Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/600 Esas
KARAR NO : 2023/945
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 28/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında 01.01.2020 tarihli 1 yıl süreli “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Anlaşmalı Sağlık Kurumu Hizmet Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme sürecinde 45 hasta için 25.508,40 TL ödendiğini, bu alacak için düzenlenen fatura davalıya gönderilmiş tebliğ edildiğini, bu ilişki nedeniyle davalı şirket cari hesap borcunu ödenmediğini, bu ödenmeyen cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine alacak tahsili için Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. ile takip yapıldığını, davalının haksız olarak yetkiye ve borca itiraz ettiğini, itirazın iptali ile % 20 inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; davacının iddia ettiği gibi sözleşme sürecinde 45 hasta için 25.508,40 TL borçlarının olmadığını, davacı tarafından iddia edilen 45 hasta için şirketlerinden onay alınmaksızın hizmet verildiğini, sözleşmenin 7.1 md ye göre onay alma zorunluluğu olduğunu, davacıya bu nedenle böyle bir cari hesap borcu bulunmamakta olduğunu, davalının davacıya borcu olmadığını, davacının alacağını ispat etmesi gerektiğini, takip kötü niyetle yapıldığını bu nedenle % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davanın reddine yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yüklenmesi talep etmiştir.
Dava; tamamlayıcı sağlık sigortası anlaşmalı sağlık kurumu hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
(Kapatılan) Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacının davalı aleyhine 25.508,40-TL asıl alacak 461,25-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.969,65-TL ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 10/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 16/07/2020 tarihinde süresi içerisinde itiraz ettiği görülmüştür.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/133 Talimat dosyasında alınan, bilirkişinin düzenlediği 22/06/2021 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı şirket tarafından davalı adına Ankara …İcra Dairesi 2020/… E. Sayılı Dosyası ile … nolu fatura 2.500,00 TL, … fatura 116,99 TL, … fatura 2.500,00 TL … fatura 1.395,43 1L,14/05/2020 ve 01/07/2020 arası ticari temerrüt faizi 461,25 TL, … nolu fatura alacağı 143,54 TL, … nolu fatura 498,96 TL, … fatura 282,80 TL, … fatura 468,06 TL, … nolu fatura 115.970,00 TL, … nolu fatura 181,00 TL, … fatura alacağı 601,45 TL, … fatura alacağı 282,14 TL, … nolu fatura 227,61 TL, … nolu fatura 1.123,93 TL, … nolu fatura 296,48 TL, … fatura 143,26 TL, … fatura 89,59 TL, …-nolu fatura alacağı 1.086,06 TL … fatura alacağı 126,26 TL … fatura alacağı 102,86 TL … fatura 114,97 TL … fatura 2.500,00 TL 064309 fatura 69,39 TL, … fatura 105,46 TL … fatura alacağı 238,90 TL … fatura 438,69 TL , … fatura 2.500,00 TL … fatura 105,01 TL … fatura 69,39 TL, … fatura 109,97 TL … fatura alacağı 219,36 TL … fatura 129,10 TL … fatura 307,68 TL, … fatura 105,01 TL … fatura 1.380,45 TL … nolu fatura 147,65 TL … fatura alacağı 576,80 TL … fatura 211,11 TL , … fatura 216,52 TL … fatura 89,59 TL, … fatura 1.394,40 TL, … fatura 1.155,40 TL … fatura 69,39 TL … nolu fatura 532,41 TL, … fatura 439,36 TL olmak üzere toplam 25.508,34 TL tutarındaki faturalara ilişkin takip başlatıldığı, takibe konu faturaların davacı şirket yasal defterlerine yasal sürelerinde usulune uygun kayıt edildiği, davacı şirket yasal defter kayıtlarında takibe konu fatura bedellerinin tahsiline / davalı şirket ödemesine yönelik herhangi bir kayıt bulunmadığı, davalı şirket yasal defterleri üzerinde inceleme yapılamadığından dolayı taraf ticari defterlerinin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı hususunda tespit yapılamadığı belirtilmiştir. Hesaplamaların sadece davacı şirketin yasal defter kayıtları dikkate alınarak yapılmış olup sahibi lehine delil özelliğine haiz davacı şirket yasal defter kayıtlarından takip tarihinde davacı şirketin takibe konu faturalardan dolayı davalı şirketten 25.508,34 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişinin düzenlediği 05/07/2022 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacının ticari defteri üzerinde yapılan inceleme ve tespitlerde; davacı ticari defterleri talimat Mahkemesi aracılığı ile inceletilmiş olup dosyaya Mali Müşavir … tarafından sunulan Bilirkişi Raporunun Sonuç bölümünde; takibe konu faturaların davacı şirket yasal defterlerine yasal süresinde usulüne uygun kayıt edildiği, davacı şirket yasal defter kayıtlarında takibe konu fatura bedellerinin tahsiline/davalı şirket ödemesine yönelik herhangi bir kayıt bulunmadığı, davacı şirket yasal defter kayıtlarından takip tarihinde davacı şirketin takibe konu faturalardan dolayı davalı şirketten 25.508,34-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davalının ticari defteri üzerinde yapılan inceleme ve tespitler; davalı şirkete gerek mail yolu ile gerekse telefon ile aranarak ticari defterlerin incelenmesi gerektiği yönünde bilgilendirmeler yapılmış olmasına rağmen davalı yan tarafından bu zamana (15.06.2022 tarihine kadar) kadar ticari defterlerin hazır olduğu ile ilgili tarafına bilgi verilmediğinden davalı yana ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılamadığını, davalı yana gönderilen mailin rapora eklendiği belirtilmiştir.Diğer yandan HMK. 219/1,2 maddesi gereği davalı taraf dava konusu olan defterlerin ilgili sayfalarının onaylı örneklerini dilekçe ile dava dosyasına sunması halinde incelemenin bu boyutta da yapılabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişinin düzenlediği 01/03/2023 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Mali İnceleme ve Sonuç: Davacının Ticari Defteri Üzerinde Yapılan İnceleme ve Tespitler; davacı ticari defterleri talimat mahkemesi aracılığı ile inceletilmiş olup dosyaya Mali Müşavir Hafize Sarıkaya tarafından sunulan Bilirkişi Raporunun Sonuç bölümünde; takibe konu faturaların davacı şirket yasal defterlerine yasal süresinde usulüne uygun kayıt edildiği, davacı şirket yasal defter kayıtlarında takibe konu fatura bedellerinin tahsiline/davalı şirket ödemesine yönelik herhangi bir kayıt bulunmadığı, davacı şirket yasal defter kayıtlarından takip tarihinde davacı şirketin takibe konu faturalardan dolayı davalı şirketten 25.508,34 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davalının Ticari Defteri Üzerinde Yapılan İnceleme ve Tespitler; davalı şirkete gerek mail yolu ile gerekse telefon ile aranarak ticari defterlerin incelenmesi gerektiği yönünde bilgilendirmeler yapılmış, davalı vekili tarafımızdan gönderilen ilgili maile 22.02.2023 tarihinde dönüş yaparak “şirketten dönüş gelir gelmez ileteceğim” denmiş olmasına rağmen davalı tarafından rapor tarihine kadar ticari defterlerin hazır olduğu ile ilgili tarafımıza bilgi verilmediğinden davalı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davalı tarafından gönderilen mailinde rapora eklenmiş olduğu belirtilmiştir. Diğer yandan HMK. 219/1,2 maddesi gereği davalı taraf dava konusu olan defterlerin ilgili sayfalarının onaylı örneklerini dilekçe ile dava dosyasına sunması halinde incelemenin bu boyutta da yapılabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının bir arada değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Anlaşmalı Sağlık Kurumu Hizmet Sözleşmesi” akdedildiği, davacı tarafça anılan sözleşme kapsamında davalı sigortalılarına sağlık hizmeti sunduğunu, bu nedenle davaya konu bedelin tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce öninceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, 4 nolu celsesinde davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını sunmak üzere kesin süre verildiği, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, incelemenin sadece davacı defterleri üzerinden yapıldığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu ve faturaların defterinde kayıtlı olduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının faturaya konu hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından davaya konu faturalara ilişkin hizmetin verildiğinin ispat edilemediği, kaldı ki taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7.1 Maddesi gereği yapılması zorunlu olan provizyon işlemlerinin yapılmadığı, her ne kadar davacı tarafından provizyon işlemleri için teknik destek verilmediği, süresi içerisinde yapılan işlemlere onay verilmediği iddia edilmiş ise de davacı tarafından verilecek sağlık hizmetlerinin verilebilmesi için taraflar arasındaki sözleşme gereği provizyon işlemlerinin yapılmasının ve yatılı hastalar için onay alınmasının zorunlu olduğu, teknik destek veya onay alınmadığı takdirde hizmetin verilmemesi gerektiği anlaşıldığından bu yöndeki iddialara itibar edilmemiş davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-269,85-TL karar harcının peşin alınan 313,65-TL den düşümü ile kalan 43,80-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır