Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/574 E. 2022/531 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/574 Esas
KARAR NO : 2022/531 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 26/10/2020 tarihli dava dilekçesini özetle; Davacı müvekkil şirket…gurup bünyesinde …Hotel … Holdinge dahil turizm ihracı olan büyük bir şirket olduğunu,
davalı … Facktorin A.Ş ise takip borçluları … Otel ile … alacaklı olduğunu, borçlular aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile kambiyo takibi yapıldığını, bu dosyadan davalı vekilinin talebi doğrultusunda şirketlerine hacze gelindiğini, itirazları üzerine borçluların bu adreste haczi gerektiren mal bulunmadığı saptanarak zabıt altına alınmış ancak… Facktorink vekilinin talebi ile
borçlular ile şirketler arasındaki bağlantının bulunup bulunmadığının saptanması için bilgisayar kayıtlarının incelenmesine karar verildiğini, bilgisayar kayıtlarında …Otelle bağlantılarının olduğu gerekçesi ile İİK 97 Md uyarınca haciz tatbikine karar verildiği, bu konuda İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinde dava devam ederken 05.02.2020 tarihinde haczedilen malların kaldırılması için 10.02.2020 tarihinde yeniden gelindiğini, müşterilerinin mağdur olmaması için icra borcu ödenmek zorunda kalındığını, ödemek zorunda kaldıklarını bedel 67.648,65 TL olması nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve ödeme tarihi olan 10.02.2020 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; Davacı Menfi Tespit talebinin ve açılan davada müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını, menfi tespit davasının icra dosyasının borçluları tarafından açılabileceğini, husumet itirazı olduğunu, dava istirdat ve sebepsiz zenginleşme ile açıldığını, davacının bu davayı sebepsiz zenginleşene yani icra borçlusuna açması gerektiğini, istihkak iddiasının da icra hukuk mahkemelerinin görev alanına girdiği, istirdat iddiasının ise imza itirazının ve borçsuzluk iddiasına dayanmadan açılamayacağı, bu nedenlerle İİK 72 maddesi uyarınca faktoring hakkında istihkak davası açılamayacağını, bu nedenle adımıza açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde alacaklı … Faktorin Anonim Şirketi tarafından borçlular … ve…Turistlik İşletmeler ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine 44.000,00 TL asıl alacak, 95,33TL ve 45,47 TL faiz, 4.400,00 TL tazminat, 132,00 TL komisyon olmak üzere toplam 48.672,80 TL için takip yapıldığı, anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Birkişinin düzenlediği 22/03/2022 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; Huzurdaki davada hukuki ihtilaf, davacı yanın asıl borçlular hakkında yapılan takibin haczi sırasında malları kaldırtmamak için
ödemek zorunda kaldıkları 67.468,65 TL borçtan dolayı borçlu olmadıkları ve ödedikleri tutarın ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine çıkmış bulunduğu,
davacı defterlerinin, 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M 182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2019 yılında E-Defter uygulamasına geçmiş olduğu, 2019, 2020 ve 2021 yılları defter beratlarının usulüne
uygun ve süresinde verildiği, Neticeten, davacının incelenen ticari defterlerinde, davacının dava dışı …A.Ş. ile cari hesap yönünden ticari ilişkisinin mevcut olduğu, cari hesap ilişkisinin 01.11.2018 tarihinde başlamış olup, 26.06.2019 tarihi itibariyle sona erdiği, davacının dava dışı … İşlemeler ve Tic. A.Ş.’den 26.06.2019 tarihi itibariyle borç ve alacağının bulunmadığı bakiyenin sıfır olduğu görüldüğü, mahkemeniz davacının davasında haklı olduğu yönünde karar vermesi durumunda davacının davalı yana yapmış olduğu ödemeden kaynaklı olarak 67.648,65 TL asıl, 4.320,25 TL işlemiş faiz olmak üzere
toplam 71968,90 TL alacaklı olacağı, görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Yargıtay HGK’nun 06/09/2020 tarih ve 2020/19-94 esas ve 2020/358 karar, Yargıtay HGK’nun 24/11/2020 tarih ve 2018/17-172 esas ve 2020/934 karar, Yargıtay 11. HD’nin 08/06/2016 tarih ve 2015/11283 esas ve 2016/6338 karar, sayılı ilamları ve aynı nitelikteki çok sayıda ilamında belirtildiği üzere, bir davada maddi olayı anlatmak taraflara ait ise de anlatılan olaylara ilişkin hukuki nitelendirmeyi yapmak hâkimin görevidir.
Huzurdaki dava değerlerlendirildiğinde; İstirdat davası, borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödenen paranın geri alınması için açılan dava türüdür. Davacı icra takip dosyasında borçlu konumunda olmadığından davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukukî ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Davacı icra takip dosyasında borçlu konumunda olmadığından davanın menfi davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira taraflar arasında menfi tespit davasına konu borç ilişkisi bulunmamaktadır.
Davanın hukuksal niteliği itibariyle, cebri icra tehdidi altında haksız olarak ödendiği iddia olunan bedellerin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşme, haklı bir neden olmaksızın bir kimsenin malvarlığının başka bir kimsenin malvarlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşme, haksız olarak başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen kimsenin, bu zenginleşmeyi geri vermesi amacını taşır. Bu şekilde, hukuki değerler arasında bozulmuş olan denge yeniden tesis edilmiş olur. Sebepsiz zenginleşme TBK 77-82. maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK.m.77/I’de “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olacağı” ifade edilmiştir. Zenginleşen kimsenin malvarlığının, herhangi bir mal edinmeden de artış göstermesi ve malvarlığının azalması gerekirken haklı bir sebebe dayanmadan azalmayıp mevcut durumunu muhafaza ettirmesi de madde hükmünde ifade edildiği üzere sebepsiz zenginleşme sayılmaktadır.
(Fikret Eren; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 19. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2015, s.839 vd.)
Somut olayda davacı şirketin, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyasında başlatılan icra takibinde borçlu olmadığı, ancak haciz tehdidi altında olması nedeniyle takip konusu borcu ödediğini beyan ettiği, icra takibinde borcunun tasfiyesi amacıyla yapılan ödemelerin alacaklı yönünden borca mahsuben ödenmiş sayılacağı, borcun ödenmesi sebebiyle takip alacaklısının alacağına kavuştuğu ve takip alacaklısı açısından sebepsiz zenginleşmeden bahsedilemeyeceği, sebepsiz zenginleşen tarafın malvarlığının azalması gerekirken haklı bir sebebe dayanmadan azalmayıp mevcut durumunu muhafaza eden takip borçlusu olduğu bu itibarla sebepsiz zenginleşme ve bedel iadesi talebinin dava dışı takip borçlusuna yöneltilmesi gerekirken yanılgı sonucu takip alacaklısına yöneltildiği anlaşıldığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-80,70-TL karar harcının peşin alınan 1.155,27-TL den düşümü ile kalan 1.074,57-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,

4-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 10.823,78 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davalı ve davacı vekilinin yüzüne kaşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır