Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/722 E. 2022/645 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/722 Esas
KARAR NO : 2022/645

DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KAR. YAZ. TARİHİ : 09/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in kendi adına kayıtlı olarak …, …, … ve … markaları adı altında uzun süre çiçekçilik sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı ile müvekkillerinin davalı … adına kayıtlı markalarla … Çiçekçilik ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduklarını, şirket kuruluşundan bu yana davalı …’in halen müdür olarak görev yaptığını ancak şirketin kuruluşundan kısa bir süre sonra TCK kapsamında suç oluşturan davranışlarının ortaya çıkması ile taraflar arasında anlaşmazlık ve ihtilaflar yaşanmaya başladığını, her iki şirketin aynı mağazada faaliyet sürdürdüğünün ödenmeyen kira borcuna ilişkin başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile öğrenildiğini, davalının şahıs firması olan … … şirketini … kayıtlarından 11/10/2018 tarihinde … Mah. Nişantaşı Ihlamur Yolu Sk. No:.. Şişli/İstanbul adresine taşınmış olarak gösterdiğini, davalının şirketin faaliyet kapsamında ürün tedarik ettiği firmalara kendi cep telefonundan gönderdiği mesajlarda şirket adına açık hesap çalıştığını, şirketi faaliyetsiz bırakmak amacı ile eylemlerde bulunduğunu, şirket kasasından davalı tarafından herhangi fiş ve fatura ile belgelendirilmeden çeşitli isimler altında kazançtan kar alındığının tespit edildiğini, davalının şirkete gelen siparişleri bir başka çiçekçilik şirketine yönlendirerek şirket karını azalttığını, müvekkilleri adına bilgi alma hakkı kapsamında Kartal … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, bilgi alma hakkı kapsamında bir araya gelindiğini ve davalı tarafça resmi kurumlardan temin edilmemiş kendince hazırlanmış evraklar ile bilgi alma hakkının taraflarına teslim edildiğini, uzlaşma görüşmelerine başlandığını ancak davalı tarafından sürecin sürüncemede bırakılmasından dolayı neticeye varılamadığını, şirkete sermaye olarak konulan 120.000,00 TL bedelin şirkete ait hiçbir banka hesabında ya da şirket kasasında mevcut olmadığını, müvekkilleri tarafından şu anda nerede ve nasıl hizmet verildiğini bilinmediğini, bu nedenle davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir çiçek sektörü içerisinde çalıştığını, saygı duyulan birisi olduğunu, davacılar tarafından davada husumet şirket tüzel kişiliği yerine müvekkiline yöneltildiğini, bu nedenle öncelikle davanın husumet nedeniyle reddini talep ettiklerini, müvekkili tarafından bütün yükümlülüklerinin yerine getirildiğinden müvekkilinin yetkilerinin kısıtlanması için gerekli olan haklı sebeplerin oluşmadığını, davacıların sermaye koyma taahhütlerini yerine getirmediklerini, davacıların her ne kadar dava dilekçesinde sermaye koyma taahhütlerini yerine getirdiklerini ve müvekkilinin el yazılı imzasını taşıyan belge olduğunu iddia edildiyse de bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacıların müvekkilinin çok uzun yıllar önce kurduğu markayı ve çevresini kendi hakimiyetlerine almak istemekte olduklarını ve müvekkilini karalamaya çalıştıklarını, davacıların müvekkilinin iki farklı adreste faaliyet gösterdiğini iddia etmişse de çiçek ve hazırlanan hediyelerin günlük olarak gönderildiğinden iki ayrı iş yeri için bu hizmetin aynı anda verilmesinin mümkün olmadığını, davacının uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin delil ve bilgi sunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı aleyhine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mali ve nitelikli hesaplama uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin 13.07.2022 tarihli 10 sayfadan ibaret bilirkişi raporunda özetle; Davacılar tarafından Davalı …’e verildiği davalının kendi beyanlarıyla da sabit olan 20.000,00 TL nın şirket kayıtlarına yansıtılmadığı, davacının kendi sermaye koyma borcunu fikrif işlemlerle ortadan kaldırdığı, … Şti’nin faturasız satışlarının olduğu mail yazışmalarından anlaşıldığı, söz konusu faturasız satışların defter kayıtlarına yansıtılmaması nedeniyle şirketin ve davalıların zarara uğratıldıkları benimsendiği, davalının müdürlük görevinden azli ya da yetkisinin kısıtlanmasının, özellikle yanına bir başka yetkili atanması yönündeki takdir hakkını Mahkemeye ait olmak üzere, TTK md. 630, f. 2’de belirtilen haklı sebebin oluştuğu, müdürün azli veya yetkilerinin kısıtlanması yönünden gerekli tedbirin tespiti ve uygulanmasında takdirin Mahkemeye ait olduğu, müdürü davranışlarından kaynaklanan zararın belirlenmesi bakımından bir sektör bilirkişinin görüşüne başvurulmasının gerektiği bildirilmiştir.
Dava, TTK 630. madde kapsamında davalının şirket yönetimindeki hakkının sınırlandırılması, somutlaştırılmış ve dava konusu yapılmış kabul edilebilecek 180.000,00-TL kuruluş sermayesinin şirket hesaplarına aktarılmamasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
TTK Madde 630 maddesinde; (1) Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.
(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.
(3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
(4) Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.”hükmüne amirdir.
Somut olayda; Defter kayıtlarına göre toplam 600.000,00 TL sermayeli olarak kurulan … Çiçekçilik Ltd. Şti. de …’in %70 hisseyle 420.000,00 TL sermaye payına, … %23 hisse ile 138.000,00 TL sermaye payına, … %7 hisse ile 42.000,00 TL sermaye payına sahip oldukları, … tarafından toplam 120.600,00 TL sermaye ödemesinin yapıldığı, ancak yapılan sermaye ödemelerinin aynı gün veya bir gün sonra tekrar şirketin kasa hesabına aktarıldığı, tekrar şirketin banka hesabına sermaye ödemesi yapıldığı, davacının ortak sıfatıyla yaptığı ve sermaye koyma borcundan mahsup edilen ödemelerin, tekrar tekrar şirketten çekilmek ve yatırılmak suretiyle müdürün sermaye borcunun kayıtlarda ödenmiş görünmesi sonucunu doğuracak şekilde gerçekleştirilmiş söz konusu işlemlerin sermaye taahhüt hesabını kapatmak için yapılan fiktif hesap hareketler olduğu değerlendirilmiştir. Bu eylem gerçekte şirkete borç ödenmemiş olmasına rağmen şirket kayıtlarında ödenmiş olarak görünmesi sonucunu doğurmuştur. Diğer taraftan davalının şirket faaliyetleri sırasında bir kısım işlemleri kayıt dışı gerçekleştirdiği ve bu işlemlerde şirket imkanlarını kullandığı mail yoluyla yapılan yazışmalardan tespit edilmekle bu tip işlemlerin mali sonuçlarını şirkete yansımaması, doğrudan şahıs olarak müdür sıfatına sahip olan ve işlemleri gerçekleştiren davalının mal varlığını etkilemesi, bir taraftan şirketin iyi yönetilmemesi, diğer taraftan özen ve bağlılık yükümlülüğünün ağır ihlali niteliğinde olduğu değerlendirilmekle davalının yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin, münferiden şeklindeki yetkisinin TTK’nın 630/2. maddesi gereğince kaldırılarak Davacı Tetiana ile Davalının müştereken şeklinde şirketi yönetmek ve temsil etmek üzere sınırlandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesi ile davalı şirket yöneticinin şirkete vermiş olduğu zararın tespiti ve önce kendilerine olmaz ise şirkete ödenmesi talep edilmiş ise de; bu talebinde dava konusu edildiği kabul edilebilecek tek dava konusunun 180.000 TL kuruluş sermayesinin şirket hesaplarına aktarılmaması talebine ilişkin olduğu, var ise başkaca zarara ilişkin vakıanın ve sonrasında miktarının belirlenmesinin bilirkişi incelemesi ile tespit edilerek, bilirkişi aracılığıyla yapılan tespite göre dava dilekçesine vakıa ithalinin usul hukukuna aykırı olduğu anlaşılmış ve tazmin talebine ilişkin somutlaştırılan tek vakıa olan 180.000 TL kuruluş sermayesinin şirket hesaplarına aktarılmaması talebi açısından yargılama yapılmıştır.
Davacı taraf, 180.000 TL’nin kuruluş sermayesi olarak davalıya verildiği, ancak şirket kayıtlarına geçirilmemiş olduğunu iddia etse de, bu hususu ispat etmek için sunulan tek delil 3.600 USD’nin verilmesine ilişkin 15.01.2020 tarihli belge olup, bu belgede “yeni şirketin sermayesine istinaden avans niteliğinde 3.600 Amerikan Dolarının …nakit olarak aldım” kaydının bulunduğu, davalı tarafın bu bedelin kuruluş masraflarına ilişkin olduğunu iddia ettiği, gerek davalıya bu ödemenin yapıldığı 15.01.2020 tarihinin, şirketin ana sözleşmesinin tescil tarihi 29.01.2020 tarihinden önce olması gerekse bu kayıtta avans ibaresi olması ve gerekse 3.600 USD’nin, dava tarafın talep ettiği 180.000 TL ile miktar olarak uyuşmamakta olması dikkate alındığında, bu belgenin 180.000 TL kuruluş sermayesinin ödenmesine rağmen şirket kayıtlarına geçirilmediği iddiasını ispat etmediği, şirketin ticari defterlerinde de davacıların sermaye ödemesi yaptığına ilişkin bir kaydın bulunmadığı sonucuna varılmış ve tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davalının, dava dışı… Ticaret Sicil Müdürlüğü…sicil nosunda kayıtlı … Çiçekçilik ve Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’ndeki yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin, MÜNFERİDEN şeklindeki yetkisinin TTK’nın 630/2. maddesi gereğince kaldırılarak Davacı … ile Davalının MÜŞTEREKEN şeklinde şirketi yönetmek ve temsil etmek üzere sınırlandırılmasına,
2-Somutlaştırılıp harç eksikliği de giderilen tazmin talebinin 180.000 TL kuruluş sermayesinin şirket hesaplarına aktarılmaması talebinin ise reddine,
3-Alınması gereken maktu 80,70-TL harcın, peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 108,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 28.000,00 -TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.096,10-TL yargılama giderinin takdiren 1.048,05-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”