Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/171 E. 2021/552 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/171 Esas
KARAR NO:2021/552

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:12/03/2021
KARAR TARİHİ:21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacının lojistik ve taşımacılık işiyle uğraştığını, borçlu şirket, müvekkili firma ile geçmiş dönemde bir ticari ilişki içerisinde bulunduğunu, davalı borçlu şirketin, müvekkili şirketten almış olduğu mal ve hizmetlere karşılık olarak müvekkil şirket cari olarak takip tarihi itibariyle 55.000 Euro davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalı ile defalarca görüşmesine rağmen bir netice alınamadığını, yapılan görüşmelerde, “yarın ödeyeceğiz, haftaya ödeyeceğiz “ gibi sözlerle müvekkilinin sürekli oyalanmış ve hiçbir ödeme yapılmadığını, borcundan dolayı ….icra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, Borçlu, takibi sürüncemede bırakmak için kötü niyetli olarak borca itirazda bulunduğunu, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli borçlunun alacağın % 20’ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin uluslararası eşya taşımacılığı alanında faaliyet göstermekte olup 2015 ilâ 2018 tarihlerinde bazı karayolu taşımaları, davacıya ait 34 T 2922 plakalı araç ve davacı sürücüleri vasıtasıyla fiilen gerçekleştirilmiş olduğundan taraflar arasındaki ticari ilişki herhangi bir malın alım satımı üzerine değil taşıma işinin gerçekleştirilmesi üzerine kurulu olduğunu, nitekim, davaya konu takip dayanağının, 2015 ilâ 2018 yıllarına ilişkin muhtelif taşıma işlerinden doğan “Navlun Bedeli” (taşıma ücreti) alacaklarına (toplam 10 adet fatura) ilişkin olduğu, takip tarihinin 15.09.2020 olduğu dikkate alındığında TTK 855/1 ve Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi (CMR Konvansiyonu) 32/1 maddesi hükümlerinde, davacının talebinden doğan istem ve hakların bir yılda zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiş olduğundan iş bu davanın dayanağı takip talebinin bir yıllık süre içinde ikame edilmemesi nedeniyle zamanaşımı ilk itirazında bulunduklarını, gerek takibe konu gerekse diğer karayolu taşıma işlerine ilişkin navlun/taşıma ücretleri; delil dilekçesi ile sunulan Banka ödemeleri (Banka Dekontlan), elden ödemeler (İmzalı Makbuzlar), sefer öncesi davacı sürücüsüne verilen sürücü yol avansları (İmzalı Sürücü Yol Avans Makbuzları), davacının, müvekkilin anlaşmalı olduğu DTS akaryakıt firmasından yine müvekkilin kartı ile indirimli olarak almış olduğu akaryakıt ücretlerinin mahsubu (Kart Dökümü ve Yansıtma Faturaları), davacıya ait aracın tamir ve bakım masraflarının karşılanması (Yansıtma Faturaları), davacı şirkete ait aracın kredi ödemelerinin müvekkil tarafından yapılması, seferlerde meydana gelen diğer masrafların karşılanması ile ödenmiş, taraflar arasındaki cair hesap ilişkisi alacak ve borç yönünden mahsuplaşma yöntemiyle sona erdirildiğini, davanın zamanaşımı ilk itirazımız doğrultusunda reddi, aksi halde davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli olan davacının red olunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ayrıca yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Faturalar
3-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, karayolu ile uluslararası eşya nakliyesinden kaynaklanan ücret alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Zamanaşımı, kanunların ön gördüğü belli bir sürenin geçmesiyle bir hakkın kazanılmasına veya bir borçtan kurtulmaya imkan veren hukuki bir müessesedir. Borçtan kurtulma imkanı tanıya yönüyle zamanaşımı maddi hukuka ilişkin bir müessese olmayıp borçluya borçtan kurtulmasını sağlayacak savunma vasıtalarını sunsa da, gerçekte bizatihi kendisi borcu ortadan kaldırmaz; sadece alacağın istenebilmesi hakkını zaman itibariyle kısıtlar. Diğer bir deyişle, bir maddi hukuk kurumu olmayan zamanaşımı bir borcu doğuran, değiştiren, ortadan kaldıran bir olgu olmayıp salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımından zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Borç varlığını sürdürdüğü halde borçlu zamanaşımı müessesine dayanarak artık o borcun kendinden istenilemeyeceğini savunabilir; yargılama usulüne ilişkin kurallar kendisine böyle bir zamanaşımı def’inde bulunma imkanı tanır. Zamanaşımına uğrayan borç eksik bir borçtur. Zamanaşımı müessesinin bu yapısının doğal sonucu olarak borçlu tarafından kanuni süre içerisinde zamanaşımı def’inde bulunulmadığı taktirde Hakim tarafından resen nazara alınamaz.
Davalı vekili, cevap süresi içerisinde 6100 sayılı HMK’ nun 141. maddesince süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
CMR 32/1.madde, ”Bu anlaşma gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir.” hükmünü içermektedir. Aynı maddenin a, b ve c bendleri, davanın konusuna göre zaman aşımı süresinin başlayacağı tarihi düzelenmiştir. Maddenin (c) bendi ile bütün diğer durumlarda, taşıma anlaşmalarının akdedildiği tarihten üç ay sonra zaman aşımının başlayacağı belirlenmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesinden, yani navlun alacağından kaynaklandığına göre CMR’nin 32/1.c bendi zaman aşımının tespitinde olaya uygulanmalıdır ( Yargıtay 11. HD’si 27/06/2013 tarih, 2011/10420 E. 2013/13615K sayılı ilamı). Navlun ücreti alacaklarının bu madde kapsamında olmadığına dair bir düzenleme yer almadığı gibi, CMRden kaynaklı bütün davaların davanın niteliğine göre 32. madde de belirlenen sürelerde açılması gerekir.
(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/522 Esas 2017/612 Karar sayılı emsal ilamı; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2017/57 Esas 2017/39 Karar sayılı emsal ilamı)
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının ….İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan toplam 55.000,00 Euro alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 05/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 06/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Faturaların incelenmesinde; her biri ayrı ayrı 5.500,00-Euro bedelinde olan 28.12.2016, 12.12.2016, 14.10.2016, 22.08.2016, 01.08.2016, 21.11.2016, 05.09.2016, 06.08.2015, 30.07.2015, 08.10.2015 tarihli toplam 10 adet uluslararası nakliye bedellerine ilişkin faturalar olduğu görülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; dava konusu taşımanın karayoluyla uluslararası bir taşıma olduğu taraflar arasında ihtilaflı değildir. Ülkemiz 30/10/2015 tarihinde CMR konvansiyonunu kabul etmiş ve konvansiyon hükümleri bu tarihte yürürlüğe girmiştir. Anayasamızın 90. maddesi son fıkrası hükmü gereği usulüne uygun yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmünde olacağından TTK’ nın taşımaya ilişkin hükümleri halen yürürlükte ise de, uluslararası taşımalar bakımından daha sonra yürürlüğe giren ve bir iç hukuk kuralı haline gelen CMR konvansiyonunun öncelikle uygulanması gerekir. CMR konvansiyonuna tabi taşımalarda zaman aşımının başlangıç tarihi ve süresi CMR’ nin 32. maddesine göre belirlenmektedir. Bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlara dayanılarak açılacak davalar 3 yıllık zamanaşımına, bunun dışındaki nedenlere dayanılarak açılacak davalar ise bir yıllık zaman aşımına tabidir.
Davalı – taşıtan vekilinin cevap süresi içerisinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’i nazara alınarak, CMR taşımasından doğan taşıma alacağı için zamanaşımı süresinin bir yıl olup bu sürenin CMR 32/1-c bendine göre mukavelenin akdedildiği tarihten sonraki üç aylık dönemin sonunda başlayacağı, somut olayda taraflar arasında yazılı taşıma sözleşmesi bulunmadığı, ancak davalı tarafından sunulan faturaların incelenmesinde takibe dayanak faturalar olduğu, zira fatura seri numara, tarih ve bedellerinin uyuştuğu, faturaların 30/07/2015 ile 28/12/2016 tarihleri arasında 10 adet olduğu, taşıma alacağı süresinin fatura tarihi olarak esas alınması halinde de taşıma alacağı yönünden zamanaşımı süresinin üç aylık sürenin sonundan başlayacağı, buna göre bir yıllık zamanaşımı süresinin her halde 30/10/2016 ile 28/03/2017 tarihleri arasında her fatura yönünden dolduğu, taşıma alacağından doğan alacağın tahsili için 15/09/2020 tarihinde icra takibine başvurulduğu, takibe vaki itiraz üzerine de 12/03/2021 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, bu durumda CMR 32/1-c. maddesinde düzenlenen bir yıllık zamanaşımı süresinin gerek icra takibi gerekse de dava tarihi itibariyle dolmuş olduğu, davacı tarafından her ne kadar dava takip edilmese de davalı tarafından duruşmalara katılınarak davayı takip ettiklerini bildirdikleri de nazara alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 5.942,60-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.883,30-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 40.899,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır