Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/184 E. 2023/43 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/201 Esas
KARAR NO : 2023/10
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/02/2017
KARAR TARİHİ : 16/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 30.10.2016 tarihinde … …’nun sevk ve idaresindeki araçta yolcu konumunda bulunan müvekkili … …’nun yaralanarak sakat kaldığını, müvekkilinin başvurduğu davalı sigorta şirketince herhangi ödeme yapılmadığını, … Hastanesi’nden alınan sağlık raporuna göre vücut fonksiyon kaybının %4 olarak belirlendiğini, davalı trafik sigortacısının bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanması mümkün olmayan tedavi giderleri bakımından poliçe kapsamında temin edilen tedavi giderleri limitine kadar mesuliyeti bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 30.10.2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilen aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu ve poliçede teminatının kişi başı 310.000TL limitinin bulunduğunu, trafik sigortacısı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceklerini ifade ederek, kusur tespiti için dosvanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini, maluliyet oranı tespiti İçin davacının Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümü’ne sevkini, geçici iş görmezliğe ve tedavi giderine ilişkin talebin reddini, bakıcı giderine ilişkin talebin yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesini, kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunun taraflarına tebliğini, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce hastane evrakları, savcılık dosyası celp edilmiş, hasar dosyası ve sigorta poliçesi dosya kapsamına alınmıştır.
Davacı … … için Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan aldırılan 03/03/2020 tarihli adli tıp raporunda özetle; … oğlu, 2000 doğumlu …’nun 30/10/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
Davacı … … için Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan aldırılan 11/03/2021 tarihli adli tıp raporunda özetle; 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olan hastalıklar listesini içeren ekinin yeniden düzenlenmesi niteliğinde olduğu, beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olan hastalıklar listesini içerdiği, bunun dışında herhangi bir oran içermediği, meslekte kazanma gücü kaybı tespitine ilişkin ekleri olmadığı, arızaların maluliyet oranlarını gösteren listeleri içermediği, mevcut belgelere göre; … oğlu, 2000 doğumlu … …’nun 30.10.2016 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr 1 XII (32a….1) A %5 (beş) E cetveline göre: %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, aynı yönetmelik 15. maddesi çerçevesinde başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
Davacı … … için Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan aldırılan 04/11/2021 tarihli adli tıp raporunda özetle; Mevcut belgelere göre; … oğlu, 2000 doğumlu Özgü …’nun 30.10.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
Doktor bilirkişinin 22/05/2022 tarihli raporunda özetle; davacının tedavi giderlerinde Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamı dışına çıkan bir tedavi gideri oluşmadığı, bakıcı desteğine gerek olmadığı için bakıcı gideri oluşmadığına ait kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Aktüerya hesap bilirkişinin 05/09/2022 tarihli raporunda özetle; 30.10.2016 günü meydana gelen trafik kazasında beden gücü kaybına uğrayan … … olay tarihinde 16,44 yaşında olduğu ve mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda geçici iş göremezliği hesaplanamayacağı, ancak takdir ve değerlendirme Sayın Hakimliğinize ait olmak üzere … …’nun 9 aylık geçici iş göremezlik zararının 11.247,06-TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı davacının geçici ve sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri istemlerine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde,
30.10.2016 tarihinde … …’nun sevk ve idaresindeki 34 YR 2117 plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunan müvekkili … …’nun yaralanarak sakat kaldığını, kaza tespit tutanağı ile sürücü … …’nun KTK’nın 52/1-b sayılı kusurunu ihlal ettiğinin anlaşıldığı, … Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/… Soruşturma ve 2016/… Karar sayılı kararı ile mağdurların kazadan dolayı yaralandıkları, tarafların kazadan dolayı şikayetçi olmadıkları, suçun şikayete tabi suçlardan olduğu, şikayet nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiği, davacının maluliyet oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderildiği, davacının alınan adli tıp raporları ile kaza tarihinde uygulanması gerekli yönetmelik hükümlerine göre tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu ve iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabildiğinin bildirildiği, alınan maluliyet raporlarından kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik kıstasının uygun olduğu, kaza nedeniyle yaralanan davacının sürekli mahiyette maluliyetlerinin bulunmadığının böylece ATK raporu ile belirlendiği, davacının sürekli iş göremezlik talebinin reddi gerektiği, davacının kaza tarihinde 16 yaşında olduğu, SGK kaydında çalışmasının bulunmadığı, fiili çalışmaya dair iddia olmadığı, dolayısıyla çalışmayan küçüğün iyileşme sürecinde gelir kaybının bulunmadığı, bu nedenle geçici iş göremezlik talebinin de reddi gerektiği, davacı küçüğün iyileşme döneminde sürekli veya geçici mahiyette başka birinin yardımına muhtaç durumda olmadığı, bu tespitin hem doktor bilirkişi hem ATK tarafından yapıldığı, bu kapsamda bakıcı gideri talebinin de reddi gerektiği, doktor, ATK ve aktüerya raporlarının ayrı ayrı hükme ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu harçtan 31,40-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 148,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 150,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-ATK’nın 23.04.2020 tarihli 7606066001 numaralı 562,00-TL tutarlı fatura bedelinin, ATK’nın 19.04.2021 tarihli 8635146388 numaralı 820,00-TL tutarlı fatura bedelinin, ATK’nın 30.11.2021 tarihli 9386109533 numaralı 820,00-TL tutarlı toplam 2.202‬,00-TL fatura bedellerinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.16/01/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza