Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/699 E. 2021/109 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/699 Esas
KARAR NO : 2021/109
DAVA : Tazminat (Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2017
KARAR TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 05/10/2015 tarihinde Kaldıraçlı Varlık Alım Satım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı şirketin hesabına 71.400 USD gönderildiğini, davacının emir ve talimat vermek istediğinde şirket tarafından uzman bir rehber görevlendirileceğini, eğer verdiği emrin zarar etmesine sebep olacaksa müdahale edeceklerini böylece davacının hiçbir kaybı olmayacağını ifade ettiklerini söylediğini, davacıya verilen şifre ile siteme giriş yapma imkanı tanındığını, uzman rehber görevlendirilmediğini, ortaya çıkan risklere karşı uyarılmadığını, bunun sonucunda da sürekli zarar ederek yatırmış olduğu parayı kaybettiğini belirterek davacı ile davalı arasındaki sözleşmesinin iptaline, 1.000 USD zararlarının davalıdan faizi birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davacı ile davalı arasında sözleşme bulunduğunu, bu sözleşmenin bir suretinin davacı tarafından alınarak imzalandığını, davacıya mevzuatın zorunlu kıldığı sirs bildirimi yapıldığını ve söz konusu risk bildirimi dışında davacının elektronik posta adresine müşteri temsilcisi tarafından bilgilendirime maili gönderildiğini, davacının uğradığı maddi zararın nedeni bizzat kendisi tarafından gerçekleştirilen işlemlerde, bizzat kendisi tarafından alınan yanlış yatırım kararları olduğunu, sözleşme hükümleri ile bu zarar arasında herhangi bir illeyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, “Kaldıraçlı Varlık Alım Satım İşlemlerine İlişkin Sözleşme” hükümlerinin ihlali nedeniyle uğranılan zararın tazmini ve sözleşmenin feshi istemine ilişkindir.
Mahkememizce 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı 11/03/2020 günlü kararı ile işlemin tüketici işlemi niteliğinde olduğundan bahisle Tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2020/… Esas, 2020/… karar sayılı 19/11/2020 tarihli ilamı ile; “Davacının hizmeti davalı yatırım şirketinden finansal işlemler için aldığı, hizmetin alınma amacının öncelikle göz önünde bulundurulması gerektiği, davacının ticari amaçla hareket ettiği, tüketici sayılmasının mümkün olmadığı, her ne kadar dairemizin önceki kararlarından tüketici mahkemelerinin görevli olduğu düşünülmüşse de; Yargıtay kararları uyarınca görüş değişikliğine gidildiği” belirtilerek kararımız kaldırılmış, esas yönünden yargılamanın görülmesi için dosya mahkememize iade edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında yapılan aracılık sözleşmesinin bildirim şekline ilişkin 34.maddeside davacının aylık ve günlük geri bildirim kanallarından “masrafı kendine ait iadeli taahhütlü olarak gönderim” haricinde tüm kanallar vasıtasıyla kendisine bildirim yapılmasına muvafakat ettiği, günlük ve aylık bildirimler için elektronik posta ve uzaktan erişim incelemesine açık tutulması yönünde onay verdiği anlaşılmıştır.
Risk bildirim formunun son kısmında tasarrufları işlemleri yönlendirmeden önce dikkatli ve etraflıca araştırma yapılması gerektiği hususu hatırlatılmıştır. Davalı kurum tarafından davacıya kaldıraçlı işlemler için 100/1 oranı uygulanmıştır.
Kaldıraçlı işlem, yatırımcıların hesaplarında bulunan teminatlarla, teminat miktarının belirli katına kadar işlem yapmalarına imkan veren, kaldıraç nedeniyle doğru yön tespit edilirse yüksek gelir elde edilmesine imkan sağlayan, tersi durumda ise yüksek kayıplara sebebiyet verebilen rizikosu yüksek finansal bir mekanizmadır.
Kaldıraçlı işlemler başlangıç teminatlı tutarları ile parite ve emtia konusundaki kısıtlamalar hariç maksimum 10/1 oranında kaldıraçlı olarak gerçekleştirilir. Kaldıraçlı işlemler piyasası 5 gün 23 saat açık, spot, borsa dışı finansal bir piyasadır. Dolayısıyla rizikosu yüksek işlemlerdir. Kaldıraç etkisi nedeniyle, düşük teminatla işlem yapmak piyasada lehe olabileceği gibi aleyhe de dönmesi mümkündür.
Davalı kurum tarafından risk bildirim formunun yukarıda belirtilen şekilde matbu form olarak imzalatıldığı, risklerin ayrıntılı olarak anlatılmadığı değerlendirilmiştir. Ne var ki, dosyada mübrez günlük ve aylık bildirim elektronik postaları incelendiğinde davacının yapmış olduğu tüm işlemlerin düzenli olarak kendisine bildirildiği, başlangıçta davalı tarafından yeteri kadar aydınlatılmasa dahi ilk işlem tarihi 05/10/2015 tarihinden son işlem tarihi 13/01/2016 gününe kadar yapılan günlük ve aylık bilgilendirme mailleri ile işlemler hakkında bilgi sahibi olduğu, davalı tarafından 02/11/2015 ile 25/11/2015 tarihlerinde uzaktan eğitim modüllerinin elektronik posta yoluyla davacıya gönderildiği tespit edilmiştir. Bu noktadan sonra artık davacının riskler hakkında yeteri kadar aydınlatılmadığı yönündeki iddiaları her şeyden önce TMK’nın 2. maddesinde kaleme alınan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kaldı ki, Sermaye Piyasası Kurulu’nun ilgili tebliği ile portföy yöneticiliği ve yatırım danışmanlığı hizmeti yasaklanmıştır. Bu nedenle riskler konusunda aydınlatılmadığı ve uzman rehber görevlendirilmediği yönündeki davaya dayanak teşkil eden iddialar yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın esastan REDDİNE,
2-Kafi miktarda harç alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 3.625,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalıdan tarafından yapılan 31,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*