Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/63 E. 2020/830 K. 14.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/63 Esas
KARAR NO : 2020/830

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; …şubesi nezdinde bulunan … IBAN numaralı hesabından bilgi ve rızası dışında 12.10.2018 tarihinde 5’er dakika aralıkla 4 farklı işlem halinde harcama ve havale işlemleri yapılarak toplam 9.960 TL hesap işlemlerinde göründüğü gibi 4 parça halinde hesaptan çıktığını, çağrı merkezini arayarak yapılan işlemlerin şahsıma ait olmadığı bilgisini verdiğini, daha sonra 13.10.2018 saat 13.19 itibariyle havale çıkış bildirimleri almaya başladığını ve bu konuda bankaya dilekçe yazıp bu işlemleri yapmadığını da bildirerek tarafına ait olmayan havale işlemlerinin iptal edilmesini talep ettiğini, telefon ve hesap bilgilerimi kimseyle paylaşmadığını, bunların internet bankacılığı ile yapılmış olması ihtimali olduğunu, çünkü telefonuna sms ve şifre geldiğini ama kendisinin böyle bir girişimim olmadığını, olay gününde mobil cepten iki defa giriş yapmaya çalışıp girebildiğini, farklı yerden değil normal ikondan girmiş olmasına rağmen ilk açılan sayfanın dolandırıcılık amaçlı olabileceğini, 9.960 TL maddi zararının faizi ile birlikte giderilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 13/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın banka hesabından bilgisi dışında yapıldığını iddia ettiği kredi çekme vehavale işleminde müvekkil bankanın hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, banka yapılan havale işlemiyle ilgili olarak davacı yana akıllı SMS göndermiş olup gelen şifrenin internet bankacılığı sistemine doğru girilmesiyle birlikte havale işlemi tamamlandığını şayet davacının iddia ettiği şekilde bir dolandırıcılık işlemi var ise bu durumda zarardan dolandırıcılık eylemini gerçekleştiren şahıs sorumlu olacağını, banka işlem güvenliğini korumuş, akıllı SMS göndererek davacı yanı bilgilendirmiş , SMS ‘deki şifrenin sisteme doğru girilmesi sonucunda da havale işlemi gerçekleştirilmiş olduğunu, davaya konu işlemler nedeniyle…Cumuriyet Başsavcılığı … soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davacı yanın SMS’de verilen şifreleri internet bankacılığı sistemine doğru bir şekilde girmesiyle birliktehavale işlemi tamamlandığını, mevzuata ve sözleşmeye uygun şekilde davacı yana sms gönderildiğini, bankalardan bu yönde gönderilen uyarıcı metinlere rağmen; davacının kullanıcı kodu + statik şifre + tek kullanımlık şifresine ulaşılmış olması bu bilgilerin güvenli bir şekilde muhafaza edilmediğini açık bir şekilde gösterdiğini, banka tarafından SMS’ler davacının müvekkil banka nezdinde kayıtlı telefon numarasına gönderildiğini, üzerine düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, iddia ve dava edilen olayda davacının ağır kusurunun olduğu ve söz konusu kredi çekimlerinde kendi kusuru ve sorumluluğu bulunduğunu, hal böyle iken davacı yanın bankanın tahsil kabiliyeti gücünden faydalanmak amacıyla uğradığını iddia ettiği zarardan müvekkil bankayı sorumlu tuttuğunu, soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını, mahkeme aksi kanaat halinde ise esas incelemesine geçilerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacının rıza ve bilgisi dışında yapıldığı iddia edilen havale işlemleriyle uğranılan maddi zararının tazmini istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, bu kanundu düzenlenen ve diğer yasalarda düzenlenmekle birlikte ticari dava olduğu belirtilen davaların ticari dava olduğu belirtilmiş, aynı yasanın 5. Maddesinde ise ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler olarak, aksine bir hüküm bulunmadıkça dava olan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olarak ifade edilmiştir.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun uygulanmasında tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır ve taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Davacı banka olup hizmet veren sıfatının bulunduğu, davalının ise davacı bankada hesabı bulunan gerçek kişi olup tüketici sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira davalı bankaya yazılan müzekkerinin 22/02/2020 tarihli yazı cevabı ile dava konusu hesabın bireysel hesap olduğu, davacının duruşmadaki beyanı ile öğretmen olduğunu bildirdiği görülmüştür. Bu duruma göre; Taraflar arasındaki ihtilaf 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunu kapsamında kalmakta olup, davaya Tüketici Mahkemesinde bakılması gerektiği kanaatiyle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
4-Yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.
14/12/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır …¸e-imzalıdır