Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/203 E. 2021/849 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/203 ESAS
KARAR NO:2021/849

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:24/03/2021
KARAR TARİHİ:07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı ve %10 (azınlık) hissedarı olduğu davalı şirketin, müvekkiline tebligat yapmaksızın olağanüstü genel kurul düzenlediğini, taraflarınca bunun öğrenilmesi üzerinde toplantıdan önce … 28. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bu toplantının yapılmaması ve şirkete özel denetçi atanmasını talep ettiklerini ve davalı yetkililerinden hiçbir yanıt alınamadıklarını, 03.03.2021 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerine 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 482 ve 483. maddelerinde sayılan işlemler için yetki verildiğin, müvekkilinin sözkonusu genel kurul toplantısına kendisine tebligat yapılmamış olmasına rağmen haklarına halel gelmemesi için katıldığını ve muhalefet şerhi kullandığını, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın anılan maddelerindeki yetkinin verilmesine ilişkin karar, kötüniyetle hareket eden bir diğer ortak …’nin şahsi ve muvazalı işlemlerinin gerçekleştirilmesi maksadıyla yapıldığını ve şahsi bir işe ilişkin olduğundan TTK’nın 436. maddesindeki oy yoksunluğu halinin uygulanmasının gerektiğini, …, davalı şirketin en büyük hissedarı olan … isimli şirketin yöneticisi ve karar alıcısı konumunda olup, müvekkilinin hisse oranını azaltarak kendisinin şirkete özel denetçi atanmasını isteme hakkını kullanmasının önüne geçmeye çalıştığını, davalı şirketin borca batık olduğunu, 1 yıldan fazladır işyeri kirasını ödemediğini, müvekkilinden almış olduğu borç parayı kaçırdığını, müvekkilinin alacağı …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ihtiyati haciz yoluyla takip edilmişse de davalı şirketin hesaplarının kötüniyetli çoğunluk hissedarlar tarafından boşaltıldığının anlaşıldığını, bu sebeple müvekkilinin davalıdan tahsilat yapmasının mümkün olmadığını, davalı şirketin iflasının istenmesi gerekmekteyken davalı şirketin çoğunluk hissedarları bunun aksine müvekkilinin şirketine özel denetçi atanmasını talep etme hakkını elinden alabilmek amacıyla usulsüz ve kötüniyetli bir olağanüstü genel kurul tertip ettiklerini, işbu nedenlerle genel kurul kararının iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından kendisine çağrı yapılmadığı ifade edilmiş ise de bu husus gerçek dışı olup, davacının genel kurula katılım sağladığı tutanaklar ile sabit olduğunu, davacının iddiasının aksine kendisine yapılan tebligatın iade edildiği hususu toplantı tutanağına yazıldığını, davacı tarafın her ne kadar şirketin acz içinde ve borca batık olduğunu ileri sürerek işbu iptal davasını ikame ettiğini, genel kurul kararlarının iptali sebepleri kanunda sınırlı sayı prensibi ile sayıldığını, şirketin borca batık olması bu sebepler arasında olmadığını, 03.03.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul gündeminde “özel denetçi” atanması maddesi bulunmamasına karşın davacı tarafın talebi doğrultusunda hiçbir hukuki zorunluluk olmamasına rağmen bu talebin gündeme alındığını ve pay sahiplerinin oylamasına sunulduğu ve reddedildiğini, davacı taraf 6102 sayılı TTK’nın 482 ve 483. maddelerinde sayılan işlemler için yönetim kuruluna kötü niyetli olarak yetki verildiğini ifade etmişse de, anılan maddelerin uygulanması yetkisi kanunun kendisi tarafından yegane olarak yönetim kuruluna tanındığını, 6102 sy. TTK ve şirket Esas Sözleşmesi’ne uygun genel kurul kararları ticaret sicili müdürlüğünce tescil ve ilan edildiğini, iptali istenen genel kurul gündem maddeleri usulüne uygun şekilde müzakere edilerek karara bağlanmış olduğunu, kararlar “şirket sermayesinin % 80’i oranında pay sahibi” sıfatını haiz ortakların “oy çokluğu” ve “ortak akıl ve iradesiyle” alındığını, davacı tarafın işbu iptal davasına konu dilekçesinde soyut ve her biri akla mantığa aykırı 6102 TTK 448/3 hükmü uyarınca ”davalı şirketin uğraması muhtemel zararlara karşılık davacıdan teminat alınmasına” karar verilmesi gerektiğini, herhangi bir hukuki yarar bulunmaksızın, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli şekilde açılan işbu dava nedeniyle 6102 sy. TTK 448/3 hükmü uyarınca “davacı paylarının karşılığı olan 305.000,00-TL tutarındaki bedelin teminat olarak davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılmasını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. Davacı, ön inceleme duruşmasındaki beyanında genel kurulda alınan tüm kararların iptalini talep etmiştir.
03.03.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurulun açılış ve toplantı başkanının seçimi ile gündeme davacı tarafın talebi üzerine özel denetçi atanmasının görüşülmesi husunun eklenmesi olup, 2. Madde şirketin sermayesine, 3. Madde şirketin özel denetçi atanması talebinin görüşülmesi, 4. Maddede dilek ve temennilere ilişkindir.
TTK’nın 538/4 maddesi uyarınca, toplantıya çağrıdaki usulsüzlüğün, davacı ortaklara, iptal davası açma hakkını verdiği, ancak, toplantıda alınan kararların iptali için, alınan kararın, yasaya, ana sözleşmeye, iyiniyet kurallarına aykırı olması ve kararın yok hükmünde olduğu sonucunu doğuran bir usulsüzlüğün bulunması gerektiği, 1 ve 4. Maddelerin yasaya, ana sözleşmeye, iyiniyet kurallarına aykırı olması söz konusu olmadığı; 3. Maddedeki özel denetçi atanması talebinin reddine ilişkin kararda ise “(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.” şeklindeki TTK 438. Madde gereğince öncelikli olarak bilgi edinme hakkının kullanılması gerektiği, davacının ilgi edinme hakkını kullandığına ilişkin iddia ve delil ileri sürmediği, sadece daha önce özel denetçi atanmasına ilişkin ihtarı beyan ettiği, Genel Kurulca özel denetçi atanması talebi gündeme alınarak ret edilmiş olup davacının özel denetçinin atanması talebine ilişkin ” özel bir denetimle açıklığa kavuşturulması” istenen hususlara ilişkin “belirli olayların” somutlaştırılmadığı, buna göre Genel Kurulun 3. Kararının iptali koşullarının bulunmadığı; Genel Kurulunun sermaye pay türünün değiştirilmesine ilişkin 2. Kararının iptali talebinde davacının gerekçe olarak TTK’nın anılan maddedeki yetkinin verilmesine ilişkin kararın tamamen kötüniyetle hareket eden ortak Hıfzı’nin şahsi ve muvazalı işlemlerinin gerçekleştirilmesi maksadıyla yapılıp TTK 436. Maddedeki oy yoksunluğu halinin bulunduğu hususu ileri sürülmüş ise de, zaten TTK 482 maddesindeki “(2) Ayrıca, yönetim kurulu, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal etmeye yetkilidir.” düzenleme gereğince bu yetkinin zaten yönetim kurulunda olduğu, Genel Kurulun 2. Kararındaki bu hususa ilişkin metnin TTK 482 maddesi gereğince verilen yetkinin ifade edilmesi niteliinde olup, devamındaki usulünde TT 483. Maddesindeki usul olup kanuna, ana sözleşmeye veya iyiniyet kurallarına bir aykırılık bulunmadığı, buna ilişkin oylamanın oy yoksunluğu ile de alakasının bulunmadığı anlaşılmış ve tüm bu nedenler açılan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.07/10/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”