Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/661 E. 2021/530 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/661 Esas
KARAR NO:2021/530

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:30/11/2020
KARAR TARİHİ:14/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davalılar tarafından 02/09/2019 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:… adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisinin müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmiş olup hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıpların müvekkili şirkete maddi zarar verdiğini, davalılar tarafından hasardan doğan bedellerin ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 710,96 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve davalılara ödeme emri gönderildiğini, davalıların ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, fakat takip talebine itirazların haksız ve dayanaksız olduğunu, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu fakat görüşme sonunda anlaşılamadığını, bu nedenlerle davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamını, davalılar aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı …&… vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan dava ve yapılan tüm taleplerin haksız ve kötü niyetli bir dava olup, hem usulen, hem de esasen reddi gerektiğini, alacak likit ve icra takibine itirazlarının haksız olmadığından icra ve inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, davacının alacak iddialarını müvekkili şirkete yöneltemeyeceğini, müvekkili şirketin davalıyı zarara uğratan bir eylemi ve işlemi bulunmadığını, talep edilen miktarın, fahiş tutarda bir bedel olduğunu, öncelikle davacının bir zarar gördüğünü ardından ise zararın giderimi için yapılan masrafı ispat etmesi gerektiğini, davacının sunduğu delilleri kabul etmediklerini, elektrik mecralarının ve hatlarının döşenmesine ve işletilmesine yönelik şartname hükümleri açık olmasına rağmen, davalara konu hasarların elektrik kablolarının gelişi güzel şekilde hiçbir güzergah gözetilmeksizin, elektrik kablolarına ilişkin uygun dolgu uygulaması yapılmaksızın herhangi bir uyarı ve ikaz önlemi alınmaksızın alelade bir şekilde toprak zemin içerisine döşendiğini, Bedaş’ın şartnamelere uygun kablo döşemesi yapmadığını, davanın … … San. ve Tic. Ltd. Şti, … … A.Ş. ve … A.Ş.’ye ihbarını talep ettiğini, bu nedenlerle öncelikle husumet yokluğu nedeniyle müvekkili şirket yönünden davanın reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Davalı … vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili idarenin hukuki sorumluluğu bulunmadığını, diğer davalı olan müteahhit şirketlerin sorumlu olduğunu, dava konusu olayda idarenin sözleşme konusu işin yapımında kamu otoritesini kullanmadığını, müteahhit firmalar ile … arasında akdedilmiş sözleşmenin tarafların özgür iradeleriyle yapıldığını ve sözleşmede her türlü hukuki sorumluluğun müteahhit firmaya ait olduğunun kabul edildiğini, davacı …Ş.’nin söz konusu hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu ve yasanın emredici hükmüne rağmen mevcut tesisatını yasada belirlenen şekilde döşemediğini, bu nedenle zaman zaman tesisatlarına zarar verilmesine kendi eylem ve kusuru ile sebebiyet verdiği anlaşıldığını, hasar miktarı, hasarın oluşumu ve sebepleri ile hasara neden olan sorumluların tespiti bakımından keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle davacı tarafın dava konusu ile ilgili tüm taleplerinin reddini, davanın usul ve esastan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Hizmet Alım Sözleşmesi, Hasar dosyası
3-Bilirkişi raporu
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, tacir ya da tacir sayılan taraflar arasında haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Husumet itirazı yönünden; davalı ile dava dışı zarar veren şirket arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalı …’nin dava dışı şirkete, yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla taraflar arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı …’nin de meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla ve mütesilsilen sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Sözleşmedeki iç ilişkiyi düzenleyen hükümlerin zarar görene karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2012/8814 Esas 2014/8472 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, davalının husumet itirazı reddedilmiştir.
Gerçek zarar ilkesi yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 08.12.2010 tarih, 2010/7-530 E, 2010/636 K.sayılı ilamında da vurgulandığı üzere hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Mal varlığına yönelik haksız eylemlerde gerçek zarar, mal varlığının haksız eylemden önceki durumuna gelmesi, bir başka anlatımla haksız eylem meydana gelmemiş olsa idi ne durumda olacak ise o duruma getirilmesi için gerekli olan tutardır. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemez. Bu iş için davacı tarafından, özel olarak, işçi tutup çalıştırma ve araç kiralama durumu söz konusu ise, buna ilişkin giderlerin tahsili mümkün olabilecektir. Bu hususta ispat yükü ise davacıdadır. Mahkememizce öninceleme duruşmasının 3 nolu ara kararı ile bu hususta delillerini sunmak üzere davacıya kesin ve ihtaratlı süre verilmiş, davacı tarafından yazılı delil sunulmamıştır.
Faiz yönünden; Dava konusu hasar haksız fiil şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Faiz bu tariten itibaren başlayacaktır. 3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesi uyarınca, gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda, istek halinde T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmekte olup, davacı vekilinin yasal faizi talep ettiği görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman Elektrik Mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının ….İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında hasar bedelinden kaynaklanan 682,03-TL asıl alacak 28,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 710,96-TL takip yapıldığı, borçlulardan … İnş. 19/03/2020, … 14/03/2020, … İnş.02/03/2020 tarihlerinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, …’nin ve …&…’un 17/03/2020 tarihinde süresi içerisinde borca itiraz ettikleri, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Hasar Bedeli Formunun incelenmesinde; malzeme bedelinin 48,13-TL, montaj bedelinin 65,11-TL, araç ve eleman bedelinin 288,38-TL, dağıtılamayan enerji bedeli 4,74-TL, eşik kesinti süresi aşım bedeli 6,41-TL, etüd koordinasyon bedeli 165,22-TL ve 104,04-TL KDV olmak üzere toplam 682,03-TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Elektrik Mühendisi bilirkişinin 24/05/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davalıların yaptığı kazı çalışmasında 4 x 16 mm2 kesitindeki besleme hakkına zarar verdiğini bu nedenle oluşan hasarda davalıların kusurlu olduğunu, dava konusu talebin davacının tesislerine zarar verilmesi olgusuna dayandığından, 05/11/2019 tarih ile 21/02/2020 icra takip tarihine kadar geçen 107 gün için %9 yıllık yasal faiz işletileceğini, bu nedenle işlemiş faiz tutarının 133,62 TL x 107 gün x 9 / 36500 = 3,52 TL olarak hesaplandığını, davacı şirketin hesaplarında yer alan toplam 288,38 TL tutarındaki araç ve personel bedeline ilişkin, davacının kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç giderlerine ödediği ücretlerin genel idare giderleri olduğunu, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderler olduğunu, davacının sunduğu dosya kapsamında mevcut davacı ile yüklenici “… Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi” arasında imzalanan ve 22/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren “Hizmet Alım Sözleşmesi”nin mevcut olduğunu, yüklenici “… Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi”nin dava konusu mahalde çalışmasına ait fatura vb. belge olmadığından, 4,74 TL tutarındaki “Dağıtılamayan Enerji Bedeli’nin”; tüketilmeyen elektrik, santrallerde otomatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek enerji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türü olduğunu, kullanılan enerji miktarının günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti süresi belirlenemeyeceğini bu sebeple de satılamayan enerji bedeli olamayacağından, 6,41 TL tutarındaki “Eşik Kesinti Süresi Aşım Bedeli”, 165,22 TL tutarındaki “Etüt Koordinasyon Bedeli” adı altındaki işlere ilişkin talep edilen tutarların yasal dayanağı olmadığından dolayı değerlendirilmemiş olup, davalıların verdiği hasara ilişkin davacı tarafından onarılarak çalışır hale getirdiği işlerin TEDAŞ Birim Fiyatları baz alınarak hesaplanması neticesinde oluşan hasar tutarının KDV dahil 133,62 TL asıl alacağa, işlemiş faiz tutarı olan 3,52 TL ilavesiyle toplam 137,14 TL olduğunu, davacının davalılardan 137,14 TL alacaklı olduğunu belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacının altyapı tesisatlarına 02/09/2019 tarihinde davalılardan … San ve Tic A.Ş.&… … Asf Taah ve Tic A.Ş…. tarafından zarar verildiği, davalılardan … ile … San ve Tic A.Ş.&… … Asf Taah ve Tic A.Ş…. arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalı …’nin … San ve Tic A.Ş.&… … Asf Taah ve Tic A.Ş…. olan diğer davalı yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla … ile … San ve Tic A.Ş.&… … Asf Taah ve Tic A.Ş…. arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı …’nin de meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Mahkememizce davacı tarafa hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırıldığı ve harcama yapıldığına ilişkin delillerini sunmak üzere öninceleme duruşmasında kesin süre verilmiş, süresinde delillerini ibraz etmemiştir. Davalı tarafından araç ve personel giderinin her sabit bedelli götürü usulü ile ödendiği beyan edilmiş ise de dosya da dava konusu hasarın giderilmesine ilişkin ücret ödendiğine dair yazılı delil bulunmamaktadır. Davacının malzeme ve montaj bedeli dışında ki diğer kalemlere ilişkin ispat yükünü yazılı deliller ile yerine getirmemiştir. Bu halde davalı sadece faturalandırılan malzeme kaleminden sorumlu olacaktır.
Davacının sunmuş olduğu hasar bedeli formuna göre malzeme bedelinin 48,13-TL, montaj bedelinin 65,11-TL olmak üzere toplam 113,24-TL harcama yaptığı, toplam bedele %18 KDV eklenmek suretiyle asıl alacağın hesaplanarak, haksız fiil tarihinden takip tarihine kadar taleple bağlı kalınarak yasal faiz hesaplaması yapılmıştır. Ayrıca dosyadaki belgelerin incelenmesinde renksiz 2 adet kazı fotoğrafının bulunduğu, bu fotoğraflar üzerinden kusur verilmesinin mümkün olmadığı, davalının yönetmeliğe uygun tesis ettiği, aksinin davalı tarafça ispatlanması gerektiği, davalıların ispatlayamadığı kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı talebi yönünden; alacak likit (muayyen, belirli) olmayıp gerçek zarar miktarının tespiti yargılama yapılmasını, bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmekte olduğundan davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yöneltilen davalıların itirazının kısmen iptali ile takibin 133,62-TL asıl alacak ve 3,52-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 137,14-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair isteminin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatının reddine
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 59,30-TL harçtan, peşin alınan 54,40-TL harç mahsup edilerek kalan 4,90-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 108,80-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 137,14-TL vekalet ücretinin (kabul miktarı nazara alınarak) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 137,14-TL vekalet ücretinin (davacının vekalet ücretini geçemeyeceği nazara alınarak) davacıdan tahsili ile davalılar tarafına verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 682,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 131,70-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 254,60-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1.065,40-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
14/06/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır E-imzalıdır