Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/633 E. 2021/893 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/633 Esas
KARAR NO:2021/893 Karar

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:29/06/2017
KARAR TARİHİ:18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle;müvekkili sigorta şirketi nezdinde ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı…’a ait servis kutu ve boruları davalılar tarafından hasara uğratıldığını, bu sebeple sigortalısına 27/01/2016 tarihinde 1.757,11 USD hasar tazminatı ödediğini, müvekkili sigorta şirketinin ödediği bedelin davalılardan rücuen tahsilini teminen sigortalı emtianın hasara uğramasından sorumlu olan davalı aleyhine rücu mektubu gönderildiğini, davalı taraf rücu mektubuna olumsuz yanıt verdiğini ve borcun ödenmediğini beyanla 1.757,11 USD’nın fazlaya dair talep hakkının saklı kalmak kaydı ile 27/01/2016 ödeme tarihinden işleyecek faizi ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; görev itirazlarının bulunduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, talep miktarının dövize dayalı olarak istenemeyeceğini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davalı arasında sözleşme gereği 3.şahısların uğradığı tüm zararlardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, davacının ödeme yaptığına ilişkin ödeme evrakı mevcut olmadığını beyanla davanın reddine, faiz isteminin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İnşaat San ve Tic A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve gerçek dışı iddialarla açıldığını, müvekkilinin kusursuz olduğunu, gerçekleşen hasar mevcut ise müvekkili tarafından gerçekleştirildiği ya da müvekkilinin kusuru nedeniyle gerçekleştiğine dair somut dayanağın olmadığını beyanla davanın reddine, vekalet ücretinin ve yargılama giderinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2017/… Esas 2019/…. Karar sayılı dosyası ile konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olup İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 2020/1419 Esas 220/105 Karar sayılı kararı ile kaldırılarak Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 2020/1419 Esas 220/105 Karar sayılı kararının kaldırma gerekçesinde “…Mahkemece yargılama aşamasında dava konusu borcun ödendiği belirtilerek konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; öncelikle davalılardan … G.M. dava konusu iddia olunan zararı karşılayıp karşılamadığı konusu açık ve net bir şekilde çözüme kavuşturulmalıdır. Zira, iş bu davalı vekilince sunulan istinaf başvuru dilekçesinde zararın … G.M. tarafından karşılanmadığı, diğer davalı ….ŞTİ tarafından karşılandığı iddia edilmiştir. Yine, dosyada mübrez … Seri No Lu … Sıra Nolu tahsilat makbuzunun incelenmesinde ”Diğer-…ES nolu Talimat Dosyası Ö.TürüBorç Tahsilatı” açıklaması yer aldığından, … Sayılı talimat dosyası olup olmadığı , ödemenin hangi dosyaya yapıldığı, takibe konu hasarın hangi tarihte meydana geldiği hususu, davaya konu uyuşmazlığa konu edilen ve takibe konu hasarın aynı olup olmadığı İcra Dairesine de sorulmak ve .. İcra Dairesinin … E sayılı takip dosyası celp edilerek incelenmek suretiyle açıklığa kavuşturulmalıdır. Yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden ise; öncelikle dava konusu edilen alacağın davalılar tarafından ödenip ödenmediği açıklığa kavuşturulmalı ve tarafların tüm delilleri tarafların sorumluluğunun tespiti ve var ise kusur durumlarının belirlenmesi amacıyla toplanmalıdır. Zira tarafların sunduğu dava ve cevap dilekçelerinin incelenmesinde; bilirkişi incelemesi, tanık delili, idare kayıtlarının celp edilmesi gibi delillere dayanıldığı anlaşılmaktadır. Davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumunun belirlenmesi amacıyla tarafların ileri sürdüğü deliller toplandıktan ve eksiklik giderildikten sonra bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken, bu yönde hiç araştırma ve değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Her ne kadar istinaf sebebi yapılmamış ise de kamu düzenine aykırılık görülen haller resen gözetilmekle ; mahkemece gerekçeli kararda ”davalı …. kusuru veya sorumluluğu bulunmadığı ve bu nedenle husumet yönetilmeyeceğinden…” açıklamasının yapıldığı ancak, davalılardan Aytekin Kostik yönünden ayrı hüküm kurulmadığı ve bu hususun usule aykırı olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde karar verilmiştir.
Kaldırma üzerine Mahkememizce yeniden oturum günü tayin edilmiş, taraflara tebliğ edilmiş, kaldırma ilamı doğrultusuna yargılamaya devam olunmuştur.
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Davacının halefiyet ilkesi gereğince davalılara başvurabileceğinin kabulü ile, davalı şirket ile … arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalı …’nin diğer davalı yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla davalılar arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalılardan … Genel Müdürlüğünün de meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla ve mütesilsilen sorumlu olduğu kuşkusuzdur. (Yargıtay 7.H.D. 2012/8814 E-2014/8472K sayılı emsal ilamı)
Kaldırma sonrası alınan …’nin 08/03/2021 tarihli yazı cevabında; dava konusu hasar nedeniyle …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına 29.12.2017 tarihinde ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda borçlu olan … İnş Tic A.Ş.’ye ait ödeme emri bilgilerinin gönderildiği, ekli dekontta … tarafından “… Sigorta A.Ş.adına …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya kaydı düşülerek hava edilmesi” açıklaması ile 8.687,23-TL …. aracılığı ile gönderildiği, muhasebe işlem fişinin eklendiği, ödeme emrinde alıcı bilgilerinin bulunmadığı görülmüştür.
Kaldırma sonrası alınan …’nin 04/03/2021 tarihli yazı cevabında; dava konusu Halkalı Merkez mahallesi, Dereboyu caddesi, No:34 adresinde 30.05.2016 tarihinde … tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Kaldırma sonrası Uyap üzerinden celbedilen (fiziken mahkememizde bulunan) icra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında… servis kutusu hasarından kaynaklanan 1.757,11-USD asıl alacak 31,92-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.789,03-USD =6.716,90-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulardan …’ye 13.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlular … İnş Tic A.Ş.ve … yönünden tebligatların iade edildiği, borçlulardan …’nin süresi içerisinde 16/02/2017 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte … yönünden takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
…. İcra Dairesinin 21.01.2020 tarihli cevabi yazısında; 2017 yılında … Talimat sayılı dosya numarası oluşturulmadığı, bu sayıda dosyaya ulaşılamadığının bildirildiği görülmüştür.
Kaldırma sonrası Mahkememizce alınan makine yüksek mühendisi bilirkişisinin 14/06/2021 tarihli 12 sayfadan ibaret raporunda özetle; … yetkilileri tarafından tanzim edilen Hasar Tespit Tutanağında;30.05.2016 günü saat 19:36’da … Cad. No:34 adresinde … … çalışması esnasında 263 lik … hattına hasar verilmiş ve gaz çıkışı olduğu, hasara neden olanın; …, firmanın; … İnşaat Ltd. Şti., kişinin adının soyadının;…, tel. no.sunun … olduğu belirtilerek kişinin tutanağı imzaladığını, ayrıca tutanağı tanzim eden… yetkilileri … … ve …. … tarafından tutanağın imza altına alınmış olduğunu, Davalı … … İnşaat Daire Başkanlığınca; diğer davalı … San. ve Tic. A.Ş. yükleniminde Tutanak adresinde kanal çalışması yapıldığının yazı ile mahkemeye bildirildiğini, yapılan bu açıklamalar ışığında: Davalı…’ın tutanak adresindeki polietilen boru hattına, …’nin müteahhidi diğer davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin yer altı kazı çalışmaları sırasında zarar verildiğini. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. inin kazıları sırasında gerekli dikkati ve özeni göstermeleri, kazı yaptığı yerde…’ın boru hattının bulunduğunu bilmesi, öğrenmesi, takip etmesi bu hatlar üzerinde izinsiz kazı yapmaması gerekirken gerekli özeni ve dikkati göstermeyerek…’ın boru hattına zarar verdiklerini, meydana gelen olayda davalı …’nin müteahhidi yani yüklenicisi … San. ve Tic. A.Ş. inin kusurlu ve sorumlu olduklarını, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/5366 E., 2014 /1789 k. 06.02.2014 tarihli kararı gereği; Dosyadaki Hasar Onarım Giderleri Belgesinde yer alan personel giderleri ve araç giderleri bilgilerine ait dosyada başkaca belge ve bilgi bulunmadığından onarımda kullanılan araçların ve personelin…’ın personeli ve araçları olarak kabul edilmiş ve hasar bedeli değerlendirmesinde dikkate alınmadığını, neticeten tutanak adresindeki…’ın tesislerine davalı … İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’nin hasar verdiğini, olayın meydana gelmesinde davalıların birlikte müşterek ve müteselsilen kusurlu ve sorumlu bulunduğu, her ne kadar mahkemenin talebi üzerine kusur oranları belirtildi ise de, 6754 sayılı bilirkişi Kanunun 6. maddesi kapsamında Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından 07.09.2020 tarihli Bilirkişilerin Uyacağı Rehber İkeler ve Bilirkişi Raporlarında Bulunması Gereken Standartları içeren yazının 27.Maddesi kusur oranının normatif bir değerlendirme ile mümkün olup sadece hakim yetkisinde olduğunu, …’ın tesislerinde meydana gelen hasar bedeli tutarının 4.849,49 TL olarak tespit edildiğini, personel ve araç giderleri tutarının 316,25 TL.sı olarak tespit edildiğini, Davacı sigorta şirketinin sigortalısına 07.05.2016 tarihinde 1.757,11 USD tutarında hasar bedeli ödemesi yaptığını, 1.757,11 USD’nın ödeme tarihi itibariyle TL olarak değeri 2,9399TL/USDX1.757,11 USD=5.165,73TL olarak hesaplandığını belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde,Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacının icra takibi yapmış olsa da alacak davası açabileceği, davanın açıldığı tarihte borcun ödenmediği, davalı … dava konusu hasar bedelini ödeyerek kusuru kabul etmiş olduğunun mahkememizce kaldırma kararı öncesi değerlendirildiği ancak davalı …’nin ödemeyi kabul etmediği, bu halde mahkememizce …’ye müzekkereler yazıldığı, …. İcra Dairesi’nin takip dosyası fiziken celp edildiği, celp edilen dosya da ödemenin … tarafından yapıldığının anlaşıldığı, her ne kadar …. İcra Dairesi’nin tahsilat makbuzunda … Talimat yazılmış olsa da ilgili icra dairesinin bildirdiği üzere 2017 yılı esas sayısının oluşturulmadığı, makbuzdaki talimat yazısının maddi hatadan ibaret olduğu anlaşıldığı, tüm bu belgeler ile ödeminin … tarafından yapıldığının kabulü gerektiği, nitekim davalı vekilinin ödemenin yapıldığını yargılamada kabul ettiği görülmüştür.
Davacının altyapı tesisatına 30.05.2016 tarihinde davalı … tarafından zarar verildiği, davalı … ile davalı … arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalının yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla davalı şirketler arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı …’nin de meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Mahkememizce tüm deliller toplanarak dosya alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davalının kusurlu olduğu tespit edilmekle davacının davasını açmakta haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargılama sırasında hasar dosyasının incelenmesinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının bulunduğu görülmüş, icra takip dosyası celp edilmiştir. İcra Dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalılar aleyhine 30/06/2016 tarihli hasar tespit tutanağına dayalı ilamsız icra takibi yapıldığı görülmüştür. Her ne kadar ödeme emrinde 30/06/2016 tarihli hasar olduğu belirtilmiş ise de, ödeme emrine dayanak belgelerden hasar tespit tutanağının 30/05/2016 olduğu, mahkememiz dosyasına konu hasar tespit tutanağı ve bedeli istemine ilişkin olduğu tespit edidilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere ödeminin … tarafından yapıldığı sabittir. Mahkememiz dosyasının dava açılış tarihi 29/06/2017 olup, ödeme dava açıldıktan sonra yapıldığından, davacının davayı açmakta hukuki yararı da mevcuttur.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/17241E-2018/1951K sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere alacaklı isterse İİK. 67.maddesi çerçevesinde alacağın tahsili için itirazın iptali davası açabilir veya genel hükümlere göre alacak davası ikame edebilir. Alacaklıyı itirazın iptali davası açması yönünde yasada zorlayıcı bir hüküm yoktur. Alacak davası açan alacaklı İİK.67. maddesindeki haklarından yararlanamaz.
Somut olayda davacının icra takibinden sonra alacak davası açmasına engel bulunmamaktadır.
HMK madde 331/1 hükmü uyarınca; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Keza karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin madde 6/1 hükmüne göre, anlaşmazlık davanın konusuz kalması nedeniyle, delillerin toplanılmasına ilişkin ara kararın gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin tamamına hükmolunur.
Bu açıklamalar ışığında dava konusu borcun davadan sonra ödendiği, bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği üzere davalı şirketin tam kusurlu olduğu, davalı şirketlerin müteselsilen sorumlu oldukları, dava konusu hasar bedelinin davadan sonra ödenmekle davanın bu davalılar yönünden konusuz kaldığı, ancak yargılama giderlerinden müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
Ancak davalı … dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere hasar ile bağı bulunmadığı gibi davacı tarafından davalı Aytekin’nin sorumluluğuna ilişkin delil veya açık beyanı da bulunmamaktadır. Taraf sıfatının taraflar ileri sürmese bile mahkemece re’sen nazara alınabileceğinden, davalı …’in kusuru veya sorumluluğu bulunmadığı ve bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğinden, davalı …. yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğundan REDDİNE
2-Diğer davalılar yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına
3-Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 114,71-TL harçtan mahsubu ile bakiye 55,41-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvurma harcının ve 59,30-TL peşin harcın davalılar … ve … İnş.San. ve Tic. A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.115,75-TL yargılama giderinin davalılar … ve … İnş.San. ve Tic. A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılardan … tarafından yapılan 31,50-TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … İnş.San. ve Tic. A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır