Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/610 E. 2022/272 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/610 Esas
KARAR NO : 2022/272

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ : 11/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında 05/09/2016 tarihinde “Müşteri Hizmet Satış Sözleşmesi” imzalandığını, davalı tarafından sözleşme erken fesih edilmiş olup, erken fesih nedeniyle müvekkili tarafından düzenlenen 20/06/2019 tarihli 1.310,98 TL bedelli ve 17/07/2019 tarihli 198,00 TL bedelli iki adet faturaya davalı tarafından itiraz edilmediğini, müvekkili alacağının tahsili için 06/11/2019 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı ilamsız takibi ile ödeme emri düzenlendiğini davalının kötü niyetli olarak itiraz etiğini ve takibin durdurulduğunu, borçlunun takibe ve borca itiraz etmekteki asıl amacının müvekkilinin alacağının tahsilinde güçlük çıkarmaya, alacağına kavuşmasını geciktirmeye yönelik olduğunu, cari hesap dökümlerinde görüleceği üzere 1.508,98 TL borç kaydının mevcut olduğunu belirterek itirazın iptali ile davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı müvekkili şirkete gönderilen 20.06.2019 tarihli 200 EUR bedelli “Sözleşme Erken Fesih Bedeli” açıklamalı faturaya müvekkili şirket yetkilisi … tarafından itiraz edildiğini, 21.06.2020 tarihinde gönderilen e-mailde müvekkili şirket yetkilisi davacı şirkete ilgili faturayı kabul etmediğini, zira taraflar arasındaki sözleşmeyi feshedilmediğini, dolasıyla işbu faturanın geçersiz olduğunu ifade ettiğini, işbu e-maili tebliğ alan davacı şirket kötüniyetli bir şekilde bu sefer 17.07.2019 tarihinde dava konusu ikinci bir fatura tanzim etmiş ve işbu fatura da “Sözleşme Erken Fesih Bedeli” açıklaması ile iletildiğini, müvekkili şirket yetkilisi ise bu sefer 04.09.2019 tarihli e-mailde taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında herhangi bir cezai şart bedelinin olmadığını ve bu sebeple işbu faturaları ödemediğini belirttiğini, taraflar arasında toplamda iki adet anlaşma imzalandığını, işbu sözleşmelerden birincisi 05.09.2016 tarihli “Müşteri Satış Hizmet Sözleşmesi”, diğer ise “Petronet Anlaşma Formu” olduğunu, Müşteri Satış Hizmet Sözleşmesi 6. Maddesi uyarınca ilgili sözleşme 1 yıl süre ile, Petronet Anlaşma Formu ise herhangi bir süre olmaksızın akdediğini, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden hizmet almaya devam ettiklerini, davacı tarafından dosya kapsamında davalı müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğine dair herhangi bir belge sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası
2-Sözleşme, taraflar arasındaki mail kayıtları
3-Tarafların ticari defter ve kayıtları
4-Bilirkişi raporu
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında sözleşme ve ferileri alacağından kaynaklanan 1.508,98-TL asıl alacak 194,66-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.703,64-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 14/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 20/11/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Sözleşmenin incelenmesinde; taraflar arasında…müşteri numarası işe 05.09/2016 tarihinde müşteri hizmet satış sözleşmesi akdedildiği, 6. madde uyarınca sözleşme süresinin 1 yıl olduğu, davalı şirketin yetkilileri … ve…’in imzalarının bulunduğu, sözleşmenin
4.9. Madde “Müşterinin iş bu sözleşmesinin imza tarihi itibari ile sözleşme süresi boyunca 3 ay üst üste süreyle sipariş ettiği Multinet kartlarına yükleme yapmaması halinde Multinet’in iş bu sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkı saklıdır.”
4.13. Madde “Müşteri, sözleşme süresinden önce sözleşmeyi feshederse ve/veya kart tesliminden sonra kartların bir kısmını ya da tamamını iptal ederse ön yüzde belirtilen Multinet Kartı ücretini, ön yüzde bedel belirtilmemesi durumunda kart başına 12-TL+KDV ücret ödemekle yükümlü olduğunu kabul ve taahhüt eder.” belirtilmiştir.
Mail kayıtlarının incelenmesinde; 21.06.2019 tarihli davacı mailinde davalının… …@… .com adlı mail hesabına “20.06.2019 tarihli 200,00-Euro bedelli fatura” gönderildiği, davalının aynı tarihli cevabi mail ile “faturayı iade ettiklerini, bir hizmet alınmadığı veya feshedilmediğinin, faturanın iptali gerektiğinin” bildirildiği; davacı şirket tarafından 30.09.2019 tarihinde “sözleşme ihlali kapsamında kesilen faturaların ödemedikleri, sözleşmelerde cezai şart uygulaması bulunmadığının” belirtildiği görülmüştür.
Mali bilirkişinin 28/04/2021 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu 2019 yılına ait e- defterlerin e-defter beratlarının zamanında oluşturulduğunu, envanter defterinin açılış noter tasdikinin süresinde yaptırıldığını, ticari defter kayıtlarının düzenli, yasalara ve muhasebe tekniğine uygun olarak, zamanında işlenmiş olduğu, ticari defterlerinin, birbirini teyit ettiğini, kayıtlarının düzenli, muhasebe ilkelerine ve yasaya uygun tutulduğu görüldüğünden, sahibi lehine delil vasfının bulunduğunu, davalı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu, 2019 yılına ait ticari defterlerinin açılış noter tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığını, ticari defter kayıtlarının düzenli, yasalara ve muhasebe tekniğine uygun olarak zamanında işlenmiş olduğu, ticari defterlerinin, birbirini teyit ettiğini, kayıtlarının düzenli, muhasebe ilkelerine ve yasaya uygun tutulduğu görüldüğünden, 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunabileceğini, davacının 2019 yılı ticari defterlerine göre, davacının 06.11.2019 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 1.508,98TL (takipteki asıl alacak miktarı kadar) alacaklı göründüğünü, davacının kaydi alacağının 17.07.2019 tarihli 198,00TL tutarlıve 20.06.2019 tarihli 1.310,98TL tutarlı iki adet faturaya dayandığını, davalının 2019 yılı ticari defterlerine göre, davalının 06.11.2019 takip tarihi itbariyle kaydi olarak davacıya borç/alacağı olmadığını, davacının takibe dayanak faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme 05.09.2016 tarihinde imzalanmış olup sözleşmenin 6. Maddesinde sözleşme süresinin 1 yıl olduğu belirlendiğini, sözleşme içeriği incelendiğinde sözleşmenin kendiliğinden yenileneceğine dair sözleşme içeriğinde bir düzenleme bulunmadığını, ayrıca sözleşmede bir fesih öneli de belirlenmediği, bu nedenle mahkemece 05.09.2016 tarihli sözleşmenin, 6. Maddede belirlenen 1 yıllık sürenin hitamı olan 04.09.2017’de sona erdiği ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşme olmaksızın devam edegeldiği benimsenirse davacının takibe konu alacağının dayanağı olan faturalarının davalı aleyhine borç doğurmayacağını, dava dosyasına sunulan deliller ve ticari defterler incelemesi sonucu davacının defterlerindeki verilere, taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde belirlenen sözleşme süresinin sona ermiş olması nedeniyle tarafların sözleşme olmaksızın ticari ilişkiye devam etmiş olduklarının ve davacı faturalarının davalı aleyhine borç doğurmuyor olmasının Mahkemece benimsenmesi durumunda davacının takibe konu alacak iddiasının ispata muhtaç olduğunu belirtmiştir.
Mali bilirkişinin 07/11/2021 tarihli 6 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosyaya sunulu davalının 21.12.2020 tarihli dilekçesi ekindeki cari hesap dökümüne göre, dava konusu takibe dayanak 05.09.2016 tarihli “Multinet-Müşteri Satış Hizmeti Sözleşmesi”nin bir yıllık süresinin dolduğu 04.09.2017 tarihinden sonra da 2018 yılında ve 2019 yılında da 15.01.2019 tarihine kadar taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiğini, davacı vekili sözleşmede aylık %3 faiz kararlaştırıldığını, dava konusu takibe dayanak 05.09.2016 tarihli “Multinet-Müşteri Satış Hizmeti Sözleşmesi”nin 4.1 maddesi “müşteri, kullanıcı için belirli dönemler için sipariş edeceği ödenekleri …’e faks, internet ya da elektronik posta sistemleri ile aktarır” hükmünü 4.11 maddesi ise “Her siparişe konu olan ödemeyi, işbu sözleşmenin ön formunda belirtilen şartlar dahilinde, …’in ilgili bankalardaki hesabına gecikmeden ödemekle yükümlü olduğunu, …, geciken ödemeler için aylık %3 vade farkı uygulamaktadır” hükmünü içerdiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin özünü davalının davacının yemek kartı sisteminden verdiği sipariş bedelleri olup davacının dava konusu takibe konu alacağının dayanağını oluşturan faturaların içeriğinin davalının davacının yemek kartı sisteminden verdiği sipariş bedelleri olmadığını, bu nedenle sözleşmenin 4.11 maddesi yalnızca davalının verdiği siparişlere ilişkin geciken ödemeler uygulanacak aylık %3 vade farkına ilişkin olduğu kanaatine varıldığını, davacının temerrüt ihtarına ilişkin kargo belgeleri incelendiğinde, davalı şirkete kargo ile bir gönderi yapıldığı ve kargonun da davalı tarafından kabul edildiği anlaşılmakta ise de kargonun içeriğine dair bir kanaate ulaşılamadığını, neticeten; kök rapordaki görüşlerin aynen muhafaza edildiğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, tarafların ticari detter ve kayıtlarının incelendiği, takibe konu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmakla beraber davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davacının fatura içeriğini ispatlaması gerektiği, davacı faturaların dayanağını sözleşmeden kaynaklanan ceza bedeli olarak düzenlediği, dayanak tuttuğu sözleşmelerden ilkinin 1 yıl süreli olduğu ve 05.09.2017 tarihinde sona erdiği, faturaların 2019 tarihli olduğu, erken fesih bedeli içeriğe sahip olduğu, diğer sözleşmenin imzalı olmadığı, davalı şirkete mail yolu ile iletildiğinin bildirildiği, davalı tarafından kabul edilmediği, kaldı ki davalı şirket imza yetkisinin müşterek olduğu, şirket yetkililerinin sözleşmeyi müştereken imzalaması gerektiği, bu kapsamda davacının dava dilekçesinde yemin deliline açıkça dayandığı, mahkememizce 5. Celse davacı tarafa yemin hakkının hatırlatıldığı, davacının yemin deliline dayandığı ve yemin metnini hazırladığı, bu kapsamda 6100 sayılı yasanın 232 vd. maddeleri uyarınca davalı şirket yetkililerinin mahkememiz huzurunda hazır oldukları ve usulüne uygun yeminlerinin yaptırıldığı, davalı şirket temsilcilerinin sözleşmeyi ve bu kapsamda düzenlenen faturaları kabul etmedikleri anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.703,64-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 11/04/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır