Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/98 E. 2022/418 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/98 Esas
KARAR NO : 2022/418
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, yanlar arasındaki süre gelen ticari mal satımı ilişkisi kapsamında davalıya teslim edilen malların bakiye bedellerinin ihtarname çekilmesine rağmen ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki olmuş haksız itirazın iptali ile takibin devamını asgari % 20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme gereği müvekkili defterler lehine münhasır delil sözleşmesi olduğunu, hesap mutabakatsızlığının sebebinin müvekkilinin düzenlediği 37 adet faturanın ve 250 TL ödemenin davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığını, 3 tanesi ciro/prim faturası olup sözleşme gereğince düzenlenerek davacı tarafa tebliğ edilerek itiraza uğramadığını, kalan 34 adet faturadan 7 tanesinin içeriğini oluşturan ürünlerin müvekkil şirkete hiç teslim edilmediğini, davacının siparişleri eksik yollaması üzerine faturaların önce müvekkil şirket tarafından kabul edildiğini ardından da iadelerinin yapıldığını, kalan 27 adet faturanın ise müvekkilinin düzenlediği iade faturaları olup sözleşme gereğince şartsız koşulsuz ürün iade hakkının bulunduğunu, iade ürünlerin davacıya teslim edildiğini, takip tarihi itibariyle muaccel borcun sadece 707,49 TL olduğunu, bu rakam esas alınarak yapılan kapak hesabına göre toplam 1.163,37 TL ödediklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, ticari mal satımına dayalı ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davalı borçlu vekili ödeme emrine itiraz dilekçesinde, borca kısmen itiraz ederek 707,49 TL ana para esas alınarak kapak hesabı yaptırmak suretiyle 1.163,37 TL ödeme yapacaklarını beyan etmiştir. Ancak herhangi bir ödeme yapıldığı icra dosyasından anlaşılamamaktadır.
Taraf defterleri SMM bilirkişisi marifetiyle incelettirilmiş olup, davacı yanın sözleşmeye istinaden düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 05/11/2019 tarihi itibariyle davalı yandan 32.329,58 TL alacaklı olduğu, davalı yanın sözleşmeye istinaden tarafına düzenlenen faturalardan kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 05/11/2019 tarihi itibariyle davacı yana 1.391,89 TL borçlu olduğu, taraf defterleri arasındaki farkın 30.937,69 TL olduğu tespit edilmiştir. Farklılığın sebebi ise davacı kayıtlarında yer almayan ciro prim faturası, iade faturası ve 250,00 TL ödeme kaydından ibarettir. Davacı taraf toplamı 19.379,37 TL olan ciro primi açıklamalı üç adet fatura, toplam 11.321,73 TL bedelli 34 adet iade faturası olmak üzere toplam 30.701,10 TL tutarlı faturaları kayıt altına almamıştır. Bu faturaların davacıya tebliğ edildiği anlaşılamadığı gibi defter kayıtlarında da görülmemiştir.
Davalı vekilince sunulan yanıt dilekçesi ekinde iade faturalarına konu ticari emtiaları davacı yana dava dışı … Kargo ve … Kargo firmaları aracılığıyla geri iade ettiğine dair fatura seri numaralarını tablo halinde bildirilmiştir.Davalı vekili malları iade ederek iade faturası düzenlendiğini ileri sürdüğüne göre ispat külfetini üzerine almıştır. Davacı vekili de 0707/2021 tarihli beyan dilekçesinde ürünlerin kendilerine fiziken iade edilmediğini, sadece iade faturalarının müvekkiline kargolandığını, kargo fimalarına müzekkere yazılarak desi bilgilerinin ve gönderi bedellerinin sorulmasını talep etmiştir. Bunun üzerine dava dışı her iki kargo firmasına (davalının verdiği bilgiler de eklenerek) teslimat bilgilerinin öğrenilmesi için mahkememizce müzekkere yazılmıştır. Gelen cevabi yazılarda gönderi numaralarının bildirilmesi halinde sorgulama yapılabileceği, verilen bilgilerin yeterli olmadığı belirtilerek müzekkeremiz bila ikmal iade edilmiştir. Bunun üzerine davalı vekili Av. …’a adı geçen ilgili ürünlerin desi bilgi ve belgelerini sunması için 2 haftalık meşruhatlı kesin süre verilmiştir. İşbu muhtıra 23/02/2022 itibariyle davalı vekiline tebliğ edilmişse de kesin süre içerisinde muhtıranın gereği yerine getirilmemiştir. Davalı vekili kesin süre geçtikten sonra 30/05/2022 tarihli dilekçe ile fatura ve desi bilgilerini bildirmişse de kesin süre geçirilmiştir. 01/06/2022 tarihli celsede de davacı vekili kesin süre geçtiğinden bahisle yeniden inceleme yapılmasına ve yeni delil bildirimine muvafakat etmemiştir.
Taraflara verilen kesin sürenin amacı yargılamanın uzamasını önlemektir. Öte yandan kesin süre ile amaçlanan hedefe bir başka yoldan ulaşılmışsa kesin sürenin yaptırımının uygulanması kanunun özü ve ruhuna aykırı düşecektir. Bir başka söyleyişle kesin sürenin geçirilmesi münhasıran davada celse atmasına sebebiyet vermiyorsa kesin süreye bağlanan yaptırımlar uygulanmaz. Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza dönecek olursak, mahkememizin 16/02/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince kargolardan gelen yazı cevapları ve davacı vekilinin beyanları doğrultusunda davalı vekiline iade edilen ürünlere dair desi bilgilerini bildirmesi için muhtıra çıkartılarak 2 haftalık kesin süre verilmiş olup aksi halde mevcut delil durumuna ve ispat külfetine göre karar verilebileceği belirtilmiştir. Adı geçen muhtırada verilen 2 haftalık kesin süre, ikmali istenilen işin mahiyetine uygun ve makuldür. Ayrıca kesin sürenin yaptırımları da muhtırada usulüne uygun olarak açıklanmıştır. Her ne kadar davalı vekilince yeni duruşma gününe 2 gün kala UYAP üzerinden sunulan dilekçede 2018-2019 yılı gönderilerine ulaşmanın zaman aldığı belirtilmişse de kesin süre içerisinde ek süre istenmediği gibi yapılacak yazışma ile kolayca temin edilebilecek belgeler için öne sürülen gecikme sebebi mahkememizce kabule şayan görülmemiştir. Mahkememizin 16/02/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararında ise celse arası eksiklik ikmal edildiğinde ek inceleme ve ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir. Ancak davalı vekilince yeni duruşma gününe 2 gün kala 30/05/2022 tarihli dilekçesi ile gönderdiği talep ve kesin süre içinde gerekli külfetin yerine getirilmemesi yargılamanın münhasıran uzamasına sebebiyet vermiştir. Hal böyleyken, davalının bu yöndeki talebi yerinde görülmeyerek mevcut delil durumu ve ispat külfetine göre karar verilmesi gerekmiştir. Aksi yöndeki uygulamanın kabulü, usul kurallarını ve kesin süre kurumunu işlevsiz hale getirecektir.
Davalı yan ürünleri iade ettiğini savunmasına rağmen bu yöndeki ispat faaliyetinin gereğini yerine getiremediğinden bu kapsamdaki davacı alacağının sabit olduğu anlaşılmıştır. Sözleşmenin 2.9 maddesinde düzenlenen “Net Alım Primi” başlıklı hükmüne göre; “… (davalı), her takvim yılı sonunda ilgili yılda satın aldığı ürünlerin iadeleri düşüldükten sonraki net alım tutarının %3’ünü net alım primi şirkete (davacıya) fatura edecektir. Hesaplanan net alım primi KDV eklenerek şirkete fatura edilecektir. Fatura edilen tutar, şirketin nakde dönmüş alacağından peşin olarak düşülecektir.” düzenlemesi mevcuttur. Oysa ki, somut uyuşmazlıkta davalı ürünleri iade ettiğini ispat edemediği gibi bu madde kapsamındaki prim faturalarını davacıya gönderdiği anlaşılamamaktadır. Davacı defterlerinde de bu faturalara ilişkin kayıt mevcut değildir. Dolayısıyla davacının bakiye alacağından tenzil edilecek bir bedel bulunmamaktadır. Davalı kayıtlarındaki 250 TL tutarlı ödeme de davacı kayıtlarında bulunmamaktadır. Bu bedelin de davacıya ödendiğini davalı ispatlamalıdır. Hal böyleyken temerrüt ihtarname tebliğine nazaran işlemiş temerrüt avans faizi ile ihtarname gideri de dahil olmak üzere alacağın tahsili için aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1- … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali ile; takibin devamına,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatı 7.070,35- TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.414,88 TL harçtan peşin alınan 426,97 TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.987,91 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 5.302,77 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 118,60 TL posta ve tebligat masrafı, 900,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 1.018,60 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davadan önce hazineden sarf edilmiş bulunan 1.320,00 TL’den ibaret arabuluculuk anlaşmazlık masrafının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce tahsil yazısı yazılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.01/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*