Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/704 E. 2022/291 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/704 ESAS
KARAR NO : 2022/291
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, …. Anonim Şirketi’nin (“…”) hakim şirketi olup, halihazırda … hisselerinin %99,99’unu, genel kurul oy hakkının %99,99″unu, yönetim kurulu oy hakkının ise %100’ünü haiz olduğunu, davalının azınlık hissedarı olduğu …’de 2018 yılı son çeyreğinden beri, …’nin çalışmasını engellemek, dürüslük kuralına aykırı davranmak, şirket işleyişinde fark edilir sıkıntılar yaratmak ve pervasızca hareket etmek suretiyle Türk Ticaret Kanunu’nun 208. maddesinde öngörülmekte olan davranışların hepsini gerçekleştirmiş olup, müvekkili şirketin hakim şirket olduğu …’nin şirket menfaatlerini ve şirket içi barışını tahammül edilemeyecek derecede zedelediğini, Türk Ticaret Kanunu’nun “satın alma hakkı” başlıklı 208. maddesi uyarınca öngörülen tüm hukuki şartların “(i) müvekkilimi şirketin ticaret şirketi olduğu; (ii) hakim şirket olan müvekkili şirketin kanunen öngörülen pay ve oy hakları eşiğini haiz olduğu (iii) azınlık hissedarı olan davalı yanın ise kanunen haklı sebep olarak sayılan davranışların hepsini gerçekleştirmiş bulunduğu” olmak üzere işbu dava konusu olayımızda gerçekleştiğini; sonuç olarak şirket içi barışın sağlanamadığı ortada olduğunu, yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle, Türk Ticaret Kanunu’nun 208. maddesi uyarınca … ‘ne … sicil numarası ile kayıtlı olan “…. Sanayi ve Ticaret A.Ş.” ünvanlı şirketin Hâkim Şirket’i olan müvekkili Şirket’in; anılan şirkette Azınlık Hissedarı olan davalı … ‘ın hisselerinin tamamımı aşağıda belirtilmekte olan hak sebepler nazara alınarak satın almasını, müvekilli şirket tarafından satın alma talebinde bulunulan dava konusu hisselerin satm alma değerinin Türk Ticaret Kanunu’nun 202. maddesi uyarınca sayın Mahkemeniz’ce belirlenmesini, yargılama giderleri ile vekillik ücretinin karşı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … ın eylemleriyle ortaklık ilişkisini sürdürülemez hale getirdiğini ileri sürerek TTK 208. maddesi çerçevesinde ortaklıktan çıkarılmasını talep ve dava ettiğni, ancak kanun maddelerinde şirket ortağının, haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına dair bir düzenleme bulunmadığını, TTKnın 208. maddesinin, şirketler topluluğuna ilişkin bir düzenleme olup, hakim şirketin bazı yasal koşulların mevcudiyeti halinde azınlık paylarını satın alma hakkını düzenlediği hüküm altına alındığını, ancak, ileri sürülen haklı sebep ne olursa olsun, anonim şirketin, ortağının ortaklıktan çıkarılmasını talep hakkı bulunmadığını, sadece fesih ve tasfiye davalarına ilişkin 531. maddede, fesih yerine çıkarma kararı verme imkanı tanındığını ama bu maddenin de davaya konu olaylara uygulanmasının mümkün olmadığı dosya içeriği ve delillerden anlaşılacağını, bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafın dava açmaktaki hukuki yararının bulunup bulunmadığı, kesin yetki kuralının bulunup bulunmadığı gibi hususlar dava şartlarından olduğundan, sayın mahkemece resen araştırılmasını, usule aykırılığın tespiti halinde, dava şartlarının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, davanın kabul edilmesi halinde bilirkişilerce iddia edilen tüm ek içeriklerinin incelenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 03/06/2021 tarihli celsesi 6 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 10.12.2021 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ:
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde yer verilen nedenlere binaen;
*Davacı hakim ortağın davalı azınlığın/pay sahibinin paylarını satın alma hakkı talebinin TK 208’de belirtilen tüm şartlarının oluşmadığı,
*Bu kapsamda satın alma hakkının bir haklı sebebe dayanması zorunluluğu açısından, davalı azınlığın şirketin çalışmasını engellediği, dürüstlük kuralına aykırı davrandığı veya pervasızca hareket edip fark edilir bir sıkıntı yarattığı iddiasının sabit görülmediği,
*Satın alma hakkının diğer bir koşulu olan, ilgili azınlığa ait tüm paylara yönelik olarak söz konusu hakkın yöneltilmesi zorunluluğunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin de başka bir mahkemede görülen sermaye artırımı butlanı davası nedeniyle belirsizlik arz ettiği, bu durumun özellikle dava konusu satın alma hakkının kabul edilebilir olduğunun Sayın Mahkemece benimsenmesi ihtimalinde önem arz edebileceği, bu ihtimalde mevcut dava ile bağlantılı sermaye artırımının butlanı davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, zira dava konusu satın alma hakkının kabul edilebilmesi için davalının kesin pay oranının ve bu orana göre belirlenen paylara karşılık gelen adil satış bedelinin de belirlenmesinin gündeme gelebileceği,
*Mali açıdan payların gerçek ve güncel değerinin tespitine gelince; davalı yanın 31.12.2020 tarihli bilanço verilerindeki kaydi değ erler dikkate alınarak, dava konusu hisselerinin satın alma değerinin 2.500,00 / 74,560.000,00 x 27.534.661,19 = 923,24 TL olarak hesaplandığı,
*Bununla birlikte, söz konusu hisse değerleri, dava dışı şirketin kaydi öz varlık tutarı dikkate alınarak hesaplanmış olup, aslen gerçek hisse değerinin tespiti için, şirketin gerçek değerinin belirlenmesi gerektiği, heyetimizce uygulanabilecek değerleme yönteminin “net aktif değer” (düzeltilmiş öz varlık) yöntemi olabileceği,
*Yapılan mali inceleme ve değerlendirme neticesinde, net aktif değer (düzeltilmiş öz varlık) yöntemine göre rayiç değerinin belirlenebilmesi için, 31.12.2020 tarihli bilançoda yer alan binalar, makine teçhizatlar, taşıtlar ve demirbaşların, teknik uzmanlar marifeti ile piyasa rayiç değerlerinin belirlenmesi ve buna ilişkin raporun da dava dosyasına dahil edilmesi gerektiği,
*Ayrıca, ayrılma akçesi hesabının, karara en yakın tarih itibarıyla yapılması gerektiğinden, teknik raporun sunulma tarihine bağlı olarak SMM/YMM onaylı 30.09.2021 tarihli ara bilanço, gelir tablosu ve detay mizanın da sunulması gerektiği,
*“Teknik rapor ile birlikte yukarıda yer verilen mali verilerin dosyaya ibrazı neticesinde düzeltilmiş öz varlık yöntemine göre şirketin gerçek değeri, buna bağlı olarak da davalı yanın, dava dışı şirketteki hisse paylarının gerçek değerinin hesaplanabileceği,
*Davalı yanın cevap dilekçesinde yer verdiği hususlarla ile ilgili olarak inceleme yapılması, huzurdaki davanın konusu olmayıp, denetim prosedürünün işletilmesi anlamına geldiğinden, ayrıca davalı yanın, Sermaye Artırımına konu 30.04.2020 tarihli Genel kurulda alınan tüm kararların icrasının geri bırakılması, iptali, butlanının tespitine yönelik … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava ikame ettiği anlaşılmakla, davalı iddiaları yönünden işbu rapor çerçevesinde herhangi bir inceleme yapılmadığı, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmelerimizi, Takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere saygılarımızla arz ederiz.” denilmiştir.
Dava, TTK 208. maddeye dayalı azınlığın payının satın alınması istemine ilişkindir.
TTK’nın 208. Maddesi ”(1) Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir.” şeklindedir.
TTK’nın 208. Maddesi gereğince satın alma hakkının 3 temel koşulu bulunup, bunlardan birincisi, şirketler topluluğu kapsamında bir sermaye şirketinde asgari %90 sermayeyi temsil eden paylara ve bu paylardan doğan oy haklarına hakimiyet; ikincisi azınlıktan kaynaklanan haklı bir sebebin olması gerektiği, üçüncüsü ise, söz konusu hakkın ilgili azınlığın tüm paylarına yönelik olarak kullanılmasıdır.
Diğer iki şart bulunmakla, bu hakkın kullanılması için gerekli olan azınlıktan kaynaklanılan haklı bir sebep açısından yapılan incelemede, bu şartın azınlığın şirketin çalışmasını engellemesi, dürüstlük kuralına aykırı davranması, fark edilir sıkıntı yaratması veya pervasızca hareket etmesi koşullarından birinin yerine gelmesi gerektiği, bu eylemlerin veya işlemlerin TTK 208. Maddesi kapsamında haklı bir sebep sayılabilmesi için şirket faaliyetlerinde güçlük çıkartan veya faaliyetlerinin sekteye uğratan az çok süreklilik arz edecek şekilde bir mahiyette olması gerektiği, ancak somut olayımızda davalı azınlığın haklarının dürüstlük kuralına aykırı kullandığı, şirketin faaliyetlerini sekteye uğrattığı hususlarına ilişkin davacı tarafından ispatlanamadığı, davaya dayanak iddiaların büyük ölçüde davalının ileri sürdüğü bazı hukuka aykırılık iddialarına ve zarar iddialarına ve buna yönelik olarak dava açacağına yönelik beyan ve bildirimlerine dayalı olduğu, davalının bu beyanlarının pay sahipliği haklarının/azınlık haklarının kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı, bu beyanlar öncesinde şirketin mali durumunun bozulduğu, borca batık hale geldiği bu nedenle sermaye artırımı yapılmak zorunda kalındığı, dava dilekçesindeki beyanlarla anlaşılmakla olup, bu duruma göre davalının ekonomik çıkarlarının korumaya çalışması, mali durumunun bozulduğuna bilgi almak istemesi, yapılan toplantılarda hesap sorması, sermaye artırımının fiktif yapılıp yapılmadığının sorgulaması, yanlış uygulama yapıldığı düşündüğü hususları hakim ortağa iletmesi, dava açacağının iddia etmesi, dava hakkını kullanması hususlarının dürüstlük kuralına aykırı yönlerinin somut olayda bulunmadığı, yine hisselerini hakim ortağa satmak istemesi, bedel teklifinde bulunulması, bu bedelin muhataba yüksek gelmesi, şirketin menfaatlerini sekteye uğratacak dürüstlük kuralına aykırı veya pervasızca bir hareket niteliğinde olmadığı, davalının şirket yönetiminde olmadığı gibi %10 paydan daha az paya sahip olmakla azınlığa özgü haklardan da faydalanamayacağı, tüm bunlara göre dayanak eylemlerin şirket faaliyetlerini engelleyebilecek kapasite ve güçte olmayacağı, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, mahkememizce varılan davanın reddi kararı soncuna göre, gerek olmadığı, … ATM’nin 2021/… Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının kötü niyetine ilişkin bir tespit ve bu nedenle verilmiş bir disiplin cezası bulunmadığı anlaşılmış, tüm bu hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde TTK 208. maddeye dayalı azınlığın payının satın alınması koşulunun oluşmadığı anlaşılmış ve davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 80,70-TL harcın, peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan bakiye 26,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.14/04/2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”