Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/648 E. 2022/148 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/648 Esas
KARAR NO:2022/148

DAVA:İtirazın İptali (Kredi Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:25/11/2020
KARAR TARİHİ:02/03/2022

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkil banka ile borçlu şirket arasında münakit GKS kapsamında diğer davalının da müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, işbu sözleşmeye istinaden taksitli ticari kredi kullandırıldığını, borcun öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle hesabın kesilip kat edildiğini, verilen sürede borcun ödenmemesi üzerine başlatılan takibe vaki olmuş haksız itirazın iptali ile 242.735,84 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına ve asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar, kullanılan kredinin tarımsal … olduğunu, bu kredinin %85’inin devletin kefaleti altında olduğunu, …Fonundan karşılandığını, …fonunu müracaat edilmeden ve garanti edilen %85’inin karşılanması istenmeden veya…fonu davaya dahil edilmeden bu davanın açılmayacağını, ayrıca uygulanan ve talep edilen faiz oranın fahiş olduğunu beyanla davanın reddini dilemişlerdir
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, taksitli kredi alacağının kat edilen bakiye miktarının ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Müddeabih dava dilekçesinde davacı vekilince 242.735,84 TL olarak beyan edilmişse de, ön inceleme celsesinde bu miktarın sehven yazıldığı, taleplerinin takip çıkışı toplamı 338.944,67 TL olduğunu beyanla, bilahare bu miktar üzerinden harcın ikmal edildiği anlaşılmaktadır.
Davalılar, kullanılan kredinin Hazine destekli … kapsamında banka tarafından öncelikle hazineden tahsil edilmesi gerektiğini, dolayısıyla davacının alacağının bulunmadığını ileri sürmüşse de bilirkişi tarafından banka kayıtları da incelenmek suretiyle düzenlendiği anlaşılan bilirkişi raporunda da banka kredi alacağının Hazineden tahsil edilip kapatıldığına dair bir tespit yapılmadığı anlaşılmaktadır. Böyle bir ödeme yapılmış olsa bile, Bakanlar Kurulunun 14.07.2009 tarih ve 15197 sayılı olup 15.07.2009 tarihli 27289 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kararının m.4 d.4 hükmü ve 29.03.2020 tarihli 2325 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararının (30.03.2020 tarihli 31084 sayılı Resmi Gazete) m. 5 deki “Teminat sonrası takip süreçleri Kurum tarafından yapılan tazmin ödemesi dahil olmak üzere kredi alacağının tümü üzerinden kredi verenlerce yürütülür. Kurum tarafından yapılan tazmin ödemeleri, kredi verenlerce alacağın tümü üzerinden yürütülen takip işlemlerinde takibe konu alacak miktarını düşürmez” hükmü uyarınca kredi borçlusu, … tarafından yapılan ödemenin takip borcundan düşülmesini isteyemez. Bu nedenle …’nin yapmış ya da yapacağı ödemeler bakiye kredi alacağının tespitinde dikkate alınmaz. Davalıların bu yöndeki itirazları yerinde değildir.
Davalılardan asıl borçluya sözleşmedeki adresine çıkartılan kat ihtarnamesi 21/11/2019 tarihinde bila dönmüşse de, İİK’nın 68/b maddesi ile sözleşmedeki ikametgah ve adres değişikliği klozu uyarınca davalı asıl borçluya işbu tarihte ihtarnamenin tebliğ edilmiş sayıldığının kabulü gerekir. Ancak, bu hüküm diğer davalı kefil açısından uygulanamazsa da kefile de aynı tarihte usulüne uygun olarak kat ihtarının tebliğ edildiği sabittir. Bu nedenle gerek kefilin gerekse de asıl borçlunun kendi temerrütlerinden doğan mesuliyetleri 21/11/2019 tarihinden itibaren başlatılmalıdır. Diğer yandan bilirkişi tarafından hesabın kat edildiği tarihten temerrüt tarihine değin fiilen uygulanan akdi faiz tutarı ana paraya eklendikten sonra temerrüt tarihinden itibaren de bu miktara sözleşmede kararlaştırılan ve bankanın fiilen tatbik ettiği temerrüt faizinin de işletilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Takip talebi ile mahkememizce saptanan işlemiş faiz miktarları arasındaki farklılık temerrüt faizi açısından hesaplama farklılıklarından kaynaklanmaktadır.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın Kısmen KABULÜ ile,
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlular tarafından vaki olmuş itirazların İİK’nın 67/1 maddesi gereğince KISMEN iptali ile;
-… numaralı taksitli kredi kalemi yönünden ; 210.296,91 TL asıl alacak, 59.605,75 TL işlemiş faiz, 976,47 TL temerrüt faizi, 1.189,26 TL BSMV, 233,19 TL masraf olmak üzere toplam 272,301,58 TL ‘nin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %47,76 oranında temerrüt faizi ile birlikte,
-… numaralı taksitli kredi kalemi yönünden ; 32.438,93 TL asıl alacak, 6.015,08 TL işlemiş faiz, 116,44 TL temerrüt faizi, 245,11 TL BSMV, 233,19 TL masraf olmak üzere toplam 39.048,75 TL ‘nin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %36,92 oranında temerrüt faizi ile birlikte davalı borçlulardan tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatı 62.270,06 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 21.268,34-TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 4.110,61-TL harcın mahsubu ile, bakiye 17.157,73-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 2.450,61-TL peşin harç, 1.660,00-TL ıslah harcı ve 54,40- TL başvuru harcı olmak üzere cem’an 4.165,01 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 30.244,52 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Mahkeme masrafları olarak davacı tarafından sarfedilen; 900,00-TL bilirkişi masrafı, 324,20-TL posta tebligat gideri olmak üzere cem’an 5.389,21-TL’den ibaret tutarın haklılık oranı gözetilerek 4.950,50 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davadan önce hazineden sarf edilmiş bulunan 1.360,00-TL’den ibaret arabuluculuk anlaşmazlık giderinin 1.212,50 TL’sinin davalılardan bakiye miktarın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.02/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır