Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/668 E. 2021/872 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/668 Esas
KARAR NO:2021/872

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:30/11/2020
KARAR TARİHİ:13/10/2021

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, 26/08/2019 günü … İlçesi, … … Mahallesi, … … Sokak, No:… adresinde davalılar tarafından yapılan kazı çalışmalarında davacının tesislerine hasar verildiğini, davalının hasar bedelini ödememesi üzerine 2.210,74 TL hasar bedeli, 97,03 TL faiz ile birlikte toplam 2.307,77 TL’nin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … ve … … vekili, tutulan tutanakların tek taraflı olduğunu ve içeriğini kabul etmediklerini, hasar kalemlerine enerji bedeli etüd koordinasyon bedeli gibi afaki rakamlar yansıtıldığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
Davalı … vekili, 26.08.2019 tarihinde, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları olduğunu, davacı tarafından tutulan tutanakları kabul etmediklerini, davacının müterafık kusurunun da değerlendirilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
Davalı ihbar olunan … A.Ş. vekili, davayı ihbar eden tarafın sigortalı olmadığını, bu nedenle yapılan ihbarın reddi gerektiğini, davacı tarafça söz konusu kazaya ilişkin olarak müvekkil şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını, davacının zararını ve zarar sorumlusunu ispatlaması gerektiğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, alt yapı kazı çalışmaları esnasında davacıya ait enerji şebekesinin hasar görmesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalidir.
Davalı … idaresi vekilince cevap layihasında yargı yolu görev itirazında bulunulmuşsa da, 2560 sayılı Kanuna tabi olan …’nin, gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmasına rağmen, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK’nın 18/I. maddesi anlamında tacir sayılacağından ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan ( TTK m. 3 ) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girmektedir. ( Yargıtay 17. HD 2014/3541 E. 2014/3259 K. 06.03.2014 ) Davacı elektrik dağıtım idaresi de özel hukuk hükümlerine göre hareket eden anonim şirket olduğuna göre asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunda duraksama bulunmamaktadır. Cevap dilekçesinde davalı … vekilince zamanaşımı def’i ileri sürülmüşse de, davanın ve ara buluculuk müracaatının 2 yıllık süre içerisinde yapıldığı belirgin olduğundan reddi gerekmiştir.
Davalı vekili, söz konusu mahallinde bizzat kendilerinin çalışma yapmadıklarını bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini savunmuşsa da; Davalı … Genel Müdürlüğü ile diğer davalı taşeronlar arasında imzalanan sözleşmenin 21. maddesinde “…yüklenici ile yapı denetim görevlisi arasındaki anlaşmazlıklar ve diğer hususlarda yapım işleri genel şartnamesi hükümlerinin uygulanacağı…” düzenlemiş, yapım işleri genel şartnamesinin 15. maddesinde ise “…yüklenici bütün işleri yapı denetim görevlisinin sözleşme ve eklerindeki hükümlere aykırı olmamak şartı ile vereceği talimata göre yapmak zorundadır…” hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre davalı … Genel Müdürlüğü ile diğer davalı yüklenici arasında, TBK’nın 66. maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisi, bir başka deyişle davalı …’nin diğer davalılar üzerinde gözetim ve denetim sorumluluğu vardır. vardır. Her ne kadar şartnamede hasar ve zararın ödetilmesinden yüklenicinin sorumlu olacağı belirtilmişse de, söz konusu düzenleme sözleşmenin tarafları arasındaki iç ilişki yönünden önemli olup davacı yönünden bağlayıcı değildir. (Yargıtay 4. HD 2015/14686 Esas, 2016380 Karar, 14/01/2016 tarihli emsal kararı) Bu nedenlerle davalı … idaresinin vaki husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı elektrik idaresince zarar kalemleri arasında personel giderleri ve araç masrafları da talep edilmişse de, kendi personeli ve araçları yönünden ek bir külfet ispatlanamadığından bu kalemlerinin reddi gerekmiştir. (Yargıtay 7. HD 2011/6854 E. 2012/6383 K. 25/09/2012) Dolayısıyla belirtilen hasar bedelinden bu kısım ayrıştırılmıştır. Şöyle ki, bu kalemler davacının kendi çalıştırdığı işçilere ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile kendi araçlarının yakıt giderlerine, bir başka deyişle genel idare giderlerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Hasarın giderilmesi için özel ve ek olarak işçi tutup çalıştırıldığı, rutin yapılan giderleri aşar tutarda ek harcama yapıldığı ispatlanamamıştır. Bu gider kalemlerinin gerçek zararı yansıttığı söylenemez. Dolayısıyla, işçilik, montaj, araç ve personel giderlerinin davacı tarafından talebi yerinde görülmemiştir.
TEDAŞ Kablo Montaj Şartnamesi uyarınca en az 80 cm derinlikte kablo kanalının açılması, kanal dibinde kum serilmesi, kablonun üzerine koruyucu tuğla yerleştirilmemesi, ikaz bandının serilmesi, tuvanen malzeme doldurularak zeminin eski hale döndürülmesi, kablo hattı boyunca belirli mesafelerle uyarı levhaları dikilmesi gereklidir. Davacı şirketin dosyaya sunduğu hasar fotoğraflarının tetkikinde kablolar üzerine koruyucu tuğla konulmadığı, ikaz bandının serilmediği, işaret levhalarının konmadığı görülmektedir. Bu bağlamda davacı elektrik firmasının şartnameye uygun olarak kablo döşeme işlemi yapmadığından %30 oranında müterafık kusurlu olduğunun kabulü gereklidir.
Bilirkişi tarafından tespit edilen bir adet 4×16 mm2 ek muf bedeli ile montaj maliyeti 90,01 TL, %18 KDV işlemiş faiz 16,20 TL olmak üzere toplam 106,21 TL gerçek zararı bulunduğu anlaşılmıştır. Yukarıdaki paragrafta değinilen gerekçeler uyarınca %30 müterafık kusur indirimi yapıldığında maddi zararın 74,35 TL asıl alacak 3,31 TL işlemiş faiz olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, davacının davalıdan zararını tazmin edebilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ve davalının ne tutarda sorumlu olduğu, gerçek zarar miktarının saptanması, kusur durumu yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirdiği için, alacak likit (muayyen, belirli) olmadığından, yasal şartları hasıl olmayan icra inkar tazminatı isteğinin de reddi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince kısmen iptali ile; takibin 74,35-TL asıl alacak, 3,31-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77,66 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle alacağın tahsili için takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacağın varlığı teknik inceleme gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Kafi miktarda harç alındığından yeniden harç tayinine gerek olmadığına,
4-Yargılamanın başında davacı tarafından yatırılan; 54,40-TL başvuru harcı 54,40-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 116,60-TL’den ibaret harç masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 77,66-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddolunan kısım üzerinden hesap olunan 2.230,11-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen, 360,50-TL posta ve tebligat masrafı, 1.300,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 1.660,50-TL’den ibaret yargılama masraflarının haklılık oranları nazara alınarak 55,90-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Hazineden sarf edilen 1.360,00 TL’den ibaret arabuluculuk giderinin haklılık durumu nazara alınarak 45,80-TL’sinin davalılardan, bakiye 1.314,20-TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, gereğinin ikmali için yazı işleri müdürlüğünce tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal sınır itibariyle kanun yolları kapalı ve kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.13/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır