02/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”