Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/193 E. 2022/234 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/193 Esas
KARAR NO : 2022/234

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/03/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacıların müşterek çocukları…’ın 12/10/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, olay yeri inceleme tutanaklarına göre … idaresindeki … plakalı aracın tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, kusurlu… plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde … numaralı zorunlu mali mesuliyet poliçesi ile sigortalandığını belirterek; anne … için 1.000,00-TL, baba … için 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının, anne … için 100,00-TL, baba… için 100,00-TL defin gideri ve cenaze giderinin yasal faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sorumluluğunun sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kazada vefat eden …’ın kaza sırasında koruyucu tertibat ve kask takmadığını, bu durumun kaza tespit tutanağında belirtildiğini, en az %40 oranında müterafık kusuru indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası
2-… İl Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı
3-Poliçe,hasar dosyası
4-Emsal ücret araştırması, veraset ilamı
5- … Jandarma Komutanlığı, müftülük yazı cevapları
6-Adli Tıp Kurumu maluliyet raporu
7-Kusur aktüerya bilirkişi raporu
8-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve defin gideri tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Müterafik Kusur yönünden; kask kullanılmaması, koruyucu önlemlerin alınmaması gibi durumlar zararın doğmasında ya da artmasında etkili davranışlar olarak kabul edildiğinden zarar görenin müterafik kusurunu oluşturur. Tazminattan indirim sebebi olarak ön görülen bu kusur kazanın oluşuna etki eden bir kusur olmayıp zararın artmasına sebep olan bir kusurdur. Bu eylemlerin müterafik kusur olarak kabul edilebilmesi ve belirlenen tazminattan bu sebeple indirim yapılabilmesi için anılan kusurlu eylemin zararın doğmasında yada artmasında etkili olmuş olması gerekir. “Zarar görenin kusuru” olarak da günümüz Türkçesiyle ifade edilen mütefarik kusur, “Zarara uğrayanın, zararın doğumuna veya zararın artmasına yardım etmesi; bu durumda zarara uğrayana ödenecek tazminat miktarının azaltılabilmesi veya tamamen kaldırılabilmesi” şeklinde izah edilebilir. Hukukumuzda beyyine külfetinin davalıya yüklendiği müterafik kusur halinde Yargıtay uygulamaları uyarınca tazminattan indirim yapılması gerekir. Asıl olan davacı tarafın koruyucu tertibatlarının bulunduğunun kabulü olup aksini yani müterafik kusurun varlığını ispat yükü bunu ileri süren davalıdadır.
Somut olay da olay yeri incelenme tutanağında müteveffanın başında kaskının bulunduğunun belirtildiği, ispat yükü üzerinde olan davalının müteveffanın kaskının bulunmadığı ispatlanamadığı kanaatiyle müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Temerrüt ve faiz yönünden ise; davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının…soruşturma nolu dosyasının incelenmesinde; trafik kazası sonucu vefat eden … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın alınan bilrikişi raporunda kazayı önlemek için alabileceği bir önlem olamayacağından kusursuz, … plakalı traktör sürücüsü …’ün asli ve tamamen kusurlu olduğuna ilişkin bilirkişi raporu alındığı, dosya kapsamında ölü muayene tutanağı düzenlendiği görülmüştür.
… İl Emniyet Müdürlüğü’nün cevabı yazısının incelenmesinde; …plakalı aracın … adına kayıtlı olduğu, … plakalı motosikletin kaza tarihinde … adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Hasar dosyası ve poliçenin incelenmesinde; poliçe tarihinin 19/12/2019-19/12/2020 tarihleri arasını kapsadığı, kazanın 12/10/2020 tarihinde meydana geldiği, kaza tarihi itibariyle davalı şirketin sorumluluğunun olduğu, davacılar vekilince 16.11.2020 tarihinde maddi-manevi zarar tazmininin talep edildiği, sigorta şirketinin 20.11.2020 tarihli mail cevabında eksik belgelerin ikmalinin talep edildiği, hasar dosyası kapsamında herhangi bir ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
… İlçe Jandarma Komutanlığı yazı cevabında; davacı …’nin müteveffa Osman’la birlikte 6 çocuğunun olduğu, 3’ünün halen ilköğretimde oldukları, yetişkin 2 çocuğun mevsimlik işçi olarak çalıştığı, müteveffa …’ın Antalya’da çalıştığı ve oradan kazandığını dayıları aracılığı ile ailesine gönderdiği, Vasfi ve …’ın emekli maaşı veya aylıkları bulunmadığı, ekip biçtiği bir arazisinin olmadığı, 8 yaşında özürlü bir çocuğu da bulunduğu, özürlü çocuğa devletin 1.600,00-TL aylık bağladığı, kendi adına Mardin’de Nisan 2021 itibari ile 600,00-TL kira bedelli bir dairesi olduğu, köyde kendisine ait evi bulunduğu, babasına ait hayvanlara baktığını, müteveffanın ölmeden önce 3-4 ayda bir 3.000,00-4.000,00-TL para gönderdiğinin belirtildiği bildirilmiştir.
Veraset ilamı;… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… Esas …Karar sayılı ilamı ile müteveffa …’ın ölümü ile mirası 2 pay olarak kabul olunarak 1 payın anne …, 1 payın baba …’a aidiyetine, verasetin bu şekilde sübutuna karar verildiği görülmüştür.
Defin giderleri; …İlçe Müftülüğü’nün 13.08.2021 tarihli yazı cevabında vefat eden bir şahsın dini vecibelerinden olan cenaze ve tekfin işlemleri müftülük bünyesinde görev yapan din görevlileri tarafından gerçekleştirildiği ancak vefat eden şahıslar için cenaze ve defin giderleri gibi zorunlu olan masraflar, cenaze yakınları tarafından karşılandığından müftülük bilgisi bulunmadığı, müteveffanın kendisi ve yakınları tanınmadığından ve iletişim bilgileri de bilinmediğinden müteveffanın defin giderlerine ilişkin kim tarafından ne kadar ödeme yapıldığı da tespit edilemediği bildirilmiştir.
Emsal ücret araştırması; davacı vekilinin 27.03.2021 tarihli dilekçesi ile müteveffa …’ın ölüm tarihinde 25 yaşında garson olarak çalıştığı bildirilmekle… Tic İth İhr Ltd Şti’nin 15.04.2021 tarihli yazı cevabı ile müteveffanın 12.10.2020 tarihine kadar çalıştığı, 12.10.2020 itibari ile işten ayrılış bildirgesi düzenlendiğini, ekli işten ayrılış bildirgesinde Eylül 2020 maaşının (30 günlük) 2.943,00-TL, Ekim 2020 maaşının (12 günlük) 1.177,20-TL olduğu; … Sendikası’nın 21.05.2021 tarihli yazı cevabında pandemi sebebiyle emsal bir işçi ve ona ait bilgi bulunmadığının bildirildiği;… Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası’nın 27.04.2021 tarihli yazı cevabında ortalama garson maaşının net 2.800,00-TL-3.200,00-TL arası olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Makine Mühendisi ve Aktüer bilirkişisinin 10.11.2021 tarihli 9 sayfadan ibaret rapordan özetle; trafik kazasına karışan … Plakalı araç sürücüsü…, sola dönüş kuralarına uygun davranmamış, aynı istikamette arkadan gelen ve sollama yaparak geçiş yapmak isteyene emniyetli bir şekilde durma ihtimali zor olan araçların geçişini bekleyerek araç geçişi tamamlandıktan sonra sola dönüş manevrası yapması gerektiği halde, trafikte seyir halinde iken gerekli dikkat ve özeni göstermemiş, kontrolsüz bir şekilde sola dönüşe geçerek trafik kazasının meydana gelmesine sebep olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 84. Maddesi’nde belirtilen sürücülere ait asli kusurlardan g bendinde belirtilen “şeride tecavüz etme” kusurunu işlediği için olayda, … Plakalı Araç Sürücüsü …’ün olayda kusurunun olduğunu, trafik kazasına karışan,…plakalı araç sürücüsü …’ın, trafik mevzuatı açısından bir ihmalinin tespit edilemediği, bu nedenle olayda kusurunun olmadığını,
Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise Yargıtay kararlarındaki gibi %10 artış ve iskonto esasına (progresif rant yöntemine) göre belirlenerek hesaplama yapılacağını, 20.06.1995 doğumlu olan müteveffa, 12.10.2020 olay tarihinde (25)yıl, (3)ay, (22)günlük olup, 25 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömrü (49) yıl ve muhtemelen (74) yaşına kadar yaşayacağını, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (60-25)-35 yıl ve pasif devresi (74-60)-14 yıl olduğunu, olay tarihinde 25 yaşında olan müteveffanın muhtemelen 28 yaşına kadar evleneceği, akabindeki 2 yıl içinde 1 ve akabindeki 3 yıl içinde iki ve daha fazla çocuk sahibi olacağı kabul edilerek Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin son kararlarına göre eşlere eşit anne ve babaya ise çocuklar ile aynı oranda destek payı verileceğini,
neticeten; trafik kazasına karışan…plakalı araç sürücüsü …’ün olayda %100 oranında kusuru olduğunu, trafik kazasına karışan … plakalı araç sürücüsü…’ın olayda kusurunun olmadığını, davalı … Sigorta A.Ş.’nin kazaya karışan araçlardan …plakalı aracın kaza tarihi itibarı ile sigorta edeni olduğunu, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu kaza sonucu vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden; davacı anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 174.016,36 TL, davacı Baba…’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 135.721,12 TL olduğu, davacıların maddi zararının olay tarihinde geçerli olan zorunlu trafik sigorta poliçe limit içinde kaldığını, başvuru tarihine göre temerrüdün 27.11.2020 tarihinde gerçekleşmiş olacağını, sigortalı aracın kullanım şekli hususi gözükmekte olup, dava dilekçesinde de yasal faiz talep edildiğini belirtilmiştir.
Aktüer bilirkişisinin 27.12.2021 tarihli 9 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; davacının iddia ettiği gibi babanın destekten çıktığı durumda onun payının anneye verilmesi durumunda anne 2 pay, çocuklar ise 1 pay alacağını, annenin, mutlak bakım ihtiyacında olan çocukların 2 katı destek pay alacağının kabulü genel yaşam tecrübelerine uygun düşmediğini, bu nedenle ilk rapordaki destek payları bu konudaki son Yargıtay kararlarına göre ve genel yaşam tecrübelerine uygun olduğundan davacı vekilinin itirazı doğrultusunda ilk raporda değişikliğe gidilmeyeceğini, dava dosyasında zorunlu cenaze giderlerini gösterir bir belge bulunmadığını, ispat yükü davacıda olup, davacı tarafından bu olay nedeniyle ftilen yapılmış cenaze giderlerini veya muhtemel olarak yapılması zorunlu cenaze giderlerini gösterir bir belge ibraz edilmediğini, belgelenemeyen cenaze giderlerinin belirlenmesi de uzmanlık alanında olmadığından bu hususta hesap yapma imkanı bulunmadığını, davacı anne kaza tarihinde 43 yıl, 4 ay, 1 günlüktür. Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliğinin 47.maddesinde “(1) Peşin sermaye değerlerinin hesabında, sigortalıların veya hak sahiplerinin gelire girme veya aylık başlangıç tarihindeki yaşları esas alınır. Yaş hesabında altı aydan küçük yıl kesirleri dikkate alınmaz. Altı ay ve daha fazla yıl kesirleri tam yıl sayılır…” denildiğini, buna göre davacının yaşı tama iblağ edilerek kaza tarihindeki yaşı 43 kabul edildiğini, 43 yaşındaki kadının bakiye ömür süresi 36,34 yıl olup aynı ilke esas alınarak bakiye ömür süresi de tama iblağ edilerek 36 yıl için hesaplama yapıldığını, destek sürelerinin olay tarihine göre belirlenmesi gerekmekte olup, rapor tarihinin hiçbir hukuki değeri bulunmadığını, ilk raporun tanziminden sonra asgari ücretlerde değişiklik meydana gelmiş olup, bu konudaki Yargıtay kararlarına göre gerçek belli iken varsayıma gidilemez ilkesi gereği hüküm tarihine kadar bilinen tüm asgari ücret artışlarının hesaplamada dikkate alınması gerektiğinden; neticeten davacı anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 257.567,02-TL, davacı baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 199.234,67-TL olduğunu, davacıların maddi zarar toplamı davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden kaza tarih itibariyle sorumlu olduğu 410.000,00-TL’lık limiti aşması nedeniyle davalının limit ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın her bir davacının payına isabet eden tutarlarının davacı… yönünden; 231.177,95-TL, davacı …yönünden 178.822.05-TL olmak üzere toplam 410.000,00-TL olduğunu, başvuru tarihine göre temerrüdün 27.11.2020 tarihinde gerçekleşmiş olacağını, sigortalı aracın kullanım şekli hususi gözükmekte olup, dava dilekçesinde de yasal faiz talep edildiğini belirtilmiştir.
Bedel artırım dilekçesi; davacılar vekili 29/12/2021 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu artırdığını bildirmiş, dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, dava anne ve babanın destekten yoksun kalma ve defin gideri tazminatı istemine ilişkindir. Müteveffa dava konusu kazada sürücü olup kusuru bulunmamaktadır. Çift taraflı ve ölümlü meydana gelen kaza nedeniyle davacılar tarafından ZMMS poliçesi ile sorumlu olan sigortacıya eldeki davayı yöneltmiştir. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davalının sorumlu olduğu, davacıların müteveffanın annesi ve babası olmakla desteğinin bulunduğu görülmekle destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilecektir. Davalı sigorta firmasına dava öncesi başvuruda bulunulmuş ise de davalı tarafından yapılmış ödeme bulunmamaktadır. Davalı ancak kendi kusuru ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacaktır. Mahkememizce tüm deliller toplanmış alınan bilirkişi raporuna göre davalının sigortalısının %100 kusurlu, müteveffanın kusursuz olduğu tespit edilmiş olup, savcılık dosyasındaki kusur raporu ile uyumlu olduğu çelişki bulunmadığı görülmüştür. Bu halde davalı %100 oranında tazminattan sorumlu olacaktır. Mahkememizce dosya aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş, hüküm kurmaya ve denetime elverişli aktüerya raporu hükme esas alınmış olup davacılar da bu doğrultuda talep sonucu artırmıştır. Davacılar tarafından her ne kadar cenaze giderleri talep edilmiş ise de cenaze giderlerini ispata yarar yazılı belge ibraz edilmediği görülmüştür. Aktüerya raporunda kusurları oranında düşen tazminat Anayasa Mahkemesi kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ve 4. Hukuk Dairesi güncel içtihatları doğrultusunda TRH-2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmış, müteveffanın geliri SGK kayıtları esas alınarak belirlenmiş, davacı tarafından emsal ücret iddiası yazılı olarak ispatlanamamış olup asgari ücret olarak hesaplanmak suretiyle davalıya 16.11.2020 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 26.11.2020 tarihinde mesai saati bitimi sona erdiğini, davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 27.11.2020 tarihinde gerçekleşmiş olacağı kanaatiyle bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmekle, davacının ispatlanamayan cenaze giderleri yönünden ise reddedilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davacı … yönünden; 178.822,05-TL destekten yoksun kalma tazminatının, temerrüt tarihi olan 27/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; cenaze gideri isteminin reddine,
Davacı … yönünden; 231.177,95-TL destekten yoksun kalma tazminatının, temerrüt tarihi olan 27/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; cenaze gideri isteminin reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 28.007,10-TL harçtan, peşin alınan 1.460,34-TL harç (59,30-TLpeşin harç+1.401,04-TL tamamlama harcı) mahsup edilerek kalan 26.546,76-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30-TLpeşin harç, 1.401,04-TL tamamlama harcı ve 59,30-TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 37.150,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesine göre hesaplanan 200,00-TL (red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 1.930,20-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.929,30-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine; arda kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.359,30-TL’nin davalıdan, 0,70-TL’nin davacılardan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/04/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır