Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/169 E. 2022/203 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/169 Esas
KARAR NO :2022/203

DAVA:İtirazın İptali ( Simsarlık Sözleşmesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ:11/03/2021
KARAR TARİHİ:23/03/2022

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, dava dışı … Fuarcılık ile müvekkil arasında …/…’da 30/03/2020 – 02/04/2020 tarihleri arasında düzenlenecek “…” için 02/10/2019 günlü fuara iştirak sözleşmesi akdedildiğini, … Fuarcılık tarafından müvekkilinin fuara katılımını teminen ulaşım, transfer ve konaklama işlemleri için davalı şirkete yönlendirildiğini her iki şirketin adres ve yetkililerinin aynı olduğunu, davalı tarafından müvekkiline 19/11/2019 tarihli 9.900 Euro bedelli proforma fatura düzenlenmiş olup davalı şirketin banka hesabına 7.500 Euro karşılığında 48.688 TL ödeme yapıldığını, ancak Covid-19 salgını nedeniyle fuar ileri tarihlere ertelendiğinden sözleşmenin feshedilmek zorunda kalınması nedeniyle bedelin iadesini talep etmelerine rağmen iade yapılmadığını beyanla başlatılan takibe itirazın iptali ile %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, taraflar arasındaki ilişki kapsamında anılan tarihlerde, yurt dışında konaklama için davacı çalışanları adına odalar alındığını ve gidiş dönüş uçak biletlerinin yine davacı şirket çalınanları adına satın alındığını, biletlerin ve özel rezervasyon teyitlerinin davacıya yapıldığını, davacı tarafın dava dışı fuar şirketi olan … Fuarcılık şirketine gönderdiğini, fuara katılım sözleşmesini tek taraflı feshettiğini, bu bildirimin dava dışı diğer şirketle olan fuara katılım sözleşmesine ilişkin akdi ilişkisine ait olduğunu, davacı şirketin bu iki ayrı hukuki ilişkiyi aynı ihtarnamede sadece … Fuarcılık A.Ş’ye bildirim yaparak feshini ve ödemelerin iadesini talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, simsarlık ilişkisi kapsamında Covid-19 nedeniyle iptal olan fuar nedeniyle ödenen bedellerin iadesi için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, seyahat acentesi olan davalıya ödedikleri bedeli kendilerinden alamadıklarını, davalının 3. kişilerle otel ve diğer firmalarla olan ilişkisi ve anlaşmazlığın kendilerini ilgilendirmediğini, proforma fatura uyarınca davalı acente ile sözleşme kurulduğunu ve davalıya ödenen bedellerin belli olduğunu, sunulan belgelere göre paranın iadesi için davalı çaba gösterdiğini ispatlamaya çalışmışsa da, muhataplarının davalı olup otelle olan ilişkisi ve iletişiminin kendilerini ilgilendirmediğini ileri sürmüştür. Davalı vekili ise, müvekkilinin fuar sözleşmesinde hizmetin iptali durumunda ödenen bedelin iade alınabileceğine ilişkin hüküm olmamasına rağmen dürüstlük kuralı gereğince paranın iadesi için gerekli özen ve çabayı gösterdiğini savunmuştur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki taraflar arasındaki ilişki acentelik ilişkisi değil, simsarlık ilişkisidir. Zira, bir defaya mahsus işlemlere davalı aracılık etmektedir. TTK’nın 102/1 maddesi bağlamında süreklilik unsuru söz konusu değildir. Yanlar arasındaki hukuki münasebetin yazılı delili olarak dosyaya sunulu proforma fatura uyarınca davalının doğrudan temsil hükümleri uyarınca davacı adına ve hesabına dava dışı otel ve uçak firması ile bir takım parasal işlemler yaptığı sabittir. Davalı somut olayda davacının temsilcisi sıfatıyla gerek otel gerekse de havayolu şirketi ile hukuki ilişkiye girmiştir. Simsarlık sözleşmesine ilke olarak TBK’nın 520. maddesi gereğince vekalet sözleşmesi hükümleri uygulanır. Bilindiği üzere anılan kanunun 506/2 maddesine göre vekilin borcu müvekkilin haklı menfaatleri doğrultusunda sadakat ve özenli olarak işin yürütülmesidir. Somut olayda Covid-19 salgınına dayalı mücbir sebep uyarınca fuarın ileri tarihlere ertelenmesine bağlı olarak dürüstlük kuralları kapsamında davalı yapmış olduğu girişimler neticesinde iptal olan uçak biletlerinin ücret iadesini sağlamışsa da, maillerden anlaşıldığı üzere tüm girişimlere karşın …’daki otelin iflası nedeniyle otel konaklama bedellerinin iadesini sağlayamamıştır. Ancak bu sonuçtan davalının sorumlu tutulması düşünülemez. Davalının otel seçiminde gerekli dikkat ve özeni göstermediği yönünde bir iddia da ileri sürülmediği gibi önceden dava dışı otelin sonradan iflas etmesinden ötürü sorumlu tutulması düşünülemez.
Kaldı ki, yanlar arasındaki sözleşmenin belgesi olan proforma faturada da organizasyonun iptali durumunda geri ödenmeyen bedelden davalı simsarın sorumlu olacağına dair açık bir hüküm de bulunmamaktadır. Davacı vekili, davalıya para ödediklerini bu nedenle de muhatabın davalı olduğunu ileri sürmüşse de, davalının yukarıda da belirtiliği üzere simsar olarak davacı adına ve hesabına üçüncü kişilerle sözleşme ilişkisine girdiği çekişmesiz olup, davalının 3.kişi otelle dürüstlük kuralına aykırı olarak iş birliği içerisinde hareket ettiği ya da iflas ettiğini bile bile kötü bir otelle kusurlu olarak sözleşme yaptığı ispat edilmedikçe ödenen ücretten sorumluluğu düşünülemez. Nitekim sunulan belge ve mail yazışmalarından da davalının uçak biletinde iade sağlamasına rağmen otel konaklama bedelinde vekaleten girişimlerde bulunmasına rağmen iade sağlayamadığı görülmektedir.
Davacı vekili ödemeyi davalıya yapmaları nedeniyle otel ile aralarındaki pürüzlerin kendilerini ilgilendirmeyeceğini ileri sürmüşse de, davalı simsara yapılan ödemelerin vekaleten davacı müvekkile konaklama yeri sağlanması için yapıldığı tarafların kabulünde olup bu yöndeki itiraz yerinde değildir. Bu nedenlerle davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyeti anlaşılamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebi isteminin reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan peşin alınan 677,62-TL harcın mahsubu ile artan 596,92-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 8.097,96-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce tahsil yazısı yazılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesi ile birlikte iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.23/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*