Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/591 E. 2021/416 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/591 Esas
KARAR NO :2021/416

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/11/2020
KARAR TARİHİ:24/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı yan arasında 10.03.2020 tarihinde mal alım satımına ilişkin bir akit imza edildiğini, müvekkil şirketin edimi para borcu iken, davalı yanın edimi ise sözleşmede belirtilen ürün kalemlerinin, belirtilen teslim süresinde davacı müvekkile teslimi olduğunu, tarafların tacir olduklarını, karşılıklı borç yükleyen edimlerde her iki tarafın da tacir olmaları durumunda taraflar borcun ifası için sözleşmede bir vade belirlemişler ise bu vadenin kesin vade olduğunu, dolayısıyla da vade tarihi geldiğinde, edimini ifa etmemiş olan yan herhangi bir bildirime gerek olmaksızın borçlu temerrüdüne düşmüş olacak ve edimini ifa etmiş olan yan TBK 125 ve devamı maddelerinde belirtilen seçimlik haklardan birinden istifade edebileceğini, somut olayda müvekkili şirket tarafından, davalı yana, üzerine düşen edimi ifa edebilmesi açısından makul bir süreyi de aşan bir mehil verilmiş fakat davalı yan yine de üzerine düşen edimi ifa etmediğini, davacının mühendislik firması olarak ticaret hayatında faaliyet gösterdiğini ve davalı yan ile alım satım akdini yapmasına sebep olan hususun, müvekkil şirketin … isimli büyük ve prestijli bir firmanın … ‘ da müteahitliğini yaptığı bir inşaatın, alt yüklenicisi sıfatıyla belirli işlerinin yapımını üstlenmesi olduğunu, davalı yan üzerine düşen edimi ifa etmeden, kendi edimi olan para borcunu eksiksiz ve vadesinde yerine getirmediğini, davalı yan üzerine düşen edimi ifa etmeyerek hem prestij açısından hem de maddi açıdan davacıyı büyük bir zarara uğrattığını, davalı yana 10.03.2020 tarihli sözleşme gereği belirlenen bedel eksiksiz olarak yabancı paradan davalı yanın talebi ile Türk lirasına çevrilerek eksiksiz bir şekilde ödenmişse de davalı yan, 40.000,00TL tekabül eden kısma dair ürünlerin ifasını gerçekleştirdiğini, fakat 67.000,00 TL tekabül eden kısmına dair edimini hiç ifa etmediğin, yabancı para olarak sözleşme tarihinde belirtilmiş bulunan ve ifa edilmeyen edimlere karşılık gelen miktar 8.165 Euro + Kdv olup hal böyle olunca ve davalı yan ne edimi ifa etmeye yanaşmış ne de tahsil ettiği parayı davacı müvekkil şirkete iade etmediğini, ayrıca davalı şirketin, davalı şirketin tanıdığı bir insana farklı bir ticari ilişkiden kaynaklı 7.000,00TL borcu bulunduğunu ve bu borcu davalı şirket kendi alacağıymış gibi tahsil etmeye çalıştığını, bu husus ile ilgili davalı yan, davacı şirkete, 3. kişinin alacağı ile ilgili olarak 7.000,00TL ”danışmanlık faturası” başlığı altında fatura kesmeyi talep ettiğini, davanın kabulü ile mahkemece sözleşmenin davalı yan tarafından ihlalinin tespitiyle birlikte sözleşmenin feshine karar verilmesini, buna müteakip davacının sözleşme ile yabancı para olarak kararlaştırılıp ödemesini gerçekleştirmiş bulunduğu miktarın dava açılış gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yabancı para olarak davalı yandan alınarak davacıya iadesine karar verilmesini, sözleşme davalı yan tarafından gereği gibi ifa edilmiş olsaydı müvekkil şirketin olabilecek durumu ile davalı yanın sözleşmeyi ihlalinden ötürü müvekkil şirketin uğramış bulunduğu aradaki menfi farkın müvekkile ödenmesine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile davalı şirketin adresi … ilçesinde olup, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek cevap süresinin de uzatılmasını talep ettiği, mahkememizce iki hafta ek süre verildiği, davalı vekilinin davalı şirket tarafından hazırlanan 10.03.2020 tarihli sözleşme teklif formu, aynı tarihte taraflarca imzalanmasıyla birlikte bir akde dönüştüğünü, ayrıca bir akit düzenlenmediğini, taraflarca yapılan anlaşmaya göre; müvekkil tarafından boyutları, nitelikleri ve sair özellikleri davacı tarafça belirlenen ve teklif formunda belirtilen 23 adet sıcak su hazırlama istasyonu ve 23 adet kalorimetre üretilerek davacı tarafa teslim edileceğini, davacı tarafın edimi ise 8.165 Euro + KDV olmak üzere toplamda 9.365 Euroyu 10.03.2020 tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden ödeyeceğini, davacının iddia ettiğinin aksine sözleşme bedeli 9.365 euro değil bu tutarın belirlenen tarihteki karşılığı olan 65.260,00 TL olduğunu, buna istinaden de ödeme Türk lirası üzerinden çek ile alındığını, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’da Değişiklik Yapılmasına Dair 85 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile getirilen düzenleme uyarınca eser sözleşmelerinde bedelin döviz cinsinden kararlaştırılamayacağını, Davacı şirket tarafından, davaya konu sözleşmenin bedelinin ödenmesi ve dava dışı gerçekleşen ve gerçekleşecek alımlara istinaden cari hesaba kaydedilmek üzere davalıya, biri 72.000,00 TL bedelli, biri ise 35.000,00 TL bedelli, vadeli, iki adet çek verildiğini, buna istinaden davacı, dava konusu dışında, 47.565,08 TL tutarında ürün alımı gerçekleştirdiğini, ürünlerin üretimi ve teslimi için sözleşme tarihinden itibaren 4-6 hafta vade öngörüldüğünü, Müvekkil şirket tarafından belirtilen süre içerisinde ürünler üretilmiş ve hazır hale getirilmiş ancak; davacı şirket, talepleri doğrultusunda kendilerine özel olarak üretilen ürünleri teslim almada temerrüde düştüğünü, davacı şirket, o dönem için … Kemerburgaz projesininin mekanik tesisat işlerini yüklenmekte olup ancak yüklendiği edimleri zamanında yerine getirememiş bu durum iş sahibi şirket ile aralarında ihtilafa konu olduğunu, davacının dava dışı … ile ticari ilişkilerinin bozulmasında müvekkilin herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı, ürünlerin bekletilmesini ve Ağustos ayı içerisinde gönderilmesini istediğini davalının gecikmeden sorumlu olmamasına rağmen iyi niyetli olarak bu teklifi kabul ettiğini, davacı taraf daha sonra, numuneye istinaden müvekkil tarafından kesilen faturayı T.C. …. Noterliğinin 08/10/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; müvekkilin numune göndermesinin kısmi ifa niteliği taşıdığı ve kısmi ifayı kabul etmediklerini belirterek iade ettiğini, bu yöndeki taleplerin kabulünün mümkün olmadığı davacıya, Kartal 23. Noterliğinin 20.10.2020 tarih ve 25757 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevaben ifade edildiğini, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce 1. celse 2 nolu ara karar ile taraf vekillerine yetkiye ilişkin delillerini sunmak üzere 2 hafta kesin süre verildiği, davalı vekilinin 07/02/2021 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında sözleşme bulunmadığından davalının faaliyet adresi … ilçesi olmakla … Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunun beyan edildiği, davacı vekilinin 15/02/2021 tarihli dilekçesi ile 10/03/2020 tarihinde imzalanan teklif formunun akde dönüştüğü ve özel yetki kuralı uyarınca sözleşmeden doğan yer mahkemesinin yetkili olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 19. maddesinde “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmazsa davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir” hükmü düzenlenmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında imzalanan teklif formu bulunduğu, ayrıca yetkili mahkemelerin belirlendiği bir sözleşme düzenlenmediği, davalının süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu, mahkememizce 01/02/2021 tarihli 1.celse 2 no.lu ara karar ile yetkiye ilişkin delillerini sunmak üzere iki hafta kesin süre verildiği, taraflarca yetkiye ilişkin beyanda bulunulduğu ancak mahkememizin yetkili olduğuna dair delillerini sunmadığı görülmüştür.
Dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu, davacının talep edilen miktar kadar alacağının oluştuğu iddiasına dayalı olarak açılmış olup, ticari ilişkide davacı mal alan, davalı mal satan konumunda olup, satış sözleşmesi uyarınca para borcunu ifa, ödeme yükümlülüğü davacıya ait olmakla, HMK 10 ve TBK 89/1. maddeleri uyuşmazlıkta uygulama alanı bulamayacağı gibi zaten davacının yerleşim yeri … ilidir. 6100 HMK’nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olduğu, taraflar arasnda yargı sınırlarımız içerisinde ifa edileceğine dair herhangi bir sözleşme bulunmadığı ve delil sunulmadığı, davalının mahkemenin yetkisine süresinde ve usulüne uygun itiraz ettiği, davalının ikametgahının (muamele Merkezi) bulunduğu yerin …/… olduğu, … ilçesinin … Mahkemeleri Adli Yargı sınırları içerisinde olduğu, davalının yetki itirazının ayrıntılı olarak açıklandığı üzere yerinde olduğu kanaatiyle davalının talebi doğrultusunda dosyanın görevli ve yetkili … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile Mahkememizin yetkisizliğine, davaya bakmakta … Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunun tespitine,
2- 6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3- 6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/05/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır