Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/231 E. 2021/1064 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/231 Esas
KARAR NO : 2021/1064

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin restaurant olarak faaliyette bulunan… adlı iş yerinin, covid-19 salgın hastalığı nedeniyle oluşan pandemiden dolayı kapanma kararı neticesinde Nisan 2020’den beri kapalı olduğunu, müvekkilinin iş yerinde davalı şirketten elektrik aboneliğinin bulunduğunu, davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve müvekkili tarafından 21/09/2020 tarihinde 9.045,00 TL borç ödendiğini, ödemeden sonra davalı şirketçe 30.601,48-TL’lik elektrik borcu olduğu gerekçesiyle müvekkilinin arandığını ve bu borcunda ödendiğini, toplam 39.858,33 TL’lik ödemeden sonra, müvekkili şirketin toplam 39.565,61-TL borcunun daha bulunduğunun tespit edildiğini, söz konusu faturaların iptali için İstanbul… ATM’nin… Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyaya konu borç haricinde 30.11.2020 fatura tarihli toplam 2.559,44-TL bedelli, 25.01.2021 fatura tarihli 9.079,36-TL bedelli faturalar ile sorgulama sonucunda ortaya 8.947,88-TL’lik borcunun olduğunun anlaşıldığını, söz konusu durum sebebiyle davalı şirkete 11.11.2020 tarihli itiraz dilekçesi verildiğini ancak sonuç alınamadığını, yapılan şikayetler neticesinde davalı şirket çalışanları elektriği açmış ancak ardından yine elektriklerin kesildiğini, davalı şirketin yaptığı kesintilerin yönetmeliğe aykırı ve usulsüz olduğunu, aylardır kapalı olan iş yerine yüklü miktarda gelen elektrik faturalarının, EPDK tebliğlerinde açıklanan, kayıp – kaçak bedelleri ile elektrik dağıtım şirketlerinin yıl içinde yaptıkları temsil ve ağırlama giderleri, üye oldukları derneklere ödedikleri aidatlar, verdikleri ilanların giderlerinin, elektrik kullanıcılarına yansıtıldığı meblağlar olduğunu, müvekkilinin aylardır hiç kullanılmayan, kapalı olan iş yerine re’sen tahakkuk edilen elektrik faturasında bir de “kaçak” ibaresinin bulunması, aktif tüketim bedeli dışında ek bir mâli yük ve külfet getirdiğinin açık ispatı olduğunu, davanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, re’sen tahakkuk ettirilen elektrik borçlarından dolayı müvekkil şirketin kesilen elektriğinin açılması ve elektriğinin kesilmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacının borçlu olmadığının tespiti ile 330.11.2020 tarihli 2.559,44-TL bedelli, 25.01.2021 tarihli 9.079,36-TL bedelli ve 8.947,71-TL bedelli toplam 20.586,68-TL olan faturaların iptaline, faturaların icra takibine konu edilmesinin önlenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle;Arabuluculuk sürecinin işletilmediğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taleplerin bir kısmının müvekkili şirket ile ilgili olmadığını, bu talepler yönünden husumete itiraz ettiklerini, 5.162,26 TL, 13.736,03 TL ve 18.189,34 TL bedelli faturaların tedarikçi şirket tarafından tanzim edildiğinin anlaşıldığını, müvekkili şirketçe yapılan inceleme sonucunda ödemesi yapılmamış faturalar nedeniyle tedarikçi şirket tarafından 30/04/2020 tarihinde elektriğin kesilerek hizmet alımının durdurulduğunu, müvekkili şirket ekiplerince 10.06.2020, 11.09.2020 ve 26.10.2020 tarihlerinde yapılan kontrollerde borcundan dolayı elektriği kesilen sayacın kullanıma açılarak elektrik tüketildiği şeklinde kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağı tanzim edildiğini, müvekkili tarafından yapılan hesaplamaların mevzuata uygun olduğunu, kaçak elektrik kullanmadığını iddia eden davalının bu hususu ispatlaması gerektiğini, dava konusu faturalardan sadece 16/09/2020 tarihli ve 30.601,48 TL bedelli faturanın kaçak elektrik kullanımına istinaden tanzim edildiğini, davacının yargılama ile elde edilebilecek sonucu ihtiyati tedbir yolu ile sağlamaya çalıştığını, bu nedenle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER
1-Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı
2-Fatura ve tahsilat makbuzları
3-Bilirkişi raporu
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, kaçak elektrik kullanmaktan kaynaklanan kaçak elektrik faturasına ilişkin borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasının mahkememizin … Esas dosyası ile birleştirilmiş ise de mahkememizin 29/03/2021 tarihli duruşmasında tefrik edilerek … Esasını aldığı görülmüştür.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13/1.maddesine göre, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmek kaçak elektrik enerjisi tüketimini oluşturur.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Anılan kararın 1-B maddesinde kaçak elektrik kullanım süresini hesaplama, 1-C maddesinde ise kaçak elektrik tüketim miktarını hesaplama usul ve esasları gösterilmiştir.
Diğer taraftan, davalı kurum sözleşme yapmak ve böylece karşı edim borçlanmak şartıyla kamuya hizmet sunmuş bulunmaktadır. Davacı taraf ise, sözü edilen hizmetten sözleşme vasıtasıyla yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme yapmaksızın (ve belki de bunu istemeksizin) karşılıksız ve kaçak olarak elektrik enerjisinden yararlanmış bulunmaktadır.
O halde, taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak kaçak kullanım halinde “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu kabul edilmeli ve davalı idarenin bu gibi durumlara ilişkin olarak belirlediği kurallara uygun bedelin davacı tarafından ödenmesi gerekir. Bu sonuç için sunulan edimden davacının sadece yararlanmış olması gerekli ve yeterli görülmelidir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir.
İspat yükü ise; bir vakıanın doğru ve gerçek olup olmadığı konusunda hakimi inandırma faaliyetidir. İspat, ispat anıdan önce vuku bulmuş ve tekrar etmeyen, vakıalara ilişkindir. İspat yükü aynı zamanda bir haktır.
İspat yüküne ilişkin genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir.
Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman Elektrik Mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Kaçak Elektrik Tespit Tutanaklarının incelenmesinde; davacının davalı ile arasında 12.10.2015 başlangıç tarihli Alçak Gerilim Elektrik Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi yaptığı, bu bağlamda davalı şirketin … tesisat numarası oluşturularak… seri numaralı elektrik sayacı üzerinden elektrik enerjisi satışı yapıldığı, davalı Bedaş tarafından 26/10/2020 ve 06/01/021 tarihli Kaçak Elektrik Tespit Tutanakları düzenlendiği, tutanakta sayacın kayıtlı olduğu ve “borcundan dolayı elektriği kesilmiş olan sayacın kullanıma açılıp enerji kullanıldığı”nın tespit edildiği ve bu tutanağa istinaden davacı hakkında 28.11.2020 son ödeme tarihli 8.549,71-TL, 04.02.2021 son ödeme tarihli 9.079,36-TL tutarlı kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiği, 30.11.2020 tarihli son ödeme tarihi bulunmayan 2.559,44-TL bedelli faturanın normal tüketim faturası olup dosyaya temin edilen borç listesinden göründüğü ancak fiziki faturanın oluşturulmadığı anlaşılmıştır.
Fatura ve tahsilat makbuzlarının incelenmesinde; davalı tarafından davacı şirket aleyhine 12.03.2020 son ödeme tarihli 19.389,86-TL, 13.04.2020 son ödeme tarihli 14.659,01-TL, 21.05.2020 son ödeme tarihli 5.516,74-TL, 22.06.2020 son ödeme tarihli 7.194,13-TL, 28.09.2020 son ödeme tarihli 30.601,48-TL, 26.11.2020 son ödeme tarihli 8.549,71-TL bedelli faturaların tanzim edildiği, bunların dışında dosyaya fatura aslı sunulmayan 06.01.2021 tarihli 9.079,36-TL bedelli, 30.11.2020 tarihli 2.559,44-TL bedelli, 25.01.2021 tarihli 9.079,36-TL bedelli faturaların tahakkuk ettirildiği, ayrıca tahakkuk ettirilmemiş ancak borç listesi sorgulamasında gözüken tarihsiz 8.947,71-TL bedelli borç sorgulaması çıktısı bulunduğu, iş bu faturalardan 22.06.2020 son ödeme tarihli 7.194,13-TL bedelli faturanın 21.09.2020 tarihinde icra takibi ile 9.045,00-TL olarak ödemesinin yapıldığı, 28.09.2020 son ödeme tarihli 30.601,48-TL bedelli faturanın 09.10.2020 tarihinde 30.831,33-TL olarak ödemesinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Elektrik Mühendisi bilirkişinin 09.09.2021 tarihli 9 sayfadan ibaret ön raporunda özetle;. davalı davacı şirket aleyhine asıl ve birleşen davalara konu edilmiş 4 adet kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlediğini, neticeten; “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetler Yönetmeliği (…)” ile dosya içeriğindeki bilgi, belge ve deliller üzerinde yapılan inceleme kapsamında taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaçak elektrik faturasına ilişkin davacının, borçlu olmadığı iddiasına dayalı icra takibinden önce açılan menfi tespit talebi olduğunu, eksik fatura ve belgelerin ikmali gerektiğini belirtmiştir.
Elektrik Mühendisi bilirkişinin 21/10/2021 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; , ödenmeyen sırasıyla;… Seri No’lu 29/02/2020 tarihli, 12/03/2020 son ödeme tarihli 16.030,37 TL(19.389,86 TL gecikmeli tutar) orijinal tutarlı,… Seri No’lu 31/03/2020 tarihli, 13/04/2020 son ödeme tarihli 12.324,43 TL (14.659,01 TL gecikmeli tutar) orijinal tutarlı, … Seri No’lu 30/04/2020 tarihli, 21/05/2020 son ödeme tarihli 4.733,32 TL (5.516,74 TL gecikmeli tutar) orijinal tutarlı faturaların normal hazırlanmış dönem faturaları olduğu, davalı Elektrik Şirketi tarafından dosyaya temin edilen “kW-TL Bazında Tüketim Ektresi”nden, 545286749573 Tahakkuk No’lu 30/11/2020 tarihli, 14/12/2020 son ödeme tarihli 2.472,30 TL (2.559,44 TL gecikmeli tutar) orijinal tutarlı faturada elektrik şirketinin davacı şirket için hazırladığı 08/02/2021 tarihli “Borç Listesi”nden tespit edildiğini, yine ödenmeyen 9.079,36 TL bedelli 25.01.2021 tarihli ve 8.947,71-TL bedelli borç listesinde çıkan faturalar ile 26.10.2020 tarihli 8.549,71-TL bedeli ve 06.01.2021 tarihli 9.079,36 TL bedelli faturalar ile aynı olduğunun tespit edildiğini, neticeten İstanbul… ATM’nin … Esas sayılı dosyasına konu faturaların 30.11.2020 tarihli 2.559,44-TL bedeli, 25.01.2021 tarihli 9.079,36-TL bedelli ve tarihsiz olup borç listesinde çıkan 8.947,71-TL bedelli (06.01.2021 tarihli 9.079,36-TL bedelli fatura ile aynı) konu oldukları, ödenmeyen bu faturalar kapsamında, davacının “Esas” ve “Birleşen” dosyalar yönünden, davalıya borçlu gözüktüğünü belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacının yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesinin, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmüne göre hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Bu kapsamda alanında uzman bilirkişi tarafından tüm kayıtlar incelenmiş ve faturaların Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 42. Vd maddelerine uygun düzenlendiği, davacının kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından her ne kadar yönetmeliğe ilişkin bir kısım itirazlarda bulunulmuş ise de davacı tarafından elektiriğin kesilmesine ilişkin değil, kesilen elektiriğin tekrar usulsüz olarak açılmasından kaynaklı kaçak elektrik kullanımı yapıldığı tespit edilmiş olup itirazlarının yerinde olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;

1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2021

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır