Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/88 E. 2022/549 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/88 Esas
KARAR NO : 2022/549
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … San ve Tic Ltd Şti’nin dava dışı … ile birlikte kurucu ortağı ve müdürü olduğunu, diğer ortak ile %50-%50 pay sahibi olduklarını, şirketin hediyelik eşya, oyuncak, bijuteri, mücevhercilik, gümüşçülük vb alanlarında faaliyet gösterdiğini, şirketin faaliyet konusu kapsamında … Otel ve bir kısım … mağazalarında ürünlerin satışa sunulmakta olduğunu, şirket müdürleri olarak şirkette müşterek imza işe temsil ve ilzama yetkili olmalarına rağmen diğer şirket ortağı …’nin ortaklığı hiçe sayarak davacının rızası dışında şirketi borca sokacak işlemlerde bulunduğunu, bir takım etkinliklere tek başına katılındığını, ofis içi davacının eklenmediği whatsap grubu kurularak çalışanlarla irtibata geçilerek davacının şirkette saf dışı bırakıldığını ve yeterli bilgilendirilmediğini, katıldığı kermeslerde ve standlarda faturasız nakit satış yapıldığını, sözleşmelerin davacı olmadan tek başına imzalandığını, … Otel’de Kasım 2019 itibariyle 15.000-TL alacak hakkının akıbetinin bilinmediğini, şirket hisselerinin tamamının diğer ortağı devri için kendisinin zorlandığını, bu hususların durdurulması talebiyle gönderilen ihtarnameye karşı gönderilen ihtarda da mevcut durumun ikrarından öteye gidilmediğini, davacı ortak ve müdürün … ve Tic Ltd Şti ortaklığından çıkarılmasına, hükmün verileceği tarihe göre hesaplanacak şirket malvarlığı üzerinden davacı lehine ayrılma payına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
Fer’i Müdahil … vekilinin beyan dilekçesinde özetle; arabuluculuk dava şartı olup arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini, davalı şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasını, davacının haklı nedenle ortaklıktan çıkması için gerekli şartların oluşmadığını, davacının şirketin kilitlenmesine, organsız kalmasına ve faaliyetlerin durmasına sebebiyet verdiğini, davacının şirket toplantılarına katılmadığını, şirketin aktif amaçlarını desteklemediğini, şirketi zarara uğrattığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle sayısız toplantı ve kermese tek başına katılmak zorunda kaldığını, davacı iddialarının mahkemeyi yanıltmak amacı taşıdığını, bir kısım kira, şirket kredi kartı vb borçların şirket ortağı Mesude’nin şahsi geliriyle ödendiğini, davacının kendi kusurlu eylemleri sebebiyle bu davayı açamayacağını, davanın reddini talep etmiştir.
Mali müşavir ve konu uzmanı bilirkişi heyetinin 28/03/2022 tarihli 32 sayfadan ibaret bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafın incelemeye sunduğu 2021 yılı yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığı, inceleme tarihi itibariyle 2021 yılı bitmediği için kapanış tasdiki süresinin dolmadığı, Davacının iki orlaklı davalı şirkette XS0 oranında orlak ve müşterek imza yetkili şirket müdürü olduğunu, Davalı şirketin 30.09.2021 tarihi itibariyle hem kaydi ve hem de rayiç değerlere göre … çerçevesinde borca batık durumda olduğu, şirketin borçlarının varlıklarından daha fazla olduğu, artan bir özvarlık bulunmadığı, bu nedenle davacının ortaklıktan çıkma bedelinin (ayrılma akçesinin) hesaplanamadığı, şirketin borca batık durumda olmasının en önemli sebebinin ortaklara borç tutarının yüksekliği olduğu, Borca batık davalı şirkette ayrılma akçeli çıkma talebinin kabul edilebilir olmadığı, bu durumda haklı sebep analizinin de varılan sonucu değişlirmeyeceği, ayrılma akçesi ödenmesine hükmedilmeksizin çıkma talebinin kabul edilebilir olup olmadığı hususunun, dava dilekçesindeki talep sonucu da dikkate alınarak Mahkemenin takdirinde olduğu, haklı sebep analizi yapıldığında, iki ortaktan ibaret davalı şirketle ortaya çıkan yönetimsel ve finansman sorunlarının, ortak müdürler arasındaki şirketin yönelimi konusundaki anlaşmazlıkların davalı şirket faaliyetlerini sekteye uğratabilecek nilelik arz ettiği ve ortaklık ilişkisini çekilemez hale getirebileceği belirtilmiştir.
