Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/244 E. 2021/563 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/244 Esas
KARAR NO:2021/563

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:05/12/2014
KARAR TARİHİ:22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 30.09.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkiline olan borcu için …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini ve davalıya ödeme emrinin gönderildiğini, davalının ödeme emrinin tebliği üzerine borca itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, müvekkilinin halı kilim ve tekstil ürünleri ticaretini ve ihracatını yapmakta olduğunu, 18/03/2010 tarihinde müvekkili tarafından 29.659 USD lik mal …’teki alıcıya teslim edilmek ve bedeli tahsil edilmek üzere davalıya teslim edildiğini, bu malların davalı tarafından …’te alıcısına (vesaik mukabili yani peşin para ile) teslim edilmesi yani bedeli alakalı bankaya yatırıldıktan sonra teslim edilmesi gerekirken bu hususa riayet edilemeyerek mal teslimi yapıldığını, bu sebeple de bugüne kadar satış bedelinin müvekkiline ödenmediğini, satış bedelinin ödenmesi veya ödettirilmesi için davalıya yazılı olarak müracaat edilmesine rağmen herhangi bir bilgi verilmemesi nedeni ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını ancak davalının haksız itirazı nedeni ile takibin durdurulduğunu, bu nedenle itirazın iptali zımnında dava açma zaruretinin hasıl olduğunu, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamını talep etmek gerektiğini, ayrıca borçlu kötü niyetli itiraz etmiş olduğundan ve alacak da likit olduğundan davalının, alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, bu açıklanan sebeplere binaen, davanın kabulü ile, itirazın iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli borçlunun alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin verdiği 07.11.2011 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili şirketin sorumluluğunda yapıldığı iddia edilen …/… taşımasında, emtianın alıcıya mal bedeli bankaya yatırılmadan teslim edilmiş olması ve bu nedenle uğranıldığı iddia edilen zarar olan 29.659 USD tutarındaki mal bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğunu, davaya konu edilen taşımada müvekkiline karşı husumet yöneltilmesi hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirketin davaya konu edilen taşımada taşıma işini bizzat ifa etmemiş olup, sadece taşımanın yapılması için nakliyeci firma ile davacı arasında taşıma ilişkisinin kurulması yönünde aracılık yaptığını, davacının öncelikli olarak CMR taşıma belgesi ve tır karnesi gibi belgelerle taşıma işinin kimin tarafından yapıldığını ispatlaması gerektiğini, davacının iddiasına konu taşımanın tarihi 12.03.2010 tarihi olduğunu, davaya ilişkin olarak icra takibinin ise l8.08.2011 tarihinde yapıldığını, davaya konu uyuşmazlığın uluslararası kara taşımasından kaynaklı olup, CMR mevzuatı hükümlerine tabi olduğunu, CMR Konvansiyonu 32. maddesinde sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerektiğini, bu itibarla taşımanın yapılmasından itibaren bir yıl içerisinde açılmamış olan işbu huzurdaki davanın zamanaşımı yönünden reddi gerekmekte olduğunu, usuli itirazlarına halel gelmemek üzere müvekkili şirketin iddia edilen zarardan CMR Mevzuatı 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca sorumlu tutulmasının söz konusu olmadığını, davacı taşınan emtianın vesaik mukabili olarak alıcıya teslim edilmesi gerektiğini ancak müvekkili şirketin emtiayı alıcıya ödeme belgesi olmaksızın teslim ettiğini belirtmekte olduğunu, ancak davacı tarafından müvekkili şirkete verilmiş ve taşımanın vesaik mukabili olması gerektiğini ve emtianın tesliminin hangi koşullarda alıcıya yapılacağını gösteren yazılı bir talimatın mevcut olmadığını, bu sebeple davacının müvekkili şirketin emtiayı bankadan mal bedelinin yatırıldığına dair yazı almadan teslim ittiğine dair iddiasının hiçbir haklı gerekçesinin olmadığını, CMR Konvansiyonu 17. maddesinin 2. fıkrasında hasar, kayıp ve gecikmenin sebebi yük sahibinin vermediği talimattan kaynaklanıyorsa, taşıyıcının sorumluluktan kurtulacağının belirtilmekte olduğunu, bu itibarla davacı tarafından müvekkili şirkete verilmiş teslim şeklinin vesaik mukabili olduğunu gösteren yazılı bir talimat olmaması sebebi ile müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin sorumlu olduğu sonucuna ulaşılsa dahi ödenecek tazminat miktarının tespiti için CMR madde 23 hükmünün esas alınması gerekmekte olduğunu, CMR Konvansiyonunun 23/3 maddesinde ” tazminat eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 hesap birimini aşmayacaktır.” işbu madde uyarınca müvekkili şirketin iddia edilen zarardan sorumlu olduğu sonucuna ulaşılması halinde; müvekkili şirketin azamı sorumluluğu; 691 kg (emtianın tamamının ağırlığı) X 8.33 X 1.54 = 8864.00 USD olduğunu, bu itibarla davacının tazminat talebinin müvekkili şirkete karşı belirtilen 8864.00 USD tutarını aşamayacağını, alacak likit olmadığından davacı tarafın talep etmiş olduğu icra inkar tazminatının yerinde olmadığını, davaya konu alacak tutarının daha belli olmamakla birlikte, belirtmiş oldukları müvekkili şirketin sorumluluğunun tespitinin dahi yapılmamış olduğunu, bu nedenledir ki davacının bu yöndeki talebinin reddi gerekmekte olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle davanın; husumet yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine, zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle reddine, davanın müvekkili şirketinin sigortası dahilinde … AŞ.’ye ihbarına, müvekkili şirket söz konusu hasardan sorumlu olmaması nedeniyle esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ettikleri görülmüştür.
Dava konusu malların yurtdışına çıkışlarına ilişkin ilgili gümrük kayıtları ve bunlara dair doldurulan tüm formlar …, … Müdürlüğünden celp edilmiştir. Buna dair gümrük çıkış beyannamesi ve bu beyannamenin onaylanmasına dair belge kontrol işlemleri, taşıyıcı firmaya ait varış yeri … olarak yapılan sevke ilişkin beyanname muhteviyatı ve beyanname muhteviyatı eşyaların yüklü aracın 22/03/2010 tarihinde yurtdışı edildiğine dair beyanname sorgulama ve ekran görüntülerinin gönderildiği görülmüştür.
Taraf vekilleri delil listelerini ve delillerini dosyaya sunmuşlar, davaya ve takibe konu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde alacaklının … borçlunun … – olduğu 29.659,00 USD asıl alacak, 3.347,81 USD işlemiş faiz olmak üzere 33,006,81 USD nin faiz masraf ve vekalet ücreti ile birlikte tahsiline yönelik ilamsız takip yapıldığı, borçlu vekilince takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiği, takibin durdurulduğu ve itirazın iptaline ilişkin açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken davanın davalı vekilince …A.Ş ye ihbar olunduğu, ihbar dilekçesinin adı geçen sigorta şirketine tebliğ edildiği görülmüştür.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra mahkememizce verilen ilk hükümde özetle; “Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takipte davalının itirazlarının toplam 23.727,20 USD üzerinden iptali ile; takibin bu miktara 3095 SY nın 4/a maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte devamına; fazlaya dair isteğin reddine, İcra inkar tazminatı isteminin reddine”
Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 2013/… E, 2014/… K sayılı 06.01.2014 tarihli ilamı bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bozma ilamında özetle ; “Mahkemenin 07/03/2013 tarih 2011/403 – 2013/62 sayılı kararı ile davacının %20 kusurlu, davalının ise %80 kusurlu olduğu, takibe konu talep edilen 29.659,00 USD asıl alacak miktarının %80’i olan 23.727,20 USD ‘den davalının sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 06.01.2014 tarih … – … sayılı ilamı ile karar zarar miktarı, icra inkar tazminatı ve faiz yönünden davalı yararına bozulmuştur.
Bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporu üzerine yeniden hüküm kurulmuştur.
Yeni kurulan hükümde özetle; “Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası kapsamında yürütülmekte olan takibe vaki itirazın iptaline; takibin 29.659,00 USD asıl alacak üzerinden devamına; asıl alacağa CMR 27.mad. uyarınca takip tarihinden itibaren %5 faiz işletilmesine; fazlaya dair isteğin reddine, İcra inkar tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir.
Bu davalı taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay …Hukuk Dairesinin 2017/… E, 2019/… K sayılı 23.01.2019 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “Mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılamada bu kez de davalının tam kusurlu olduğu kabul edilerek, takibe konu talep edilen 29.659,00 USD asıl alacak miktarının tamamı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla ve verilen ilk hüküm davalı vekilince temyiz edilip, davalı yararına bozulduğundan ilk hükümde yazılı miktar itibariyle davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle, kabule göre, davalı yararına miktar itibariyle oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Huzurdaki davada davacının halı kilim ve tekstil ürünleri ticaretini ve ihracatını yapmakta olduğu anlaşılmaktadır. 18/03/2010 tarihinde müvekkili tarafından 29.659 USD lik mal …’teki alıcıya teslim edilmek ve bedeli tahsil edilmek üzere davalıya teslim edildiği sabittir. Bu malların davalı tarafından …’te alıcısına (vesaik mukabili yani peşin para ile) teslim edilmesi yani bedeli alakalı bankaya yatırıldıktan sonra teslim edilmesi gerekirken bu hususa riayet edilemeyerek mal teslimi yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak bugüne kadar satış bedelinin davacıya ödenmediği belirlenmiştir. Satış bedelinin ödenmesi veya ödettirilmesi için davalıya yazılı olarak müracaat edilmesine rağmen herhangi bir bilgi verilmemesi nedeni ile davalı hakkında alacağın tahsili için icra takibi başlatılmasına rağmen davalının takibe haksız itirazı nedeni ile takibin durduğu anlaşılmaktadır. Davacı alacağını tahsil etmek maksadı ile haksız itirazın iptali için bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dosyamızda ilk ve ikinci bozma öncesi alınan rapor ve ek rapor hükme esas yapılacak yeterlilikte bulunduğu anlaşılmakla olayda davacının % 20 kusurlu, davalının ise % 80 kusurlu olduğu. Bu açıdan takibe konu talep edilen 29.659,00 USD asıl alacak miktarının % 80 i olan 23.727,20 USD den davalının sorumlu olacağı, daha önce davalı temerrüde düşürülmediğinden temerrüdün takip tarihi itibarıyla başladığı, bu açıdan fazla talep ile işlemiş faiz talebinin reddi gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce ilk hükümde 07/03/2013 tarih 2011/403 – 2013/62 sayılı kararı ile davacının % 20 kusurlu, davalının ise % 80 kusurlu olduğu, takibe konu talep edilen 29.659,00 USD asıl alacak miktarının % 80’i olan 23.727,20 USD ‘den davalının sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 06.01.2014 tarih … – … sayılı ilamı ile karar zarar miktarı, icra inkar tazminatı ve faiz yönünden davalı yararına bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılamada bu kez de davalının tam kusurlu olduğu kabul edilerek, takibe konu talep edilen 29.659,00 USD asıl alacak miktarının tamamı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş olmakla ve verilen ilk hüküm davalı vekilince temyiz edilip, davalı yararına bozulduğundan ilk hükümde yazılı miktar itibariyle davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle, kabule göre, davalı yararına miktar itibariyle oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak ilk hükümdeki karar gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 23.727,20 USD üzerinden devamına; asıl alacağa CMR 27.mad. uyarınca takip tarihinden itibaren % 5 faiz işletilmesine; fazlaya dair isteğin reddine, karar kurmak gerekmiştir.
Ancak davalı hakkında likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİY 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 40 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de ikinci hükümde bu miktar verilmemiş olmakla davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 23.727,20 USD üzerinden devamına; asıl alacağa CMR 27.mad. uyarınca takip tarihinden itibaren % 5 faiz işletilmesine; fazlaya dair isteğin reddine,
İcra inkar tazminatı isteminin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 3.014,69-TL nin peşin alınan 488,86-TL den düşümü ile kalan 2.525,83-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 507,26-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.400,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 2.012,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 6.537,24-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 80-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 12,90-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza