Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/143 E. 2022/526 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/143 Esas
KARAR NO : 2022/526
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2015 yılı Aralık ayı sonunda davalı şirkette yatırım sözleşmesi ile yatırım hesabı açtığını ve borsada işlem yapmaya başladığını, Sermaye Piyasası Kurulu’nun Seri:V No:… Tebliği kapsamında kredili menkul kıymet alış işlemi yaptığını, davacının kredili işlemlerde özkaynak tamamlama yükümlülüğünü Seri:V No. … Tebliğ’de öngörülen şekilde yerine getirmemesi sebebiyle aynı Tebliğ’de davalı aracı kuruma yüklenen davacı müşterisinin işlem yapmasını engelleme, davalı müşteriyi Borsa’ya şikâyet ederek başka aracı kurumlardan hizmet almasını engelleme yükümlülüklerini ifa etmeyerek davacı müşterisini zarara uğrattığını, davacının hesap hareketleri incelenerek hangi tarihlerde özkaynak tamamlama yükümlülüğünü yerine getirmediğinin ve maddi zararının bilirkişi tarafından hesaplanmasını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilir olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000’TL maddi tazminat alacağının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesi, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin ara kararı gereği davacı ile akdedilen sözleşmelerin ve form, beyan eklerin ve ayrıca davacının hesap ekstresinin CD içinde dosyaya sunulduğunu, davacının davalı kurum ile 17.12.2015 tarihinde … numaralı yatırım hesabını açtığını, yatırım hesabı çerçeve sözleşmelerinin hukuki niteliğini ve yükümlülükleri kabul ve taahhüt ederek kendi iradesiyle işlemler gerçekleştirdiğini, tüm işlemlerin hesap ekstresinde belirli olduğunu, davacı özkaynak bildirimi almışsa da bunun boyutlarının ihlal noktasına ulaşmadığını, davalının Tebliğ md. 35 hükmü gereğince davacıyı Borsa’ya bildirmek zorunda kalacağı sayıda ve nitelikte ihlalin oluşmadığını, davacının hesabında kendi işlem tercihleri ile gerçekleşen zararın davalının Borsa’ya bildirim yapmamasına bağlanmasının davacının hakkını kötüye kullanması anlamına geldiğini, davalının pasif davranışı (davranışsızlığı) ile davacı zararı arasında illiyet bağının bulunmadığını, davacının zararını somutlaştırmadığını, davacının hesapları ile mutabık olmasını, elektronik olarak işlemleri bilmesine rağmen işbu şikâyete kadar davacının işlemlere bir itirazının olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman SPK uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır.
SPK uzmanı bilirkişinin 20/08/2021 tarihli raporunda özetle; Davacının talep ettiği tespitin bilirkişiliğimizce dosya kapsamında yapılabilir bir tespit olmadığı, davacının iddia ettiği davalı kusurunun ortaya çıkabilmesi için öncelikle davalının kendi kusurunun gerekli olduğu bildirilmiştir.
SPK uzmanı bilirkişinin 03/01/2022 tarihli ek raporunda özetle; Kök raporda yapılan tespit ve değerlendirmeler ile sonuçları değiştirebilecek yeni bir durumun ortaya çıkmadığı bildirilmiştir.
SPK uzmanı bilirkişinin 27/03/2022 tarihli 2. raporunda özetle; Kök raporda ve ek rapordaki tespit ve değerlendirmelerimizi değiştirmeyi gerektirecek yeni bir durum, bilgi veya tespit bulunmadığı, davacının özkaynak tamamlamasını gerektirir çağrı ihtiyacına ilişkin tespit bulunmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan yatırım sözleşmesi uyarınca davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği ve davacının maddi zararı oluştuğu iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan yatırım sözleşmesi uyarınca davalı aracı kurum tarafından 3 ay içerisinde ikiden fazla nakit ve sermaye piyasası aracı takas yükümlülüğünü ve/veya özkaynak tamamlama yükümlülüğünün ihbar edilmemesi nedeniyle meydana gelen zararın tazminine ilişkindir.
Davacı yatırımcı olup aracı kurum olan davalıdan yatırım sözleşmesi kapsamında hizmet satın almaktadır. Davacı, 2015 Aralık sözleşme imza tarihinden Mart 2018 tarihine kadar özsermayesinin %35 oranının altına düştüğü dönemlerde kendisinin davalı aracı kurum tarafından Borsaya ihbar edilmediğinden işlem yapmaya devam ettiğini, bu suretle zarara uğradığını, 3 ay içerisinde ikiden fazla nakit ve sermaye piyasası aracı takas yükümlülüğünü ve/veya özkaynak tamamlama yükümlülüğünün şartları oluşmasına rağmen davalının Sermaye piyasası araçlarının kredili alım işlemlerine dair SPK tebliğinin 35. maddesinden kaynaklanan ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia etmektedir. Diğer bir deyişle davacı kendi olumsuz/kusurlu durumunun Borsaya bildirilmesi halinde işlem kısıtlılığı nedeniyle daha fazla işlem yapamayacağından zarara uğramayacağını belirterek uğradığı zararın sorumlusu olarak davalıdan zarar talep etmektedir.
SPK’nın Seri:V No:… sayılı sermaye piyasası araçlarının kredili işlem, açığa satış ve ödünç alma ve verme işlemleri hakkında tebliğe ilişkin ilgili düzenleme, sermaye piyasasına dair düzenleyici işlem niteliğindedir. Uyuşmazlık konusu yönünden özetle değerleme esaslarına dair 13. maddesine göre kullanılan kredi miktarının özkaynak varlığının %35 oranının altına düştüğünde %50 oranı korumak için özkaynak tamamlama veya takas yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde 35. maddeye göre aracı kurumlara işlem yaptırmama ve Borsaya bildirim yaptırımına tabi tutmak öngörülmüştür. Bu durumda davacının belirtilen dönemde 3 ayda 2 defa özkaynak tamamlama veya takas yükümlülüğünün doğup doğmadığı, ilgili oran altına düşüldüğünde ödeme riskinin bulunup bulunmadığı, davacıya aracı kurum davalı tarafından tamamlama çağrısı yapılıp yapılmadığı değerlendirilmelidir. Davacının çağrı olmaksızın tamamlama yükümlülüğünü yerine getirmesi halinde ise bildirim, işlem yaptırmama durumu ortaya çıkmayacaktır.
Dosya kapsamıyla alınan bilirkişi raporlarında davacının birden fazla yatırım hesabının bulunduğu, bunların bir bütün halinde oransal olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının bir bütün olarak hesaplarının eksi bakiye/özkaynak eksiği olacak şekilde durumun ortaya çıkmadığı, münhasıran bir kısım hesapların risk durumunun doğduğu görüşme ses kayıtlarından anlaşılsa da hesapların bütününde düzenleyici işlemin yürütülmesini gerektirir çağrıya ihtiyaç doğmadığı, düzenleyici işlemin oransal olarak net varlığı kıstas aldığı, davalının savunmasının aksini ispatlar şekilde ihbar/işlem yaptırmama yaptırımını gerektirir bir tespitin bulunmadığı, davacının zararına sebep olan işlemlerin kendi inisiyatifinde bulunduğu, birlikte kusurun değerlendirilebileceği bir durumun ortaya çıkmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile eksik yatan bakiye 21,40-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.26/09/2022

Katip … Hakim …
¸