Dava, şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payı istemine ilişkindir.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesi Esas: 2020/… Karar: 2020/… sayılı emsal kararı “Ancak asıl tanım yukarıda açıklandığı şekilde birinci fıkrada yapılmıştır. Bu hukuki açıklama ışığında, somut olayda, davalı şirketin 2009 yılından buyana herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, ortaklar arasında şirket işleyişinden kaynaklanan ihtilafların olduğu, bu hukuki ihtilafların yargıya yansıdığı, bir kısım davaların sonuçlandığı, bir kısmının ise, halen derdest olduğu, sürekli zarar eden şirketin borca batık olduğu dosya kapsamı ile sabit olduğuna göre, davacı ortaklar yararına haklı çıkma sebeplerinin somut olayda oluştuğunun kabulü gerekir. Bu durumda, davalı şirketin borca batık olması ortaklıktan çıkmaya engel teşkil etmeyeceği gibi, münfesih durumda olan bir şirket ortağının haklı sebep olmasına rağmen yasanın kendisine tanıdığı şirketten çıkmaya izin isteme hakkından imtina ederek şirketin feshini talep etmeye zorlanamayacağı, HMK 33. maddesi uyarınca hukuki değerlendirme mahkemeye ait olduğundan ve aynı Yasanın 282. maddesi uyarınca mahkeme bilirkişinin oy ve görüşüyle bağlı olmadığı gözetildiğinde, asıl dava bakımından subüt bulan davanın kabulü ile davacıların davalı şirketten çıkma istemlerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.” şeklindedir.
İhtarnameler; … Noterliği’nin 15.01.2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile davacı tarafından şirket ortağı …’nin şirket ortaklığı kapsamında güven kaybının bildirildiği, istenen belgelerin gönderilmesi ve keşidecinin yazılı onayı ve bilgisi olmadan herhangi bir işlem gerçekleştirilmemesi ile borç doğurucu tüm iş ve işlemlerin derhal durdurulmasının ihtar edildiği; …’nin cevabi ihtarnamesi ile istenen belgelerin şirket merkezinde incelenebileceği, şirket ortağı ve müdürü olarak şirketin … tarafından zarara uğratıldığı, güven ilişkisinin ortadan kalktığı, oluşan zararların tazmini ve yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle her türlü talep ve dava hakkının saklı olduğunu ihtar ettiği görülmüştür.
TTK 531/1. Madde “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.”
TTK 638. Madde – “(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.”
TTK 641/1. Madde “Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir.”
TTK 642/3. Madde “Ayrılan ortağın ayrılma akçesinin ödenmeyen kısmı, şirkete karşı, bütün alacaklılardan sonra gelen bir alacak oluşturur…” hükümleri getirilmiştir.
Somut olayda; … Tic Ltd Şti’nin iki ortaklıklı limited şirket olup ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiği ve Affectio Societatis’in ortadan kalktığı anlaşılmakla TTK’nın 531. maddesi gereğince mahkemece, haklı sebeplerin mevcudiyetinin tespiti halinde şirketin durumuna göre, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verilebileceği düzenlendiğinden davacı pay sahibinin davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi, keza denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda … Ltd Şti’nin borçlarının varlıklarından daha fazla olduğu ve artan bir özvarlık bulunmadığının da tespit edilmesi nedeniyle çıkma payı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar şirket borca batık olsa da bu durumun emsal BAM kararında da bahsedildiği gibi çıkma kararı verilmesine engel teşkil etmediği, borca batıklık durumunda TTK 376. Maddedeki yükümlülüklerin gereğinin yerine getirilmesi gerektiği, bu yükümlülüklerin dahi güven ilişkisi içinde şirketler hukuku kapsamında ilerleyeceği, buna göre borca batıklığın çıkma kararı verilmesi için engel teşkil etmediği anlaşılmıştır. Borca batıklık halinde feshe karar verilmesi de gerekmeyip, feshin en son çare olduğu, borca batıklığın, kendi prosedürü içinde çözülmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Fer’i müdahil, davacının ortaklıktan çıkma için haklı nedeninin bulunmadığını beyan etse de; davacının şirkette sadece ortak olup, başkaca görevinin bulunmadığı, limited şirkette ancak nakdi ve ayni sermaye konulabilecek olup, hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar sermaye olamaz. Davacının şirkette bir görevinin olmadığı hususu ile birlikte değerlendirildiğinde fer’i müdahilin iddiasının davacının sermaye taahhüdüne ilişkin bir ihlal teşkil edip etmediğinin tartışılması gerekmekte olup yukarıda açıklandığı üzere hizmet edimleri, kişisel emek sermaye olarak konulamayacağı/konulmadığından bu hususun çıkmaya engel teşkil etmediği anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-… sicil numaralı … Ticaret Ltd. Şti. ortaklığından davacı ortağın TTK.638/2 gereğince ÇIKMASINA,
– çıkma payı talebinin reddine
2-Karar tarihi itibari ile alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 108,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.818,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.29/09/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”