Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/190 E. 2022/97 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/190 ESAS
KARAR NO :2022/97

DAVA:Alacak
DAVA TARİH:31/10/2014
KARAR TARİHİ:17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında … 4. Noterliğinin değişik tarihlerde 4 adet düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeler ile müvekkilinin davalı şirketin yapmakta olduğu 4 adet daireyi almayı vaat ettiğini, müvekkili tarafından 4 adet daire için 352.600,00TL lik ödeme yapıldığını vc noter masrafları içinde 5.639,00TL’lik ödeme yapıldığını, müvekkilinin sözleşmedeki tüm edimlerini eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, ancak davalı şirket tarafından edimlerinin hiçbirinin yerine getirilmediğini beyanla nede eten davalının belirtilen taşınmaz mallan tapu kayıtlan üzerine teminatsız ihtiyari tedbir konulmasına, davalıya ödenen 352.600,00TL 4 adet daire bedeli, ödeme tarihlerinden dava tarihine kadar geçen süre için hesaplanan 87.000,00TL faiz, noter harç ve masrafları için 5.639.00TL ile fazlaya dair hak ve alacakları bakımından 10,000,00TL ve geçmiş ve alacaklarının tahsiline kadar mahrum kalınan kira kaybı için 4 daire bakımından fazlaya dair haklan saldı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL olmak üzere toplam 465.239,00TL alacaklının hüküm alana, alınmasına ve bu alacaklarına dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesinc karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmektedir.
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya cevap verilmediği anlaşıldı.
Mahkememizin kaldırma kararı öncesi … Esas sayılı dosyasında 03/05/2018 tarihinde verilen ilamı ile,
”Davacı, davalı iddiaları, fesih sözleşme tutanakları ve tüm dosya kapsamından; Davacı, davalı şirketten gayrımenkul satış vadi sözleşmesiyle 4 adet daire satın aldığı, daire bedeli 352.600,00 TL ödemede bulunduğu, davalı şirketin sözleşme uyarınca satmış bulunduğu daireleri ifa edemediği, Mahkememize dava açıldığı ancak yargılama sırasında davalının fesih sözleşmesi yaparak ödemiş olduğu daire bedellerini geri aldığı ve hükme esas olan miktarları peşinat olarak davalı uhdesinde bıraktığı ancak davalının fesih sözleşmesi uyarınca teslim etmeyi taahhüt ettiği, daireleri teslim edemediği anlaşılmakla davacı taraf, fesih sözleşmelerinde peşinat olarak sayılan ve toplam 149.000,00 TL olan miktarı talep edebileceğinden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denildiği, Mahkememizin kararının davacı tarafça istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2019/287 Esas, 2021/108 Karar sayılı ve 28/01/2021 tarihli kaldırma kararı ile,
”İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkeme gerekçesinde de işaret edildiği üzere taraflar arasında 4 adet bağımsız bölüm için gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığı, sözleşme konusu taşınmazların davalı yanca tesliminin yapılamaması üzerine taraflar arasında satış vaadi sözleşmesine konu 4 adet taşınmaz için ayrı ayrı Konut tahsis Sözleşmesi ve Fesih Tutanağı düzenlendiği, davacının imzasının kabulünde olduğu anlaşılan Konut Tahsis Sözleşmesi ve Fesih Tutanaklarına göre, davaya dayanak yapılan satış vaadi sözleşmesinin feshi ile sözleşmeye konu taşınmazların satışından ve teslim edilmesinden vazgeçilip, bu taşınmazlar yerine davacıya teslimi taahhüt edilen A4/52 bağımsız bölüm için 25.000 TL, A4/58 bağımsız bölüm için 24.000 TL, B/117 bağımsız bölüm için 50.000 TL ve B/113 bağımsız bölüm için 50.000 TL olmak üzere fesih sözleşmesinde davacıya verilecek yeni 4 bağımsız bölüm için toplam 149.000 TL peşinat ödemesi olarak kabul edilip, Konut Tahsis Sözleşmesi/Noter sözleşmesi ile davacının davalıdan başkaca hak ve alacağının kalmadığının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı davasını noterde tanzim edilen 23.08.2010 tarihli iki adet ve 20.09.2010 tarihli 2 adet olmak üzere toplam 4 adet gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayandırmıştır. Dava devam ederken imzaları tarafların kabulünde olan 4 adet adi yazılı “Konut Tahsis Sözleşmesi Fesih Tutanağı” başlıklı belgeler imzalanmak suretiyle davaya konu edilen sözleşmelerin feshedildiği, onların yerine 4 adet yeni bağımsız bölümün alınmasına dair anlaşmaya varıldığı ve feshedilen sözleşmeler nedeniyle davacının davalıyı ibra ettiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince bu yeni sözleşmelerin davayı konusuz bırakıp bırakmayacağı konusunda bir hukuki değerlendirme yapılmadığı gibi, hüküm gerekçesinde de hem feshedilen sözleşmelere hem de iş bu davada dayanak dahi yapılmayan ve davadan sonra imzalanan sözleşmelere yaslanılarak hüküm kurulduğu, hükmün bu haliyle istinaf denetimine elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince öncelikle 2. ve sonradan imzalanan sözleşmelerin dava üzerindeki etkisi değerlendirilmeli, davanın konusu kalıp kalmadığı tartışılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu nedenle kararın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” denilerek Mahkememizin kararının kaldırıldığı ve dosyanın Mahkememize iade edildiği anlaşılmıştır.
Dava, gayrimenkul satım vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Dava devam ederken imzaları tarafların kabulünde olan 4 adet adi yazılı “Konut Tahsis Sözleşmesi Fesih Tutanağı” başlıklı belgeler imzalanmak suretiyle davaya konu edilen sözleşmelerin feshedildiği, onların yerine 4 adet yeni bağımsız bölümün alınmasına dair anlaşmaya varıldığı ve feshedilen sözleşmeler nedeniyle davacının davalıyı ibra ettiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu talep, feshedilen ve de ibra edilen iş bu sözleşmeye dayandığından iş bu davamız artık konusuz kaldığından konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Elbette yapılan yeni sözleşme gereğince dava açmakta davacı taraf muhtardır.
Sözleşmenin noterde yapıldığı ibranın da noterden yapılması gerektiği iddia edilmiş ise de; TBK 132. maddenin “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” şeklindeki açık düzenlemesi gereği şekle bağlılık bulunmamaktadır.
Davacı, davalı şirketten gayrımenkul satış vadi sözleşmesiyle 4 adet daire satın aldığı, daire bedeli 352.600,00 TL ödemede bulunduğu, davalı şirketin sözleşme uyarınca satmış bulunduğu daireleri ifa edemediği, 29.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda teknik ayrıntısı gösterildiği üzere 491.788,50 TL açısından davacı taraf haklı ise de talep edilen 465.239 TL miktara göre lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
-İşin esası hakkında davacı haklı olmakla bu miktar dikkate alınarak davalı ve davacı lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 10.178,19-TL karar ve ilam harcından 6.908,80-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 3.269,39-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 21,15-TL başvuru harcı, 6.908,80-TL peşin harç olmak üzere toplam 6.929,95-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 40.311,95-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.050,15-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.17/02/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …