Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/603 E. 2022/672 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/603 Esas
KARAR NO : 2022/672
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile borçlu …i’ne karşı 23.09.2019 tarihinde ilamsız icra takibine başvurulduğunu, ilgili takipteki borcun dayanağını 01.08.2019 tarihli iki adet fatura oluşturduğunu, 01.08.2019 tarihli … sayılı fatura bedeli 15.340,00-TL, 01.08.2019 tarihli … sayılı fatura bedeli 13.570,00-TL faturaların toplam bedeli 28.910,00-TL olduğunu, işbu faturaların konusunun taraflar arası ticari ilişki gereğince, müvekkili tarafından borçluya karşı malların teslimi ve edimi gerçekleştirilen montaj, işçilik, hizmet ve kira bedellerine ilişkin olduğunu, ilgili borcun vadesi gelmesine rağmen ödenmediğinden, icra yoluna başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, borçlu tarafın 08.10.2019 tarihinde yaptığı yetki itirazına istinaden söz konusu takip …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına taşındığını, sözü geçen 08.10.2019 tarihli itiraz dilekçesinde borçlu taraf haksız ve dayanaksız bir şekilde borca itiraz ettiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle, müvekkili tarafından davalıya ödenen miktardan geriye kalan 28.910,00-TL işçilik, hizmet, kira, montaj bedellerinin faturaların düzenlenme tarihi olan 01.08.2019’dan itibaren geçerli olmak üzere en yüksek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, borçlu tarafından icra takibine karşı haksız olarak ve kötü niyetle yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak kaydıya icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmilini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında, faturalara dayanak olabilecek bir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, taraflar arasında bir sözleşme kurulmuş olduğunun kabulü anlamına gelmemekle birlikte, mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde, taraflar arasında kurulmuş olan sözleşmenin, beğenme koşuluyla satış sözleşmesi niteliğinde olacağı söylenebileceğini, davacının keşide etmiş olduğu faturalara karşı müvekkili şirketçe itiraz edilmiş olduğundan ve faturalara dayanak olacak temel bir borç ilişkisi bulunmadığından faturaların, müvekkili şirket aleyhine delil teşkil etmesinin mümkün olmadığını, mahkemeye sunulan mail yazışmalarının, belge niteliğinde olması nedeniyle, yapılacak incelemelerde yazışmaların dikkate alınmasını talep ettiğini, hiçbir şekilde müvekkili şirketin, davacıya borcu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte ödeme emrinde belirtilen faiz de hukuka aykırı olduğundan kabulü mümkün olmadığını, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, takibe konu alacağın likit ve muayyen olmadığı, bu nedenle davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerektiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, icra takibinin haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle asıl alacağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, SGK kayıtları dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 32.507,93-TL asıl alacak, 460,23-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.968,16-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 02/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 08/10/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali müşavir bilirkişinin 22/10/2021 tarihli raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2019-2020 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı ve usulüne uygun tutulduğu, Davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 23.09.2019 takip tarihi ve 06.11.2020 dava tarihi itibarıyla davalı yandan 32.507,93 TL alacaklı olduğu, İncelenen davalı şirkete ait 2019-2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve yılsonu kapanış tasdiklerinin/beratlarının yasal süresi içerisinde yaptırıldığı ve usulüne uygun tutulduğu, Davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 23.09.2019 takip tarihi ve 06.11.2020 dava tarihi itibarıyla davacı yandan 1.770,00 TL alacaklı olduğu ancak bu tutarın maddi hatadan kaynaklandığı,31.08.2019 tarih … numaralı iade faturası tutarının 13.570,00TL olarak düzenlenmesi gerekirken, 15.340,00-TL yazılarak maddi bir hata yapıldığı, Taraflar arasındaki cari hesap farklılıklarının, Davalı yan tarafından davacı yan unvanına düzenlenmiş 31.08.2019 tarihli … numaralı kdv dahil 15.340,00-TL ve … numaralı KDV dahil 15.340,00TLlik 2 adet iade faturasının davacı yan kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, Davacı yanın takibe konu ettiği fatura içeriklerinin, davalı yana irsaliye ile teslim edilen ürünlere ilişkin olarak değil, irsaliyeler içerisinde yer verilen fırın malzemelerinin montaj ve demontaj işçilik, taşıma ve kira bedeli olarak, yani hizmet bedeli olarak düzenlemiş olduğu, Davacı yanın takibe konu faturaları düzenlemesinin yerinde olduğunun kabul edilmesi halinde davalı yandan 32.507,93TL alacaklı olacağı, aksi halde ise davacı yanı davalı yandan herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı, Davacı yanın takipte işlemiş faiz talep ettiği görülmekle, dava dosyasında davacı yanın davalı muhatabını temerrüde düşürdüğünü gösteren herhangi bir ihtarname ya da ödeme şartlarını düzenleyen yazılı bir metne rastlanmadığından, davacı yanın takipte işlemiş faiz talep edemeyeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. Md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya … aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği,bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının davalı kullanımına sunduğu makinelerin kurulumunu yaparak teslim ettiği, beğenme koşuluna bağlı olarak sözleşildiği, nihai sözleşme için verilen sürede davalının makineleri istemediği, ayrı bir sözleşme imza edilmediği, davacının kurduğu makineleri yeniden topladığı, bu ilişki bittikten sonra makinelerin montaj, işçilik, kira ve hizmetine dair bedellerin davacı yanca faturalandırılarak takibin başlatıldığı ve itiraza uğradığı anlaşılmıştır. Davalı sözleşmenin beğenme koşullu olduğunu, makinelerin kurulduktan sonra beğenme şartı gerçekleşmediğinden davacı yanca iade alındığını kabul etmektedir. Makinelerin davacı yanca kurulup kaldırıldığı her iki tarafın da kabulündedir. Davacının gönderdiği dava konusu faturaları davalı kabul etmeyerek iade faturası düzenlemiştir. Faturanın süresinden sonra iade edildiğine veya kabul edildiğine dair bir delile rastlanmamıştır. İncelenen ticari defter kayıtlarında da farklı bir tespit bulunmamaktadır.
Davacının makine kurulum, hizmet, kira, işçilik ve sair şekilde faturalandırdığı bedeller yönünden taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişki bulunmamaktadır. Bu yönde davalının bedelleri kabul ettiğine dair bir delil de yoktur. Faturanın iade edilerek davalı defterine kaydedilmediği ve iddia edilen sözleşmesel ilişki ile fatura bedelinin davalı yanca kabul edilmediği, irsaliyelerin kurulumu yapılan makinelere ilişkin olup davacının faturaya yansıttığı talebine yönelik olmadığı da açıktır. Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade ederek, bu durumu ticari defterlerine kaydeden davalı yönünden üzerine düşen bir ispat yükü bulunmamaktadır.
Davalının faturaya konu şekilde montaj, işçilik ve sair yöndeki bedellere sözleşmeyi kabul etmemesi ve makinelerin beğenme koşuluyla sözleşmenin yürürlük kazanacağına dair savunması kapsamında da dosyaya taraflar arasındaki mail yazışmaları sunulmuştur. Yazı içeriklerinden davacının unvanı, davacı adına hareket edildiği ve tarafların kabulünde olan makine kurulum ve kaldırma süreçlerinin yaşandığı açıkça görülmektedir. Bu mail içeriklerinden davacının test dönemindeki tüm masraflara katlanacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davalının savunması yönünde ortada geçerli bir sözleşmenin henüz yürürlük kazanmadığı, beğenme koşullu sözleşmede TBK 249 maddesi uyarınca şart gerçekleşmediğinden ve ayrıca masraflara davalının katlanacağı açıkça belirlenmediğinden, aksine davacı üzerinde kalacağı kabullenilmişken iade edilen fatura kapsamında davacı alacağının bulunmadığına kanaat edilmiştir.
Davalı tarafça bildirilen mail yazışma içeriklerinin varlığını davacı yan kabul etmese de davalının bu savunması davaya konu edilen faturalardaki alacağa dair sözleşme bulunmadığına yöneliktir. Salt fatura bedellerine konu işlerin maliyeti ve sorumluluğunun davacıda olduğunun beyan edilmesi davacının iddia ettiği şekilde vuku bulan bir sözleşmesel ilişkiyi ikrar mahiyetinde olmayıp, sözleşmesel ilişki ve tutarının bu kapsamda belirlendiğini ispat yükü davacı üzerinde kalmaya devam edecektir. Davalının savunması herhangi bir ikrar vasfı taşımadığından ispat yükü yer değiştirmeyecektir. Nitekim davacının ispat yükü devam ettiğine göre faturaya bağlanan alacağın varlığı ve miktarı usulünce ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacının kötüniyeti ayrıca ispat olunmadığından davalının kötü niyet tazminat talebi reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70-TL maktu harcın 493,72-TL peşin harçtan düşümü ile artan 413,02-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde …. İcra Dairesinin 2019/…E. sayılı dosyasının iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.21/11/2022

Katip … Hakim …
e-imza e-imza