Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/172 E. 2023/569 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/172 Esas
KARAR NO:2023/569

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/03/2021
KARAR TARİHİ:10/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin cari hesap ekstresine konu fatura alacaklarını davalıdan tahsil edemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, itirazın kötü niyetle yapılmış olup zaman kazanmak amacıyla yapıldığını, takibe konu cari hesap ekstresi ve konu faturalar incelendiğinde davalının takibe konu icra dosyasından müvekkiline borçlu olduğunun görüleceğini, takibe yapılan itiraz üzerine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak sonuç alınamadığını, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı şirket davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının, banka kayıtları ve ticaret sicil kayıtları celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında cari hesaptan kaynaklanan 6.500,00-TL cari hesap alacağı üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 23/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 30/11/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 27/10/2021 tarihli raporunda özetle; Davacının ibraz olunan e-defterlerinin e-defter beratlarının süresinde oluşturulduğu,envanter defterinin noter tasdikinin tam olduğu, davacının ticari defterlerinin de sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, ancak davacı takip alacaklısı takipte 6.500,00TL asıl alacak talebinde bulunmuş olmakla, taleple bağlılık ilkesi gereği takibe 6.500,00TL asıl alacak üzerinden devam olunabileceği, davalının ticari defter ibrazında bulunmadığı, davacının takibe dayanak faturası malların davalıya teslim edilmiş olduğu ve takibe dayanak faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, davacının ticari defterlerine göre 30.10.2020 takip tarihi itibariyle 50.868,17TL davalıdan kayden alacağı olduğu görüldüğü, bunun yanında söz konusu kaydi alacak önce kredi kartı ile tahsil edilmiş gibi kayıtlandığı daha sonra düzeltme yapılarak virman kaydı ile davalının hesabına borç kaydedildiği, bu nedenle söz konusu tereddütlü durumun giderilerek kesin bir kanaate ulaşılabilmesi için davacının Haziran 2020, Temmuz 2020 ve Ağustos 2020 dönemi POS hesapları dökümünün incelenmesi gerektiği, Sayın Mahkemece davacının alacak talebi benimsenmesi durumunda davacı takip alacaklısı takipte 6.500,00 TL asıl alacak talebinde bulunmuş olmakla, taleple bağlılık ilkesi gereği takibe 6.500,00TL asıl alacak üzerinden devam olunabileceği, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; davacı takipte avans oranında daha düşük olan yasal faiz talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz yürütülebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişinin 22/02/2022 tarihli ek raporunda özetle; Davacının ibraz olunan e-defterlerinin e-defter beratlarının süresinde oluşturulduğu, envanter defterinin noter tasdikinin tam olduğu, davacının ticari defterlerinin de sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalının ticari defter ibrazında bulunmadığı, davacının takibe dayanak faturası malların davalıya teslim edilmiş olduğu ve takibe dayanak faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, davacının ticari defterlerindeki kaydi alacağı 50.868,17TL olup, ek rapor aşamasında tespit edilen 21.182,03TL kredi kartlı ödemeler düşüldüğünde davacının alacağı 29.686,14TL kaldığı, ayrıca takip dosyasında sunulu cari hesap ekstresinde 06.06.2020 tarihli 8.320,14TL tutarlı “Kredi Kartı Fişi” açıklamalı hesap hareketinin de davacının yasal ticari defterlerinde yine takip öncesinde davalı hesabına düzeltme kaydı ile borç olarak kaydedildiği, bu tutarında davalı borcundan düşürülmesi durumunda davacının alacak miktarı mevcut verilere göre 21.366,00TL’ye düştüğü, bu tutar takip talebi olan 6.500,00TL’yi kapsamakla beraber, davacı takip talebinde “20.08.2020 tarihli 42.548,03TL’lik cari hesap alacağının, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 6.500,00TL’sine dayalı icra takibi istemi” açıklamasında bulunduğu, oysaki davacının ticari defterlerindeki 20.08.2020 tarihlindeki alacak miktarı 0 (sıfır) TL olduğu, davacı takipten önce önce tahsil edildi olarak kayıtlı olan fatura tutarlarını 01.10.2020 tarihinde düzeltme kaydı ile davalı hesabına borç kaydetmek suretiyle 30.10.2020 takip tarihindeki kaydi alacağı oluşturduğu,takip talebinde ifade edilen “20.08.2020” tarihinde kaydi olarak davacının defterlerinde bu tutarda bir alacak görünmediği, bu nedenle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğuna dair tereddütsüz bir kanaat elde edilemediği, ek rapor aşamasında dava dosyasına yalnızca davacının … POS hareketleri girdiği, ancak davalının kredi kartı ile yaptığı ödeme ödemelerin önce “108.01 kodlu Kredi Kartıyla Yapılan Satışlar” hesabına kaydedildikten sonra takip öncesinde tekrar davalı hesabına borç kaydedildiği görülmekle davacının ticari defter kayıtları tereddüt hasıl ettiği, bu nedenle davacının …’tan başka bankalarda da POS hesapları varsa bunların da tespit edilerek ilgili bankalardan getirtilip dosyaya EXCEL formatında ibrazının sağlanması Sayın Mahkemenizin takdirlerine arz edildiği, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; davacı takipte avans oranında daha düşük olan yasal faiz talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz yürütülebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması sonucu açılan açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde;
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, davalı tarafça davaya süresinde cevap verilmediği, mahkememizce ön inceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verilerek dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, taraflara usulüne uygun ihtaratların yapıldığı, incelemenin davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinden yapıldığı, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, davacı tarafça faturaların, cari hesap ekstrelerinin, muavin defter dökümlerinin ve BS formlarının dosyamıza sunulduğu, mahkememizce bilirkişi kök ve ek raporlarının aldırıldığı, aldırılan kök rapor ile, Davacının ibraz olunan e-defterlerinin e-defter beratlarının süresinde oluşturulduğu,envanter defterinin noter tasdikinin tam olduğu, davacının ticari defterlerinin de sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, ancak davacı takip alacaklısı takipte 6.500,00TL asıl alacak talebinde bulunmuş olmakla, taleple bağlılık ilkesi gereği takibe 6.500,00TL asıl alacak üzerinden devam olunabileceği, davalının ticari defter ibrazında bulunmadığı, davacının takibe dayanak faturası malların davalıya teslim edilmiş olduğu ve takibe dayanak faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, davacının ticari defterlerine göre 30.10.2020 takip tarihi itibariyle 50.868,17TL davalıdan kayden alacağı olduğu görüldüğü, bunun yanında söz konusu kaydi alacak önce kredi kartı ile tahsil edilmiş gibi kayıtlandığı daha sonra düzeltme yapılarak virman kaydı ile davalının hesabına borç kaydedildiği, bu nedenle söz konusu tereddütlü durumun giderilerek kesin bir kanaate ulaşılabilmesi için davacının Haziran 2020, Temmuz 2020 ve Ağustos 2020 dönemi POS hesapları dökümünün incelenmesi gerektiği, Sayın Mahkemece davacının alacak talebi benimsenmesi durumunda davacı takip alacaklısı takipte 6.500,00TL asıl alacak talebinde bulunmuş olmakla, taleple bağlılık ilkesi gereği takibe 6.500,00TL asıl alacak üzerinden devam olunabileceği, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; davacı takipte avans oranında daha düşük olan yasal faiz talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz yürütülebileceğinin tespit edildiği, aldırılan ek rapor ile, Davacının ibraz olunan e-defterlerinin e-defter beratlarının süresinde oluşturulduğu, envanter defterinin noter tasdikinin tam olduğu, davacının ticari defterlerinin de sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalının ticari defter ibrazında bulunmadığı, davacının takibe dayanak faturası malların davalıya teslim edilmiş olduğu ve takibe dayanak faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, davacının ticari defterlerindeki kaydi alacağı 50.868,17TL olup, ek rapor aşamasında tespit edilen 21.182,03TL kredi kartlı ödemeler düşüldüğünde davacının alacağı 29.686,14TL kaldığı, ayrıca takip dosyasında sunulu cari hesap ekstresinde 06.06.2020 tarihli 8.320,14TL tutarlı “Kredi Kartı Fişi” açıklamalı hesap hareketinin de davacının yasal ticari defterlerinde yine takip öncesinde davalı hesabına düzeltme kaydı ile borç olarak kaydedildiği, bu tutarında davalı borcundan düşürülmesi durumunda davacının alacak miktarı mevcut verilere göre 21.366,00TL’ye düştüğü, bu tutar takip talebi olan 6.500,00TL’yi kapsamakla beraber, davacı takip talebinde “20.08.2020 tarihli 42.548,03TL’lik cari hesap alacağının, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 6.500,00TL’sine dayalı icra takibi istemi” açıklamasında bulunduğu, oysaki davacının ticari defterlerindeki 20.08.2020 tarihlindeki alacak miktarı 0 (sıfır) TL olduğu, davacı takipten önce önce tahsil edildi olarak kayıtlı olan fatura tutarlarını 01.10.2020 tarihinde düzeltme kaydı ile davalı hesabına borç kaydetmek suretiyle 30.10.2020 takip tarihindeki kaydi alacağı oluşturduğu,takip talebinde ifade edilen “20.08.2020” tarihinde kaydi olarak davacının defterlerinde bu tutarda bir alacak görünmediği, bu nedenle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğuna dair tereddütsüz bir kanaat elde edilemediği, ek rapor aşamasında dava dosyasına yalnızca davacının … POS hareketleri girdiği, ancak davalının kredi kartı ile yaptığı ödeme ödemelerin önce “108.01 kodlu Kredi Kartıyla Yapılan Satışlar” hesabına kaydedildikten sonra takip öncesinde tekrar davalı hesabına borç kaydedildiği görülmekle davacının ticari defter kayıtları tereddüt hasıl ettiği, bu nedenle davacının …’tan başka bankalarda da POS hesapları varsa bunların da tespit edilerek ilgili bankalardan getirtilip dosyaya EXCEL formatında ibrazının sağlanması Sayın Mahkemenizin takdirlerine arz edildiği, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; davacı takipte avans oranında daha düşük olan yasal faiz talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz yürütülebileceği tespit edildiği, bilirkişi kök ve ek raporlarının hükme ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere davacı yan her ne kadar ticari defter ve kayıtları ile sunduğu delilleri kapsamında malın veya faturanın davalı yana teslim edildiğini ispatlayamamış ve dava dilekçesinde dayandığı yemin delili hatırlatılmıştır. Davacı usulüne uygun şekilde yemin deliline dayanmış, davalı şirket yetkilisine ve ayrıca şirket adresine çıkarılan yemin davetiyesi usule uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen yemin için belirlenen gün ve saatte temsilci mazeret bildirmeksizin hazır bulunmamıştır. Çıkarılan davetiyedeki usulüne uygun meşruhat da gözetildiğinde dava konusu 6.500,00 TL’lik borcun varlığı ve karşılığının davacıya ödenmediği davalı yanca ikrar olunmuş sayılarak bu suretle ispat olunan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu edilen alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile; ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin 6.500,00 TL asıl alacak üzerinden takipteki diğer şartlarla birlikte devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 1.300,00-TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 444,02-TL karar ve ilam harcından 78,51-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 365,50-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvuru harcı, 78,51-TL peşin harç olmak üzere toplam 137,81-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.494,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 6.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/07/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza