Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2021/937 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/238 Esas
KARAR NO:2021/937

DAVA:İtirazın İptali ( Emlak Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ:06/04/2021
KARAR TARİHİ:27/10/2021

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, emlak komisyonculuğu işi ile iştigal eden davalının müvekkillerine iş yeri için kiralık daire ayarladığını ancak kiralanan yerin kafe işletmeciliği işi için uygun olmadığının anlaşılması nedeniyle malik ile akdi ilişkinin başlamadan sona erdirildiğini, feshin sebebinin davalının kiralanan yerin niteliklerinin hatalı bildirilmesinden kaynaklandığını, dükkan vasıflı yerin imar projesinde asma kat bulunduğunu, gerçekte ise asma kat olmadığından, bu hali ile belediyeden inşaat ve işletme ruhsatlarının alınamadığını, vaziyetin belediye işlemleri sonrası ortaya çıktığını belirterek ödenen tellaliye bedelinin istirdadı için başlatılan takibe itirazın iptali ile takibin devamını asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, taraflar arasında anlaşarak sözleşmenin feshedildiğini, fesihnamede emlak komisyonu ücretinin iadesine dair hüküm olmadığını, tarafların edimlerini tam olarak ifa ettiklerini, sonradan sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etmelerinin TMK’nın 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağına açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, emlak komisyonculuk hizmeti kapsamında ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacıların kafeterya işletmek için kiralık dükkan araştırmasına binaen davalı gerçek kişi emlak komisyoncusundan telallık hizmeti aldığı, ancak kiralanan yerin vasıflarının hatalı bildirilmesine dayalı olarak ödenen bedeli iadesinin dava konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacıların tacir vasfını haiz olduğu belirgin olmakla birlikte davalı emlakçının İTO sayfasından yapılan sorgulamada ticari işletme kaydı olmadığı gibi fiilen ticari işletme işlettiği de anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davalının ticari ve mesleki amaçla hareket etmekle birlikte tacir vasfını taşımadığı belirgindir.
Davalı vekili tüketici mahkemesinin görevli olduğunu savunmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK’nın 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir. Davacılar kafe işleten limited şirket ile onun yetkili temsilcisi olup tüketici vasfını haiz değildirler. Keza davalı gerçek kişi emlak komisyoncusu ise de tüketici olmadığından taraflar arasındaki ilişkinin 6502 Sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemeler görevlidir. Simsarlık sözleşmesi ilişkilerinin tüketici kanunu kapsamına alınması taraflardan hiç birisinin tüketici olmadığı davanın tüketici mahkemesinde görülmesi sonucunu doğurmaz. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece her aşamada nazara alınması gerekir ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. Bu durumda mahkememizce asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına, (ihtar edildi)
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde gider avansının da görevli mahkeme veznesine aktarılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır